ÖZELLEŞTİRME MASALLARI – Elimizde kalan son Milli yatırımlar da peş-keş çekiliyor * ŞEKER

YAZIYAyorum

duran aydogmus
durgul55@yahoo.com
6 Mar 2018

Değerli Dostlar, !!!

Laik T.C.’nin satılmadık neyi kaldı acaba diye düşünüp, nihayet bir kaç şeker fabrikasının kaldığını anlamış olacaklar ki, onları da satalım gari dediler!.. Bu satış konularını, ne TBMM’de, ne de başka bir yerde gündeme getirmeden, getirisini-götürüsünü tartışmadan yandaş para babalarına satıverdiler! Şimdiye kadar özelleştirilmelerin ülkeye ve ulusa ne getirip ne götürdüğünü de düşünmeden satı satı verdiler. Hem de çoğunu yabancı ülkelere satarak!.. Bunların en vahimi TELEKOMdur!

Oysa, 1923’ten başlayarak Cumhuriyetin ilk 20 yılında şimdikinin tersi yapılmış; yabancıların elinde bulunan bütün ekonomik kuruluşlar -başta demir yolları olmak üzere- yabancıların elinden alınarak millileştirilmişti, yani devlete mal edilmişti. (Bakınız: http://www.kaynakyayinlari.com/ataturkun-diktigi-agaclar-p363771.html)

1980’lerden buyana (Başbakan Turgut Özal’la başlayan miras yedilik) özelleştirmeler devam ediyor! Paraya-servete doymayanların sayıları öyle çoğaldı ki, gözlerini toprak doyursun onların… Pancar üreticilerine ve bundan faydalananlara acımamak mümkün mü? Benim Yozgat’taki bir yeğenim, yıllardır makinalı-modern tarım yapıyordu, bu yıl tam 1.000 (bin) ton pancar sattığını söyledi bana. Üzülmemek elde mi? Bu uygulaması ile yönetimimiz kendi üreticisini-ulusunu değil, Yahudi asıllı ABD şirketi CARGİL’i kollamış oluyor! Bize doğal pancar şekerimiz yerine, nişasta bazlı zararlısını yedirerek!

Umarız bu çok yanlış karardan dönerler de, üreticimiz ve hepimiz seviniriz…

NOT : Suay KARAMAN hocama bu konudaki yazısı için teşekkür ederim.

Saygılarımla.
Duran Aydoğmuş
06.03.2018

İlk Kurşun Gazetesi
5 Mart 2018.
Suay Karaman

ŞEKER

Ülkemize son 15 yılda 126 ülkeden, 37 milyar dolar yağlı tohum ve türevleri, 18 milyar dolar tahıl, 17 milyar dolar pamuk lifi ve 4 milyar dolar bakliyat ithal edilmiştir. Sadece Ocak-Ekim 2017 döneminde kırmızı mercimek için 180 milyon dolar para ödediğimiz düşünülürse, ülkemizin her alanda olduğu gibi, tarım alanında da ne kadar kötü yönetildiği gözler önüne serilmektedir.

Cumhuriyet yönetiminin planlı ekonomisi ile tüm yurtta kalkınma hamlelerine girişilmiş ve 1925 yılında şeker fabrikaları kurulmaya başlanmıştı. 2000 yılına gelindiğinde, ülkemizde 27 tane şeker fabrikası vardı. Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi, 2000 yılında özelleştirme kapsamına alındı. 2001 yılında “Şeker Yasası” çıkarıldı ve ‘Şeker Kurulu’ oluşturuldu. Şeker Kurulu’nun bir çok olumsuzluğunun yanı sıra, şeker pancarından elde edilen şeker üretimine kota getirilmesiyle, üretim olumsuz etkilendi. Böylece pancar yanında mısır gibi diğer bitkilerden elde edilen şeker benzeri maddelerin, Nişasta Bazlı Şeker (NBŞ) üretimine olanak sağlandı.

Siyasi iktidarın 8 Nisan 2013 tarihinde TBMM’ne sunduğu yasa tasarısı ile, NBŞ kotası %10’dan %15’e çıkarıldı. Oysa ABD’de bu oran %2 iken, AB ülkelerinde %0-4, arasında değişmektedir. NBŞ tüketiminin arttırılması ile ortaya çıkan obezite, karaciğer yetmezliği, şeker, kalp, kanser gibi hastalıkların sağlığımıza büyük zararlar verdiği de bilinmektedir.

Siyasi iktidar 24 Aralık 2017 tarihinde çıkardığı 696 sayılı KHK ile Şeker Kurumu’nu kapattı. Tarımsal sanayinin itici gücü durumundaki şeker, Türkiye’nin ve üreticinin sosyo-ekonomik durumunu iyileştiren bir sanayi bitkisidir. Bu kurumların ve fabrikaların kapatılması, hem geçimini şekerden sağlayanların, hem de ülkemizin ekonomisine büyük zararlar getirecektir. Şeker pancarı tarımı ile Türkiye’nin 64 ilinde, 6 bin 200 köyde, yaklaşık 500 bin çiftçi ailesi geçimini sağlamaktadır. Ayrıca hasat döneminde yüz binden fazla mevsimlik tarım işçisi de çalışmaktadır. Pancar’ın ülke ekonomisine katkıları saymakla bitmez. Şeker fabrikalarının en önemli çıktısı şeker, ülke ekonomisi için büyük bir avantaj sağlar. Şeker elde edilmesinden sonra kalan melas ve maya gibi yan ürünler içki ve yem sanayisinin en önemli girdileridir. Pancar posası ise hayvan besiciliğinde ucuz ve değerli bir yem kaynağıdır. Şeker tarımı, taşımacılık sektörüne de, her yıl milyonlarca ton yük sağlamaktadır.

Bütün bunlar ortadayken siyasi iktidarın, Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi’ne ait 14 şeker fabrikasını (Afyon, Alpullu, Bor, Burdur, Çorum, Elbistan, Erzincan, Erzurum, Ilgın, Kastamonu, Kırşehir, Muş, Turhal ve Yozgat) özelleştirme kapsamına alması ihanet olarak açıklanabilir. “Yerli ve milli” diye bağıranların, yapılacak bu özelleştirmelerle kimlere hizmet ettiği çok net olarak görülmektedir. Daha önce SEK, TEKEL, Et ve Balık Kurumu, Yem Sanayisi gibi kuruluşlar özelleştirilmişti. Bu özelleştirmeler, devlete ve topluma hiç bir yarar sağlamamıştı ama bazılarını çok sevindirmiş ve zengin etmişti. Şimdi aynı olayın tekrar yaşanacağı bir sürece sokulmak isteniyoruz. Hep birlikte örgütlü olarak bu emperyalist yağmaya ve sivil darbeye karşı omuz omuza savaş vermemiz gerektiğini anlamanın zamanı gelmiştir.

http://www.ilk-kursun.com/ haber/354765/suay-karaman-7/

This entry was posted in Calisma Dunyasi - Is ve Emekciler, Doga - Cevre - Ekoloji - Tarim, Ekonomi, GIDA, ÖZELLEŞTİRMELER, Saglik, SUAY KARAMAN, TARIM - EKOLOJİ, YOLSUZLUKLAR. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *