Rothschild Hanedanlığı Para, güç ve iktidarın sırları Kitap hakkında geniş bilgi

Mustafa Uyan
uyan.mustafa@gmail.com
21 Haziran 2018 Perşembe

Rothschild Hanedanlığı
Para, güç ve iktidarın sırları
Kitap hakkında geniş bilgi

Kitabın Adı: Rothschild Hanedanlığı
Kitabın Yazarı : John Coleman
Kitabı Tercüme Eden: Mert Akcanbaş
Yayıncı Kuruluş : Destek Yayınevi
Kitabın sayfa sayısı : 146 sayfa

Yahudi bir aile olan Rothschild ismini mutlaka para ve güç geçen bir yerde duymuşsunuzdur.  Çünkü bu ailenin ismi artık bu tür otoriter kavramlarla bütünleşmiş bir gizemdir. Rothschild hakkında bir çok teori vardır. Ama kimse bu inanılmaz büyüklükte devletleri ve ülkeleri yöneten gücü bulacak kadar serveti nasıl elde etiler? Uydurma ve paran fabrikalar koca ülkeleri parmağında oynamaya yeter mi? Kimisine göre illimunetinin ta kendileri kimine göre dünyanın derin devleti. İşte Rothschild ailesinin sırlarla dolu hayatlarına bir nebze bile olsa ışık tutacak bir eser “Rothschild Hanedanlığı”

Rothschild Hanedanlığı Hakkında
Birçok insanın aklında Rothschild ismi “büyük servet” anlamını çağrıştırsa da bu servetin getirdiği gücü kavrayan çok az kişi bulunur. Rothschildler servetlerini rahat yaşamak için değil bütün ulusların güç odaklarını yönetmek böylece günümüze kadar ulusları kontrol etmek için kullanmışlardır. Bazı tarihçiler Rothschildler’in kendi tarihlerini ve gücü ele geçirme serüvenlerini uydurduklarını söyleseler de bu ailenin varlığının dünya tarihinde önemli değişikliklere yol açtığı, Avrupa ülkelerinin ekonomik ve politik hayatında önemli değişikliklere neden olduğu aşikârdır. Buna karşın Rothschild ailesinin bu inanılmaz güç ve servet tutkusunun kaynağı bilinmemektedir. Avrupa’nın, İngiltere’nin, hatta bütün dünyanın gizli yöneticisi olan bu ailenin güç düşkünlüğünü anlamak için onların beyinlerinden geçenleri tahmin etmekten ve avantajlı yanlarını bulmaktan başka bir yolumuz bulunmamaktadır.

Alman filozof Nietzsche Günün Şafağında adlı eserinde şöyle der:

“Gelecek yüzyıl, Yahudilerin akıbetlerini belirlediklerine şahit olacağız. Çok açık ki onlar zarlarını attılar ve Rubicon’u geçtiler. Onlar yeni yüzyılda ya Avrupa’nın efendisi olacaklar ya da daha önce Mısır’ı kaybettikleri gibi Avrupa’yı da kaybedecekler. Eğer çok açgözlüce davranmazlarsa, Avrupa bir gün olgun bir meyve gibi ellerine düşecektir.”

Dr. John Coleman
ROTHSCHILD HANEDANLIĞI

ÖNSÖZ

Rothschild ailesinin hikâyesi genelde bir baba ve beş oğlunun yarattıkları büyük servet sayesinde istenmedikleri aristokrasiye giriş öyküsü olarak kabul edilir. Bazıları Mayer Amschel Rothschild’in kontrolüne bırakılan büyük serveti bir “fırsat” olarak görürken bazıları ise Mayer’in kendisine emanet edilen serveti kendi çıkarına kullanarak emanete hıyanet ettiğine inanır.

Ne denirse densin Mayer Amschel’e emanet edilen servetin onu eskicilikten dünyanın güç merkezine taşıdığı açıktır. Mayer Amschel Rothschild’in yaşadığı dönemde medeni hukuk Yahudilerin yaşadıkları toplumla aralarına kalın bir duvar çekmektedir. Hatta o dönemde Yahudi olmayanların bile sınıf farkı yüzünden yönetici aristokrasiye girmeleri olanaksızdır.

Rothschild hanedanının inanılmaz macerasına başladığı Frankfurt’ta sınıf ayrımı kesin çizgilerle belirlenmişti. Mayer Amschel Rothschild az eğitimli, soyadı olmayan ancak dinine çok bağlı, inançlı bir adamdır. Aile Frankfurt Yahudi gettosunda sıradan bir burjuva evinde yaşamını sürdürür.

Bazı eleştirenlerin “kurnaz” olarak değerlendirdiği Mayer Amschel Rothschild kendisini aşağılayan aristokrasinin tepesine ulaşabilmesini bazılarının “iyi talih” (ya da bakış açısına göre “kötü talih”) dediği Hessen prensiyle tanışmasına borçludur. Bu tanışma olmasa Mayer Amschel paçavralar içinde yaşayan çulsuz bir eskici olmaya devam edecektir. Yahudilerin aşağılandıkları Frankfurt ve Avrupa’da Mayer Yahudi kökenini hiçbir zaman saklamamış tam tersine Yahudi olmaktan her zaman gurur duymuştur.

O zamanlar Avrupa’nın en medeni ülkesi olan İngiltere’de bile Yahudi karşıtlığı çok keskindir. İngiltere’deki önemli kişiler ve eğitimli insanlar bile Yahudilere hakaret edilmesine karşı değillerdir. Örneğin Lord Gladstone, Disraeli’ye “Rothschild’lerin çömezi” diye hitap eder, ona “açgözlü Yahudi” derdi. Wilberforce Piskoposu Edward Freeman ise Disraeli’ye “Doğu Yahudisi” diye hitap etmekteydi. Bismarck’ın kendisine “İbrani büyücüsü” dediği Disraeli’ye Carlyle ise “Aptal Yahudi Oğlanı” ismini takmıştı.

Bu örnekleri 18. ve 19. yüzyıllarda güç ve parayı ellerinde tutan eğitimli insanlar arasında bile Yahudilere karşı nasıl bir önyargının var olduğunu göstermek için verdim. Bazı tarihçiler Rothschild’lerin kendi tarihlerini ve gücü ele geçirme serüvenlerini uydurduklarını söyleseler de bu ailenin varlığı dünya tarihinde önemli değişikliklere yol açmış, Avrupa ülkelerinin ekonomik ve politik hayatında –kendileri kabul etmese bile– önemli değişikliklere neden olmuştur.

Birçok insanın aklında Rothschild ismi “büyük servet” anlamını çağrıştırsa da bu servetin getirdiği gücü kavrayan çok az kişi bulunur. Rothschild’ler servetlerini rahat yaşamak için değil bütün ulusların güç odaklarını yönetmek böylece günümüze kadar ulusları kontrol etmek için kullanmışlardır. Rothschild’ler kendi dünyalarında diğer insanlardan izole şekilde yaşamayıp dünyadaki milyonlarca insanın hayatını etkilemişlerdir. Örneğin Lionel Rothschild kendisini ender bulunan biri gibi görmektedir ve belki de bu doğrudur. Kardeşleri gibi kendisi de çok zengindir ancak ne kadar zengin olduğu konusunda hiçbir bilgi bulunmamaktadır. Rothschild ailesinin serveti hakkında bir şeyin düzeltilmesi gerekirse bu da Rothschild’lerin zenginliklerini bulundukları ülkelerde yarattıkları enflasyonlara borçlu olmalarıdır. Aile enflasyon zengini değildir ve bu ailenin güç, servet tutkusunun kaynağı bilinmemektedir.

Avrupa’nın, İngiltere’nin hatta bütün dünyanın gizli yöneticisi olan bu ailenin güç düşkünlüğünü anlamak için onların beyinlerinden geçenleri tahmin etmekten ve avantajlı yanlarını bulmaktan başka bir yolumuz bulunmamaktadır. Örneğin ailenin inanılmaz yükselişinde İrlandalılarda olan güzel konuşma ve görünüş avantajları yoktur. Tam tersine aile çirkin ve kaba bireylerden oluşmaktadır. Mayer Amschel Almanca ile Lehçe karışımından oluşan kaba bir Yiddiş dili kullanmaktadır.

Bu adamın çocuklarına sağladığı eğitim temel sinagog okulu eğitiminden öteye geçememiştir ve “Aydınlanma” hareketinin tüm Avrupa’yı kapladığı bu çağda Frankfurt Yahudilerine entelektüel düşünce yasaktır.

Mayer Amschel Talmud’un öğretilerine gerçek bir şekilde bağlı kalmış ve çocuklarını da öyle eğitmişti. Şöhret ve zenginlik Mayer’in yaşam tarzını değiştirmemiş, kendisi ve oğulları zenginliklerinin zirvelerinde bile elbiselerini yırtılana kadar giymeye devam etmişlerdir.

Aile hakkında British Museum’da pek çok iğrenç ve aşağılayıcı belge bulunmaktadır. Örneğin birmarck’ın kendisine “İbrani büyücüsü” dediği Disraeli’ye Carlyle ise “Aptal Yahudi Oğlanı” ismini takmıştı.

Bu örnekleri 18. ve 19. yüzyıllarda güç ve parayı ellerinde tutan eğitimli insanlar arasında bile Yahudilere karşı nasıl bir önyargının var olduğunu göstermek için verdim. Bazı tarihçiler Rothschild’lerin kendi tarihlerini ve gücü ele geçirme serüvenlerini uydurduklarını söyleseler de bu ailenin varlığı dünya tarihinde önemli değişikliklere yol açmış, Avrupa ülkelerinin ekonomik ve politik hayatında –kendileri kabul etmese bile– önemli değişikliklere neden olmuştur.

Birçok insanın aklında Rothschild ismi “büyük servet” anlamını çağrıştırsa da bu servetin getirdiği gücü kavrayan çok az kişi bulunur. Rothschild’ler servetlerini rahat yaşamak için değil bütün ulusların güç odaklarını yönetmek böylece günümüze kadar ulusları kontrol etmek için kullanmışlardır. Rothschild’ler kendi dünyalarında diğer insanlardan izole şekilde yaşamayıp dünyadaki milyonlarca insanın hayatını etkilemişlerdir. Örneğin Lionel Rothschild kendisini ender bulunan biri gibi görmektedir ve belki de bu doğrudur. Kardeşleri gibi kendisi de çok zengindir ancak ne kadar zengin olduğu konusunda hiçbir bilgi bulunmamaktadır. Rothschild ailesinin serveti hakkında bir şeyin düzeltilmesi gerekirse bu da Rothschild’lerin zenginliklerini bulundukları ülkelerde yarattıkları enflasyonlara borçlu olmalarıdır. Aile enflasyon zengini değildir ve bu ailenin güç, servet tutkusunun kaynağı bilinmemektedir.

Avrupa’nın, İngiltere’nin hatta bütün dünyanın gizli yöneticisi olan bu ailenin güç düşkünlüğünü anlamak için onların beyinlerinden geçenleri tahmin etmekten ve avantajlı yanlarını bulmaktan başka bir yolumuz bulunmamaktadır. Örneğin ailenin inanılmaz yükselişinde İrlandalılarda olan güzel konuşma ve görünüş avantajları yoktur. Tam tersine aile çirkin ve kaba bireylerden oluşmaktadır. Mayer Amschel Almanca ile Lehçe karışımından oluşan kaba bir Yiddiş dili kullanmaktadır.

Bu adamın çocuklarına sağladığı eğitim temel sinagog okulu eğitiminden öteye geçememiştir ve “Aydınlanma” hareketinin tüm Avrupa’yı kapladığı bu çağda Frankfurt Yahudilerine entelektüel düşünce yasaktır.

Mayer Amschel Talmud’un öğretilerine gerçek bir şekilde bağlı kalmış ve çocuklarını da öyle eğitmişti. Şöhret ve zenginlik Mayer’in yaşam tarzını değiştirmemiş, kendisi ve oğulları zenginliklerinin zirvelerinde bile elbiselerini yırtılana kadar giymeye devam etmişlerdir.

Aile hakkında British Museum’da pek çok iğrenç ve aşağılayıcı belge bulunmaktadır. Örneğin bir belgede Cherep-Spiridovich, Mayer Amschel’in iç çamaşırlarını hiç değiştirtmediğini, eriyip gidene kadar aynı iç çamaşırlarını giydiğini söylemektedir. John Reeves, Demanchy ve Spiridovich adlı yazarlara göre ise 1770’lerden beri çıkan savaşlar ve dökülen kanların en az yarısında bu ailenin rolü vardır.

Chicago Tribune editörü gibi diğerleri de aileden şüphelenmekte ancak adını koyamamaktadırlar. Chicago Tribune 22 Temmuz 1922’de şöyle yazmaktadır:

“Bizim devlet adamlarımız onların yanında çocuk kalıyor. Dünya olaylarında bize birçok defa yer teklif edildi. Bizim kucağımıza bırakıldı ama aptallıktan reddettik.”

Asıl soru şudur: “Biz mi reddettik yoksa bir güç bizim inisiyatif almamızı engelledi mi?” Alman filozof Nietzsche Günün Şafağında adlı eserinde şöyle der:

“Gelecek yüzyıl, Yahudilerin akıbetlerini belirlediklerine şahit olacağız. Çok açık ki onlar zarlarını attılar ve Rubicon’u geçtiler. Onlar yeni yüzyılda ya Avrupa’nın efendisi olacaklar ya da daha önce Mısır’ı kaybettikleri gibi Avrupa’yı da kaybedecekler. Eğer çok açgözlüce davranmazlarsa, Avrupa bir gün olgun bir meyve gibi ellerine düşecektir.”

Nietzsche konusunda uzman olanlar filozofun Rothschild’lerden bahsettiğini söyleseler de kanıtları yoktur. Ancak bu sözlerin ünlü ailenin durumuna benzediği açıktır.

Rothschild ailesinin sırlarının birçoğunun gizli kalacağı ve hiçbir zaman açığa çıkmayacağı konusunda hemen herkes hemfikirdir. Bu gizliliğin getirdiği bezmişlik Fransız devlet adamı Lamartine’in sözlerinden anlaşılmaktadır:

“Her tür boyunduruğu kırmak istiyoruz ama bize ağırlık yapan ancak görünmeyen bir boyunduruk var. Bu nereden geliyor? Kimse bilmiyor ya da kimse söylemiyor. Gizli cemiyetler üyesi bizler bile bu sırrı bilmiyoruz.”

Fransız Dışişleri Bakanı G. Hanotouks 1878’de bu gizli eli şöyle tanımlamaktadır:

“Politikayı yöneten ve diplomasi kartlarını dağıtan gizli güç.”

Aslında bu sırların birçoğu Disraeli’nin romanı Coningsby’de Rothschild’lerin yaptıklarıyla ilgili olarak açıklanır. Disraeli birçok gerçeği kurgu gibi gizlese de kitaptaki Sidonia karakterinin Lionel Rothschild olduğuna şüphe yoktur. Coningsby’de ailenin faaliyetleri kurgu şeklinde anlatılır:

“On dokuz yaşındayken Sidonia amcasıyla Napoli’de yaşamaktaydı ve babasının bir akrabasıyla Frankfurt’a uzun bir gezi yapmıştı. Paris ile Napoli arasında Sidonia iki yıl geçirdi. Onun aklına girmek imkânsızdı. Samimiyeti sadece kesin olarak yüzeyseldi. Her şeyi gözlemlemekteydi ama tartışmalardan çekinmekteydi. Duyguları olmayan bir adamdı.”

Karl Rothschild Napoli’de, Mayer Amschel ise Frankfurt’ta yaşamışlardır. Bu yüzden Sidonia’nın Lionel Rothschild olduğunu tahmin etmek pek de zor değildir. Böylece, Coningsby’nin Rothschild’lerle ilgili yazılmış en isabetli ve doğru kitap olduğunu söyleyebiliriz.

KİTAP HAKKINDA AÇIKLAYICI NOT

Eserimde kullandığım referans ve kaynaklar metin içinde yazılmışlardır. Bunu okuyucunun uzun ve ayrı dipnotlarıyla uğraşmasını önlemek için yaptım.

Kitabımdaki bu özellik Victoria dönemi yazarların sıkça kullandıkları ve okuyucuların metni anlamaları açısından işlerini kolaylaştıran bir yöntemdir. Umarım sizler de geleneksel dipnot tarzı yerine kullandığım yöntemi pratik bulursunuz.

Kitabım hakkında diğer bir önemli nokta ise, eserin Yahudi karşıtı ya da Yahudi düşmanı bir belge olmayışıdır. Bu kitap Yahudiliğini saklamayan bir aile hakkında yazılmıştır. Kitabı ailenin Yahudiliğinden bahsetmeyerek yazmak Zulu Kralı Çaka hakkında bir kitap yazıp bu kişinin zenci olduğunu belirtmemeye benzer.

Mustafa Uyan’a teşekkürlerimle 

This entry was posted in EMPERYALİZM, KAPİTALİZM - LİBERALİZM, Yeni Kitaplar. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *