Köy Enstitülerinin kapatılması

Cumhuriyet Bilim Teknik 21.06.2013
Yakup Kepenek,
yakupkepenek06@hotmail.com

Köy Enstitülerinin kapatılması

CBT’de (10 Mayıs 2013) Zeki Sarıhan’ın DP Değil Bizzat CHP üst başlığıyla yazdığı Köy Enstitülerini Kim Kapattırmış? yazısı, önemli eksikler içeriyor. Enstitülerin kapatılmasına ilişkin olarak 1950’den önce CHP iktidarının kendi kurduğu bu kurumlara sahip çıkmadığı, tersine bunları özünden uzaklaştırdığı konusunda Sarıhan’ın yazdıkları büyük ölçüde doğrudur.

Ancak,1950 sonrasında Beşikdüzü-Çifteler’de eğitim görmüş bir kişi olarak bizzat tanıklık ettiklerim, enstitüler konusunda DP iktidarının aklanmasına hiçbir biçimde olanak vermiyor.

1. DP iktidarının ilk yıllarında da okulumuzda bilgiye dayalı eğitim ile iş eğitimi birlikte yürütülüyordu. Türkçe, matematik, fizik, kimya, biyoloji, tarih coğrafya derslerinin dışında, yalnız demircilik, marangozluk, yapıcılık, tarım gibi işlerde değil, özellikle müzik, resim, yazı, yontu, tiyatro gibi sanatsal yaratıcılık alanlarında da çok güçlü bir eğitim alıyorduk.DP 1954’te bu uygulamayı sonlandırdı.

2. Okulumuzda eğitim karmaydı. DP iktidarı karma eğitime son verdi; acımasızca ve sapıkça bir anlayışla kardeşleri ayırdı, kızları ayrı erkekleri ayrı okullara sürgün etti.

3. Okul yaşamımız öğretmen-öğrenci-yönetici kaynaşmasına dayanıyordu; öğretmenlerimizle aynı yemekhanede yemek yiyor; birlikte halay çekiyor; koro oluşturuyor; tiyatro sahneliyor ve birlikte sinema ve tiyatro izliyorduk.DP iktidarı bu dayanışmacı, katılımcı, eşitlikçi ve özgürlükçü yaşamımızı da yok etti.

4. En iyi öğretmenlerin elinde Türkçeyi çok iyi öğreniyorduk. DP Anayasanın eski dildeki biçimini yürürlüğe koyarak, dilimizi eskiye götürdü; kitaplarımız o kadar Arapça ve Farsça sözcüklerle dolduruldu ki okuduğumuzu anlayamaz olduk.

5. Okul kitaplığımıza o zamana kadar gelmeyen Büyük Doğu, Sebil-ü Reşat ve Orkun gazete ve dergileri gelmeye başladı. Böylelikle, eğitimimize bugünkü sağcı siyasetin düşünsel temelleri yerleştirildi.

6. İnsan aklının özgürleşmesi ilkesine dayanan ve bölgeler arasında dengeli dağılmış olan ve tüm ülkeyi kapsamına alan Köy Enstitülerine yalnız köy çocukları alınıyordu; enstitüleri kapatan yasa ile DP iktidarı, alınacak öğrencileri ülkenin o zamanki nüfus dağılımına göre yüzde 80 köy; yüzde 20 olarak düzenledi. Başka hiçbir eğitim kurumunda görülmeyen bu ayrımcı tutumla, aslında böylelikle köy çocuklarının önü kesildi.

7. Köy Enstitülerinin DP tarafından kapatılması tekil değildir; CHP’nin mallarının elinden alınması; halkevleri ve halkodalarının kapatılması ve DP’nin benzer uygulamalarıyla, çok daha önemlisi 1950 sonrasında eğitimin bütün olarak bilimsellikten adım adım uzaklaştırılmasıyla birlikte düşünülmelidir.

8. Köy Enstitüleri birer tarım ve iş okulu değildi. O okullarda okuyanlar, üreterek özgürleşiyor; bilimsel bilginin yol göstericiliğinde, özgürlükçü ve eşitlikçi bir ortamda yaratıcı yeteneklerini geliştirme olanağı buluyorlardı.

9. Bugün, hiç kimse yıllar öncesinin enstitülerinin yeniden açılmasını, bildiğim kadarıyla, önermiyor. Ancak enstitülerin o öğrenciyi, üreterek ve yaratarak özgürleştirici eğitim anlayışına ülkenin bugün her zamankinden çok daha fazla gereksinimi olduğu da çok açıktır.

10. Yapılması gereken enstitülerle ilgili geçmişi irdelemek yerine enstitülerin eğitim düşüncesinin ve uygulamasının, günümüzün bilgi çağının koşullarında, eğitimle ilgili tüm kurumlarda olabildiğince yaygınlaşması için çaba harcamaktır.

This entry was posted in DEVRİM VE KARŞI DEVRİMLER, EĞİTİM. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *