ÖĞRENCİLERİNE SAHİP ÇIKMAYAN REKTÖRLERE MEKTUP‏

Değerli arkadaşlar,
 
Sizlere aşağıda sayın Prof.Dr.Süleyman Çelik’in bir mektubunu sunuyorum.
 
Öncelikle Mustafa Kemal’in aydınlanmacı yolunda yürüyen,
Bağımsız Türkiye’ye sahip çıkan,
Ülkelerinin sorunlarını önemseyen , izleyen ve sahip çıkan
Üniversite öğrencilerini değerli köşe yazarı Mustafa Mutlu’nun
SİZİ SEVİYORUM ÇOCUKLAR başlıklı yazısından bir bölüm ile selamlıyorum ;
 
Dün Ankara’dan, Eskişehir’den İstanbul’a gelmeye çalışırken
“Çevik Kuvvet” tarafından çevrilip, biber gazlı saldırıya uğrayan…
Yandaşlarının türban özgürlüğü için canlarını vermeye hazır olanların verdiği emirle,
“seyahat özgürlükleri” bile engellenen…
Kabataş’tan Beşiktaş’a yürümek isterken dövülen, yerlerde sürüklenen, gözaltına alınan çocuklar; seviyorum sizi…
 
***
 
Hırçınsınız; tıpkı unutmaya başladığım gençliğim gibi!
Delifişeksiniz ki; tutabilene aşk olsun!
Deniz kadar kararlı…
Sinan Cemgil gibi gururlu…
Şehit Mehmetçik kadar masumsunuz…
Ve hepiniz, onların öldürüldüğü yaştasınız…
 
***
Yurtseversiniz; gönülden…
Kıpır kıpır, yaratıcı ve gözü karasınız…
İsyanınız, bitmeyen isyanıma… Öfkeniz, dinmeyen öfkeme ne kadar benziyor; ah bir bilseniz!
Gözlerinizde işkencelere alınan, cezaevlerine tıkılan ama yılmayan gençlik arkadaşlarımın bakışı…
Dudaklarınızda, “Ben yok, biz varız” haykırışı…
***
 
ve,
Başbakan Erdoğan’ın Dolmabahçe toplantısına katılan rektörlere hitaben
yazmış olduğu mektubu nedeniyle sayın Prof.Dr.Süleyman Çelik’i
öğrenclerine ve Üniversitelerin varlık nedenine sahip çıkan bu mektubu
ve dik duruşu için kutluyor ,sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
 
***
 
Dolmbahçe’de iki ayrı bölümde yapılan rektörler toplantısına kaç rektör katıldığını bilmiyorum.
Bildiğim bir şey var ki ;
 
Ülkenin Üniversitelerinin ve yüksek eğitim ile üniversitelerde okuyan çocuklarımızın
teslim edilmiş olduğu bu rektörlerin kanatları altında olması gereken öğrencilerine,
AKP iktidarı , başbakan Erdoğan ve AKP polisi tarafından uygulanan kafa kırma,göz patlatma,
çocuk düşürtme,hapse atma olaylarında sahip çıkmamışlardır.
 
Ne bir bildiri yayımlamışlar,
Ne de Dolmabahçe toplantısında söz alıp da bu konuda görüş belirtmemişlerdir.
Rektör payesi almış olan koca koca profosörler de biat kültürünün esiri olmuşlardır.
 
Başbakan Dolmabahçe Sarayını toplumun değişik katmanlarıyla görüşmek için kullanıyor.
En önemli görüşmesi ise “mezara götüreceğini” söylediği emekli Gen.Kur.Başkanı Büyükanıt ile
yapmış olduğu gizli görüşmedir.
 
Başbakan Erdoğan ,
Dolmabahçe’de çoğu taraf olan medya mensupları ile görüştü.
Çoğu AKP sempatizanı olan ve sanatçı olduğu söylenen kişilerle görüştü.
Şimdilerde ise Üniversite rektörleri ile görüşüyor.
 
Bu görüşmelerde AKP’nin küresel ve Türkiye’yi dönüştürme politikalarına destek istiyor.
Bu isteği de yok edilen demokrasiyi , ileri demokrasi !!! olarak tanımlayıp,
konuşmalarını da kendi demokrasisi !!! söylemi üzerinden yapıyor.
 
Anlaşılıyor ki AKP’nin sözlüğünde demokrasi kavramı anlam değiştirmiştir… 
AKP’nin demokrasisinde,İktidar hükümetine karşı gelen toplumun tüm katmanları
Orantısız polis gücüyle dövülmeli,coplanmalı,gazlanmalı,tazyikli sularla yerlerde  sürüklenmelidir…
Bunlar yetmez,Silivri  mapushanesine sürgün edilmelidirler…
 
Değilmi ki O’nlar Recep tayyip Erdoğan’a biat etmemişlerdir. 
Hak aramışlar,ses vermişler,meydanda yürümüşlerdir.
Başları vurulasıdırlar !!!
 
Öğrencilerini totaliter bir rejime,
Polis Devletine teslim eden,
sahip çıkmayan,
Sessiz kalan ,
Öğrencilerine sahip çıkmayan
tüm rektörleri ve öğretim üyelerini ben de kınıyorum.
 
 
Naci Kaptan
09 Aralık 2010
 
 
***
 
 
From: “Prof.Dr.Süleyman Çelik”
Date: 08.12.2010 18:20:38
 
 
Sayın Rektörler,
 
1. Türkiye Cumhuriyeti’nin Başkenti Ankara’dır. Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı resmi işerini Ankara’da yürütür. Üniversite rektörleriyle toplantı yapacağı zaman, bilime saygı gereği, onları ayağına çağırmaz. Toplantı ya Ankara’daki üniversitelerden birinde (tercihen en eskisinde), ya da YÖK’de yapılır, Sayın Başbakan oraya teşrif buyurur.
 
Sayın Rektörler, sizin İstanbul’da, Dolmabahçe sarayında ne işiniz var? Sizler Türkiye Cumhuriyeti’nin üniversitelerinin  rektörleri misiniz, Osmanlı’nın medreselerinin eminleri mi?
 
2. Dışarıda öğrencileriniz, yani Türk halkının size emanet ettiği çocukları cop, tekme, gaz bombası vd. yöntemlerle öldüresiye dövülür, dahası cinsel tacize maruz kalırken, sizler içeride bu olayların baş sorumlusuyla birlikte olmaktan hicap duymadınız mı?
 
Ben sizlerden hicap duydum ve sizleri kınıyorum.
 
 
Prof.Dr.Süleyman ÇELİK
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Öğretim Üyesi
Samsun Akademik Elemanlar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı
This entry was posted in Gundem. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *