SIKIŞTIKLARINDA “Aynı gemideyiz” ŞARKISINI SÖYLEYENLERE *** ORTAK TAVIR 1 – 2

Rifat Serdaroglu
15 Ağustos 2018

ORTAK TAVIR (1)

Dede Korkut Atamızın “Oğuzname” adlı eserinde
hikmetli sözleri vardır.İki örnek verelim;

-Adam odur ki, kişinin ayıbını yüzüne diye, araya vasıta koymaya!
Er tavrı açık gerek, kaş ile göz saçık gerek…

-Kindar olan, dindar olamaz…

Yani kadim Türk geleneği diyor ki;
Eğer adamsan, eleştirdiğin kişinin yüzüne konuş, arkasından konuşma, araya başkalarını koyma, gözün başın oynamasın. Bunu yap ki sana adam diyelim.Birde, sen kinini frenleyemiyorsan, yeri geldiğinde unutamıyorsan, elindeki emanet olan devlet yetkilerini kinini kusmak, intikam almak için haksız yere kullanıyorsan, sen asla dindar olamazsın. Bağışlamasını bilmeyen, dindar olamaz…

Ben yıllardır ülke yönetimi hakkındaki görüşlerimi açıkça yazarım. Siyaset veya Devlet görevlisi olan kişiye hakaret etmeden onu eleştiririm.Her yazım yüzbinlerce kişi tarafından okunur.

Bazıları mahkemeye verir, bazen işgüzar Savcılar “Görevli Memura Hakaretten” dava açarlar, ben de mahkemeye gider, savunmamı yaparım. Ben giderim ama, beni mahkemeye verenlerden bir tanesi bile gelmez! Avukatlarını gönderirler. Tazminata mahkûm oluruz öderiz, çoğunda beraat ederiz. Şu an toplam 34 ay 10 günlük mahkûmiyetim var. Yargı süreci devam ediyor!
Yani yaptığım her şey açık, ortada, kayıtlarda!

Son yazılarımdan birini Sayın Emin Çölaşan köşesine taşımış. Sayın Çölaşan’a çok teşekkür ederim. Yazıda, yaşamakta olduğumuz ekonomik krizin ve ekonomik çöküntünün “Tek Sorumlusunun Erdoğan” olduğunu yazmıştım.

Çok sayıda mail aldım.
AKP’de akıllı adam kıtlığı olduğundan “trol” denen köpeklerini insanların üzerine saldırtırlar. Bu abdesthane bardaklarının zerrece hükmü yoktur.En sonunda sahiplerine bulaşırlar ve belalarını bulurlar.

Bazı iyi niyetli okurlarımız ise;
“Rifat, seni içeri atacaklar, senin işin gücün yok mu, ne uğraşıyorsun bunlarla, senden başka yazan mı var? Başını derde mi sokmak istiyorsun” diye dertlenirler!

Bazıları da bizimle toplum içinde görünmekten kaçınırlar ve arkamızdan
“Ne yapıyor bu yahu, kahraman mı olmak istiyor ne” diye kendi beyinleri büyüklüğünde eleştirirler.

Gelin beraberce, Cumhuriyeti, Lâikliği, Demokrasiyi, Sosyal Hukuk Devletini savunma görevini kimden aldığımı, kimin bana EMİR verdiğini, kimin ADAMI olduğumu belirleyelim. Birbirimiz hakkında en ufak bir şüphe kalmasın, kafalarımız rahat olsun. Çünkü önümüzdeki günlerde birlikte çok işimiz olacak. Yarın da son günlerde bizlerden “Ülkenin zor günlerinde ORTAK TAVIR almamızı” bekleyen, tarikat ve cemaat artıklarının bu taleplerine yanıt verelim…

Şimdiye kadar yapılan ve Türk Milleti tarafından kabul edilen Anayasaların BAŞLANGIÇ kısımları birkaç kelime değişikliği ile şöyle başlar ve şu şekilde sonlanır;

1924 Anayasası Başlangıç kısmı;
(Türk Vatanı ve ebedi varlığını ve Yüce Türk Milletinin bölünmez bütünlüğünü belirleyen bu Anayasa, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, ölümsüz önder ve eşsiz kahraman Atatürk’ün belirlediği milliyetçilik anlayışı ve O’nun inkılap ve ilkeleri doğrultusunda) diye başlar ve,

Son Anayasamızın Başlangıç kısmı;
(Topluca Türk Vatandaşlarının milli gurur ve iftiharlarda, milli sevinç ve kederlerde, milli varlığa karşı hak ve ödevlerde, nimet ve külfetlerde ve millet hayatının her türlü tecellisinde ortak olduğu, birbirinin hak ve hürriyetlerine kesin saygı, karşılıklı içten sevgi ve kardeşlik duygularıyla ve “Yurtta sulh, cihanda sulh” arzu ve inancı içinde, huzurlu bir hayat talebi hakları bulunduğu;

FİKİR, İNANÇ VE KARARIYLA anlaşılmak, sözüne ve ruhuna bu yönde saygı ve mutlak sadakatle yorumlanıp uygulanmak üzere,TÜRK MİLLETİ TARAFINDAN, demokrasiye aşık Türk Evlatlarının vatan ve millet sevgisine emanet ve tevdi olunur) diye biter…

İşte benim yazma nedenlerimden en önemlisi budur.
Benim amirim de bana emir verebilecek tek merci de Türk Milletidir…

Bu güzel ülkenin insanları, Cumhuriyetin Savcıları, Yargıçları, sivil ve askeri Bürokratları, Türk Milletinin kendilerine verdiği bu emrin farkında olsalardı ve Anayasadaki görevlerini yapsalardı, Türkiye bugün ne ekonomik olarak sıkıntıya düşerdi ne de Trump denen geri zekâlı birinin deneme tahtası olmazdı…

Ayrıca hepimiz şu bilinçten milim geri adım atmamalıyız;
Bizi yönetenlerin harcadıkları paraları biz, yani Türk Milleti veriyoruz. İçtiğimiz suda, yediğimiz ekmekte kullandığımız mazotta, benzinde kısacası attığımız her adımda vergiyi bizler veriyoruz. Asıl bizleriz, vekil onlar. Tabii ki hesap soracağız, tabii ki yakalarına yapışacağız. Biz emanetimize sahip çıkacak kişileri seçtik. Onlar başımıza diktatör olsunlar diye değil. Güç Türk Milletinde.Bizim başımızı derde sokacak, bizleri üzecek yöneticileri anında alaşağı ederiz!

Eyy cahil AKP’liler;
Sizlere ORTAK TAVIR nasıl alınır, hangimiz yanlış yerde duruyoruz,
kim kimin yanına gelmeli, bunu da yarın anlatayım, olur mu?

Rifat Serdaroglu
16 Ağustos 2018

ORTAK TAVIR (2)

Bak AKP’li Kardeş!
“Ülkemiz ekonomisine yapılan dış kaynaklı saldırıya beraberce “Ortak Tavır” koyalım, çünkü hepimiz aynı gemideyiz” diyorsun! Eyvallah, karşı koyalım.

Dıştan gelecek her saldırıya karşı koymak, Türk Milletinin yapısında zaten var.Elbette canımız pahasına karşı koyarız. Sakarya Meydan Muharebesinde, savaş meydanından kaçan %46’nın kim olduğuna bakmadan düşmana saldırır onu püskürtürüz.

Peki, içerden yapılan saldırılara ve saldırganlara karşı beraberce karşı koyacak mıyız?

Ama O benim patronum, O benim partim deyip yine yan mı çizeceksin?

17 senedir Türkiye’yi TEK BAŞINA AKP Hükümetleri yönetmiyor mu?
Başımıza açılan dertlerin SİYASİ SORUMLUSU senin partin olan AKP değil mi?
AKP’nin, beğenmediğin yanlış bulduğun, bir tane uygulamasına neden karşı çıkmadın?

Nelere mi karşı çıkacaktın?
-Amerika, Irak’ı işgal ettiğinde tüm AKP’liler sustunuz. Amerikan Askerleri yüzbinlerce kadına-kıza tecavüz ederken sustunuz. Irak’ta camiler yıkılırken, binlerce yıllık el yazması Kur’an-ı Kerimler nişan tahtası yapılırken sustunuz.

1,5 Milyon Müslüman öldürülürken sustunuz.Bu dünyada da öteki dünyada da başınızı eğik gezdirecek bu uygulamaya niçin karşı çıkmadın be AKP’li kardeşim? Neden korktun? AKP senin ekmeğini mi kesecekti? AKP yokken sen yaşamıyor muydun?

Allah’ı var içinizden bir kişi konuştu! Dönemin Başbakanı Erdoğan!
O da ne dedi, hatırlıyor musun?

“Amerikan Askerlerinin sağ-salim olarak evlerine dönmeleri için dua ediyorum”!
Sen böyle korkunç bir vahşet karşısında susarken, Türkiye’nin terörle mücadele etmiş kahramanları zindana atıldılar, sen yine sustun ve zalimi alkışladın. Nasıl bir “Ortak Tavır” alacağız be Müslüman?

-AKP, Türk Milletine ve Türk Tarihine bir kara leke olarak “Habur Rezaletini” yaşattı. Sen sustun!

Türk Askerini-Polisini öldüren katiller, davul zurna ile üzerlerinde gerilla (!) kıyafetleriyle karşılandılar, şeref tribünlerinde ağırlandılar. İşte o gün vatan toprağının altındaki şehitler ağladı be AKP’li kardeşim. Ama sen sustun. AKP’den gelecek üç-beş kuruş için şehitlerini sattın, tek kelime etmedin!

Hakkını yemeyelim, içinizden bir kişi konuştu! Yine Dönemin Başbakanı Erdoğan! Ne demişti?

“Habur’da yaşanan manzara karşısında umutlanmamak mümkün mü? Türkiye’de güzel şeyler oluyor, umut verici görüşmeler oluyor…” PKK katillerinin öldürdüğü kundaktaki bebekler ağlarken, sen hem sustun hem de PKK koruyucusu Barzani denen eşkıyayı kongrende alkışladın.

Nasıl bir “Ortak Tavır” alacağız be Müslüman?

Ortak Tavır mı istiyorsun? Yukarıdaki gibi onlarca olayı, soygunu, rüşvetleri düşün! FETÖ’yu ve “Ne istedilerse verdim” sözünü iyi düşün.Sen evine ekmek götürmek için yırtınırken, AKP’li Bakanların veletlerinin aylık kirası 20 Bin Avro olan rezidanslarda yaşadığını düşün. Bir de bizlere bu ülkeyi emanet eden Büyük Atatürk’ün ve arkadaşlarının yaşadıkları sade hayatı düşün. Dön bir de 1150 odalı Sarayı, binlerce korumayı, tantanalı yaşantıyı, yalnız alışveriş için mağazaları kapatıp, bir defada yüzbinlerce dolar harcayan, öküz gözü kadar kocaman yüzük taşıyan elleri düşün.

Terk et bu tayfayı, özüne dön, gel o zaman beraberce ortak tavır alalım…

AKP’ye kaynak yaratma örnekleri;
-Devletin tüm misafirhaneleri senin iken, yaptırmaya başladığın 300 odalı YAZLIK SARAY inşaatını hemen durdur.

-Binali Bey’i görevlendirin. Nasıl ki Sabah Medya Grubunu satın alırken, muazzam bir organizasyonla devletten iş alan müteahhitlerden bir defada 630 MİLYON DOLAR aldıysa, şimdi hepsi “Dolar ile Hazine Garantili” yapılan yandaş müteahhitlere verdiği işleri, TL’ye çevirttirsin. Nasılsa hepsi aynı adamlar…

-Gazeteci Aslan Bulut yazdı:
AKP, son 15 yılda “BOT ve Pİ Pİ Pİ” yoluyla yaptığı ihalelerin toplam tutarı 800 MİLYAR DOLAR. Bu işten alınan 200 MİLYAR DOLAR komisyonun Katar-Singapur-Malezya bankalarına yatırıldığının belgeleri, istihbarat örgütlerinin elinde olduğu biliniyor. AKP olarak, derhal bu komisyoncunun peşine düşüp, paralarımızı hazinemize getirin, lütfen…

-Reza Zarrab’ın patronu Babek Zencani; “Biz Türkiye’de 8,5 MİLYAR DOLAR rüşvet dağıttık” dedi. Hem de İran’da mahkemede! Kardeş İran ile konuşup, bu paranın kimlere gittiğini bulun ve hazinemize getirin, lütfen…

-Binali Bey’in Hollanda-Malta’daki mal varlığının da kendisi tarafından hazinemize bağışlanacağına olan inancım tamdır.

-MAN Adasından kendiliğinden gelen 15 MİLYON DOLAR da TL’ye çevrilip, hazinemize yatırılmalıdır, lütfen…

-Ayrıca son 17 senede açılan ve vergiden muaf tutulan Vakıflarımız var. Bazılarının malvarlıkları MİLYAR DOLAR eder. Önce Sayın Emine Hanım’ın,Sayın Sümeyye Hanım’ın, Bilal Bey Oğlumuzun vakıflarından başlarsak, hepimiz çok mutlu olacağız. Ülke battıktan sonra Vakfın olsa ne olur, olmasa ne olur? Değil mi Müslüman?

Not;
Devletin yaptığı tüm harcamaları TBMM’nin ve Sayıştay’ın denetimine niçin açmıyorsunuz?

Açın kardeşim, incelesinler! Kimin malını kimden saklıyorsunuz ki?
Pazartesi’ye kadar yokum! Pazartesi görüşmek üzere…

This entry was posted in Politika ve Gundem, Rifat SERDAROĞLU yazıları. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *