EVET ve HAYIR *** Devekuşu devekuşu Kanadın var yerdesin Hörgücün yok devesin Kumdan çıkmaz hiç başın Sen ne kaypak nesnesin

erdal akalın /  24.03.2017

Evet veya Hayır!..

Günlerimiz artık bu iki sözcükle anlam kazanacak hale geldi dersem, sanırım çoğunuz bana katılacaksınızdır.

Hangi TV kanalını açarsak açalım, karşımızda ağırlıklı olarak Sayın Cumhurbaşkanı vardır. Daha kısa görüntülerle de Sayın Başbakan ekranlara geliyor.

Her ikisi de ‘Evet’ diyorlar!

Bu arada haksızlık etmeyelim, tek tük sahnelerde de muhalif sayılanları, yani Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve Sayın Meral Akşener’i ve de nadiren Sayın Deniz Baykal’ı izliyoruz.

Bunlar da ‘Hayır’ diyenler!

Özellikle Sayın Tayyip Erdoğan gergin ve yüksek perde ses tonu ile bizlere, yani T.C. Vatandaşlarına sesleniyor;

– Hayır diyenler teröristtirler!
– Hayır diyenler gafildirler!
– Hayır diyenler çukurdurlar!
Sonra hitap buyurduğu kitleye soruyor ve yanıt bekliyor Sayın Erdoğan;

– Şimdi ben, Türk tipi başkanlık sistemini kendim için isteyecek kadar şerefsiz miyim? Aman efendim, tövbe billah ve estağfurullah! Tabii ki hayır!

Bu arada da bizim gibi gariban bir köşede yazmak çabasında olanlar ise tutturmuşlar; hak, hukuk, yargı ve adalet diye sözcükleri kendilerine eylem alanı seçmişler.

Şimdi bendeniz de Sayın Cumhurbaşkanı gibi kendimi sorgulamak ihtiyacı duyarak okurlarıma sesleniyor ve soruyorum;

– Köşe yazarınız olan ben, yani AK-ŞAKA, adalet diyerek çağrı yaparken, hak ve adaleti sadece kendisi için isteyecek kadar şerefsiz midir? Yanıtı ben vereyim, sizleri yormamak adına; tabii ki HAYIR!

***

Evet veya hayır diyerek geçen bu günler, bana kulağı çınlasın Erkan Yolaç’ı anımsatıyor. Hani yıllarca izledik Erkan Bey’i radyoda ve sonra TV ‘de.

Davet ettiği yarışmacıları Mehter Marşı ile ağırlar ve sorduğu sorularla evet veya hayır yanıtını almaya çalışırdı. İlk tümcesini aynen anımsıyorum; ‘Duydunuz zil sesini!’

Duyulan zil sesi sonrası da hızlıca sorduğu sorularla katılımcılara düşünme fırsatı vermemeye çalışarak, bu iki kelimeden bir tanesini ağzından kaçıran yarışmacıyı yenik kabul ederek bu kez İzmir Marşı ile uğurlardı.

Yanlış anımsamıyor isem, kaybedenlere de bir paket makarnayı yolluk olarak armağan ederdi.

Belki de AKP İktidarı, evet demesini beklediklerine yolladığı paketlere eklediği makarnayı Erkan Yolaç’ı anımsayarak akıl etmiştir!

Ben de zil sesini duyar duymaz yanıtlıyorum aynı hızla; HAYIR!

***
Yazımızı merhum Haldun Taner’in bizlere armağan ettiği Devekuşu Kabare Tiyatrosu’nun ünlü giriş dizeleri ile tamamlamak istiyorum. Hayır demek için halen düşünen ve kararsız kalan T.C. Vatandaşlarıma armağan olsun!

“Devekuşu devekuşu
Kanadın var yerdesin
Hörgücün yok devesin
Kumdan çıkmaz hiç başın
Sen ne kaypak nesnesin
Uyan oldu sabahlar
Yeryüzünde neler var
Bak gör, düşün, işit, anla
Ne yalanlar dolanlar
Yutturanlar yutanlar
Saklanmakla iş bitmez
Çık dışarı neredesin!”

Erdal Akalın (24.03.2017)

This entry was posted in Politika ve Gundem, SEÇİM - SEÇSİS. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *