Manisa Olay
NACİ AKIN
4 Nisan 2018 Çarşamba
KEŞKE !
Kuşkusuz, cephedeki askerin moral motivasyonunu artırmak, Türk milletinin desteğinin arkalarında olduğunu hissettirmek için Sayın Cumhurbaşkanının sanatçıları, spor adamlarını, göz önündeki tanınmış şahsiyetleri yanına alarak sınıra gitmesi, oradaki askerlerimizle kucaklaşması fevkalade olumlu bir davranıştır. Keşke, içlerinde çürük elmaların olmadığı daha geniş bir kadroyla, toplumun tüm kesimlerini kucaklayabilecek gerçek sanatçıları da yanına alabilseydi.
Keşke; bu ziyaretin magazin boyutu değil de taşıdığı anlamı öne çıkarabilecek davranışlar sergilenebilseydi. Keşke; Devletin zirvesi bu magazin şovunun içine hiç çekilmeseydi. İçlerinde bulunan gerçek sanatçıları tenzih ederim ama televizyonların sahte magazin şöhretleri yerine keşke gerçek sanatçılar olabilseydi.
Keşke; yaşları ilerlemiş olsa da Devlet sanatçısı unvanı taşıyan gerçek sanatçılar, tiyatrocular, müzisyenler olabilseydi. Keşke; uluslararası üne sahip, dünya virtüözlerimiz, Suna Kan, İdil Biret, Fazıl Say, Gülsin Onay, Şefika Kutluer, Pekinel kardeşlerden hiç olmazsa bir kaçı da olmalıydı. Tasavvuf müziğimizi dünyayla tanıştıran, Kudsi Erguner, Mercan Dede gibi sanatçılarımız, Eurovizyon birinciliği ile göğsümüzü kabartan Sertap Erener, İtalya’da yılın komedi sanatçısı seçilen, hepimizin körfez krizindeki çevirilerinden tanıdığı dünyaca ünlü Serra Yılmaz da olabilseydi.
Keşke; Nobel ödüllü bilim adamımız, gururumuz Aziz Sancar, ışığın sesini ölçmeyi başaran Mete Atatüre, üretileceği vaat edilen yerli ve milli otomobillerde kullanılan lityum pillerinin ömrünü üç katına çıkaracak buluşu gerçekleştiren Cengiz Özkan, matematikçi Selman Akbulut, medikal teknolojilerde devrim sayılabilecek buluşlara imza atan, Aydoğan Özcan, Canan Demirdöven ve daha birçok buluşlara imza atan genç yeteneklerimiz ve dünyaca ün yapmış değerli bilim adamlarımız da davet edilselerdi. Belki iş programları gereği A.B.D’den kalkıp gelemeyebilirlerdi ama en az biri bile gelse çok daha anlamlı olurdu.
Keşke; on binlerce sivil, asker, polis, korucu, kamu görevlisi ve vatandaşlarımızın katledilmesinden sorumlu terörist başını “halk kahramanı” olarak PKK toplantısında takdim eden kişinin elini havaya kaldırarak “Megri, megri” diye türkü çığıranlar oraya hiç götürülmeseydi. Keşke ona hiç mikrofon uzattırıp, askerimizle alay edercesine “yaylalar, yaylalar” diye türkü okutturmasalardı.
Keşke; açılım, saçılım süreci fedaisi, bölücü şakşakçısı “Kürdistan yollarında Habur’dayım fonda Ahmet Kaya”, diye twitler atan sözde gazeteci müptezel oraya hiç götürülmeseydi. Bitmedi, “Bizim askerlerin, eşleri sevgilileri de güneydoğu gazileri için saatli maarif takvimine soyunsun” diye aşağılık twit atan bu müptezelin oraya gitmesine keşke hiç müsaade edilmeseydi.
Keşke; “TSK Peygamber ocağı olsaydı hiç arife günü kan döker miydi?” ve “Şehitlik kavramı İslam’da vardır, Türk Kürt savaşında şehitlik olmaz” twitleri atan, askerimizi alenen tahkir eden ve on binlerce şehidimizin manevi hatıralarına dil uzatan müptezel de orada hiç bulunmasaydı.
Keşke; fikri hür vicdanı hür, tetikçi olmayan yazarlarımız, çizerlerimiz, şairlerimiz, romancılarımız, fikir adamlarımız götürülseydiler.
Keşkeleri sıralamak hiç de zor değildir. Anlaşılan o ki; bu gösteri yandaş medyanın organizasyonu. Yandaş kanalların ekran yüzleri, sözde sanatçıları, yandaş gazetelerin tetikçi yazarları ve bazı dolgu maddeleri toplanmışlar böylesi anlamlı bir girişimi reyting uğruna şova dönüştürmüşler. Keşke aralarındaki gerçek sanatçılar, gerçekten yüreği vatan sevgisiyle dolu olanlar, sporcular da istemeden de olsa buna ortak olmasalardı.
Keşke bu olay hiç yaşanmasaydı. Sayın Cumhurbaşkanı da nitelikli kadrolarla Devletin olması gereken vakar ve ciddiyetiyle, askerin disiplinli duruşuyla bu hareketi gerçekleştirmiş olsaydı. Umarım o da olur.
Kalın sağlıcakla…
