REYHANLI’DA NELER OLUYOR ?

Reyhanlı’da yaşayan vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi sunarak,patlamalarda hayatlarını kaybetmiş olan masum vatandaşlarımıza rahmet,ailelerine ve yakınlarına sabır ve baş sağlığı dilerim.

***

Suriye’ye karşı Başbakan Erdoğan tarafından yürütülen
saldırgan politikaların cezasını masum halk çekiyor .
Türkiye “KENDİSİNE AİT OLMAYAN bir savaşa adım adım
taşaron olarak sürükleniyor
.

Hatay Reyhanlı’daki patlamalar Avrupa basınında

Reyhanlı’daki patlama sonrası Suriye Enformasyon Bakanı Umran el Zubi, devlet televizyonunda yayınlanan basın toplantısında şunları söyledi:

**Suriye böyle bir şey yapmamıştır ve asla da yapmaz çünkü değerlerimiz buna izin vermez. Böyle dayanağı olmayan suçlamaları ortaya atmaya kimsenin hakkı yoktur.

**Şehitlerin ölümü bizi çok üzdü.

**Bu durumu yaratan, Türkiye’nin politikalarıdır. Sorumluluk da Türkiye’dedir.

**Türk hükümeti sınır bölgelerini uluslararası terör merkezlerine çevirdi. Türk hükümeti ve Başbakanı, Türk halkına, Suriye halkına ve bölge halklarına karşı siyasi ve ahlaki sorumluluk taşımaktadır.

Suriye Hükümeti .Türk halkının Suriye ile savaşa karşı olduğunu bilmektedir.Mantık süzgecinden bakıldığında Suriye kendi topraklarında her ülkeden devşirilmiş olan lejyoner gruplarla savaşırken ayrıca İsrail’e karşı da ikinci bir savaş cephesi açan Suriye’nin Türkiye’ye karşı da bir cephe açması olası değildir.

Suriye’ye karşı yürütülen savaş politikaları Başbakan Erdoğan’ın ABD tarafından atanmış olduğu kişisel BOP politikaları gereğidir ve Suriye’ye ABD adına cihat açan başbakan Erdoğan’dır.

Var sayalım ki bu saldırıyı Suriye hükümeti yaptı !

İç ve dış basında yazıldığı üzere ;

Başbakan Erdoğan’ın ÖSO’yu desteklemesi,
Silahlı teröristleri Türkiye’de barındırması,
Teröristlere sınırlardaki denetimi kaldırarak giriş/çıkış kolaylığı sağlaması
Silah ve cephane desteği sağlıyor olması,
Sağlık ve lojistik desteği veriyor olması .

Sonucunda Reyhanlı’daki patlamalar Erdoğan’ın saldırı politikalarına karşı Suriye’nin meşru müdafaası haline dönüşmektedir.Burada bir sorumlu ve suçlu aranıyorsa bunun sorumlusu Başbakan Erdoğan’ın Suriye’ye karşı yürütmekte olduğu saldırgan savaş çığırtkanlığı ve politikalarıdır.Bu nedenle Reyhanlı’da Başbakan Erdoğan’a ve AKP’ye karşı yoğun tepkiler ve karşı gösteriler vardır.

Hatırlatmak isterim ;

“Büyük Ortadoğu Projesi ile ilgili en çarpıcı açıklama ABD’nin güvenlikten sorumlu danışmanı (Eski Dışişleri Bakanı) Condoleezza Rice’ın 7.8.2003 Washington Post gazetesinde yayınlanan yazısında görülmektedir.
“Transforming The Middle East – Ortadoğu’yu Dönüştürmek.” Rice bu yazısında Fas’tan Basra körfezine kadar Ortadoğu’da bulunan 22 devletin rejiminin, sınır ve haritalarının değiştirileceğini, Türkiye’nin de bunların içinde olduğunu vurgulamıştır. “

İşte bugünlerde yaşamakta olduğumuz olay budur !Yalancı Arap baharı sınırlarımızda kozkavuran fırtınasıdır.
Başbakan Erdoğan ve kurmayları iktidarın gücünü kullanarak TBMM’ye rağmen Suriye’ye örtülü savaş açmıştır ve bu bir suçtur.

***

Dış basında Reyhanlı saldırısının El Kaide ve Taliban bağlantılı El Nusra Cephesi üstlendiğini iddia ediliyor.Patlamalar Başbakan Erdoğan’ın dediği gibi “Çözüm sürecine yönelik çıkmadı.” Beşir Atalay’ın dediği gibi “Esad yönetimi de” çıkmadı. Patlamaların ardında AKP iktidarı tarafından Afganistan ve Pakistan’dan getirildiği iddia edilen ve 10.000 civarında olduğu söylenen Taliban bağlantılı El Nusra cephesi çıktı. Üstelik de ölü ve yaralı sayısının bildirilenden çok daha fazla olduğu yazılıyor.

DIŞ BASIN ;

Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde meydana gelen bombalı saldırı, dünya basınında da geniş yer buldu.

Washington Post: Başbakan Tayyip Erdoğan, saldıralardan Suriye’nin sorumlu olabileceğini belirtip, barış süreci ile bir ilgisi olması olasılığını da dile getiriyor.

New York Times: Türkiye’nin Reyhanlı saldırıları konusunda Suriye istihbarat örgütünü suçlaması Şam yönetimi ile ihtilafta bir tırmanış ve savaşın genişlemesi olasılığını gündeme getiriyor.

Independent: Türkiye, kanlı iç savaşta Suriye isyanı davasının önemli bir destekçisi. Ankara, topraklarını Suriyeli isyancılarca lojistik üs ve tertipleme merkezi olarak kullanılmasına izin verdi.

Newsweek: Reyhanlı, devrimci aktivitenin yuvası. Suriye’deki iç savaşın dramatik bir sıçraması.

İngiliz BBC kanalı saldırıyı El-Kaide’ye bağlı El-Nusra cephesinin üstlendiğini yazdı.

İngiliz ITV kanalının haberinde “Türk hükümetinin beslediği muhalefet Türkiye’yi kana buladı” vurgusu öne çıkarken, ölü sayısı 116 olarak açıklandı.

İngiliz The Telegraph gazetesi AKP yöneticilerinin açıklamalarıyla adeta dalga geçti. Haberde, “Türk hükümeti şaka gibi açıklamalar yaparak hedef şaşırtmak istiyor” ifadelerine yer verildi.

The Sun gazetesi, “Türk hükümeti yıpranmamak için haber yasağı getirdi.” dedi.

Çarpıcı bir başka yorum da İngiliz Independent Gazetesi’nden geldi. Robert Fisk imzalı makalede Suriye Ordusu’nda kesinlikle kimyasal silah olmadığına vurgu yapıldı. Fisk bizaat Suriye’ye giderek orduyu incelediğini belirtti. Reyhanlı saldırısının hemen bu makaleden sonra gerçekleşmesi dikkat çekti

Fransız Le-Monde gazetesi Reyhanlı’daki patlamayı, “Besle kargayı oysun gözünü” başlığıyla verdi. Haberde Türklerin beslediği aşırı dinci Suriyeli muhaliflerin Türkiye’yi kana buladığı ifade edildi. Ölü sayısının ise 120’den fazla olduğu belirtildi.

Suriye, İran ve Rus basını da AKP Hükümeti’ni sorumlu tuttu. Suriye tarafından yapılan açıklamalara yer veren Rus basını genel oalarak Türkiye’deki Suriyeli sığınmacılara dikkat çekti.

Rus basını Türkiye-Suriye sınırında El Kaide’ye bağlı terör gruplarının yoğunluğuna dikkat çekerken saldırının yapılış şeklinin de El Kaide yöntemi olduğunu vurguladı.

Rus gazetelerinde, son dönemde atılan diplomatik adımlara da dikkat çekildi, Suriye ile BM arasında denetçilerin ülkeye gidişiyle ilgili uzlaşma sağlandığının altı çizildi. Ruslar bu adımın savaş söylemlerine ağır darbe indirdiğini belirtti.(UlusalKanal)

İngiliz ITV kanalı “Türk hükumetinin desteklediği muhalifler Türkiyeyi kana buladı 116 ölü”….

***

Türkiye’ye 10.000 El Kaide militanının getirildiği haberini ilk kez Anayurt gazetesi köşe yazarı Hüseyin Hakkı Kahveci yazmıştı.Sonrasında Anayurt gazetesi 10.000 Cani manşetini atmıştı.

Vatan Gazetesi köşe yazarı Can Ataklı , Hüseyin Hakkı Kahveci’nin yazısını referans olarak Taliban Türkiye’de yazarak haberi köşesine taşımıştı. Hürriyet gazetesi yazarı yine Kahveci’nin yazısını referans alarak sayının on binden fazla olduğunu gündeme getirmişti.

Aydınlık gazetesi yazarı Sebahattin Önkibar ve İsmet Özçelik aynı şekilde köşelerinde “10.000 Taliban Militanı” Türkiye’de diye yazdı.Sonuç olarak bugün Reyhanlı’da yaşanan patlamaların arkasında El Kaide olduğu batı medyası tarafından tescil edilerek açıklandı.( PHA-Haber merkezi )

Reyhanlı “Tayyip istifa” sesleriyle inliyor.

İşte halkın isyanı: “Ak parti istifa, Tayyip istifa”
Patlamadan hemen sonra cep telefonu ile çekilen 3 dakika 40 saniyelik görüntü kaydı için tıklayınız:

http://www.ulusalkanal.com.tr/gundem/ulusal-kanal-yayin-yasagini-dinlemedi-iste-reyhanlililarin-isyani-h11136.html

Türkiye-ABD-PKK

Mehmet Nacar

ABD’nin Türkiye’ye ilgisinin ana kaynağı nedir. Dostluk mu, yoksa başka bir art niyet mi var? İşin aslını anlayacağımız tek nokta ABD’nin Türkiye’ye karşı davranışlarıdır.

Sovyetler Birliği döneminde Türkiye, Sovyetlere karşı kullanılan bir kalkandı. Sinop’ta kurulan Radar tesisleri ile Rusya’nın iç kısımları derinlemesine izlenip, kontrol edilmekteydi.

Ülkemizin daha çok sahillerine yakın yerlerdeki onlarca ABD üssü Avrupa, Rusya ve Ortadoğu için hazır karakol görevi yapmakta. Türkiye dünyanın petrol ve doğalgaz ambarlarının (rezerv) merkezinde bulunmakta.

Ülkemizin bir başka merkez özelliği de neredeyse dünyanın merkezinde bulunması. Türkiye, Avrupa, Asya ve Afrika’nın tam ortasında. Bu üç kıtayı kontrol altında tutmak için Türkiye’de olmak gerekiyor.

İşte Türkiye-ABD ilişkilerine bu merkezi konumu akıldan çıkarmadan bakmak durumundayız.ABD Türkiye’nin bu merkezi konumundan yalnızca dostluk ve müttefiklik şemsiyesi altında yararlanabilir mi?

Mümkün değil. Son örneğini tezkere olayında gördük ve yaşadık. Biz ABD için her açıdan güvenilir, onların ileri karakolu olarak görev yapmaya hazır bir ülke değiliz. Bu durumun farkında olan ABD 1980 den beri bize karşı sinsi bir işgalin hazırlık planlarını yapmakla meşgul.

Peki, ABD Türkiye’yi neden hemen ve doğrudan işgal etmemekte.

Buna cesareti yok. 1945 lerde Japonya ABD’ye Pearl Harbur baskını ve kamikazeleri ile hiç unutamayacağı bir ders verdi. ABD bu yüzden Küba’yı işgal edemedi. Aynı nedenle bugün için İran’a saldıramamakta. Yine aynı nedenle Türkiye işgaline soyunamamakta…. Yani Türkiye hemen işgal edilebilir ülkelerden değil. Önce işgale hazır hale getirilmesi lazım.

İşgale hazır hale nasıl getirilir?

İşgale hazırlık planları seksenli yıllardan beri hızla uygulanmakta. IMF politikalarıyla devletin ekonomisi çökertildi. Halk sıkıntıya sokularak devletle arasının açılması sağlandı. ABD icazetli ve ABD güdümlü hükümetler iktidara getirildiler. PKK’ya tam destek verildi.

Belki size saçma ve son derece yersiz bir düşünce gibi görünebilir ama Irak işgalinin ana nedeni Türkiye işgaline hazırlık çalışmalarıdır.

Bir mart tezkeresinin geri tepmesi Türkiye işgalinin hızını kesen en önemli olaydır.ABD Türkiye’nin işgali için neden önce Irak’ı işgal etti.

Savaşlarda göz önüne alınan en önemli unsur savaşın maliyetidir. ABD savaş maliyetini düşürmek için taşeron kullanmayı alışkanlık ve prensip haline getiren bir ülke. Afganistan işgali sırasında savaşın en zorlu geçeceği bölgelerin işgali için Özbek General Raşit Dostum’u kullanmıştı. Irak işgalinde Türkiye taşeron olarak düşünüldü ama tezkere olayı buna engel oldu. Bu defa B planı devreye sokularak, taşeronluk görevi Barzani’ye devredildi.

Turgut Özal döneminde Kuzey Irak’ın ve Kerkük’ün işgali için Türkiye’ye teklif verildi. Özal’a göre bir koyup üç alma olarak görünen olay, o zamanın Genelkurmay Başkanı Torumtay Paşa’nın istifasıyla sonuçlandı ve uygulama alanına konulamadı. Çünkü, Torumtay Paşa ABD niyetlerini çok iyi bilen, sorumluluk ve ciddiyet sahibi bir paşamızdı. Kabağın ülkemizin başında patlayacağını önceden sezdi ve işgale karşı çıktı.

Türkiye için hazırlanan işgal planında Irak’ın iki önemli ve hayati rolü var. Birincisi ABD Irak’ı kendi toprakları gibi kullanacaktır. Yani, önce buraya işgal için gerekli askeri ve sivil altyapıyı yerleştirecek…

İkinci olarak da Barzani ile Kuzey Irak’ı arada tampon bölge gibi kullanmaya hazırlanmakta. Irak işgalinde olduğu gibi Türkiye işgalinde de baş taşeron Barzani olacaktır.

Bu nedenle Barzani için yapay bir devlet kurulmakta. Türkiye’nin Güneydoğusu ile Doğusu şu an bile Barzani’nin gizli kontrolüne bırakılmış durumda.

( Yazıya ait bir not ; Makale yazarı taşaron olarak Barzani’yi yazarken esas taşaronu kayda almamış.Ortadoğu ve kuzey Afrika ülkelerinin dönüştürülmesinde ana taşaron BOP’un bölge eşgüdüm başkanı, başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dır.BOP eşgüdüm başkanlarından olduğunu kendisi defalarca açıklamıştır)

Türkiye devlet için en hayati konularda tavizkâr davranıyor. PKK terörünü PKK’nın anası olan ABD’ye hallettirmek gibi büyük bir yanlışın içinde. Koordinatör atanması, Kuzey Irak’ta yuvalanan teröristlere ABD tarafından operasyon düzenlenmesinin beklenmesi, sınır ötesi operasyonların ABD iznine bağlanması en hafif deyimle gaflet ve delalettir. Bu gaflet ve delalet vatana ihanetin öncüsü.

Turgut Özal’ın başbakanlığı döneminde Cudi dağında çembere alınan çok sayıda PKK teröristi açlık ve mühimmat yokluğundan teslim olmak üzereyken Diyarbakır’dan kalkan üç ABD helikopteri teröristlere on yedi çuval gıda ve mühimmat atarken jandarma tarafından b görüntülendi. O zaman olay ört bas edilmişti.

Diyarbakır yakınlarında hala faaliyette olan telekulak ‘’Echel Mobil’ sistemi Türk güvenlik güçleri ile PKK telsizlerini dinlemekte, PKK’yı güvenlik güçlerinden kaçmaya ve yeri geldiğinde de eyleme yönlendirmekte.

Ayrıca, merkezi Diyarbakır olan Çekiç Güç Barzani’yi korumaya yönelik görünse de işin perde arkasında PKK’yı koruma çalışmaları yatmaktaydı.

Şu an için Kuzey Irak’ta yuvalanan PKK kamplarının tamamı ABD koruması ve kontrolü altında. ABD’nin isteği üzerine de İsrail’li subaylar tarafından eğitilmekteler.

Erbil’de bir hastanede tedavi gören elebaşılardan Cemil Bayık ve Murat Karayılan’ın bize teslim edilmesi isteğimizin ABD tarafından kulak ardı edilmesi aynı nedenlere dayanmakta.

ABD’nin ırak’ta kaybolan ondört bin kayıp silahının tamamı PKK teröristlerinin omuzlarında asılı.Sonuç olarak ABD, İsrail ve İtalya askeri alanda PKK’yı desteklemekte.Gerekli finansman AB ülkeleri tarafından karşılanmakta.
Barzani’ye Irak coğrafyasındaki toprak alanının beş katı Türkiye sınırları içinden vaadedilmekte. Zamanı geldiğinde vatan haini Barzani, Türkiye işgalinde de başrolü oynayacaktır.

Peki, Türkiye’den sorumlu olan üst düzey yetkililer bu durumun farkında değil mi?

Değil efendim.

Yetkili ve etkili kişiler dünü unutmuş durumdalar.Yarını düşünmüyorlar. Bugünü yaşamaya bakmaktalar.Başka bir durum da söz konusu olabilir. Zeki görünen aptal olabilirler…

NOT ;
Alman gazeteci Jürgen Elsasser’in başbakan Erdoğan’a yazmış olduğu mektubu okuyunuz : https://nacikaptan.com/?p=2406

This entry was posted in Bölücü KÜRTÇÜLÜK, EMPERYALİZM, ORTADOĞU ÜLKELERİ, PKK TERÖRÜ, Politika ve Gundem, TERÖR, TSK. Bookmark the permalink.

One Response to REYHANLI’DA NELER OLUYOR ?

  1. Pingback: Biz zaten yazmıştık.Dünya altı ay sonra yaşadı.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *