Atlantik’in Türk ve İran düşmanlığı yapısaldır

YAZIYAyorum

Sayın Bülent Esinoğlu’nun analizi çok doğrudur . ABD’nin Türkiye’ye karşı terör eylemleri uygulayan YPG ile bir araya gelmesi ve bu oluşumu ağır silahlarla donatması , askeri eğitim vermesi ve bu eğitimin İsrail tarafından da destekleniyor olması , Kürtlerden düzenli bir ordu kurma çalışmaları Türkiye’ye karşı düşmanca tavrın somut halidir. Çekiç Güç süresinde ABD’nin PKK’yı da gizlice silahlandırması ve lojistik destek eylemini şimdi açıkça yapmaya başladılar.

ABD ,BOP planını uygulamaya koyması ve Türkiye’nin sınırlarını değiştirmiş olduğu haritalarınla Türkiye’nin açık düşmanıdır. Afrin operasyonu Türkiye’nin özüne dönebilmesine olanak verecek bir süreçtir. Türkiye dış politikasını yenileyerek ABD’nin etki alanından çıkmalı  Suriye , İran ve Irak ile Rusya’yı da kapsayan birlikteliğe gidecek olan yeni bir müttefik şemsiye oluşturmalıdır .

Ancak bu şemsiye ile ABD’nin bölgedeki gücü kırılır ve hatta ABD Suriye’yi terk etmek zorunda kalabilir . Suriye , İran ve Irak’ın dışlandığı bir dış politika,  ABD’nin bölgede güçlenerek yerleşmesine ve bölgedeki enerji kaynaklarını kontrol almasına , İsrail’in daha da güçlenmesine ve bölgedeki terör olaylarının devamlılığına neden olacaktır . İstikrarsızlaştırma eylemlerinin temel kaynağı ABD’dir .

AKP Genel Başkanının mezhepçi dış politikalarından vazgeçerek , Türkiye’nin çıkarlarını koruyacak politikalara gecikmeksizin dönmesi ve doğrudan Suriye ile görüşmelere başlaması gereklidir.

Naci Kaptan

Bülent Esinoğlu
bulentesinoglu@gmail.com
24.02.2018

Atlantik’in Türk ve İran düşmanlığı yapısaldır

Devletlerin düşmanlığı veya dostluğu çıkarlarına göre değişir sözü; tam bir Batı yutturmacasıdır. Kendisinin kaypaklık yapabilmesinin zeminini hazırlayan insanlık ve etikten yoksun bir anlayış.

Hiç düşündünüz mü, İran’ın Doğusundaki Çin’den İran’a bir tehdit geldiğini? Ama 15 bin mil öteden ABD düşmanlığını görebiliyoruz. Osmanlı ile İran arasında 1639 yılında imzalanan, Kasr-ı Şirin Antlaşmasından bu yana, yani 378 yıldır savaş yapılmamış. Oysa Osmanlı toprakları hep Avrupalılar tarafından paylaşılmıştır. Avrupalılar Osmanlı topraklarını paylaştığı halde, biz Ruslara düşman olmuşuzdur.

Asya’daki Türklerin en ön safında duran Türkiye, hep emperyalizmin hedefinde olmuştur.Batıdaki son Türk toprağını savunmak ve varlığını sürdürmek için girdiği kurtuluş Savaşında, Rusya elinden gelen yardımı yaptığı halde, Türk halkının baş düşmanı konumuna gelmiştir. Ya da getirilmiştir.

ABD ve AB dostumuz, Rusya düşmanımız mertebesine taşınmıştır.
İçimizdeki Amerikancıların, Rusya ve İran düşmanlığı yapması kadar normal bir şey olamaz. Halkçı yapılanma Doğu der, işbirlikçi yapılanma Atlantik der.

Ne yaman çelişkidir ki; senin bağımsızlığına yeniden göz dikmiş Amerika dostun olmuş, sana Kurtuluş Savaşında bağımsızlığın için destek veren Rusya düşman olmuş.

Anlaşılan odur ki, yeniden gireceğimiz kurtuluş savaşında, dostumuz, gene Rusya ve İran olacak. Coğrafyanın kaderi hükmetmeye devam etmektedir.Coğrafyaya saldıranlara, coğrafyanın halkları karşı koyar. Tarihin tunç kanunu.

İran, İran devriminden önce de ambargolarla tanışmıştır. Muhammet Musaddık petrolü millileştirince, 1951-1959 yılları arasında da İran’a ambargo uygulanmıştır. Hala İran’a Amerika ve bazı Batı ülkeleri ambargo uygulamaktadırlar. Amaçları İran petrolünü gasp etmek içindir.İran, Rusya ve Türkiye’nin ortak düşmanı Amerikan emperyalizmidir.

Astana ittifakı gecikmiş ve eksik ittifaktır.
Türkiye İran ve Rusya’nın kaderi yeniden birleşmiştir.

Günümüzde Rusya ve İran düşmanlığı üzerinden Amerikancılık yapmanın da sonuna gelinmiştir.İstediğiniz kadar Rusya ve İran düşmanlığı yapın, Türk halkının ve Anadolu’nun kaderi bölge ülkelerinin bölgeyi savunmasında yatmaktadır.

Öyle bir zaman gelecek ki, değil gizli açık mandacılığı savunma, Amerika sözcüğü bile küfür anlamına gelecektir.İşler siyah veya beyaza doğru ilerlemektedir. Ya Amerika’yı savunacaksın, ya da Anadoluyu…

İkisinin arasında kıvırtmaya hiç kimse müsaade etmeyecektir.

24.2.2018

This entry was posted in ABD - AB - EMPERYALIZM, BÜLENT ESİNOĞLU YAZILARI, FAŞİZM. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *