Tekstilin kalbini iflas ve işsizlik korkusu sardı * Patronlar iflas, işçi işsiz kalma endişesi yaşıyor.

Birgün – Ali İhsan Es
15.08.2018 EKONOMİ

Tekstilin kalbini iflas
ve işsizlik korkusu sardı

İstanbul’da tekstilcilerin adresi Merter’de dolardaki rekor artış sonrası gerilim yüksek. Patronlar iflas, işçi işsiz kalma endişesi yaşıyor. Spotçular Çarşısı’nda da durum farklı değil.

Doların hızla yükselmesi tekstil ve mobilya sektörlerinde üretim ve satışın yerle bir olmasına neden oldu. Türk Lirası’nın dolar karşısında sürekli değer kaybetmesi nedeniyle firmalar birer birer iflas bayrağını çekiyor. İşçiler işten çıkarılıyor ve istihdam gün geçtikçe azalıyor.

İstanbul’da tekstil sektörünün kalbi olarak bilinen Merter, krizin fazlasıyla kendini hissettirdiği yerlerden. En büyük tekstil firmalarına ev sahipliği yapan Merter’de toplu işten çıkarmalar yaşanıyor. Tekstil patronu Hasan Kaya (60), doların yükselişinin işlerini felakete sürüklediğini, iflasın eşiğinde olduğunu, bu nedenle 300 işçiden 270’ini işten çıkardığını söylüyor. Satışların düştüğünü ve birçok firmanın iflasa sürüklendiğini söyleyen Kaya, “Eğer kur böyle devam ederse, dükkânı kapatıp köyde çobanlık ya da çiftçilik yapacağız” diyor.

‘AK Parti’liyim ama bu kadar olmaz!’
30 yıldır tekstil sektöründe olduğunu belirten Kaya, “Doların yükselmesi işimizi bitirdi. 5 aydır kira ödeyemiyoruz, dükkân sahibi çık diyor. 300 işçim vardı, 270 işçiyi çıkarmak zorunda kaldım. Dükkânı kapatma noktasına geldik” ifadelerini kulllanıyor. Üretim maliyetinin çok arttığını söyleyen Kaya, “Ben bir kot pantolonu 12 dolara mal ediyorum, yüzde 20 kar koysam 15 dolar yapıyor, toptan fiyatı bu kadar pahalı iken bunu nasıl satacağım? Vatandaş nasıl alacak? AVM’lerde yabancı firmalar nasıl yapıyorsa 19.90 TL’ye perakende kot pantolon satıyorlar. Hangi maddeden üretiyorlar bunu, kâğıttan mı yapıyorlar? Vatandaş gidip oradan alıyor, gelip 100 TL’ye benden alırlar mı, tabii ki almazlar” diye konuşuyor.

Siyasi iktidarın dolar bozdurma çağrılarını ve ‘yerli, milli’ söylemlerini eleştiren Kaya, “Milli para diyorlar, yol yapmışlar dolarla, köprü yapmışlar dolarla, tünel yapmış yine dolarla, hani bunun milliliği nerede kaldı? Ondan sonra çıkmış ‘milli para’ diyor. Yatırımını niye dolarla yapıyorsun o zaman?” diye soruyor. Kaya, şöyle devam ediyor: “Vatandaşa gitmiş 50 dolarını bozdur diyor. Senin garibanın parası ile ne işin var! Git milyarderlerine söyle. Şunu da belirteyim, ben AK Parti’li bir insanım, ama bu kadar da olmaz ki!”

‘Köye dönüp çiftçilik yapacağız’
Ekonomik sıkıntılar nedeni ile hem maddi hem de manevi sorunlar yaşadığını söyleyen Kaya, elindeki simit poşetini göstererek şöyle diyor: “Vatandaş 5 TL’ye karnını doyurmaya çalışıyor. Bakın görüyorsunuz, ben işverenim, simit ile karnımı doyuruyorum. Daha bu devletten ne beklenir ki? Bundan sonra ne yapacağımız belli değil, bekliyoruz. Eğer böyle devam ederse iflas edeceğiz, ondan gidip köyde ya çobanlık yapacağız ya çiftçilik, başka çaremiz yok. 60 yaşındayım, bu saatten sonra kimse bana işte vermez.”

12 yıldır mobilya sektöründe çalışan Murat Demir,
“Her an hepimiz işsiz kalabiliriz” ifadelerini kullanıyor.

Spotçular çarşısında esnaf diken üstünde
Döviz kurlarındaki artış nedeniyle zor günler geçiren bir diğer sektör ise mobilya ve beyaz eşya. Yaz döneminde evliliklerin artması nedeniyle satışlarda artış beklenirken, beklenenin aksine büyük bir düşüş yaşandı. İstanbulluların fiyatların daha uygun olması nedeniyle tercih ettiği Bahçelievler Spotçular Çarşısı’nda sektörün içinde olduğu darboğaz çok açık biçimde görülebiliyor. 12 yıldır mobilya sektöründe çalışan, çarşı esnafından Murat Demir, “Döviz kurlarındaki artış işlerimizi çok olumsuz etkiledi. Her an hepimiz işsiz kalabiliriz” ifadelerini kullanıyor.

Mobilya malzemelerinin hemen hepsinin dolarla alındığına dikkat çeken Demir, “Günlük artışlar bile etkiliyor bizi. Dün süngerin metreküpü 585 TL iken bugün 630 lira. En uygun çekyatı geçen ay 500 TL’ye satarken bu ay 480 TL’ye mal ediyorum. Görüyorsunuz işte, çarşıda insan yok. Burasının bu zamanlarda cıvıl cıvıl olması lazımdı. Diken üstündeyiz, 130 kişi çalışıyoruz firmada. 3-5 ay daha böyle giderse hepimiz kapının önündeyiz” diye konuşuyor.

‘Eyy Amerika demekle olmuyor’
Ekonomide yaşanan krizin dış güçlerin oyunu olduğu savına inanmadığını dile getiren Demir, şöyle devam ediyor: “Biz üreten değil, tüketen bir toplumuz, sorun bu. Üretirsen dünyada istediği kadar ekonomik kriz olsun, seni teğet geçer. Biz samanı, hayvanı bile ithal ediyoruz. ‘Eyyy Amerika, eyyy İsrail’ demekle bir şey olmuyor. Milleti suçlamayı bırakmamız, önce kendimize bakmamız lazım. Önce bu ülkede adalet, hak-hukuk olması lazım. Ülkede güven ortamı olursa yatırımcı gelir, işler de hareketlenir, doların bu kadar etkisi olmaz.”

***

Aksa yüzde 20 daralıyor

Türkiye’nin tek akrilik elyaf üreticisi Aksa Akrilik, hammadde fiyatlarındaki aşırı yükselme ve pazardaki daralmalar nedeniyle yarında itibaren üretim faaliyetlerinde yaklaşık yüzde 20 kapasite azaltacak. Şirketten KAP’a yapılan açıklamada, “315 bin ton/yıl üretim kapasitesine sahip olan dünyanın en büyük ve Türkiye’nin tek akrilik elyaf üretim tesisi olan şirketimiz son beş faaliyet döneminde yaklaşık yüzde 98,6 kapasite kullanım oranına ulaşmış olup belirsizliklerin ortadan kalkması ile tekrar tam kapasite üretime ulaşmayı hedeflemektedir” dendi. Şirketin bin 200 çalışanı bulunuyor.

https://www.birgun.net/haber-detay/tekstilin-kalbini-iflas-ve-issizlik-korkusu-sardi-227135.html

This entry was posted in Ekonomi. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *