25 HAZİRAN İÇİN BİR İŞARET FİŞEĞİ

Değerli arkadaşlar ,

Yazımın başlığını 25 HAZİRAN İÇİN BİR İŞARET FİŞEĞİ koydum. Nedenini yazıyı okudukça sizler bulacaksınız .Bu bir YAP-BOZ oyunudur. Puzzle’ı sizler kurgulayacaksınız 

Ülkemiz 2002’den buyana küresel baronların tam da istediği gibi İSTİKRARSIZLAŞTIRILMIŞTIR (Destabilazation) ne yazık ki iktidar hükümeti AKP bu konuda küresel baronlarla işbirliği yapmıştır. Ülkemizin her yönüyle çökertilmesine katkı vermiş , kişisel büyük hırsları ve yetersiz politikalarıyla ülkeleri ayakta tutan temel direklerin , Yargının , ordunun , Güçler ayrılığının , demokrasinin , Laik yapının , Parlamentonun yozlaşmasına neden olmuştur. Ülkemiz tüm evrensel değerlerin sıralamalarında en diplere düşmüştür. Türkiye Yetkin olmayan politikalar/politikacılar nedeniyle diğer ülkeler tarafından dışlanarak ulıuslararası saygınlığını kaybetmiştir.

Devletin kurumsal yapısı bütünüyle tahrip edilmiştir. Kamu kurumları liyakatsiz , yetersiz kişilerle doldurulmuş , Devlet işlemez hale gelmiştir. Küresel baronlar ,oltaya takılan ülkeleri EKONOMİK olarak BORÇLANDIRARAK işgal ediyorlar. Ülkemiz çok büyük borç altına sokulmuş , Ekonomiyi ayakta tutan tüm Milli kurumlar yabancılara satılmış , R.T.Erdoğan’ın deyişiyle TULUMBANIN SUYU bitmiştir.

2002’den bu yana ülkemizde hiç bir yabancı ülkede olmadığı kadar YOLSUZLUKLAR , ne yazık ki iktidar partisinin mensupları tarafından yapılmıştır.

Ve yabancı ekonomistlerin uzunca zamandır söylediği gerçekleşmiş ; Hazinede borcumuzu dahi ödeyecek para kalmamıştır .Türkiye ekonomik bağlamda hızlı bir serbest düşüşe başlamıştır. R.T.Erdoğan borç aramak için İngiltere’ye gitmiş fakat elleri boş olarak geri dönmüştür. Yabancı ekonomistlerin yaptıkları değerlendirmeye göre Türkiye’nin borçlanma maliyetleri Afrika ülkesi olan Senegal’in üzerine çıkmıştır. Çok yüksek faizlerle Borç para bulunsa da , bulunan para ile ancak borçların bir kısmı ödenecektir . Ya sonrası?

Hazinede para kalmamasına rağmen R.T.Erdoğan Okluk koyundaki 300 odalı sarayını yaptırmaya devam etmektedir. Ve dolaşan , doğruluğu bilinmeyen bir fısıltıya göre Zarrap davası nedeniyle ABD mahkemesi tarafından HALK BANKASINA çok büyük oranda bir ceza verilmiş olup bu konuda pazarlık etmek üzere bir grup yetkili Amerika’ya gitmiştir. Cezanın açıklanması ise seçim sonrasına bırakılmıştır.

Özetle Türkiye her yönüyle bir yangın yeridir. Döviz ise çok büyük rakamlara ulaşmış , TL büyük oranda değer kaybetmiştir. Ülkemiz hiç bir zaman böylesi çoklu tehlike ve karmaşa içine düşmemişti. Bu nedenle seçimlerin öne alınmış olması var olan tehlikelerin daha da büyümemesi için yararlı olmuştur.

YAP-BOZ SORUSU

24 Haziran Seçimleri 2002’den buyana yapılan seçimlerden çok farklı ve önemlidir. Şimdiye kadar yapılan tüm seçimlerde AKP lehine hileler yapıldığının kanıtları vardır .  (Beş bölümlük SEÇSİS -SEÇİM GÜVENLİĞİ başlıklı yazı dizisini okumanızı öneririm. https://nacikaptan.com/?p=8242 )

>> 24 Haziran seçimlerinde yine hile yapılacak mıdır ?

>> AKP herşeye rağmen seçimleri kaybettiğinde demokrasi kurallarına uyacak mıdır ?

>> Aşağıda son iki senelik arşivlerden çıkardığım yazılarda konu edilen toplumun bir bölümünün silahlandırılmasının amacı nedir ?

>> R.T.Erdoğan sarayının çevresini neden tahkim etmekte ve sarayda neden ÖZEL GÜVENLİK MÜDÜRLÜĞÜ’nü seçim öncesi kurdurmaktadır ?

>> “R.T.Erdoğan , İngiltere’de Bloomberg televizyonuna verdiği röportajda, kendisinin yeniden bu göreve seçilmesi, ancak parlamentoda partisinin çoğunluğu kaybetmesi durumunda neler yaşanabileceği yönündeki soruya “Dereyi görmeden paçalar sıvanmaz. Böyle bir neticeye göre hazırlıklarımız şüphesiz olacaktır. A, B, C planlarımız var” karşılığını verdi. ” Sizce bu A B C planları neler olabilir ?

VE EN ZOR SORU ;

Erdoğan her şeye rağmen seçim/leri kaybederse DEMOKRASİ KURALLARINA göre makamını terk edecek midir ?

Değerli arkadaşlar ;
Yazı uzundur , sabırla okumanızı dilerim.

Naci Kaptan / 24.05.2018

Yavuz Alogan
Aydınlık Gazetesi, 30.12.2017

Saray’ın kâbusları

Muktediri en fazla korkutan sınırsız iktidar mecburiyetidir. Bu mecburiyetin anaforuna kapılan muktedirin geri dönüşü, yaptığı hataları telafi etme şansı yoktur. Bir adım gerilese, bir seçim kaybetse, işlediği bütün suçların ve ihanetlerin önüne dağ gibi yığılacağını ve kendisinden hesap sorulacağını bildiği için sınırsız iktidar arayışına mecburdur.

Kendisini herkesin ve her şeyin üstünde tutmaya mecburdur. Denetleyici, sorgulayıcı, hatta muhalif hiçbir kurum ve güç kalmayana kadar kendi iktidarını tahkim etmek, merkezileştirmek, çevresini menfaat ağlarıyla örmek, kendi silahlı gücünü oluşturmak zorundadır.

Yasama gücünün üstüne çıkmak için ülkenin yasalarıyla oynar. Gözünü ülkenin yargıç ve savcılarından ayırmaz. Günün birinde bir Cumhuriyet Savcısı çıkıp herkesin gözüyle gördüğü, kulağıyla işittiği, neredeyse eliyle dokunduğu somut kanıtları bir fezleke haline getirip Yüce Divan’a (az kalsın “İstiklâl Mahkemesi’ne” diyecektim!)… İşte bundan çok korkar, çünkü ne yaptığını en iyi bilen yine kendisidir. Bu nedenle sonuna kadar gitmek zorundadır.

İç savaşı göze alır. Hatta öyle bir an gelir ki iç savaşı, büyük bir iç karışıklığı kendi kurtuluşu olarak görür. Bu yüzden ülkenin nizami ordusunu yeniden tertiplemeye, iç güvenlikten sorumlu jandarma, özel kuvvetler gibi askeri unsurları kendi kadrolarıyla yenilemeye, sokaktan adam toplamaya başlar. Bizler “Kuleli açılsın!” diye duygusal konuşmalar yaparken, askeri personel alım merkezlerine kendi adamlarını yerleştirir. Benzetmek gibi olmasın ama 1933’te Hitler iktidara geldiğinde en büyük korkusu Prusya askerî geleneğine bağlı Alman ordusuydu. Komplo ve şantaj yöntemleriyle komuta kademesini esir aldığı orduyu (hâşâ huzurdan!) savaş koşullarında bile siyasî polisle (SS) denetledi. Fakat Hitler ne yaptığını biliyordu ve bağımsız hareket edebiliyordu ………………………..

Yazının tamamı ;
https://www.aydinlik.com.tr/saray-in-kabuslari-yavuz-alogan-kose-yazilari-aralik-2017

Orhan Bursalı
25 Haziran 2017 Pazar

Sevgili dostum Ali Sirmen, “AKP kaybederse iktidarı teslim eder mi?” başlıklı perşembe günkü yazıma, dün başka bir boyuttan çok değerli katkıda bulundu. Lütfen okuyun.

Bu arada bir okurum, 13 Haziran 2013 tarihli bir yazımın fotoğrafını gönderdi: “RTE iktidarı bırakmaz…” 4 yıl önce: “…iktidarı ve partisini, ‘normal, demokratik, seçimle gelip gidecek’ bir parlamenter sistemin bir unsuru olarak görenler, stratejik ve çok temel bir siyasi hata yapıyorlar demektir… Oyunun kurallarını kabul etmeyen birisiyle, oyunun kurallarını kabul eden birisinin herhangi bir ortaklığı zaten olamaz…”

http://orhanbursali.blogspot.com.tr/2013/06/rte-iktidar-brakmazama-ne-inci-kefali.html

cumhuriyet.com.tr
01 Şubat 2018 Perşembe

Türkiye hukukun üstünlüğü sıralamasında sondan 12. oldu

Türkiye, “2017 Hukukun Üstünlüğü Endeksi”nde (Rule of Law),
iki sıra daha gerileyerek 113 ülke arasında 101’inci sırada yer aldı.

T24’ten Damla Uğantaş’ın haberine göre, Türkiye, “2017 Hukukun Üstünlüğü Endeksi”nde (Rule of Law), iki sıra daha gerileyerek 113 ülke arasında 101’inci sırada yer aldı. Ülkelerin bulundukları coğrafi bölgelere göre kategorize edildiği endekste Türkiye, Doğu Avrupa ve Orta Asya grubundaki 13 ülke arasında sonuncu sırada yer alırken, orta üst gelir grubundaki 36 ülke arasında ise sadece Venezuela’nın önünde kendine yer bulabildi.Türkiye aynı endekste 2014’te 59, 2015’te 80, 2016’da 99’uncu sırada bulunuyordu.

Yeniçağ
23.05.2018 10:46

Cumhurbaşkanlığı’na Özel Harekat Müdürlüğü!

Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında Cumhurbaşkanlığı Koruma Daire Başkanlığı bünyesinde Özel Harekat Şube Müdürlüğü kurulması ile ilgili Bakanlar Kurulu kararı yer aldı.Cumhurbaşkanlığı Koruma Daire Başkanlığı bünyesinde Özel Harekat Şube Müdürlüğü kurulmasına ilişkin Bakanlar Kurulu kararı Resmi Gazete’de yayımlandı. Buna göre, Emniyet Genel Müdürlüğünün merkez teşkilatında Cumhurbaşkanlığı Koruma Daire Başkanlığı bünyesinde Özel Harekat Şube Müdürlüğü kurulması kararlaştırıldı.Söz konusu karar, İçişleri Bakanlığının 4 Nisan 2018 tarihli yazısı üzerine, 3046 sayılı Kanun’un 16’ncı maddesinin (b) bendine göre, 9 Nisan’da Bakanlar Kurulunca verildi.

http://www.yenicaggazetesi.com.tr/cumhurbaskanligina-ozel-harekat-mudurlugu-193238h.htm

24 Mayıs 2018 Perşembe
cumhuriyet.com.tr

24 Haziran seçimlerinde istenilen sonuç alınmazsa iç savaş tehdidinde bulunan Prof. Dr. Ahmet Maranki hakkında soruşturma başlatıldı.hakkında usulsüz ilaçtan çok sayıda dava bulunan Prof. Dr. Ahmet Maranki, 24 Haziran seçimlerine sayılı günler kala Akit Tv’de katıldığı canlı yayında gündemi sarsacak ifadeler kullandı. Maranki, seçimlerin bekledikleri sonuca ulaşmaması durumunda “Belgrad Ormanı’na gömdüklerini çıkararak savaşacakları” tehdidini savurdu. Maranki hakkında savcılık soruşturma başlattı.

http://www.cumhuriyet.com.tr/amp/haber/turkiye/981768/

25 Mayıs 2018

Konya’da dev silah operasyonu
Konya’nın Beyşehir ilçesinde düzenlenen operasyonda bin 536 av tüfeği, 302 adet muhtelif av tüfeği parçaları ile çok sayıda kesici delici alet ele geçirildi.

Beyşehir ilçesinde, jandarma tarafından düzenlenen operasyonda, bin 536 av tüfeği, 302 adet muhtelif av tüfeği parçaları ile çok sayıda kesici delici alet ele geçirildi.İlçe Jandarma Komutanlığı ekiplerince, Hamidiye Mahallesi’ndeki bir depoda ruhsatsız silah bulunduğu istihbaratı üzerine çalışma başlatıldı.

Depoda yapılan aramada usulsüz ve kaçak üretim olduğu iddia edilen bin 536 adet av tüfeği, 9 bin 569 adet komando bıçağı, 34 adet özel yapım balta, 174 adet satır, iki adet kılıç ve 302 adet muhtelif av tüfeği parçaları ile çok sayıda kesici delici alet ele geçirildi.

Söz konusu malzemeler, İlçe Jandarma Komutanlığı bahçesinde sergilendi. Yürütülen soruşturma kapsamında adliyeye sevk edilen M.K. ve İ.K’nin ifadelerinin ardından serbest bırakıldığı öğrenildi.Başlatılan soruşturma sürdürülüyor.

https://www.yenisafak.com/gundem/konyada-dev-silah-operasyonu-3333846

Sivil yurttaşların yıllık 200 olan mermi hakkı 1000 mermiye çıkarıldı

Sivil vatandaşlara tanınan yıllık 200 adet olan mermi kullanım (istihkak) hakkı, 15 Mart 2018 tarihi 1000 adet mermiye çıkarıldı.Dünya genelinde bireysel silahlanmaya karşı kampanyalar sürdürülürken ve her yıl ateşli silahlardan kaynaklanan ölümler artarken, İçişleri Bakanlığı’nın ateşli silahlar ve av silahı bayilerine gönderdiği genelgede 200 adet mermi alma hakkının 1000 adede çıkartıldığı belirtildi.

“Mermi hakkı 106 bin kayıp silah için mi 5 katına çıkarıldı?”

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun imzaladığı genelge ile sivil yurttaşlara daha fazla mermi alabilme hakkı doğdu. Ancak 1000 adet merminin toplu şekilde mi verileceği yoksa belirli aralıklarla istenilen kadar mı alınacağı konusunda herhangi bir açıklama yapılmadı.

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/943824/

Saray’da bir iç savaş çığırtkanı… ‘Her eve silah’ istedi
Cumhurbaşkanlığı Arşiv Müdürü Muhammet Safi’nin sosyal medya hesabından “Her eve bir otomatik tüfek ve 1000 mermi projesi şart” paylaşımı yapması tepki çekti. CHP’li Özgür Özel, “Türkiye iç savaşa sürüklenir” uyarısında bulundu.

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/siyaset/767440/

saygı öztürk
Ürküten tablo: 25 milyon silah, biner mermi

25 MİLYON ADET KAÇAK SİLAH

Türkiye’de silah bulundurma ve taşıma ruhsatına sahip olanların 710 bin civarında olduğu belirtiliyor. Bu yıl en az 100 bin civarında emekli ya da halen görevde bulunan güvenlik korucularına, emekli de olsa orman muhafaza memurlarına da ruhsatlı silah verilecek. Resmi sayıya göre halen ruhsatlı olan yivsiz av tüfeği sayısı da 1 milyon 641 bin adet. Pompalı silahların sayısı da yine milyonlarla ifade ediliyor.

Ruhsatsız silah edinmek de kolaymış. İnternetten 750 liraya silah alındığı, bunun bin 800 liraya satıldığını TBMM’de yapılan konuşmalardan öğreniyoruz. CHP Milletvekili Mehmet Tüm, bireysel silahlanma boyutunun araştırılması için 25 arkadaşıyla birlikte TBMM Başkanlığı’na önerge verdi. Önergeden, ülkemizde ruhsatsız silah sayısının 25 milyon adet civarında olduğunu öğreniyoruz. Tabii ruhsatsız olduğu için gerçekte ne kadar silah bulunduğunun bilinmesi mümkün değil. Ancak Emniyet yetkilileri tarafından da bu sayının belirtildiği de Tüm’ün konuşmasında yer alıyor.

İKİ YÜZDEN BİN MERMİYE

Bakıyorsunuz öğretim üyesinde silah. O gün tam 27 mermi sıkmış. Silah “bulundurma” olduğuna göre, bu kadar mermiyi bu hoca nasıl buluyor? Yerli sanayiyi desteklemek adına ruhsatlı ve bulundurma silahı olanların daha fazla mermi alabilmelerinin yolu da genelgeyle açıldı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun 14 Mart 2018 tarih ve 2018/5 sayılı genelgesini okuyalım:

“Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmelik’in 24. Maddesi ‘Valilerce taşıma veya bulundurma amacıyla ruhsata bağlanmak üzere silah satın alma izni verilen gerçek kişilerle, kurum, kuruluş veya işyeri demirbaşına kayıt edilecek her silah için yıllık en fazla 200 adet mermi satın alınabilir.

İhtiyaç sahiplerinin valiliklere yapacakları yazılı başvuru üzerine, taşıma veya bulundurma ruhsatlı silahlar için 200 adet olan mermi istihkakı en fazla bin adede çıkarılmıştır.”

Mermi bol. Sıktıkça sıkarsınız. Sonra, 363 kadından 283’ünün tabancayla öldürüldüğünü, bireysel suçlarda ateşli silah kullanımının yüzde 80’i geçtiğini açıklarsınız. Bir yanda kaçak silahlar, mermiler, bir yanda ruhsatlı silahlar için mermi sayısını artırmalar. Gerilim ortamında bu silahlanma ürkütüyor haberiniz olsun…

https://www.sozcu.com.tr/2018/yazarlar/saygi-ozturk/urkuten-tablo-25-milyon-silah-biner-mermi-2337342/

Sorunun temelinde ne var?

AKP seçimi kaybederse iktidarı bırakır mı, sorusuna çok paylaşım ve yanıt geldi. Ve egemen görüş: Vermezler, vermemek için de her şeyi göze alırlar… Bu kanaat bu kadar yaygın olarak nasıl giderek egemen olmuş acaba? Melih Aşık da Ali Sirmen gibi “Böyle bir sorunun soruluyor olması bile demokrasimizin fotoğrafıdır” diyerek, ülkemizin içinde bulunduğu çok önemli bir açmazı dile getirerek devam ediyor: “Kaldı ki bu soruya ‘teslim eder’ diyecek babayiğiti de zor bulursunuz..” Durum budur,

http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/767948/

cumhuriyet.com.tr
17 Temmuz 2016 Pazar

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı:
Darbelere karşı ruhsatlı silah almasının önü açılacak.Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Şeref Malkoç, İçişleri Bakanlığı’nın konuyla ilgili yasal düzenleme talep edeceğini söyledi.TRT Haber canlı yayınında açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Şeref Malkoç şunları söyledi: “Şimdi vatandaşın ruhsatlı silah almasında önüne engel çıkartılıyor. Bu, sayın İçişleri Bakanımız bununla ilgili yasal düzenleme talep edecek, milletimizin ruhsatlı silah almasının önü açılacak.

Türkiye’de olay oluyor, birbirini vurmalar. Bakın çoğu ruhsatsız silahlarla oluyor. Ama darbeye teşebbüs edenlere karşı milletin meşru müdafaa hakkını savunması için ruhsatlı silah verilmesinin önünün açılması lazım. Cinayetler şunlar bunlar ruhsatlı silah almıyor. Milletin meşru müdafaa hakkı için mutlaka ruhsatlı silah alınmasının önünün açılması lazım.”

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/569108/

cumhuriyet.com.tr
14 Aralık 2017 Perşembe

Almanya’da soruşturma genişliyor…
‘Osmanlılar’ mercek altında

Almanya’nın Baden Württenberg eyaletinde milliyetçi “Almanyalı Osmanlılar”la ilgili soruşturma devam ederken, farklı iddialar da ortaya atılıyor. Alman devlet televizyonu, AKP’li Metin Külünk’ün “Almanyalı Osmanlılar” finans sağladığını iddia ederken, Hür Demokrat Partili Hans-Ulrich Rülke, “Erdoğan, Almanya’da paramiliter destek birliği kuruyor” dedi.

AKP’li vekil Metin Külünk’ün para verdiği iddia edilen Almanyalı Osmanlılar çetesinin olası yurt dışı bağlantısına dair soruşturma açılırken FDP’li Hans-Ulrich Rülke, “Erdoğan, Almanya’da paramiliter destek birliği kuruyor” dedi.

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/dunya/886473/

BirGün
ERK ACARER / 23.12.2017

Sınır ötesine taşan kaos:
Almanya’da infaz timleri

Türkiye’de kutuplaşma tüm hızıyla devam ediyor. AKP iktidarının kaybedeceği olası seçimleri tanımayacağına ilişkin bir ajandası olduğu anlaşılıyor. Adını sıkça dile getirdiğimiz ‘kurumların’ bir anlamı var. SADAT, Osmanlı Ocakları, 22 ilde teşkilatlanan Halkın Özel Harekat birimi (HÖH) gibi yapıların üzerine mafya ve ‘medya’ tetikçilerini koymak mümkün. 15 Temmuz’dan sonra kurulan ve mantar gibi çoğalan ‘darbesavar’ dernekler de konu kapsamında.

Ülkeye çöken karanlığı görmemek elde değil. Ancak bu karanlığın Avrupa’ya sıçradığına ilişkin somut örnek ve istihbaratlar da var. HDP’li Garo Paylan’ın gündeme taşıdığı ve Alman güvenlik birimlerinin teyit ettiği, ‘suikast timleri’ bilgisi çarpıcı. Bunu, ‘kahin medya tetikçilerinin’, ‘Avrupa’da infazlar yapılsın’ önerisi ile birlikte değerlendirebiliriz. Şüphesiz AKP’li Metin Külünk’ün, kendisinin yalanladığı ancak Alman istihbaratının ‘doğrudur’ dediği Almanya Osmanlı Ocakları’na, 2 zarfta yüklü miktarda para vermesi de aynı çerçevede.

AKP iktidarına, çok fazla yöneltilecek soru var. İlk kez bir iddiayı gündeme getirerek şunu soralım: 16 Nisan referandumundan önce hangi vekil, Almanya Osmanlı Ocakları’ndan Antalya’ya giden kişi ile ne amaçla buluştu?

https://www.birgun.net/haber-detay/sinir-otesine-tasan-kaos-almanya-da-infaz-timleri-196815.html

cumhuriyet.com.tr
26 Aralık 2017 Salı

PALALI (kafa kesebilirsin) KHK’sı

Burhan Kuzu, Adalet Bakanını yalanladı:
Müdahale edecekleri koruma altına aldık

AKP İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu, ‘15 Temmuz darbe girişimi ve devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması’ için hareket eden sivillere yargı zırhının hükümet kanadından yapılan açıklamaların aksine söz konusu düzenlemenin geleceğe yönelik olduğunu söyledi.Anayasa profesörü olan Kuzu, olağanüstü hal (OHAL) uygulaması kapsamında çıkartılan 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’de (KHK) geçen ‘Bir vatandaş, terör eylemlerini ve devamı niteliğindeki eylemleri bastırmak için harekete geçerse… yargılanmaz’ ifadeleri geçen maddeyle ilgili tartışma yaratacak bir açıklamada bulundu.

Kuzu, sosyal medya hesabı Twitter’dan yaptığı açıklamada KHK ile ilgili ‘işin özeti’ olarak “15 Temmuz benzeri bir darbe veya terör saldırısı yeniden gerçekleşirse, bu ihanete müdahale edecek vatandaşlarımız kanuni olarak koruma altına alınacak” ifadesini kullandı.

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/893327/

Cumhuriyet
02 Ocak 2018 Salı

Meral Akşener iki ilin ismini verdi:
Silahlı eğitim kampları bulunduğunu duyuyoruz.İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Konya ve Tokat’ta silahlı eğitim kampları kurulduğuna yönelik duyumlar aldığını gündeme getirerek araştırılmasını istedi.İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, KHK ile ‘darbe girişimi ve sonrasındaki terör olaylarına müdahale eden sivillere yargı dokunulmazlığı verilmesi’ tartışması devam ederken Tokat ve Konya’da silahlı eğitim kampları olduğu iddiasını gündeme getirdi.

“Örneğin Tokat ve Konya’da silahlı eğitim kampları bulunduğunu duyuyoruz, bu iddialar söyleniyor. Araştırılırsın ve bize bilgi verilsin. Bunların seçim döneminde rol alacakları, istenmeyen bir sonuç çıkması halinde karışıklık yaratacakları yolunda yoğun söylentiler var. Bunlardan birisi de Sadat diye bir yapı. İnanın Sadat da diğer yapılar da benim için toz zerresidir. Bu malum yapılar insanları çatışmaların içerisine sürükleyecekler. Şimdiden uyarıyorum ve önlem alınmasını istiyorum.”

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/siyaset/896838/

cumhuriyet.com.tr
07 Ocak 2018 Pazar

Özdağ’dan silahlı eğitim açıklaması:
Jandarmanın keşif yaptığı tutanaklar var.İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in “Tokat ve Konya’da silahlı eğitim kampları kuruldu” iddiaları üzerine İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Ümit Özdağ da bir açıklama yaptı. Özdağ: Jandarmaya yapılan suç duyuruları da var. Jandarmanın gidip keşif yaptığı yerler de var. İhbardan sonra tutanak tutuluyor.

“SİYASİ KONJONKTÜR FAZLASINI YAPMAYA MÜSAİT DEĞİL”

Özdağ, şöyle devam etti: “Bir silahlanma süreci yaşanıyor. Son 23 ay içerisinde 2 milyon 300 bin yivsiz tüfek ve tabanca için ruhsat verildi. Bakanlığın rakamı, çılgın bir silahlanma. Bir de ruhsatsız ve uzun namlulu ağır saldırı silahlı şeklindeki silahlanmadan bahsediliyor.Diğer yandan sadece Konya ve Tokat’ta değil, ülkenin belirli yerlerinde geçici nitelikli kamplar kuruluyor. Kuruluyor kaldırılıyor.”

Özdağ, bu kampların nerede kurulduğu yönündeki soruya ise şu karşılığı verdi: “Çok önemli değil nokta da verebiliriz. Hatta Jandarmaya yapılan suç duyuruları da var. Jandarmanın gidip keşif yaptığı yerler de var. İhbardan sonra tutanak tutuluyor, ‘Siyasi konjonktür fazlasını yapmaya müsait değil’ diyor. Tam cümle bu…Genel başkan, ‘Hukuk bunlara el koysun, kim bunlar’ dedi. Nasıl fotoğraf çektiriyorlar. Kendilerine özel harekat adının veriyorlar.

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/900181/

30/5/2016
Mehmet Eymür

HACI PAŞA’NIN ANAYASASI
İstanbul Beylikdüzü’nde SADAT isminde askeri egitim veren bir sirket var. Belirtildigine göre yöneticileri ve personeli irticai faaliyetleri nedeniyle ordudan uzaklastirilmis veya emekli edilmis subay ve astsubaylar. Basinda emekli Tuggeneral Adnan Tanriverdi bulunuyor. SADAT’in genis bir danisman kadrosu var: Yeni Akit yazarlari Abdurrahman DILIPAK ve Ahmet VAROL gibi siviller hariç hemen hemen tamami eski asker. Bazilari Kuzey Irakta görev yapmis ve Arapça biliyorlarmis.

SADAT’in resmi internet sitesinde verdigi “Egitim Hizmetleri” söyle siralaniyor: “Sabotaj, suikast, pusu, baskin, adam kaçirma, tedhis (terör), gerilla harekâti, tahrip, sokak hareketleri ve gizli etkinlikler.

Yetkilileri tarafindan inkâr edilse de, basinda ve Internet’te SADAT’in faaliyetinin kanunsuz oldugunu, Suriyeli muhalifleri, ülkemizde yasayan Çeçen militanlari, hatta ISID mensuplarini egitip, Suriye ve Irak’a yolladigina dair çok miktarda iddia var.

http://www.atin.org/detail.asp?cmd=articledetail&articleid=531

12 Ocak 2018 Cuma 18:41
ABC – TELE1 / ÖZEL HABER

ABC YASADIŞI SİLAHLI EĞİTİM KAMPLARINI BELGELEDİ:
YEDİ KAMPTAN BİRİ DE İSTANBUL’DA!

İddialar çok konuşulmuş ama şimdiye kadar hiçbir kanıt sunulmamıştı. ABC Gazetesi gündeme bomba gibi düşecek görüntülere ve bilgilere ulaştı. İşte İslamcı-Ülkücü ortaklığıyla silahlı eğitim verilen kamplara ilişkin ilk kez gün yüzüne çıkan bilgiler…ABC Gazetesi ve TELE 1 Televizyonu, iktidar yanlısı yasadışı dinci ve faşist grupların iç savaş hazırlığı yapmak amacıyla silahlı eğitim kampları kurduğu iddiasını, ulaştığı belge ve fotoğraflarla kanıtladı.İslamcılar (bir bölümünün imam hatip lisesi mezunu ya da mensubu olduğu belirtiliyor), Osmanlı Ocakları üyeleri ve AKP ile işbirliği halindeki bazı ülkücüler bu kamplarda birlikte talim yapıyor.

http://m.abcgazetesi.com/abc-yasadisi-silahli-egitim-kamplarini-belgeledi-yedi-kamptan-biri-de-istanbulda-74831h.htm

ABC Gazetesi
11.01.2018

Karamollaoğlu:
‘Reis’in adamları’ adında gruplar kuruluyor
Saadet Partisi lideri Karamollaoğlu, düzenlediği haftalık basın toplantısında, AKP iktidarının ‘Reis’in Adamları’ isimli yasadışı gruplar kurmaya başladığını belirterek, çarpıcı açıklamalarda bulundu.

http://www.abcgazetesi.com/karamollaoglu-reisin-adamlari-adinda-gruplar-kuruluyor-74688h.htm

Washington Post:
Erdoğan, ülkeyi totaliter bir hapishaneye çeviriyor

BD’li Washington Post gazetesi bugünkü sayısının başyazısında Erdoğan’ın Türkiye’yi “kasvetli totaliter bir hapishaneye” çevirdiği yorumunda bulundu.Washington Post, Türkiye’de 23 gazetecinin Twitter üzerinden paylaştıkları mesajlar nedeniyle “terör örgütü üyeliğiyle” suçlandıklarını ve 2 ila 7 yıl arasında hapis cezası aldıklarını belirtti.

Gazetede, “Türkiye’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yönetimi altında bir tweet suça, sorunlu bir demokrasi de diktatörlüğe dönüşüyor. Yavaş yavaş ama durdurulamaz biçimde aydınlanmış ılımlılığın bir örneği olan ülke, Erdoğan tarafından kasvetli totaliter bir hapishaneye dönüştürülüyor” denildi.

BBC Türkçe’nin haberine göre, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Erdoğan’ın basında, hükümette, akademik dünyada ve emniyet güçleri arasında düşman olarak algıladığı kişilere karşı “baskı kampanyası” başlattığı ve bu süreçte 60 bin kişinin tutuklandığı, 150 bin kişinin de işini kaybettiği belirtildi.

https://www.birgun.net/haber-detay/washington-post-erdogan-ulkeyi-totaliter-bir-hapishaneye-ceviriyor-207746.html

ABD’nin önemli gazetelerinden Washington Post’ta Nicholas Danfhort’un imzasını taşıyan bir Türkiye analizi yer aldı. Danfhort, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan her zamankinden güçlü görünse de Türkiye’nin şiddet ve kaos sarmalına girebileceğini öne sürdü. Cumhuriyet’in aktardığı habere göre, Danfhort’un yazısında yer alan bazı dikkat çekici bölümler şöyle:

“Türkiye’nin kaderinin sivil otoriterlik sayesinde boğucu ama istikrarlı bir seyir izleyeceğini varsaymak hata olacaktır. Askeriye gibi kurumlardaki bölünme, Erdoğan’ın demokratik mirası aşındırması ve parlamenter demokrasiye yönelik devam eden saldırılarıyla birleşince, Türkiye önümüzdeki yıl karşılaşması muhtemel şoklara hazırlıksız yakalanacaktır. Eğer ülkedeki durum kontrolden çıkarsa sonuç; demokrasinin geri dönmesi değil, şiddet ve kaos sarmalı olabilir.”

Darbe girişimi sonrası ordunun giderek daha güvensiz ve paranoid olduğunu iddia eden Danfhort, Erdoğan’ın sivil çatışma ihtimaline karşı iyi silahlandırılmış ve kendisine çok sadık yeni başka örgütlenmeler üzerinde çalıştığını öne sürdü. Yazıda, hükümetin polis özel kuvvetlerini ve istihbarat servisini orduyla bir çatışma ihtimaline karşı daha fazla silahlandırdığı vurgulanırken, “Erdoğan, aynı zamanda sivil yurttaşları silahlandırıp örgütleyerek 2013’teki gibi yaygın protesto ihtimaline karşı bunları kullanmaya hazırlanıyor” ifadesine yer verildi ve söz konusu yapılara örnek olarak ‘Osmanlı Ocakları’ zikredildi. “Türkiye’nin kurumlarının çöktüğünü” ileri süren yazar, yazısını “En kötü senaryo, Erdoğan’ın ülkeyi artık istikrarı sağlamanın mümkün olmadığı noktaya kadar sürüklemesidir” ifadesiyle bitiriyor.

http://www.sanalgaste.com.tr/washington-post-erdogan-ic-savasa-hazirlaniyor/2591/

Seçim öncesi garip olaylar!
Arslan BULUT
arslanbulut@yenicaggazetesi.com.tr
24 Mayıs 2018
…………………………………

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, genel af çağrılarında adından ve mücadelesinden bahsettiği mahkûm Alaattin Çakıcı’yı tedavi gördüğü hastanede ziyaret ediyor. Evet ben de biliyorum ki Alaattin Çakıcı, hayatı boyunca devlet lehine çalıştı. Fakat onu yer altı dünyasının içine atan da işlediği suçlardan mahkûm eden de devlettir.Şimdi adı Devlet olan bir siyasi parti genel başkanı tarafından ziyaret ediliyor. Hem de seçime bir ay kala!Bunun bir siyasi anlamı olmalı değil mi? Tamamen insani niyetlerle olduğunu kimse söylemesin. Öyle olsaydı ziyaret için baskın seçimden bir ay öncesine kadar beklenir miydi?

Diğer taraftan, iktidarın seçimi kaybedeceği anlaşılırsa, hukuk dışı yollarla muhalefeti durdurmaya çalışacağına dair endişeler var! Paramiliter gruplar yetiştirildiğine dair iddialar vardı hani… Silâh ruhsatı olanlara verilen mermi sayısının bine çıkarılmasını da buna eklerseniz hazırlıkların tamamlandığı sonucunu çıkarıyorsunuz.Bir de İYİ Parti’nin stand açtığı yerlerin bitişiğine HDP’lilerin gelip stand açması olayları yaşanıyor! Çıngar çıkmadı ama bu tür olaylarla nereye varılmak istenmektedir?

http://www.yenicaggazetesi.com.tr/arslan-bulut-5y.htm
This entry was posted in DEMOKRASİ-ÖZGÜRLÜK, FAŞİZM, SEÇİM - SEÇSİS. Bookmark the permalink.

2 Responses to 25 HAZİRAN İÇİN BİR İŞARET FİŞEĞİ

  1. atakan mert says:

    Değerli Dostlar,
    Bütün bu bilgilerin yukarıda alt alta sıralanması bir açıdan çok iyi. Çünki unutulan bazı bilgileri hatırlamamızı sağlıyor. Ancak diğer açıdan da seçmenler üzerinde negatif etkisi de olabilir. ”Mademki ne yapsak RTE gitmeyecek o zaman seçim sandığına gitmeme de gerek yok” gibi bir algı doğabilir.

    • Nacikaptan says:

      Değerli dostum Atakan ,

      FAŞİZM adım adım yaklaşıyor . Programlı bir silahlanma var. Silahlı Eğitim kampları kuruldu , silahlara verilen mermi miktarı arttırıldı .İYİ PARTİ VE SAADET PARTİSİ standlarına ve parti çalışanlarına saldırılar başladı .MHP bu saldırılarda baş aktör . Tüm bunları görmezden gelmek olası değil .DEMOKRASİYİ SAVUNAN hiç bir seçmenin bu karanlık oluşuma baş eğeceğini düşünmüyorum. Bu baskıya rağmen YURTSEVER , AKLI BAŞINDA seçmen oylarını kullanarak demokrasinin gereğini yerine getirecektir.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *