ADALET YÜRÜYÜŞÜ…*** BU TUTUKLAMA bir SİYASAL CEZALANDIRMA EYLEMİDİR ve bugün SESSİZ KALAN HERKESE SIRA GELECEKTİR.

BU TUTUKLAMA bir SİYASAL CEZALANDIRMA EYLEMİDİR
ve bugün SESSİZ KALAN HERKESE SIRA GELECEKTİR.

Yavuz Selim DEMİRAĞ
Yeniçağ
15.06.2017

ADALET YÜRÜYÜŞÜ…

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun başlattığı “ADALET YÜRÜYÜŞÜ” ile Türkiye farklı bir kulvara giriyor. Adaletin günün birinde herkese lazım olduğu gerçeği suratlara tokat gibi iniyor. Her şeyden önce bu yürüyüşün CHP’NİN ya da bir başka siyasi kuruluşun EYLEMİ OLMADIĞININ ALTINI ÇİZELİM. Nitekim Sayın KILIÇDAROĞLU da en başından bu gerçeği dile getirerek sadece partililere değil TOPLUMUN TÜM KESİMLERİNE ÇAĞRI YAPTI. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası yaşananları,

“Biz Türkiye’de kendi topraklarımızda bir DİKTA YÖNETİMİYLE KARŞI KARŞIYAYIZ. Bıçak kemiğe dayandı artık. Yeter diyoruz. Bu ülkeye adalet ya gelecek ya gelecek. Eğer bir bedel ödemek gerekiyorsa o bedeli önce biz ödeyeceğiz. BU YÜRÜYÜŞÜN BİR SİYASİ PARTİYLE İLGİSİ YOK. Adalet, ADALET, adalet. Biz dikta istemiyoruz, darbecileri istemiyoruz, 20 TEMMUZ DARBESİNİ YAPANLARI İSTEMİYORUZ. Adaletin olmadığı bir ülkede yaşamak istemiyoruz”

diyerek yürüyüşe başladı. Ankara’dan İstanbul’a kadar 28 gün olarak planlanan yürüyüşün gün geçtikçe BÜTÜN YURDU KAPSAYACAĞINDAN şüphemiz yok.

Kimilerine göre GEÇ KALINMIŞ OLABİLİR. Evet bu ülkede ömürlerini terörle mücadele için heba etmiş ASKERLER TUTUKLANDI. 26. Genelkurmay Başkanı terör örgütü üyesi olmaktan tutuklanıp 26 ay boyunca cezaevinde kaldığında yapılamadı böylesi yürüyüşler. Bugün çoğunluğu FETÖ’den tutuklu ya da firari olan hakim ve savcıların haksız kararları ile 6-7 yıllarını hapiste geçiren masum insanlara adalet için yürünmedi. Ömürlerini kutlu dava için heba edip, kanlarını, canlarını, malını-mülkünü verdiği, üyesi, delegesi olduğu siyasi partinin olağanüstü kongreye gitmesini isteyenlerin haklı talepleri hukukun dönemeçli yolları ile tıkandığında da yürünmedi. Milyonların iradesi seçim sandıklarında çalındığında da yürünmedi. Bu ülkenin kuruluş değerleri tek tek yok edilirken, kazanılmış haklar gasp edilirken de yürünmedi.

Sokaktaki insanımızın endişeleri yeni değil. Yıllardır biriken gazın patlaması olarak da görülmemeli. Hele hele ENİS BERBEROĞLU’NUN haksız TUTUKLANMASINI PROTESTO ETME AMACIYLA bu yürüyüşün BAŞLATILDIĞINI İDDİA ETMEK MÜMKÜN DEĞİLDİR.

Yürüyüşün başladığı günden itibaren bu adalet arayışının Berberoğlu için olduğu algısı yaratmak amacıyla YANDAŞ MEDYANIN kiralık tetikçileri sabahtan akşama, geceden sabaha kadar ekranlarda ÇAMUR üzerine çamur ATMAYA KALKIŞACAKLAR. Görevlendirildikleri köşelerden yalan ve iftiralarına devam edecektir. Dahası bir takım “GÖREVLİLER” devreye girerek Anayasa Mahkemesi önündeki ‘ADALET NÖBETİ’NE Berberoğlu’nun destek vermediğini öne sürerek ULUSALCI olarak bilinen KESİMLERİN YÜRÜYÜŞE DESTEK VERMEMESİNİ de isteyebilir. Bir kez daha tekrar ediyorum. BU YÜRÜYÜŞ ENİS BERBEROĞLU İÇİN DEĞİL. Tutuklu gazeteciler için de değil. Bir siyasi partinin gösterisi hiç değil. Gelecek seçimlere yönelik propaganda metodu da değil. GELECEK NESİLLER İÇİNDİR… Çocuklarımızın, torunlarımızın haklarını koruyabilmenin girişimidir. Bu YÜRÜYÜŞE OMUZ VERMEK, desteklemek dahası bizzat katılmak HER VATANDAŞIN GÖREVİDİR.

Bu satırların yazarının takipçileri ömrü boyunca muhalif kimliğinin tanığıdır. Muhalif olmak her şeye karşı olma anlamını taşımaz. Elbette eleştireceğiz. Bu yürüyüş esnasında gördüğümüz eksiklikleri, organizasyon bozukluklarını dile getireceğiz. Ancak her fırsat bulduğumuzda yürüyüşe katılarak, adalet arayışımızdan asla vazgeçmeyeceğimizi de buradan ilan ediyoruz…

ADALET YÜRÜYÜŞÜNE KATILMAK TARİHE TANIKLIK ETMEKTİR. Yarın-öbür gün ya da yıllar sonra, “O YÜRÜYÜŞTEYDİM” diyebilmenin onurunu yaşayabilmek her faniye kısmet olmaz. Önemli olan Güvenpark’ta başlarken fotoğraf karesine girebilmek değil. Yağmur-çamur, güneş-sıcak demeden bir ay sürecek yürüyüşün her adımını yüreğinde hissetmektir. Ve kim bilir yürüyüşün finalinde gasp edilen haklarımızı yeniden kazanabilmek mutluluğunu yaşayabilmek olmalıdır.

BU YÜRÜYÜŞ “Gandi Kemal”in değil, MUSTAFA KEMAL’İN kazandırdığı değerlerin, CUMHURİYETİMİZİN kazanımlarının YÜRÜYÜŞÜDÜR.

Bu yürüyüş son referandumda “HAYIR” diyenlerin de değil, 80 milyon TÜRKİYE’NİN YÜRÜYÜŞÜDÜR.

Siyasetin vesayetine aldığı ADALETİN YÜRÜYÜŞÜDÜR ki haksız tutuklama kararlarına imza atan hakimler için de günün birinde lazım olacaktır.

Sayın Kılıçdaroğlu’nu ilk gün yalnız bırakmayanlar gün geçtikçe artarak çığ gibi büyüyecektir. Gazeteci olarak yürüyüş esnasındaki gelişmeleri yansıtmaya gayret edeceğim. Her şeyden önce Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak ADALET ARAYIŞINDAKİ SAFLARDA YERİMİ ALACAĞIM. SİZLERİ de BEKLERİM..

http://www.yenicaggazetesi.com.tr/mobi/adalet-yuruyusu-43189yy.htm

This entry was posted in DEMOKRASİ-ÖZGÜRLÜK, FAŞİZM, HUKUK-YARGI-ADALET, İNSAN HAKLARI - DEMOKRASİ. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *