Vizelerin askıya alınması ve Bölükbaşı’nın 1 Mart Tezkeresi mülakatı hakkında

 

Onur Oymen
ooymen@hotmail.com
9 October 2017

Vizelerin askıya alınması ve
Bölükbaşı’nın 1 Mart Tezkeresi mülakatı hakkında

Amerika’nın Türk vatandaşlarına vize vermeyi askıya alması kararı ile emekli Büyükelçi Deniz Bölükbaşı’nın 1 Mart tezkeresi hakkında bugün Hürriyet Gazetesine verdiği mülakatla ilgili olarak iç ve dış basının ve bazı televizyonların sorularına karşı özetle şunları söyledim:

– Amerika’nın büyükelçilik ve konsolosluklarında yeterli güvenlik koşulları bulunmadığı gibi bir gerekçeyle bütün Türk vatandaşlarına vize verilmesi işlemlerini askıya alma kararı yalnız iki ülke ilişkilerinde değil, NATO ülkeleri arasında da daha önce örneği görülmemiş ciddi bir durum yaratmıştır.

– Sebebi ne olursa olsun Türkiye’de hükümetin veya yargının bir tasarrufuna karşı, bütün Türk vatandaşlarını zarara uğratacak bir karar alınması Türk-Amerikan ilişkilerinde kalıcı zararlara yol açabilecek niteliktedir.

– Amerika’nın kararı ve Türkiye’nin de Amerikan vatandaşlarına aynı şekilde vize vermeyi durdurması iki ülke arasındaki insani, ekonomik, turistik, ticari, askeri ilişkileri olumsuz yönde etkileyecektir.

– Bence, şimdi, öncelikle yapılması gereken iş, Amerikalılardan bu kararın gerekçesi hakkında ayrıntılı bilgi istemektir. Bir Başkonsolosluk çalışanının tutuklanması olayının bu kadar ağır ve kapsamlı bir tepkiye sebep olması ihtimali kuvvetli değildir.

– Uzun zamandan beri, iki ülke arasında yaşanan bazı sorunlar ve gerginlikler askeri satışların askıya alınması, bir devlet bankası üst düzey yöneticisinin Zarrab davası vesilesiyle tutuklanması, bir eski Bakan hakkında tutuklama kararı çıkarılması, Türkiye’nin terör örgütü saydığı PYD’nin silahlandırılması, Rusya’dan S 400 füzelerinin alınması kararı, Cumhurbaşkanının korumaları hakkında verilen gözaltı kararları iki ülke ilişkilerinde ciddi rahatsızlıklar yaratmıştır.

– Vizelerle ilgili son kararın bütün bu olumsuz gelişmelerin birikiminin bir sonucu olması muhtemeldir.

– İki ülkeye giderek artan ölçüde zarar verecek bu gelişmenin bir an önce düzeltilmesi ve Türk-Amerikan ilişkilerinin sağlıklı bir zemine oturtulması için bütün bu konuların masaya yatırılarak çözüme kavuşturulması kaçınılmaz bir zorunluluktur.

– İktidar ve muhalefet partilerinin bu konuyu Meclis’te ele alarak ortak bir milli politika etrafında birleşmeleri yararlı olacaktır.

– Sayın Bölükbaşı’nın demecine gelince, 1 Mart Tezkeresinin TBMM tarafından kabul edilmemesi, bence, hukuki, siyasi, askeri ve insani açılardan Meclis’in şimdiye kadar aldığı en doğru, en saygın ve en şerefli kararlardan biri olmuştur. Hukukun üstünlüğüne ve Anayasamızın hükümlerine uygun olan bu karar Türkiye’nin ulusal çıkarlarına hizmet etmiştir.

– İngiltere’nin eski Başbakanı Tony Blair’in ve ABD’nin Dışişleri eski Bakanı Hillary Clinton’ın bile hatalı bulduğu Amerika’nın Irak’a müdahale kararını TBMM’nin desteklememiş olmasını şimdi kaçırılmış bir fırsat ve daha sonra yaşanan bütün olumsuzlukların sebebi gibi görmenin mantığını anlamak zordur.

– Kaldı ki, 1 Mart Tezkeresinden önceki müzakerelerin hiçbir aşamasında Amerika Türkiye’ye Kandil dahil, Kuzey Irak’tan PKK’nın tamamen tasfiyesi için onay vermemiş ve daha sonra çeşitli vesilelerle bu konudaki tutumunu tekrarlamıştır.

– Barzani’nin referandum yaparak bağımsız devlet kurma girişiminin 1 Mart Tezkeresinin reddedilmesi ile bağlantısını kurmak mümkün değildir. Bağımsız Kürdistan projesi, Batı’nın büyük devletleri tarafından yüz yıldan beri desteklenen ve Sevr Antlaşmasında da ortaya konulan bir hedeftir. İsrail’in bu projeyi derhal desteklemesi de bazı ülkelerin takip ettikleri stratejik hedeflerin amaçlarını ortaya koymaktadır.

Saygılar, sevgiler
Onur Öymen

This entry was posted in DIŞ POLİTİKA. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *