PERDE ARKASI ; ŞEKER FABRİKALARI NEDEN KAPATILIYOR * TÜRKİYE ÜZERİNDE EMPERYALİST OYUNLAR ; CARGILL – NBŞ/ FRUKTOZ BÖLÜM IV

 ARAŞTIRMA YAZISI

PERDE ARKASI ; ŞEKER FABRİKALARI NEDEN KAPATILIYOR *
TÜRKİYE ÜZERİNDE EMPERYALİST OYUNLAR ; CARGILL – NBŞ/ FRUKTOZ
BÖLÜM I-II-III-IV-V-VI-VI
ARAŞTIRMA YAZISI BÖLÜMLERİ
https://nacikaptan.com/?p=55255 – BÖLÜM I-II
https://nacikaptan.com/?p=55274 – BÖLÜM III
https://nacikaptan.com/?p=55757 – BÖLÜM IV
https://nacikaptan.com/?p=55808 – BÖLÜM V
https://nacikaptan.com/?p=55965 – BÖLÜM VI

Bölüm IV

Naci Kaptan * 12.03.2018

Değerli okur ,

Türkiye politik ve ekonomik bağlamda kıskaca alınmış durumda . Tüm evrensel değerlendirmelerde sınıf düşüyoruz. Dış borçlarımız ve cari açık Cumhuriyet Tarihinde hiç olmadığı kadar artarken İmam Hatip zihniyetiyle yürütülen dış ve iç politikalar Ülkemizi derin kırılmalara , savaşlara , teröre , büyük borçlanmaya sürüklerken toplum ortadan bölünerek birbirine düşmanlaştırılıyor. Bunu fırsat bilen ülkeler Türkiye pastasından pay almak için planlar yapıyor ve planlarını eyleme koyuyorlar. Ülkemiz , iktidarın yanlış politikaları sonucu kendisine ait olmayan Ortadoğu savaşına girerek gençlerimizin kırılmasına yol açıyor.

Yeni Düyunu-Umumiye yasaları Türkiye’ye ÖZELLEŞTİRME adıyla dayatılıyor. Yunanistan bir bir adalarımızı ilhak ediyor fakat iktidar sessiz kalıyor. AKP’li cumhurbaşkanı Erdoğan ABD dışişleri bakanı ile Devlet’e kapalı olan gizli görüşmeler yapıyor . Ne sözler alınıp verildi bilinmiyor. Elimizde kalmış son milli yatırımlarımız olan 14 şeker fabrikasının da satılması kararlaştırılıyor .

MALİYE BAKANI NACİ ALBAY ÖZELLEŞTİRİLEN KAMU YATIRIMLARINI AÇIKLADI

“Ağbal, 1 Ocak 2001-31 Ocak 2018 tarihleri arasındaki dönemde gerçekleştirilen uygulamalar kapsamında, 121 kuruluşta bulunan kamu payları ile 11 liman, 90 elektrik santrali, 41 işletme, 11 otel, sosyal tesis, 4 bin 85 taşınmaz, 37 maden sahası, 4 gemi, 6 bin 808 kalem makine-teçhizat, 155 adet isim hakkı, marka ve araç muayene hizmetlerinin özelleştirildiğini söyledi.”

İstihdam yaratan yatırımlar elden çıkartılırken ülkemizin tüm yatırımları inşaata yollara köprülere gidiyor. AKP 16 senedir istihdam ve üretim yaratacak hiç bir kamu yatırımı yapmamıştır. Köprüler, yollar , Kanal İstanbul projesi , 3. hava alanı gibi yatırımlar hiç bir istihdam sağlamadığı gibi Kamu/hazine borçlarını altından kalkılamaz duruma getirmekte , işssizlik sürekli olarak artarken Devlet de büyük borçlar altına girmektedir.

BURADA SİZE “EKONOMİK TETİKÇİYİ” HATIRLATMAM GEREK ;

Amerikalı ünlü ekonomist john perkins’in “bir ekonomik tetikçinin itirafları” adlı kitabından birkaç alıntı;

* Kendi otomobilini üretemeyen ülkeye borç para verip otobanlar, yollar yaptırırız..

* Sonra onlara arabalarımızı satarız..

* Daha sonra bankalarını satın alırız..

* Bankalardan halka ucuz krediler verip daha çok araba almalarını sağlarız..

* Böylece verdiğimiz o krediyi arabamızı satarak geri alırız, hem de faiziyle..

* O ülkeye dünya bankası ya da kardeş kurumlardan bir kredi ayarlarız. ayarlanan kredi asla o ülkenin hazinesine gitmez. o ülkede ‘proje’ yapan bizim şirketlerimizin kasasına girer.

* Enerji santralleri, sanayi alanları, limanlar, dev havayolları yapılır..aslında insanların işine yaramayan bir yığın beton yığınları oluşur ve bizim şirketlerimiz kazanır..

O ülkedeki birileri de nemalandırılır. toplum bu düzenekten hiçbir şey kazanmaz. ama ülke büyük bir borcun altına sokulmuş olur. bu o kadar büyük bir borçtur ki ödenmesi imkânsızdır. plan böyle işler..sonunda ekonomik danışmanlar/tetikçiler olarak gider onlara deriz ki;

* Bize büyük borcunuz var. ödeyemiyorsunuz. o zaman petrolünüzü satın, doğal gazı bize verin, askeri üslerimize yer gösterin!

* Askerlerinizi birliklerimize destek olmaları için savaştığımız bölgelere gönderin, birleşmiş milletlerde bizim için oy verin!.

* Elektrik, su, kanalizasyon sistemlerinizi özelleştirin! onları amerikan şirketlerine ya da diğer çok uluslu şirketlere satın!”

Ve bu arada; sosyal hizmetleri, teknik sistemleri, eğitim kurumlarını, sağlık kurumlarını hatta adli sistemlerini ele geçiririz..bu, ikili üçlü dörtlü bir darbeler serisidir.

***
Durumumuz aynen de budur , üstüne üstelik komşu ülkeler ile savaşa da itildik ve yöneticilerimiz BOP üzerinden bu tuzağa düştü . Çok borçlandırıldık . Unutmayınız ki ; “BORÇ ALAN EMİR DE ALIR” tam yukarıda ekonomik tetikçinin yazdığı gibi !

SATILA SATILA ELDE KALAN ŞEKER FABRİKALARINA SIRA GELDİ

Aslında AKP iktidarı uzun zamandır şeker fabrikalarını satmak istiyordu fakat Danıştay karşı çıktığı için satamamıştı . Kuvvetler ayrılığı YOK EDİLDİĞİ için artık AKP’nin önünde hiç bir engel kalmamıştır .

ŞEKER FABRİKALARINI ZARARI

CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu şöyle diyor ;
“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şeker fabrikalarının devletin sırtında yük olduğunu açıkladığını belirterek “Sarayın 13 günlük harcaması şeker fabrikalarının tüm zararını karşılıyor. Saray harcamalarında 30’da 1 oranında tasarruf etse milli şeker sanayimiz ve bu fabrikalardan geçinen 2,5 milyon insanımızın geleceği kurtulacak” dedi.

O halde şeker fabrikalarının satışının ardında yine EKONOMİK TETİKÇİLER ve İŞBİRLİKÇİLERİ vardır.

Yazı dizimize devam edelim ;

NBŞ ÜRETİMİ AB’NİN 8 KATI

Aykut Erdoğdu:
Sarayın 13 günlük harcaması şeker
fabrikalarının tüm zararını karşılıyor

CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şeker fabrikalarının devletin sırtında yük olduğunu açıkladığını belirterek “Sarayın 13 günlük harcaması şeker fabrikalarının tüm zararını karşılıyor. Saray harcamalarında 30’da 1 oranında tasarruf etse milli şeker sanayimiz ve bu fabrikalardan geçinen 2,5 milyon insanımızın geleceği kurtulacak” dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın dün partisinin MKYK toplantısında yaptığı, “Şeker fabrikaları devletin sırtında yük ve zarar ediyor. O nedenle özelleştireceğiz” dediğini hatırlatarak şunları söyledi:

“Bu fabrikalar 2,5 milyon insana iş ve aş sağlıyor. Devletin resmi rakamlarına göre, şeker fabrikalarının 2016 zararı 76 milyon. Aynı yıl saray 650 milyon TL ve 1 milyar 650 milyon TL örtülü ödenek harcaması yaptı. Yani devletin resmi kesin hesaplarıyla kıyaslarsak, sarayın 13 günlük harcaması ile şeker fabrikalarının tüm zararı karşılanıyor. Söz konusu dönemde saray günde 1 milyon 600 bin TL harcamış. Bu sarayın dakikada 4 bin 281 TL harcadığını gösteriyor. Rakamlar milletin sırtına kimin yük olduğu gösteriyor. 2,5 milyonun ekmek kapısı şeker fabrikaları değil, israf batağındaki saray bu milletin sırtına yük.”

İYİ YÖNETİLMİYORLAR
Sayıştay raporlarına göre şeker fabrikaları iyi yönetilmediği için 2016’da 22 milyon TL faiz ödediğinin belirtildiğini kaydeden Erdoğdu, “Fabrikaların iyi yönetilmemesi ne işçilerin ne de pancar eken çiftçinin suçu. Oraya getirdiğiniz adamlar bu fabrikaları rantabl hale getirememiş. O adamların hatasını 2,5 milyon aileye ödetemezsiniz” diye konuştu.

Erdoğdu, Türkiye’de kamu öncülüğünde ve kooperatiflerin girişimciliği ile pancar şekeri üretimi başarıyla devam ettirildiğini, arz güvenliğinin yanı sıra, fiyat ve verimlilik açısından önemli başarılara imza attığını belirterek, “Bu nedenle, özelleştirme kararının iktisadi mantığı çürüktür.” dedi. Şeker pancarı üretiminin sözleşmeli üretimin ilk örneklerinden biri olduğunu ve sanayileşme tarihinde tarımın sanayiye entegre olmasını sağlayarak gıda sanayinin gelişiminde kilit bir rol oynadığını anlatan Erdoğdu, mevcut sistemin arz güvenliği sağladığını ve işletmelerin sürdürülebilirliğini garanti altına aldığını bildirdi. Erdoğdu şöyle devam etti:

“Türkiye’deki 43 şeker fabrikasının 25’i kamuya, 5’i Pankobirlik’e ait. 2016 yılında 15 milyon hektar alanda tahıl ve bitkisel ürün ekilirken, şeker pancarı ekim alanı ise 322 bin hektar civarında gerçekleşti.2017’de pancar üretimi bir önceki yıla göre yüzde 22 artışla 19 milyon 500 bin ton olarak gerçekleşti. Bu miktar Şeker Kanunu’nun uygulanmaya girdiği 2002’den bu yana en yüksek üretim. Üretilen pancar 16 milyon tondan 20 milyon tona yükseldi, dekar başına verim 5,5 tondan 6,1 tona ve ürün taşıyan alan da 2,9 milyon dekardan 3,2 milyon dekara genişledi.”

AB ÜLKELERİ PANCAR ÜRETMEYE DEVAM EDİYOR
Pancardan üretilen şekerin dünyada hükümetler tarafından desteklendiğini anlatan Erdoğdu, 2016 yılında AB ülkelerinin şeker pancarı ve beyaz şeker bakımından Türkiye’nin 14 katına ulaşan oranlarda destek verdiğini bildirerek şunları söyledi:

“Fabrikanın sermaye yapısının ya kamu elinde bulunması ya da tabana yayılarak kooperatif yapısıyla şekillenmesi doğrudur. Ülkemizin coğrafi olarak şeker ithal eden ülkelere olan yakınlığı ve AB ülkelerine göre verimli alanlara sahip olması, Türk şeker sanayinin uluslararası piyasalarda rekabet şansını artırıyor. Uygun iklim ve toprak verimliliği ülkemize, AB’ye kıyasla yüzde 15-20 daha ucuz kristal şeker üretme imkânı sağlıyor. Hollanda gibi şeker pancarı için uygun olmayan iklime sahip AB ülkeleri bile pancar şekeri üretimini tereddütsüz devam ettiriyor. Bunun nedeni pancar ziraatının ve sanayisinin üreticilere sağladığı katma değer. AB ülkelerinden Almanya ve Fransa mevcut tüketiminin iki katı daha fazla şeker üretiyor.”

ABD ve AB’de faaliyet gösteren şirketlerin önemli bir bölümünün çiftçi kooperatifleri ve çalışanlarının içinde yer aldığı yönetim modellerinin mülkiyetinde olduğunu bildiren Erdoğdu, “Pancar tarımı, çiftçiyi köyde tutan en önemli araçlardan biri. Özelleştirme kararı neticesinde 10 milyon insanımız eliyle yaratılan 2,5-3 milyar dolarlık katma değerden ve istihdam gücünden vazgeçilecek, pancar tarımı yok olacak. Pancardan geçimini sağlayan 2,5 milyon insan şehirlere göç ederek işsizler ordusuna katılacak” diye konuştu.

NBŞ ÜRETİMİ AB’NİN 8 KATI
Özelleştirmenin sonucunda sağlığa aykırı olduğu bildirilen nişasta bazlı şekerin (NBŞ) iç tüketimde pancar şekerinin yerini alacağına dikkat çeken Erdoğdu, AB ülkelerinde NBŞ üretiminin çok sınırlı olmasına karşın Türkiye’de AB ülkelerinin 8 katı üzerinde olduğunu söyledi. Erdoğdu şöyle konuştu:

“Ülkemizde, şeker, dünya ortalama büyüme hızının ancak yarısı düzeyinde büyürken, NBŞ üretimi dünya ortalamasının 4 katı, yüksek yoğunluklu tatlandırıcılar ise 10 katının üzerinde büyümekte. Bu da şeker fabrikalarının Cargill ve benzeri fabrikaların isteği üzerine kapatılmak istendiği iddialarını doğruluyor. Şeker-İş’in 2005’den bu yana NBŞ kotasının artırılmasının iptaline yönelik Danıştay’a açtığı hemen hemen her davanın kazanılmasına rağmen NBŞ kotalarındaki oynak sistem, Türkiye şeker sektörünün altını oyuyor.”

CHP olarak, şeker fabrikalarının özelleştirilmesine karşı oldukları görüşünü tekrarlayan Erdoğdu, “Genç cumhuriyetin kıt kaynaklarıyla kurduğu bu değerli işletmeler, iktidarın anlık rant hesabına kurban edilmemeli, ülkemizin gıda güvenliği tehdit edilmemeli. Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi değil, kooperatiflerimizin bu fabrikaların yönetimi ve mülkiyetinde pay alması bu kritik sektörün başarılı seyrine devam etmesi için atılması gereken birinci adımdır.” dedi.*1*

ÖZELLEŞTİRMELER 

17 yılda 90 elektrik santralı ve 37 maden sahası özelleştirildi!

Maliye Bakanı Naci Ağbal, 1 Ocak 2001-31 Ocak 2018 tarihleri arasında 90 elektrik santralı ve 37 maden sahasının özelleştirildiğini, 3 liman, 6 elektrik santralı ve 2 maden sahasının da özelleştirme sürecinde olduğunu açıkladı

Maliye Bakanı Naci Ağbal, 2001-2018 tarihleri arasındaki dönemde özelleştirme uygulamalarının toplam tutarının 60.3 milyar ABD doları olduğunu açıkladı.

Maliye Bakanı Ağbal, CHP Denizli Milletvekili Melike Basmacı’nın 2001 yılından bu yana özelleştirilen kamu kuruluşlarına ilişkin soru önergesini yanıtladı.

90 ELEKTRİK SANTRALİ, 37 MADEN SAHASI ÖZELLEŞTİRİLDİ

Ağbal, 1 Ocak 2001-31 Ocak 2018 tarihleri arasındaki dönemde gerçekleştirilen uygulamalar kapsamında, 121 kuruluşta bulunan kamu payları ile 11 liman, 90 elektrik santrali, 41 işletme, 11 otel, sosyal tesis, 4 bin 85 taşınmaz, 37 maden sahası, 4 gemi, 6 bin 808 kalem makine-teçhizat, 155 adet isim hakkı, marka ve araç muayene hizmetlerinin özelleştirildiğini söyledi.

Ağbal, söz konusu dönemde özelleştirme uygulamalarının toplam tutarının 60.3 milyar ABD Doları olduğunu açıkladı.

3 LİMAN, 6 ELEKTRİK SANTRALİ, 2 MADEN SAHASI ÖZELLEŞTİRİLECEK

Ağbal, 2018 Şubat ayı itibarıyla 3 liman, 6 elektrik santrali, 1 sosyal tesis, 2 maden sahası ve 159 taşınmazın özelleştirilmesine ilişkin ihale süreçlerinin devam ettiğini belirtti.

Şeker fabrikalarının satış kararı Resmi Gazete’de yayımlandı Şeker fabrikalarının satış kararı Resmi Gazete’de yayımlandı

45.1 MİLYAR ABD DOLARI NAKİT FAZLASI OLARAK HAZİNE MÜSTEŞARLIĞINA AKTARILDI

Maliye Bakanı Ağbal, Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanununun 10. maddesinde yer alan Özelleştirme Fonunun Kullanım Alanlarına ilişkin sıralanmış olan gider kalemlerine toplam 24.2 milyar ABD Doları harcandığını, kanunen yapılması zorunlu bu harcamalardan sonra kalan 45.1 milyar ABD Dolarının da nakit fazlası olarak Hazine Müsteşarlığına aktarıldığını bildirdi.(ANKA) *2*

Şekerde yağma sırasına girildi:
Cargill ve hükümet yandaşları pusuda

Özelleştirme kararı alınan şeker fabrikalarına ABD’li gıda devi Cargill’in yanı sıra iktidarın gözdesi Cengiz, Limak ve Kolin’in de talip olacağı konuşuluyor

AKP, 2009’da Danıştay’ın iptal kararı, 2012’de de yükselen muhalefet nedeniyle yapamadığı şeker fabrikaları özelleştirmesinden vazgeçmiyor. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın satışa çıkarttığı 14 fabrikanın ardından, çok kıymetli arazilere sahip Eskişehir ve Ankara şeker fabrikalarının özelleştirme süreci başlayacak. “Peşkeş” iddialarının gündeme geldiği ihaleler öncesi ABD’li gıda devi Cargill’in yanı sıra iktidarın gözdesi Cengiz, Limak ve Kolin’in de fabrikalara talip olacağı konuşuluyor.

AKP iktidarları döneminde İstanbul Üçüncü Havalimanı başta olmak üzere HES projeleri, yüksek hızlı tren, otoyol, baraj, elektrik dağıtım şirketleri özelleştirmelerinin ve inşaat yapım ihalelerinin gözde isimleri Cengiz, Limak ve Kolin’in 2012 yılında olduğu gibi şeker fabrikaları özelleştirmesine teklif vereceği bildiriliyor.

Toplamda 25 şeker fabrikasını özelleştirmeyi planlayan iktidar, Bor, Çorum, Kırşehir, Yozgat, Erzincan, Erzurum, Ilgın, Kastamonu, Turhal, Afyon, Alpullu, Burdur, Elbistan ve Muş şeker fabrikaları için yapılacak ihalenin ardından Eskişehir ve Ankara şeker fabrikalarını da satışa çıkartacak.

Hükümete yönelik hazırladığı raporla şeker fabrikalarının özelleştirilmesi önerisinde bulunan ve sağlığa zararlı olduğu Sağlık Bakanlığı raporlarıyla ortaya konulan nişasta bazlı şeker (NBŞ) üreticisi Cargill’in de özelleştirme sürecinin en önemli aktörlerinden biri olması bekleniyor.

Sermayeye peşkeş
CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Cargill’in raporunun ardından özelleştirmenin hızlandığının altını çizerek, Cargill’le birlikte Cengiz, Limak ve Kolin’in de fabrikaları satın almaya hazırlandıklarının konuşulduğunu söyledi. Kamuya ait şeker fabrikalarını yenileme ve modernizasyon çalışmaları yapılarak rekabet güçlerinin artırılması yerine sermayeye peşkeş çekmenin doğru bir yaklaşım olmadığını kaydeden Sarıbal, özelleştirmenin olası sonuçları ile ilgili şu tespitleri yaptı:

»Doğu-Batı arasındaki gelir uçurumu artacak: Doğu Anadolu’da kamu işletmeciliğinin sosyo-ekonomik amaçları tümüyle terk edilmiş olacak; Doğu–Batı arasındaki gelir uçurumu artacak, istihdam düşecek, kırdan kente göç hızlanacaktır.

»Şeker ithalatı artacak: Gerek pancar üretimine kotalar getirilmesi gerekse çiftçinin üretimini sürdüremeyecek olması sonucu ortaya çıkacak olası şeker açığı, ihracat geri ödemeleri ile desteklendiği için daha ucuza şeker üreten ülkelerden ve özellikle AB’den ithal edilerek kapatılacaktır.

»Pancar çiftçisinden esirgenen kaynaklar ABD ve Arjantin’in mısır üreticilerine aktarılacak: Bu süreçte ucuz üretim yaptığı bahanesiyle nişasta kökenli şekerlere tanınan ayrıcalıklar sürdürülecek; ayrıca sanayide kullanılan şekerler tamamen mısırdan elde edilen şekerlere dayandırılacaktır.

»Şeker fabrikaları emekçileri mağdur edecek: Kamu şeker fabrikalarında 1.324’ü memur, 5.286’ü daimî işçi, 1.455’ü geçici işçi statüsünde olmak üzere 8.065 kamu emekçisi istihdam edilmektedir. Fabrikalar kapatılıncaya kadar çalışanların fabrikada devam edebileceği veya 4B kadrosuna geçiş yapabileceği ifade edilmektedir.

‘Geride işleyen bir plan var’
CHP Edirne Milletvekili ve Genel Başkan Başdanışmanı Okan Gaytancıoğlu da sektörün özelleştirilmeye açılmasının, “geride planda işleyen bir plan olduğunu düşündürdüğünü” belirtti. Gaytancıoğlu, “Belirli lobi gruplarının etkisi altında, TÜRKŞEKER başta olmak üzere, kamu elinde katma değer üretmeye devam eden kamu şirketlerinin, bu değişiklikle, apar topar, kamuoyunda ciddi bir tartışma ve değerlendirme şansı olmaksızın elden çıkarılmak istenmesi, yanlıştır” dedi.

‘Sahaya iniyoruz’
AKP’nin küresel sermaye, NBŞ üreten Cargill ve ona tohum sağlayan GDO’lu şirketlerin baskısıyla milli servet olan fabrikaların kapanmasına yol açacak bir süreci başlatmak istediğini ifade eden Gaytancıoğlu, şunları söyledi:

“CHP olarak yurtsever güçlerle birlikte yarından itibaren sahaya iniyoruz. Tüm fabrikaların önünde bölge milletvekilleri ile açıklamalar yaparak gerçekleri halkımıza anlatacağız. Bu bilgilendirme sürecinin ardından da eyleme geçeceğiz. Yürüyüşler, mitingler planlıyoruz. AKP’nin şeker fabrikalarının satışıyla ilgili girişimi daha önce Danıştay kararıyla iptal edilmiş 2012’de de hükümet geri çekmek zorunda kalmıştı. Şimdi toplumsal baskıyla yine engellenebilir. Tekel’i sattılar bugün Türkiye tütün ithal ediyor. Ayni şekilde ülkenin stratejik önemdeki kurumlarını bir bir kapattıkları için bugün saman, süt, et ithal eden bir ülke konumunda. Ülke kaynakları bitirip, Türkiye’yi ithal ürünler cenneti haline getiriyorlar. Şeker fabrikalarını satacaklar, görürde birileri alacak ama üç-beş yıl sonra “olmadı” deyip kapacaklar. Bu fabrikalar devlette kalkmalı. Fabrikaların verimliliği devlet tarafından sağlanmalı.”

Parça parça satış
Bu arada, özelleştirmeleri durdurulan fabrikaların kıymetli mal varlıklarının çoğunun satıldığı biliniyor. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, 28 Şubat’ta ihaleleri yapılmak üzere Erzurum-Muş-Edirne-Kırklareli-Aksaray şeker fabrikalarına ait 23 ayrı taşınmazı da satışa çıkarttı. *3*

Şeker fabrikalarının satışıyla,
obezite ve kanserin ne ilişkisi var

Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı, hükümetin 14 şeker fabrikasının satışından vazgeçmesi gerektiğini belirterek, “Birçok pancar üreticisi üretim yapmayacak ve ‘nişasta bazlı şeker’ (NBŞ) üreten firmaların önünü açacak” dedi.

Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Genel Başkanı Özden Güngör, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Ziraat Fakültesi ve ZMO Kahramanmaraş Şubesi iş birliğiyle düzenlenen ‘Ziraat mühendisliğinde kariyer planlaması’ konulu konferansa katıldı. Konferans öncesi konuşan Güngör, 14 şeker fabrikasının satışı dolayısıyla üzüntü duyduğunu belirtti. Şeker fabrikalarının, özelleştirilmesi yerine modernize edilip, alet ve ekipmanları yenilenerek, daha verimli hale getirilmesi gerektiğini savunan Güngör, şöyle konuştu:

“Hatırlarsanız 15 yıl önce 400- 500 bin aile pancar sektöründe çalışıyorlardı; ama şimdi bu yanlış politikalar nedeniyle 200 bin aileye düştü. Genel olarak bakacak olursak şeker pancarı üretimi dahil yan sanayisi, işçisi, nakliyesi, hepsini topladığında 10 milyon nüfus buradan geçimini sağlıyor. Yani devletin kamu mallarını bu şekilde satmak, özelleştirmek doğru değil. Gerçi Özelleştirme İdaresi ‘Çiftçilerin haklarını koruyacağız üretimde bir sıkıntı olmayacak’ diyor. Bunun Türkçe meali şu; yarın, burada üretim gerektiği gibi olmayacak. Birçok pancar üreticisi üretim yapmayacak ve nişasta bazlı şeker üreten firmaların önünü açacak.”

“AVRUPA’DA NBŞ KOTASI YÜZDE 1, BİZDE YÜZDE 25 ARTIRILIYOR”

NBŞ’nin gerçek şeker olmayıp, mısırdan üretildiğine ve bunun da insan sağlığı açısından çok riskli olduğuna dikkat çeken Güngör, Avrupa ülkeleri ile ABD’de NBŞ kotalarının kısıtlanmış şeker türü olduğunu söyledi. Güngör, “Nişasta bazlı şeker ağırlıklı olarak Türkiye’de tatlılar, hamurlar, çorbalar, her türlü şekerlemelerde ve aklınıza gelecek birçok şeyde nişasta bazlı şeker kullanılıyor. Gazlı içeceklerde de var. En büyük sorun da karaciğer de yağlanma, obezite ve kanser riski en yüksek olan kısımlardan bir tanesi Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığına göre. Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan bir çalışmada nişasta bazlı şekerden kaynaklanan obezite oranı son 5 yılda yüzde 40 artmış ve kotalarını düşürdüler. Bazı Avrupa ülkelerinde nişasta bazlı şeker kotaları neredeyse sıfır, bazı yerlerde bir. Bizde ise nişasta bazlı şeker kotaları sürekli arttırılıyor, yüzde 15- 25 arttırılıyor. Çünkü nişasta bazlı şeker, şeker pancarı şekerine göre daha ucuz. Daha ucuz olduğu için sanayi kesimi bu şekeri tercih ediyor” diye konuştu.

“KÖYLERDE ÜRETİM YAPACAK İNSAN BULAMAYACAĞIZ”

Şeker fabrikalarının satışında, nişasta bazlı şeker sektörünün temsilcilerinin baskılarının olduğunu düşündüklerini belirten Başkan Güngör, hükümete özelleştirmeden vazgeçmesi çağrısında bulunarak, şunları söyledi:

“Devletin, hükümetin bu konuyla ilgili yeniden düşünmesi lazım, özelleştirme veya satılma işlemini geri çekmesi lazım. Buy fabrikaları daha aktif, daha faal, daha modernize bir şekilde yaparak bu kamu mallarını bizim korumamız lazım. Maalesef ülkemizde kamuya ait bugüne kadar birçok yerlerimiz satıldı. Hatırlayın, enerji sektörümüz olsun, hatta birçok bankalar, aklınıza gelebilecek birçok kurum kuruluşlar devredildi, satıldı, diskalifiye oldu. Eski et balık kurumumuz, Sümerbank, birçok kurum kuruluşlarımız elden çıktı. Bugün hepsi atıl durumda. Biz, Ziraat Mühendisleri Odası olarak Bakanlığı, hükümeti, bu konuda bir kez daha uyarıyoruz. Yani bu doğru bir yaklaşım değildir. Türkiye’de şeker üretiminde son derece sağlıklı bir üretimimiz var, insan sağlığı açısından da bir risk teşkil etmiyor. Bu sektöre hitap eden 10 milyon nüfus var. Bu üreticileri biz düşünmek zorundayız. Aksi taktirde Türkiye’de tarım toprakları bir taraftan daralırken, mera alanlarımız daralırken artık köylerde üretici kesimi azalırken bizim bu politikaları yeniden değerlendirmemiz lazım. Yoksa buradaki üreticilerin büyük bir bölümü yarın şehirlere gidecek. Zaten yapılıyor bu. Bu sefer köylerde üretimi yapacak insan bulamayız diye düşünüyorum.”

14 FABRİKADA 4 BİN 410 KİŞİ ÇALIŞIYOR

ZMO’nun Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.’nin 2016- 2017 dönemine ait verilerden derlediği bilgiye göre, özelleştirilecek Bor, Çorum, Kırşehir, Yozgat, Erzincan, Erzurum, Ilgın, Kastamonu, Turhal, Afyon, Alpullu, Burdur, Elbistan ve Muş’taki şeker fabrikalarında 4 bin 410 kişi çalışıyor. Bu 14 fabrikanın 125 bin 402 hektarlık ekim alanında 47 bin 758 çiftçi tarafından üretilen 7 milyon 6 bin 100 ton şeker pancarının işlenmesi sonucunda 946 bin 758 ton şeker, 322 bin 370 ton melas ile 2 milyon 74 bin 129 ton yaş küspe üretildi.

10 FABRİKA, 922 MİLYON DOLARA SATILMIŞ ANCAK İPTAL EDİLMİŞTİ

Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nca 2008’de özelleştirme kapsamında alınan Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.’nin Kastamonu, Kırşehir, Turhal, Yozgat, Çorum ve Çarşamba’daki şeker fabrikaları; 2009’da yapılan ihaleyle 606 milyon dolara Ak-Can Şeker’e satılmış ancak itiraz üzerine ihale Danıştay tarafından iptal edilmişti. Satıştan vazgeçmeyen Özelleştirme İdaresi’nce 2 yıl sonra 10 şeker fabrikası, 2 ayrı portföyde satışa çıkarıldı. 2011’de yapılan ihalelerde Kastamonu, Kırşehir, Turhal, Yozgat, Çorum ve Çarşamba’daki şeker fabrikalarının yer aldığı portföyü 656 milyon dolarla Ak-Can Şeker, diğer portföyde yer alan Elbistan, Malatya, Erzincan ve Elazığ’daki şeker fabrikalarını ise 266 milyon dolarla Kolin-Limak Ortak Girişim Grubu almış; ancak toplam 922 milyon dolarlık satış, 2012’de başkanlığını dönemin başbakanı olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı Özelleştirme Yüksek Kurulu tarafından iptal edilmişti. *4*

Naci Kaptan – Devam edecek

KAYNAKLAR

*1* Halktv.com 12.03.2018
http://halktv.com.tr/aykut-erdogdu-sarayin-13-gunluk-harcamasi-seker-fabrikalarinin-tum-zararini-karsiliyor-307149

*2* Birgün 22.02.2018 EKONOMİ
https://www.birgun.net/haber-detay/17-yilda-90-elektrik-santrali-ve-37-maden-sahasi-ozellestirildi-205369.html

*3* Birgün 23.02.2018 EKONOMİ -NURCAN GÖKDEMİR
https://www.birgun.net/haber-detay/sekerde-yagma-sirasina-girildi-cargill-ve-hukumet-yandaslari-pusuda-205479.html

*4* Odatv.com ttps://odatv.com/seker-fabrikalarinin-satisiyla-obezite-ve-kanserin-ne-iliskisi-var-23021834.html

This entry was posted in ABD - AB - EMPERYALIZM, Calisma Dunyasi - Is ve Emekciler, Dizi Yazilari, Doga - Cevre - Ekoloji - Tarim, Ekonomi, KAPİTALİZM - LİBERALİZM, ÖZELLEŞTİRMELER, TARIM - EKOLOJİ, YOLSUZLUKLAR. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *