Perde Arkası * FETÖ emniyette nasıl yapılandı * Fetö’cüler Başbakanlık müsteşarı tarafından neden terfi ettirildi ? * Tutuklu Emniyet Müdürü Selvi’den Aydınlık’a mektup

Aydınlık / Hikmet Çiçek
22.5.2017

Tutuklu Emniyet Müdürü Selvi’den Aydınlık’a mektup

“F Tipi liste olayı patlak verince FETÖ’cülerin hedefi haline geldik. İsmimiz Ergenekon iddianamesine dahil edildi. Bir yıl önce FETÖ’den tutuklandım”

Ergenekon tertibinin başladığı günlerdi. Emniyet teşkilatında cemaat örgütlenmesini açığa çıkaran bir belge Aydınlık’a ulaşmıştı. 2006 tarihli, “Emniyet’teki F Tipi örgütlenmenin etkin elemanları” başlıklı dört sayfalık belge “İşte merkezdeki 57 Fethullahçı polis” başlığıyla Aydınlık’ta yayımlandı.

Belgenin altında imzası olan ve bu imza bilirkişi raporuyla doğrulanan dönemin Emniyet Genel Müdürlüğü Personel Daire Başkanı İbrahim Selvi, 4 Ağustos 2016 günü FETÖ iddiasıyla tutuklandı. Şimdi Ankara Sincan Cezaevi’nde. Selvi meslekten ihraç edilmedi, rütbeleri geri alınmadı, apoletleri sökülmedi. Hakkındaki iddianamenin bugünlerde açıklanması bekleniyor.

Selvi Aydınlık’a gönderdiği mektubunda başına gelenleri şöyle anlatıyor:

“Ben İbrahim Selvi 1957 Kütahya doğumluyum. Milliyetçi duygularla sınavlarına girdiğim Ankara Polis Kolejini 1972 yılında kazandım. 1978 yılında Polis Akademisi’nden mezun oldum. Meslek hayatım boyunca gerek taşra gerek merkezde ülkemin muhtelif bölgelerinde devletime her zeminde ve her kademede hizmet ettim ve her zaman da edeceğim.

FETÖ KUMPASI: SAUNA ÇETESİ

“2001 yılında FETÖ’nün tezgahlamış olduğu ‘’Sauna Çetesi’’ kumpası mağduru dönemin Emniyet Genel Müdür Vekili Ertuğrul Çakır tarafından Emniyet Genel Müdürlüğü Personel Daire Başkanlığı görevine getirildim. Personel Daire Başkanlığı görevimi 2009 yılına kadar ifa ettim. 2009 yılında Fetullahçıların baskısı sonucu görevimden alınarak kızak göreve çekildim. 2009-2015 yılları arası Başmüfettiş olarak çalıştım. 2015 yılında kadrosuzluk nedeniyle emekli edildim.

FETÖ’CÜLERİ TERFİ ETTİREN BAŞBAKANLIK

“Emniyet Yüksek Değerlendirme Kurulunda (YDK) raportör olarak görev aldım. 2001-2002 yılları kurul toplantılarında o dönemde cemaatçi olarak bilinen 21 rütbeli emniyet personeli hakkında raportör olmam hasebiyle olumsuz görüş belirttim. YDK tarafından bu şahıslar terfi ettirilmedi. 2003 yılında da yine bu cemaatçi olarak bilinen şahıslar YDK tarafından terfi ettirilmeyince tabiri caizse o dönemde yer yerinden oynadı. Bakanlık Müsteşarı imzası ile Başbakanlık Takip Kuruluna (BTK) yazı yazıldı. BTK’dan terfi ettirilmeyen polis amirlerinin terfisinde bir sakınca görülmediği dolayısıyla kurulun tekrar toplanması gerektiğine ilişkin bir yazı geldi. Kurul tekrar toplanarak terfi ettirilmeyen cemaatçi 21 müdürden 17 tanesini terfi ettirdi.

MASTER VE DOKTORA ÖĞRENCİLERİ HEP FETÖ’CÜ

“Personel Daire Başkanlığı’mın ilk yıllarında Amerika’ya master ve doktora için yoğunlukla Fethullahçıların gittiğini tespit etmiştim. Bunun önüne geçebilmek için girişimlerde bulunmuştum, ancak FETÖ’cüler kanadından “polisin masterlısı, doktoralısı garaja amir yapılıyor” diyerek basında beni yıpratıcı haberler yaptırıldı. Ben yurtiçi tayinlerde FETÖ’cüleri kızak göreve çekip onları çeşitli birimlere sürüyordum ancak İdare Mahkemesi’ne ve Danıştay’a açtıkları davaları kazanıp geri dönüyorlardı.

‘ETKİN ELEMANLAR’ LİSTESİ

“2008 yılında dönemin Emniyet Genel Müdür Vekili Dr. Necati Altıntaş, dönemin Personel Daire Başkanı ben İbrahim Selvi, şu an Emniyet Genel Müdür Yardımcısı olan Mehmet Akdeniz ve şu an Denizli Emniyet Müdürü Mevlüt Demir’in ‘’Emniyetteki F-Tipi Örgütlenmenin Etkin Elemanları’’ başlıklı 57 Fethullahçı polis müdürü listesi hazırladığımıza dair basında haber çıktı.

“F-Tipi liste olayı patlak verince FETÖ’cülerin hedefi haline geldik. İsmimiz Ergenekon iddianamesine dahil edildi. FETÖ’nün medya organlarında Ergenekoncu olarak yaftalandık ve suçlandık. F-Tipi listeden dolayı hakkımızda adli ve idari soruşturma açıldı. 2009 yılında beni görevden alarak pasifize ettiler. Zira Ergenekon’un patlak verdiği yıllarda benim gibi FETÖ’ye biat etmeyen birçok asker ve emniyet mensubu pasifize edilmişti. Daire Başkanlığım süresince FETÖ’cüleri emniyetin sinir mekanizmalarından yetkim dahilinde uzak tutmaya çalıştım. Benim boyutlarımı aşan olaylar da oldu, atamalar gibi. Ancak ben pasifize edilince bu hain yapı emniyet içerisinde köstebek misali yuvalanmaya ve sistematik olarak hücreselleşmeye başladı.

AKYÜREK’İN EMRİYLE

“2009 yılında dönemin İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek’in emriyle cep telefonum İsmail Gönen sahte adı altında Hizbullah Terör Örgütü kapsamında usulsüzce dinlendi. Bu hain yapıya benim gibi karşı olan Sabri Uzun, Emin Arslan ve FETÖ tarafından infaz edildiği iddia edilen devrem, rahmetli Behçet Oktay da Hizbullah Terör Örgütü kapsamında benimle aynı dönemde dinlenmiştir. 2015 yılında bu konuyla ilgili müşteki sıfatıyla ifade verdim. Beni dinleyen FETÖ’cüler hakkında ayrıca manevi tazminat davası açtım. (Ankara 6’ncı İdare Mahkemesi’nde dava devam etmektedir.)

POLSAN’I HİLEYLE ELE GEÇİRDİLER

“2003 yılında yönetim kurulu başkanlığını yürüttüğüm Polis Bakım Yardım Sandığı’nda (POLSAN) ben ve benim gibi bu yapı karşıtları 2007 yılına gelindiğinde azınlığa düştük. Bu hainlerin kura çekim işlemlerinde ne gibi hileler yaptığını herkes bilir. F-Tipi listede Kriminal Dairesi’nde adı geçen Oğuz Karakuş 2009 POLSAN seçimlerinde kura hilesi ile benim yerime asil üye olarak seçildi. Aynı yıl içerisinde yönetimde bulunan Ali Kolat’ın Sivas Valisi olması üzerine POLSAN tüzüğü gereğince ben yedek üyelikten asil üyeliğe geçtim. Benim gibi yedeğe kalan Ali Fuat Akdemir de 2010 Şubat’ında yönetime girdi. 2011 yılı Nisan sonuna kadar Ali Fuat Akdemir ile birlikte yetki alanlarımız dahilinde POLSAN’I bu yapıdan korumaya çalıştık. Biz Ali Kolat, İbrahim Selvi, Özkan Elgin, Ayhan Çankaya ile birlikte seçim çalışması yaptık ama Özkan Elgin ve Ayhan Çankaya seçilmemişti. 2011 yılından sonra Emniyet Teşkilatınca FETÖ’cüler sandığı ele geçirdiler diyerek konuşmalar olmaya başlandı. Artık FETÖ’cüler her yere hakim olmaya başlamışlardı.

“Şuna da değinmek isterim; benim küçük oğlum Ahmet Erkam Selvi çocukluğundan beri baba mesleği hevesiyle polis olmak istiyordu. Bu hainlere karşı olduğumu herkesin bildiği gibi kendileri de biliyordu. Bu yüzden 2011 yılında oğlumu Polis Akademisi’ne almadılar. Aynı oğlumu 2015 yılında TSK’ya da almadılar.

BAŞMÜFETTİŞ OLARAK ÇALIŞTIM

“FETÖ’nün tam olarak gün yüzüne çıktığı 17-25 Aralık 2013 sonrası hükümet tarafından İstanbul Emniyeti’ni araştırmak üzere 13 kişilik müfettiş heyetinin başına getirildim. Heyet olarak o dönemde İstanbul Emniyet Müdürü olan ve şu an Emniyet Genel Müdürü Selami Altınok’la müşterek hareket ettik. 13 Ocak 2014’e kadar yürüttüğümüz çalışmalar doğrultusunda 2014’de bu görevlendirmeye ilişkin 7 maaş taltif aldım. Söz konusu 13 kişilik heyettekilerin bir kısmı bugün aktif görevlerde bulunmakta, bir kısmı ise FETÖ soruşturmalarını yürütmektedir.

EMRE USLU’YU BİNGÖL’E SÜRDÜM

“Bana isnat edilen ve kripto FETÖ’cüler tarafından hazırlandığını düşündüğüm Emre Uslu suçlamasına gelince. Benim Emre Uslu’yu korumam söz konusu bile olamaz. Kaldı ki Emre Uslu’yu 2005 yılında Amerika’dan dönmesi için Bingöl’e süren benim, 2009 yılında görevimden alınmadan önce katıldığım son Merkez Değerlendirme Kurulu toplantısında Emre Uslu’yu terfi ettirmeyen de benim. Kurulun altında benim imzam vardır. Emre Uslu’yu 2005 yılında Bingöl’e sürdüm. Ancak Türkiye’ye dönüş yapmadığını fark ettikten sonra kadrosu TEM Daire’ye ve Emniyet Dışilişkiler Dairesi’ne yazılar yazdım. ‘Bu şahıs neden Türkiye’ye dönmüyor bilgi verin’ dedim. Emniyet Dışilişkiler Dairesi’nden cevap olarak ‘uçamaz raporu var’ ondan dönüş yapamadığını bildirdiler. Daha sonra öğrendim ki F-Tipi listede ismi geçen dönemin Dışilişkiler Daire Başkanı (Recep Gültekin) tarafından korunuyor. Bu işin arkasını bırakmadım. Emniyet Sağlık Dairesi Başkanlığı’na bu raporları araştırılması için ulaştırdım. O dönemde bu yapıya benim gibi karşı olan Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Ali Kolatla birlikte Teftiş Kuruluna yazı yazarak Emre Uslu hakkında müfettiş görevlendirdik.

“En sonunda Emre Uslu Türkiye’ye dönüş yaptı ve Terör Dairesinden ilişiğini keserek Bingöl’de göreve başladı. Ben 15 Haziran 2009 yılında görevden alındım. Ankara’da Terörle Mücadele Dairesi’nde çalışırken orada Çevik Kuvvet’te çalışmak zor gelmiş olacak ki 5-6 ay kadar çalışıp Emniyetten istifa etti ve FETÖ’nün kalemliğine soyundu. Ben görevden alındıktan sonra benim insiyatifimden çıkan Emre Uslu konusu kripto FETÖ’cüler tarafından bugün bana yıkılmaya çalışıldı. Emre Uslu ile ilgili korumamdan dolayı soruşturma geçirmedim. Emniyet Genel Müdürlüğü’nde bu konuyla ilgili evrak yoktur. Emre Uslu kanalından tutuklanmam için algı operasyonu yaptılar böyle bir kumpasla karşı karşıya kaldım. Yetkililerin bunu çok iyi araştırmaları gerekir.

“Bir diğer suçlama ise ismi Bylock ve ihraç listelerinde geçen sahte itirafçı 3. Sınıf Emniyet Müdürü Fikret İyice’nin sanal dünyasında kurgulamasıyla “İbrahim Selvi benim tayinimi yapmadı dolayısıyla onun da FETÖ’cü olduğunu düşünüyorum” diyerek hakkımda vermiş olduğu hedef saptırıcı ifadesidir. Senede 30 bin tayin yapılmaktadır. Küçük bir (Emniyet Amiri) rütbede olan şahsı benim yakinen tanımam mümkün değil. Onlar beni Personel Daire Başkanı olarak ismen bilirler çünkü her yıl kademe ilerlemesi ve derece terfileri benim imzam ile illere gitmektedir.

ALGI OPERASYONU

“Bu suçlamalar kapsamında 15 Temmuz hain darbe girişimi günü ailecek taşındığımız ve hatta eşyalarımızı kutularından bile çıkaramadığımız evimizden 24 Temmuz sabahı gözaltına alındım ve 4 Ağustos’ta tutuklandım. Ben sahte itirafçılar (iftiracılar) ve kripto Fethullahçı Terör Örgütü mensupları tarafından FETÖ operasyonlarını sekteye uğratarak at izini it izine karıştırmak için algı operasyonlarıyla tutuklatıldım… 2008 yılında Pensilvanya’nın Savcısı Zekeriya Öz tarafından Ergenekon iddianamesine eklendim, daha sonra Ergenekoncu olduğum gerekçesiyle 2009 yılında FETÖ tarafından pasifize edilen ben İbrahim Selvi bugün FETÖ kapsamında hala tutukluyum.”

https://www.aydinlik.com.tr/turkiye/2017-mayis/tutuklu-emniyet-muduru-selvi-den-aydinlik-a-mektup
This entry was posted in ERGENEKON - BALYOZ, Fetullah Gülen, HUKUK-YARGI-ADALET. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *