Suay Karaman
9.10.2017
NATO KAFA, NATO MERMER
Sözcü Gazetesi yazarı Yılmaz Özdil, 6 Ekim 2017 tarihinde “Figüranlar Değişiyor Film Hep Aynı Film” başlıklı bir yazı yazdı. Yazının konusu Napoli’deki NATO karargahında görevli hava muhabere yüzbaşı Turan Çağlar (1941/B-37) ile ilgilidir. Yazı, 1954 yılında Napoli’de görevliyken doğan kızına Lale Nato adı vermesiyle başlar ve zaman içinde yaptıkları anlatılır.
Yaptıkları arasında Talat Aydemir’in öncülüğünde yapılan başarısız darbe girişimlerine katılması, emekli olduktan sonra MİT’te çalışmaya başlaması, ABD adına casusluk yapması sıralanır. 1983 yılında casusluk ilişkileri açığa çıkartılır, yakalanır ve sorgusunda 15 yıl boyunca Amerikan istihbaratına Türk ordusuyla ilgili bilgi ve belge verdiğini itiraf eder. “Zaten bütün hükümetler, Genelkurmay başkanları Amerikan hesabına çalışıyor, ben yapınca mı suç oldu?” sözleriyle kendisini savunması da ilginçtir. Genelkurmay Askeri Mahkemesi’nde yargılanmak üzere Ankara’ya getirilip, Mamak Askeri Cezaevine konur. 29 Temmuz 1983 günü cezaevinde kalp krizi geçirerek, şüpheli bir şekilde hayatını kaybeder.
Yazının ilerleyen bölümünde ise “devletin gizli bilgilerini, siyasal ve askeri casusluk maksadıyla temin etmek” suçlamasıyla geçtiğimiz günlerde FETO kapsamında tutuklanan ABD’nin İstanbul konsolosluğundaki bir görevlinin, eski savcı Zekeriya Öz ile şu an tutuklu olan bazı polis müdürleriyle düzenli olarak irtibat halinde olması anlatılmıştır. Buradan çıkartılan sonuç ise figüranların değiştiği, filmin ve senaryonun aynı olduğu şeklindedir. Toplum, emperyalizme karşı bilinçlenmezse, her şeyin aynı olacağı bilinen bir gerçektir.
Yılmaz Özdil’in yazısına da konu olan Turan Çağlar olayı hakkında, Yıldıray Oğur’un 19 Şubat 2012 tarihindeki Taraf Gazetesi’ndeki yazısında ayrıntılar bulunmaktadır.
Yılmaz Özdil’in yazısının başında Turan Çağlar için şöyle bir ifade vardır: “27 Mayıs darbesinde lider kadronun içindedir.” Bu cümlede iki tane yanlış vardır. Turan Çağlar, 27 Mayıs İhtilali’nin ne lider kadrosunda, ne de 38 kişilik Milli Birlik Komitesi üyeleri arasında değildir. Haziran 1960 başında İstanbul Radyosu’na müdür yapılmıştır. O dönemde birçok subay, bürokrasinin çeşitli kademelerinde görev almıştır. Turan Çağlar, Milli Birlik Komitesi’nin en kısa sürede yönetimi sivillere vermek istemesi üzerine, 21 Ekim 1961 tarihinde bildiri yayınlayan ve başında zamanın Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Cevdet Sunay’ın bulunduğu Silahlı Kuvvetler Birliği’ne üye bir subaydır.
Cümledeki ikinci yanlış ise 27 Mayıs için “darbe” tanımlamasıdır. Askeri harekatlar ve ihtilaller, topluma olumlu getirileri ya da olumsuz götürüleriyle önem kazanırlar. Devrim ya da darbe oldukları da ancak bu şekilde belirlenir. 27 Mayıs 1960 ihtilalini devrim yapan, getirdiği çağdaş anayasa, yeni kurumlar ve sosyal hayattaki köklü değişikliklerdir. 27 Mayıs 1960 hareketinin amacı şöyle belirlenmiştir; “insan hak ve özgürlüklerini, ulusal dayanışmayı, toplumsal adaleti, bireyin ve toplumun huzur ve refahını gerçekleştirmeyi ve güvence altına almayı olanaklı kılacak demokratik hukuk devletini bütün hukuksal ve sosyal temelleriyle kurmak ve Atatürk Devrimleri’ni yeniden yaşama geçirmek.” Böyle bir amaç, hangi darbede olur? Bunu iyi anlamak ve sorgulamak gerekir.
27 Mayıs İhtilali’nin kadrosunda olmayan biri için “27 Mayıs darbesinde lider kadro içindedir” yazmak, ‘araştırmacı gazetecilikle’ bağdaşmaz. Bunu Yılmaz Özdil ile yaptığım telefon görüşmesinde kendisine de bildirdim. Özdil, yazısını şöyle bitirmiş; “NATO kafa, NATO mermer denilen, olsa olsa budur.” Evet özellikle 27 Mayıs Devrimi konusunda NATO kafa, NATO mermerden kurtulmak için doğru kaynakları araştırmalı ve öğrenmeliyiz. Bilginiz güçlü, bilgi kaynaklarınız güvenilir ise, yazdıklarınızın doğruluğundan şüphe duyulmaz. Hele kaleminiz de kuvvetli ve kıvraksa, işte o yazının tadına doyum olmaz..
İlk Kurşun Gazetesi, 9 Ekim 2017
http://www.ilk-kursun.com/haber/338375/suay-karaman-nato-kafa-nato-mermer/
