İLLÜZYON * ‘Gerçek algısının çarpıtılması’ demek oluyor ‘illüzyon’. Sihirbazların izleyenleri yanıltmak için kullandıkları yöntem.

Arzu A. Cülcüloğlu
16 Ağustos 2018

İllüzyon

‘Gerçek algısının çarpıtılması’ demek oluyor ‘illüzyon’.
Sihirbazların izleyenleri yanıltmak için kullandıkları yöntem.

Zamanın ünlü illüzyonisti Zati Sungur, gösterisinden önce, izleyicilerine “bu bir oyundur, gerçek değildir” diye açıklama yapardı.Artık durum değişti. Zeitgeist, zamanın ruhu böyle açıklamaları gereksiz kılıyor.

Ülkemizin yöneticileri artık bu yöntemi günlük yaşamın her alanında başarıyla uyguluyor.
Dolar başını aldı gidiyor mu? “Ekonomik kuşatma altındayız.” Senin ekonomik politikan yüzünden değil mi? “Değil. Dış güçler. Silahla yapamadı, dolarla kuşattı.” Al sana illüzyon.

Tren kazası yaşandı. İnsanlar öldü. Sorumlu kim? “Sorumlu toprak kayması.Toprak kaydı. Makinist farkına varmadı. Kader bizi imtihan ediyor.” Bitti gitti. İllüzyon.

Seller Ordu’yu vurdu. Evler yıkıldı, ürün mahvoldu. Neden? Beklenmedik yağış oldu. Olur böyle. Orası kısmetten çıkmış. Hadi bakalım, illüzyon. Dere yatağına ev yaptırmışsın. Suların yollarını tıkamışsın. Sorumlu sensin aslında.

Ama Zati Sungur işbaşında.

Man Adası hikâyesi ne oldu? İllüzyon oldu gitti.
Deniz Feneri tarihe karıştı. Şimdilerde kurban parası topluyor.
Toplum usta illüzyonistlerin elinde hipnoza girmiş.
Ne söylesen dinliyor, ne uydursan inanıyor.
Kemal Can bunu yazmıştı. Çok önemli saptama.

İyi de yapılacak iş bu illüzyonun bozulup gerçeklerin görünür olması.
Bu büyü bozulmadan toplumun gerçekleri görmesi çok zor.
Üst rütbede komutanlar önemli görevlere yeniden atanıyor.
Bu komutanlar yıllar yılı Ergenekon’dan, Balyoz’dan hapiste yatmadılar mı?

Yattılar.

Peki, onlar yatarken iktidarda olanlar gene iktidarda değil mi? Bu nasıl oluyor? Yanıtı, onları FETÖ yaptı. Onları FETÖ yaparken sen ne yapıyordun? Tısss. Gelsin illüzyon. Ülkenin yarısı anesteziye sokulmuş, yarısı da çare bulamıyor.
Durum bu iken…

***

Durum bu iken, çare bulması gerekenlerin başında gelen CHP iç çatışmalarıyla uğraşıyor.

Nedir bu iç çatışma?

Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ve merkez yönetim ekibi, bu yapıyla devam etmeyi uygun buluyor.Partinin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce ise ilkeleri de, örgütü de, uygulamaları da değiştirmek gerektiğini ileri sürerek kurultay toplanmasını istiyor.

Bu konuda Emre Kongar ustanın yazdıkları dikkatle okunmalıdır. Hele de “Lider ne yapmalıydı” sorusuna yanıtın köşe yazarına değil lidere düştüğünü, aradaki farkın da bu olduğunu belirtmesi çok anlamlıdır.

Partili değilim ama seçmen olarak söz hakkım var.Kemal Kılıçdaroğlu ve Muharrem İnce birlikte çalışmalarının yolunu ve yöntemini bulmalıdırlar.Bu aşamada, yerel seçimler arifesinde her ikisinin de yeri, deneyimi, enerjisi parti için önemlidir, değerlidir.

Kemal Bey, genel yönetimi, Meclis çalışmalarını yönetmelidir.
Muharrem İnce de örgütlenmeyi ve eğitimi üstlenmelidir.
Gerekirse ‘eşbaşkanlık sistemi’ de uygulanabilir.
Ancak bu aşamada kim dışarda kalırsa çok büyük bir kayıp olacaktır.

Kemal Bey de, Muharrem Bey de değişik özellikleriyle birbirini tamamlayan enerjileriyle başarının kilidini açabilirler.

“Ya ben ya o” yerine “Hem biz hem biz” formülü uygulanmalıdır.
Yerel yönetimlerin seçimi olağanüstü önemlidir.
Bu seçimin kazanılması geleceğin kazanılmasıdır.
Bu seçimin kazanılması illüzyonun bozulmasıdır.
Bu seçimin kazanılması ülkenin kazanılmasıdır.
Bu aşamada hiç kimsenin kişisel hedefi olamaz.
Hedef hep birlikte ülkenin kazanılmasıdır.

Dikkat!.

Arzu A. Cülcüloğlu | 16 Ağustos 2018

This entry was posted in Politika ve Gundem. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *