TARİHTEN ALINACAK BİR DERS * TOPAL MOLLA * Sarığını, fesini atmış, uzun sakallarını kesmiş, başında İngiliz fötr şapkası, boğazında gayet kibar kravatıyla, kazandığı zaferin mağrurluğu için de İngiltere’ye yola çıkmıştı.

Afganistan Emiri Amanullah Han
Naci Kaptan – 17 Aralık 2017 / Güncellendi 27 Ekim 2022

TOPAL MOLLA


’Dün Afganistan’ın yaşadığı bu acı olayların tıpkı benzerini bugün Türk milleti olarak bizler yaşamaktayız. Haini- Ajanı- Casusu görüyoruz, tanıyoruz ama maalesef kimseyi inandıramıyoruz’’
İslamı bilen ajanlar yetiştirerek Müslümanların kullanma oyunu sadece Türkiye Müslümanları üzerinde oynanan bir oyun değil. Geçmişte Afganistan’da uygulanmış olan Topal Molla Devrimi, bu emperyal oyunlara ilginç örneklerden birisidir.
EMANULLAH HAN 
Emanullah Han, (1 Haziran 1892 – 25 Nisan 1960), Ülkesini İngiltere’nin etkisinden kurtararak bağımsızlığa kavuşmasına önderlik eden 1919 – 1929 yılları arası Afganistan Emiri.
Emir Habibullah Han’ın oğluydu. Babasının 1919’da öldürülmesinden bir hafta sonra amcasını tahttan indirip, müebbet hapse mahkum ettirerek 28 Şubat 1919’da tahta çıktı. Tahta çıkma töreninde yaptığı konuşmada Afganistan’ın bağımsızlığını ilan etti. İngilizler duruma müdahale etmelerine rağmen, I. Dünya Savaşı’ndan yıpranmış olarak çıkan İngiliz-Hint ordusu ile fazla etkili olamayan Afgan ordusu arasında ufak çaplı birkaç çatışma dışında bir olay yaşanmadı. 8 Ağustos 1919’da Ravalpindi’de Afganistan’ın bağımsızlığını tanıyan bir antlaşma imzalandı.
Mustafa Kemal Atatürk ve Afganistan Emiri Amanullah Han, Ankara (1928).
ATATÜRK’Ü ZİYARET
Kurulduktan sonra Türkiye Cumhuriyeti’ni ilk ziyaret eden devlet başkanı Afganistan Kralı Amanullah Han olur. Kral, batılı ülkelerin “Başkent nasıl olsa İstanbul’a taşınır” düşüncesiyle büyükelçilik bile açmakta isteksiz davrandıkları Ankara’ya 20 Mayıs 1928’de eşiyle birlikte gelir ve bir hafta boyunca Atatürk’ün konuğu olur. Ziyaretten önce, o zamana kadar hiçbir yabancı devlet başkanı veya kral ağırlanmamış olan Ankara’da büyük bir seferberlik başlar. Henüz yapılmış olan Ankara yolları başka yerlerden sökülüp getirilen ağaçlarla ağaçlandırılır, Ankara Palas’ın yapımına hız verilir. Otel büyük bir hızla bitirilir ve döşenir. Ankara’nın ilk ve o dönemde tek modern oteli olan Ankara Palas’ın ilk konukları Amanullah Han, eşi ve Afgan heyeti olur.
Yeni Türkiye’de yapılanlardan etkilenen Amanullah Han ile 22 Mayıs 1928’de Türkiye-Afgan Dostluk ve İşbirliği Anlaşması imzalanır. Ziyaret sırasında Türkiye ile Afganistan’ın, elçiliklerini karşılıklı olarak “büyükelçilik” düzeyine çıkarması kararlaştırılır. Böylece Kabil, o sırada Türkiye’nin dünyada büyükelçi bulundurduğu 26 ülkeden biri haline gelir. Bu arada, Kabil’de o dönemde büyükelçi bulunduran iki ülkeden biri de Türkiye olmuştur.
Atatürk, ziyareti sırasında Amanullah Han’a jest yapmak için, Cumhurbaşkanlığı’nda Genel Sekreterliği’ni yürüten Yusuf Hikmet Bayur’u Kabil’e büyükelçi olarak göndereceğini açıklar.
Sovyetler’le duayenlik rekabeti ve Afganların tutumu
Bu kararın ardından ilginç bir gelişme de yaşanır. Türkiye’nin Kabil’e büyükelçi atadığını gören Sovyetler Birliği, elçiliğini büyükelçilik düzeyine çıkarmaya karar verir. Bu kararın hemen ardından Kabil’deki Rus elçisi, Yusuf Hikmet Bayur başkente gelmeden önce “büyükelçi” olarak güven mektubunu sunmak üzere girişimde bulunur. Amaç, kendisi dışında kentteki tek büyükelçi olacak Bayur’un önüne geçmek ve “kordiplomatik duayeni” olmaktır. Afganlar Türkiye’den yana tavır koyup Sovyet Büyükelçisi’ni Yusuf Hikmet Bayur Kabil’e gelene kadar bekletirler. Bayur gelir gelmez hiç bekletilmeden huzura kabul edilir ve güven mektubunu sunar. Bayur’dan bir saat sonra da Sovyet Büyükelçi güven mektubunu sunmak üzere huzura kabul edilir.
Sovyet diplomat, bekletildiği için, Bayur gelmeden bir gün önce Afganistan Dışişleri Bakanlığı’na bir nota vererek, Türkiye Büyükelçisi’nden daha önce başvurduğunu ve “duayenlik hakkının” kendisinde olduğunu belirtir. Notaya cevap vermek için görüşüne başvurulan Afganistan Dışişleri Bakanlığı Hukuk Müşaviri Cevat Bey de Türktür. Cevat Bey, Bayur’un Amanullah Han’ın Ankara ziyareti sırasında Kabil’e atandığı ve Atatürk tarafından bizzat Kral’a takdim edildiği için “duayenlik hakkı”nın Türkiye’de olduğu yönünde görüş bildirir.
Ziyaretinden önce anayasasından “Türkiye Cumhuriyeti’nin dini din-i İslamdır”, milletvekili yeminlerinden “Vallahi” ifadelerini çıkaran, ziyareti sırasında Latin alfabesi yolunda bir adım olarak Latin rakamlarını kabul eden Türkiye’de yapılanlar Amanullah Han’ı etkiler.  (Büyükelçi Bilal Şimşir’in anılarından)
AFGANİSTAN’DAKİ SOFTALAR YENİLİKLERE KARŞI 
Yenilik hareketleri nedeniyle mütedeyyin İslami çevrelerin muhalefetiyle karşılaştı. 1928’de Avrupa, Türkiye, Mısır ve Hindistan’ı kapsayan bir ziyaretten sonra ülkesine döndükten sonra yasama reformu ve kadınlara siyasi haklar tanınması gibi yeni tasarıları açıkladı. Bunun üzerine mollaların sert tepkisiyle karşılaştı.
Kasım 1928’de Celalabad’da patlak veren bir kabile ayaklanması sırasında ünlü bir kabile lideri olan Baççe-i Sakov, başkent Kabil’i ele geçirdi ve kendisini Hükümdar ilan etti. Emanullah Han tahtı yeniden ele geçirmeyi denediyse de başarılı olamadı ve Afganistan’dan ayrılmak zorunda kaldı. 14 Ocak 1929’da gecenin ortasında, Emanullah Han kardeşi İnayetullah Han’a Krallığı devretti ve gizlice Kandahar’a doğru Kabil’den kaçmaya çalıştı. Ancak Habibullah Kalakani ve takipçileri at sırtında Emanullah’ın binmiş oluğu Rolls-Royce’u kovaladı ama Emanullah kaçmayı başardı. Emanullah Han sonraki yaşamını sürgünde geçirdi.
SOFTALARIN KIŞKIRTMASI 
Softalar Türkiye’ye gönderilecek Afgan kızlar için isyan çıkardı
Afgan Kralı, Atatürk’ten aldığı ilhamla ülkesinde reformlar yapmaya yönelir. Ancak Atatürk, Türkiye’nin Avrupa’nın doğusunda, Afganistan’ın ise Asya’nın ortasında olduğunu belirterek, Yusuf Hikmet Bayur’la Amanullah Han’a “çok dikkatli ve çok temkinli olması” yönünde mesaj gönderir.
Atatürk’ün uyarısından bir süre sonra Afganistan’da gerici bir ayaklanma patlar. Gerekçe; eğitim için Türkiye’ye gönderilmek üzere seçilen 15-20 kişilik kız öğrenci grubu için “Dinsiz Amanullah kızlarımızı kâfirlere peşkeş çekecek” diye çıkarılan söylentidir. Güney’deki aşiretler ayaklanır, isyancılar Kabil’e doğru yürümeye başlar.
O sırada Afgan ordusunu ıslah etmek üzere Kabil’de bulunan General Kazım Orbay başkanlığındaki Türk askeri heyeti, Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü imzasıyla gönderilen yazılı talimatla, Amanullah Han’ı “Türk vatanını müdafaa eder gibi, hayatlarını ortaya koyarak” korumakla görevlendirir.
Atatürk’ten Kral’a: Türk zabitan sizin için fedayi hayat emri almıştır
Atatürk de, Kral’ın huzurunda açılacak özel bir telgrafta Amanullah Han’a şu mesajı gönderir:
“Son günlerde Zatı Şahanenizi muztarip eden bazı ahval ve hadisattan haberdar oldum. Eğer vaki ise öz kardeş bildiğim sizin ıstırabınızı tahfife medar olacak noktai nazarlarımı bildirmek üzere beni hakikatten haberdar ediniz. Orada bulunan ve yolda emrinize iltihak etmek üzere olan bilcümle Türk ümera ve zabitanı sizin için fedayi hayat emrini almışlardır. Büyük alaka ile cevabınızı intizar ederim kardaşım.”
Atatürk’ün bu mesajı sunulamadan isyancılar Kabil’e girer. Amanullah Han, Yusuf Hikmet Bayur’un ifadesiyle “bir çaduriye bürünerek, kadın kılığında Kabil’den kaçar” ve Roma’ya yerleşir. Zaman zaman Türkiye’ye gelerek Atatürk’le de görüşür. (Büyükelçi Bilal Şimşir’in anılarından)
İNGİLTERE’NİN PROVOKASYONLARI VE TOPAL MOLLA
1919 yılında Afganistan’ın yönetimini İngilizlerden bağımsız yürütme hakkını
Ravalpindi savaşı ile kazanan Emanullah Han, 1923’de kendisini Afgan Emiri ilan eder.
1920 yılında, Afganistan’da Topal Molla lâkabıyla tanınan bir zat ortaya çıkar ve önce bir tekke kurar. Hemen ardından kendi adamlarını Afganistan’ın dört bir yanına salarak ‘’şöyle büyük bir evliya, böyle büyük bir ulema’’ şeklinde reklamını yaptırır.
Afganistan üzerinde ekonomik yaptırımlarını kaybetmek istemeyen İngiltere, Lawrence tipi bir İngiliz ajanını görevlendirir. İngiliz Ajanla birlikte görevli gelen diğer ajanlar, Topal Molla lakabı verilen ajan hakkında kerametler anlatmak üzere bölgeye dağılırlar.
Köy köy, kasaba kasaba gezerek Topal Molla’nın kerametlerini anlatırlar.
Bir yıl gibi kısa bir süre içerisinde binlerce müridi olur Topal Molla’nın.
3 yıl içerisinde sayısı yüz binleri aşan mürid toplar etrafına. Üç yıl gibi çok kısa bir zaman içinde Topal Molla’nın müritlerinin sayısı 200 bine ulaşır ve 1925 yılına gelindiğinde daha da artarak 300 bini aşar. Topal Molla. Tarikat şeyhi olarak geniş bir çevre ve etki alanına sahip olduktan sonra ülkesini bağımsız yönetmeye çalışan Emir Emanullah Han’a karşı, müridlerini kışkırtır
Devlet yönetiminde yolsuzluk yapıldığını, ahlaksızlık ve israfın çok olduğunu, hükümete ve başında ki krala karşı mücadele etmenin Farz olduğunu anlattığı müridleriyle beraber ülkeyi iyice karıştırır.
Topal Molla, istediği güce ulaşınca Afgan emirine karşı ayaklanma başlatır. Bir yıl içinde büyük katliamlar yapılarak oluk oluk kan akıtılmış, Afgan Kralı Emanullah’ın ülkesinden kaçmaktan başka çaresi kalmamıştır.
Emir Emanullah Han bu şahsın ‘ajan’ olduğunu bildiği halde, halkına bunu söyleyemez. Ülkede kardeş kanı dökülmeye başlayınca, halkı karşısına almaktan ve daha çok kan dökülmesinden çekinen Emanullah Han 1929’da ülkesini terk eder. Bir daha da ülkesine dönemez.
Emanullah Han, Kabil Hava limanında İtalya’ya gitmek üzere uçağın hareketini beklerken, bastonlu, İngiliz tipi takım elbiseli, beyaz şapkalı sarışın bir adam yanına yaklaşır.
Bu kişi  Emanullah Han’ı selamlar ve hemen sorar; Beni tanıdın mı ?
Ben o meşhur Topal Mollayım. Afganistan’ı karıştırmakla görevliydim, görevimi başarıyla bitirdim ve şimdi İngiltere’ye dönüyorum’’ ‘Benim ajan olduğumu bildiğin halde neden bunu halkına söylemedin? Bu benim en büyük korkumdu, ama sen bunu bile yapamadın! Bildiğin halde neden sustun’.
Ülkesini terk etmek zorunda kalan Emir Emanullah Han, ‘Söyleseydim daha da kötü olayların olabileceğinden korktum. Çünkü halkımın size olan güveni çok fazlaydı’ der.‘’Ben senin İngiliz ajanı olduğunu ve hangi görevle Afganistan’a gönderildiğini çok iyi biliyordum.  Sen, halkımı öylesine etkilemiştin ve onların gönüllerine girmiştin ki senin İngiliz casusu olduğuna onları inandırmamın imkânı yoktu’’
İngiliz ajanı Topal Molla, sarığını, fesini atmış, uzun sakallarını kesmiş, başında İngiliz fötr şapkası, boğazında gayet kibar kravatıyla, kazandığı zaferin mağrurluğu için de İngiltere’ye yola çıkmıştı.
Bu olayı İngiliz ajan Topal Molla’nın hatıralarında anlattığı yazılır.
Dün Afganistan’ın yaşadığı bu acı olayların aynısın bugün Türk milleti olarak bizler yaşamaktayız. Haini- Ajanı- Casusu görüyoruz, tanıyoruz ama maalesef kimseyi inandıramıyoruz!
Her şey apaçık ortadayken;
BOP denen kirli tuzağı ve bu kirli Yahudi tuzağında görev üstlenmiş BOP Eşbaşkanını bile anlamak istemeyenlerin çokluğu karşısında ancak ”Allah sizlere bir an önce akıl, idrak ve vicdan versin” demekle yetiniyoruz.
Allah, milletimize merhamet ederek, uyandırsın ve kısa zamanda bu Topal Mollaların kurduğu kirli tuzaklardan korusun.
Kaynaklar
https://tr.wikipedia.org/wiki/Emanullah_Han
http://t24.com.tr/yazarlar/dogan-akin/ataturku-afganistanda-basimiz-taniriz,1945
http://www.kamudannethaber.com/yazarlar/orhan-kilicoglu/topal-molla-kimdir/809/
http://www.114haber.com/dini/kesnizani-tarikati-topal-molla-fethullah-gulen-ve-alinacak-onemli-dersler-h1323.html
This entry was posted in ABD - AB - EMPERYALIZM, DİN-İNANÇ, DÜNYA ÜLKELERİ, İrtica, İSTİHBARAT KURUMLARI, ORTADOĞU ÜLKELERİ, SİYASAL İSLAM, Tarih, YOBAZLIK - GERİCİLİK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *