EKONOMİ POLİTİK * SUNİ TENEFFÜS!…

Yazar Prof. Dr. Tülay Özüerman
26 Mayıs 2018

SUNİ TENEFFÜS!…

Başlık sadece, giderek eriyen Türk lirası karşısında arada müdahalelerle dövizde 0. virgüllük indirimleri ifade etmiyor. Türkiye’nin içine düşürüldüğü debelenme durumunun sürdürülmesini de tanımlıyor. Olağanüstü halin kaldırılması için mücadele etmeden, iktidarın baskısı altında seçimlere gitmeyi kabullenmenin bir izahı olamaz. Kendi partilerinden vekilleri listelere yerleştirmek adına işbirliği içine girebilenlerin, olağan olmayan koşullar kaldırılmadan seçime gitmeme iradesinde birleşmeyişlerini anlamak güç. Seçim hengamesinde birbiri ardına çıkarılan KHK’ler ile 24 Haziran sonrasında kurumlaşacak tek adam rejiminin alt yapısı hazırlanıyor. Bazı bakanlıkların kaldırılıp, o bakanlıkların yetkilerinin, bakanlıklar arasında pay edilmesi gibi… Gidebilme olasılığını sıfırda tutan bir iktidar, sadece görüntü mü?!… Gidiyor gibi daha güçlü gelmeleri yaşadığımız tüm seçimlere bakınca…?!!…

Türkiye bu seçimde, sadece parlamenter sistemi değil, çok partili sistemi de tasfiye ediyor. Mecliste artık partiler yerine, kişiler var. Her partinin içine sızmış AKP politikalarına yakın isimlerin listelerde yer bulmuşluğu, iyimserlik havası içinde sorgulanmadan rafa kalktı. HDP’nin tek sol parti kaldığı(!), CHP’nin sağa vurduğu, sağ ve sol ayrımının bittiği gibi yorumlarla parti tabanları, daha iyi bir tanımla parti kimlikleri eritiliyor. Parlamenter sistemin köklü partilerinin başta CHP, eritilmesi; başkancı sistemin uydu partilerinin ve AKP’nin içinden çıktığı kadrolardaki kişilerin kontrollü yükseltilişi gözden kaçıyor.

Mollaoğlu’nun pazarlanması işlevinde başrolü oynayan güya Atatürkçü bir kanalın, kendisini övmekten bıkmayan yorumcusu; “Atatürk konusunda verdiği yanıt hayal kırıklığı yaratmış olabilir!…” diyerek, ses tonu ile de, bunun fazla önem taşımadığı izlenimini verirken; toparlanmışız, birleşiyormuşuz izlenimini vermeye çalışırken hiç inandırıcı olmadığının farkında bile değil… Dağınıklığı tek tek bireyleri sisteme taşıyarak toparlanmış gibi yaparak ve bunu da sanki çoğulculuk gibi anlatarak, demokrasi işliyor izlenimini vermek, Atatürk adını dilinden düşürmeyen kanal aracılığı ile yapılmakta. Görüntüde verilene bakarak, birilerinin pazarlanmasının yapıldığının farkında olmayan kitlelere, arka planı anlatmak için seçim sonrasını beklemek gerekecek. Değilse, bu iyimserlik havası içinde, iyimser gürüha kapılmayınca linç bile edilebilirsiniz.

Dağınıklığı toparlama adı altında örtme işlevi görenler; insana/insanlığa dair değerler adına biriktirilen her şeyi eritip çıkar çatışmasına, yer kapmaya, yerini korumaya indirgenen çıkar motifli faaliyetlere siyaset deyişimizin bedeli; giderek saplandığımız yoksulluk sarmalı ile yerleşen, çıkmak istedikçe içine battığımız otokrasiyi güçlendirmekteler.

Konjonktürle savrulan Türkiye, birikimli insanlarını hoyratça savuran bir ülke. Yerinizi belirleyen ederiniz değil. Ve birikimli olmak da artık avantaj değil.

Vekil listeleri açıklandıktan sonra, kadının yok yerine isyan eden edene. Adaleti sokakta kaç kilometre yüründüğüne indirgeyen Türkiye; adaletin özünün eşitlik olduğunu görmemekte inat ettikçe, kadının statüsünün dönüşümü üzerinden Cumhuriyet rejiminin tasfiye edilişine katkılarını da göremeyeceklerdir. Yenilenen(!) rejimde kadın vekil sayısının azaltılışı, kadının hak arayış zeminlerini de kaydırdığı gibi, şiddet mağduru sayısını arttırabilecektir. Kadını yok sayarak/sayanlarla Cumhuriyeti sahiplenemeyiz. Cumhuriyeti sahipsiz bırakışımızın en büyük faturası kadına çıkacak… Tek kadın Cumhurbaşkanı adayı Meral Akşener’in medyadaki yok yerine itiraz edemeyen bir toplum, kadına haksızlıkların önünde nasıl duracak? Meral Akşener’in haksızlığa uğramasına ses etmeyen diğer adaylar, toplumun yarısının hakkını görmezden gelerek mi Cumhura baş olacaklar?! Ya kadın örgütleri?!… Onlar neredeler?!.. Tarihimizin en fazla kadın örgütüne sahip değil miyiz?!..

En fazla kadın adaya yer veren ve sol(!) söylemle pazarlanan HDP; kadın vitrini ile seçim ertesinde açılacak “açılım” başlıklı mücadelenin lokomotifini kadınlardan oluşturacak yine. Kadına ya hiç yer vermiyoruz, ya da simgesel, araçsal rollerle vitrine yerleştiriyoruz. Türkiye, şimdiden ağır aksak işleyen parlamenter sistemi ve bu sistemi getiren Cumhuriyeti özledi. Kadının yok yeri üzerine yazıp düşünenler, tek adama bakar ve tek adama karşı mücadele ediyor gibi bir muhalefet ile çıkış reçetesi ararken, sitemin dönüşümünün tam gaz sürdürülüşünü göz ardı etmekteler.

Seçime kadar suni teneffüsle idare edileceğiz. Herkes birbirini “aman” diyerek susturup, iyimserlik havası içinde muhalefeti güçlendirdiğini düşünerek… Önceki seçimlerden farklı olan barajı aşamayan partilerin de Meclis’te temsil olanağı bulmasının sağlanması. Vekil sayısının artışı ve bu Meclis’e başkancı sistemin anayasasını yaptırmak üzerinden düşününce, sanki tüm kesitlerin temsil edildiği bir Meclis görünümü için ortam hazır. Vekil sayısı artışı, ittifaklarla taşınacak vekiller için düşünülmüş adeta; artan sayı kadar yer bulmaları olanaksız olsa da!… Siyasete, hukuka, tercihlerimize, nasıl düşünmemiz gerektiğine, her konuya kısıtlar getiriliyor ve bu kısıtların içinde sanki seçeneklerimiz varmış gibi davranmamız isteniyor. Otoriteyi hep birlikte güçlendirip, sonra ondan şikayet ediyoruz.

Türk lirası, döviz karşısında tarihinin düşüş rekorunu kırıyor. Dünyanın en değersiz paraları seviyesine itiliyor. Bunun sorumlusu yok ortada. Başka ülkelerde olsa ortada hükümet kalmaz. Sorumlular siyaset sahnesinden silinirler. Ne istifa eden bir bakan, ne de danışman var. Varsa seçim, yoksa seçim… Üstelik bu duruma sürükleyenler, yeniden iktidara gelirlerse, bu durumdan nasıl çıkaracaklarının vaatlerini sıralamaktalar. Akılla dalga geçmenin de öte noktasındayız!..

Ne mi demek istiyorum; Türkiye, 24 Haziran’dan mucize bekliyor. Suni teneffüsten çıkıp rahat soluk alabileceğimiz, yanlışlar manzumesinin içinden en doğruyu bulup çıkarmak gibi bir mucize!..

Sürüklendiğimiz yere seçimlerle itildiğimizi düşündükçe!…

http://www.izmirport.com.tr/yazarlar/suni-teneffus.html

This entry was posted in Ekonomi, Politika ve Gundem. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *