POLİTİKA GÜNDEM SEÇİM *** 24 HAZİRAN’A DOĞRU

İlk Kurşun Gazetesi
7 Mayıs 2018.
Suay Karaman

24 HAZİRAN’A DOĞRU

24 Haziran seçimlerine doğru önce seçim birliktelikleri, sonra cumhurbaşkanı adayları belli olmaya başladı. Yeni seçim yasasına göre AKP, MHP, BBP ‘Cumhur İttifakı’ kurarken; CHP, İyi Parti, Saadet Partisi ise ‘Millet İttifakı’ kurdu. Öncelikle cumhurbaşkanlığını almak isteyen ve bu yüzden Cumhur İttifakı yapan AKP, Millet İttifakından korkmuş şekilde, hırçınca yoluna devam edecektir.

Yeni sistemde her şeyin başı olan cumhurbaşkanı için, Meral Akşener, Tayyip Erdoğan ve Muharrem İnce partileri tarafından aday gösterilmişlerdir. Erdoğan’ın ülkeye ne getirip, neler götürdüğü ortadadır. Bu bağlamda Akşener ile İnce’nin söylemleri, eylemleri ve kuracakları ekipler çok önem taşımaktadır. Özellikle parlamenter demokrasiye döneceklerinin güvencesini vermeleri, toplumu büyük ölçüde rahatlatacaktır ve böylelikle 16 Nisan 2017 tarihinde yapılan halk oylamasının üzerindeki şaibe de ortadan kaldırılacaktır.

Ülkenin cumhurbaşkanı olacak kişinin bilgisi, birikimi, kültürü ve düzeyi yüksek olmalıdır. Bunun yanında geçmişi temiz olmalı, karanlık ilişkileri bulunmamalıdır. Atatürk ilke ve devrimlerine bağlı, yurtsever, ülkesinin ve halkının çıkarlarını koruyan, bulunduğu makamı dolduracak olgunlukta olması gerekir. Eğer seçmenler bunları göz önüne alırsa, toplumun baskı ve sıkıntıdan kurtulabilmesi sağlanmış olacaktır.

Meral Akşener, uzun bir süreden beri çalışmalarını yürütmektedir ve siyasi iktidar karşısında yeni kurulan partisiyle ivme kazanmış, umut olmuştur. Seçime 51 gün kalmışken CHP, cumhurbaşkanı adayını açıklamıştır. Öncelikle partinin içinden biri olması, partilileri sevindirmiş ve büyük bir coşku yaratmıştır.

Muharrem İnce’nin iyi bir hatip olduğu bilinmektedir ancak önemli olan çok konuşmak değil, etkili konuşmaktır. İdeolojik temele dayanan, sağlam konuşmalar yapmaktır. Adaylık açıklaması sonrasında, Hacı Bayram Veli türbesini ziyaret edip, ardından cuma namazı kılması, basit politik manevradır. Aslı varken, kimse suretine bakmaz. Özellikle CHP’li bir adayın asıl gitmesi gereken yer Anıtkabir olmalıydı.

Büyük şairlerimizden Orhan Veli Kanık, çıkardığı Yaprak dergisinde 15 Mayıs 1950 tarihinde şöyle yazmıştır: “Seçimler bitti. Demokrat Parti, Halk Partisi’ni korkunç bir bozguna uğrattı. Oysa ki Halk Partisi, halkı kazanacağını umarak fikirleriyle prensiplerinden son zamanlarda ne fedakarlıklar etmişti. Bütün yayınlarına göz yumulan din dergileri, okullara konan din dersleri, yeniden açılan ilahiyat fakülteleri, imam hatip kursları, türbeler, şahsi sermayeye sağlanan imtiyazlar, her türlü irticaa tanınan haklar; hiçbiri kar etmedi.” Tarihten ders alınmaz ve aynı hatalara tekrar düşülürse, değil iktidar olmak, ana muhalefet bile olunamaz.

Üstelik İnce’nin adaylık açıklamasından dokuz gün önce söylediği sözler, toplumun bölünmesine hizmet eder niteliktedir: “Cumhurbaşkanı yardımcılarını baştan ilan edeceğim: Bir yanıma muhafazakar bir ismi, bir yanıma milliyetçi bir ismi, bir yanıma bir Kürt’ü, bir yanıma bir Alevi’yi alacağım Cumhurbaşkanlığı yardımcısı olarak.” CHP’nin cumhurbaşkanı adayı, yardımcılarını bu şekilde istediğine göre Lübnan gibi, Irak gibi bir modelde federatif devlet ihalesine uygun görünüm sergilemektedir.

Eğer ortak düşünce AKP’yi iktidardan indirmek ve yeni bir cumhurbaşkanı seçmek ise, o halde yapılan seçim birlikteliğinin gereği olarak, cumhurbaşkanlığı için de ortak hareket etmek gerekir. İnce’nin aday yapılmasıyla, Akşener’e gidecek CHP oylarının gidişi durdurulmuştur. Dış güçlerin yaptığı yeni proje çerçevesinde İnce’nin aday gösterilmesi sonucunda, Akşener’e gidecek oylar engellenerek, ilk turda Erdoğan’ın seçtirilmesi sağlanmak istenmiş olabilir. Bunun benzeri Ekmeleddin olayında yaşanmıştı. Dış güçlerin desteğiyle dayatılan yanlış aday sonucunda, ilk turda Tayyip Erdoğan’ın seçtirilmesi sağlanmıştı.

Burada önemli olan, seçimi muhalefetin doğru adayıyla, ikinci tura taşımaktır. Seçimin ikinci turuna Erdoğan ve İnce kalırsa, büyük olasılıkla Erdoğan seçimi kazanır. İnce’nin seçimi kazanacağını düşünmek ya çok iyi niyetten, ya da saflıktan kaynaklanabilir. Ancak ikinci tura Erdoğan ve Akşener kalırsa, büyük olasılıkla Akşener seçimi kazanır. Çünkü Akşener, hem soldan, hem de sağdan oy alabilecek güce sahiptir. İşte bu durumda seçmenlere büyük görev ve sorumluluk düşmektedir. Her türlü hukuksuzluğu yapan AKP iktidarı sona erdirilerek, yeni bir yönetim oluşturulması için bilinçli seçim yapılmalıdır. Fakat şunu da aklımızdan çıkartmamalıyız ki, sonuçları ne olursa olsun bu seçim son seçim değildir ve olamaz da. Mustafa Kemal Atatürk’ün ülkesinde, her zaman aydınlığa doğru giden bir yol bulunur, bulunacaktır da…

Suay Karaman: 24 HAZİRAN’A DOĞRU

This entry was posted in Politika ve Gundem, SEÇİM - SEÇSİS, SİYASİ PARTİLER, SUAY KARAMAN. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *