GEZİ * DİNBAZ KIYIMCI TERÖR * REİNA BASKINI * LAİKLİK *** Laik kimlik kıyımı: Reina * IŞİD nasıl bir taşla iki kuş vuruyor?

cumhuriyet.com.tr
Tayfun Atay
2017-01-02

Laik kimlik kıyımı: Reina

Gezi, bir çığlıktı.
Yaşam biçimlerini yitirme kaygısı duyan on milyonlarca insanın, bunun sorumlusu saydıkları bir iktidara karşı canhıraş çırpınışla attıkları bir çığlık… Memleketi “Hisseli Dinbazlıklar Kumpanyası”na çevirmiş hoyrat, acımasız, kendinden başka herkese düşman bir iktidara karşı atılmış çığlık… Reina ise bir kıyım. Gezi’de on milyonlar halinde “Beni duyun, anlayın” diyen, ama karşılığında komplo, provokasyon, darbeye davetiye diye lânetlenen o çığlığın kıyımı…
***
Gezi olayları başladığında muhafazakâr kesime yakınlığıyla bilinen psikatrist Prof. Dr. Erol Göka bir gazeteye verdiği röportajda çarpıcı bir yorumla Gezi’yi “laik kimliğin feryadı” olarak tanımlamıştı. Çok doğruydu.

Ama muhafazakâr camia içerisinden dahi Gezi olaylarının ilk günlerinde kendisini gösteren böylesi “akil” sesler, sokağa dökülenleri topyekûn kriminal addeden, “çapulcu” diye lânetleyen ve terörle irtibat ve “iltisak” içinde sayan irade tarafından duyulmaz kılındı. Hele ki 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Gezi için, bırakın böyle bir hayat isyanı, çığlığı, feryadı demeyi, sosyolojik mahiyette bir kelime etmek bile imkânsızlaştı. O, 15 Temmuz’a giden yolda ilk “prova” sayılır oldu.

Hâlbuki Göka haklıydı. Gezi, bir feryattı. Ve o feryat kaale alınmadığı, bastırıldığı, ezildiği için bugün Reina’ya gelmiş bulunuyoruz!..
***
İstemeye istemeye bu yazıyı kaleme alırken bir yandan da ekrandaki zevat/zerzevatın Reina katliamına ilişkin yine “Suriye faktörü”, “dış-güçlerin oyunu”, “uluslararası- terör”, “emperyalist-komplo” vb. retorik üzerinden sakız çiğnemeyi sürdürdüklerini duyuyorum. Elimdeki kalemi ekrana fırlatasım geliyor.

Gezi’de de böyle yaptılar. “İçeri”de her şey güllük gülistanlık, sütliman, balkaymaktı çünkü!.. Huzurumuzu bozmak isteyen, ülkenin kalkınmasını, büyümesini, güçlenmesini istemeyen ve “Yeni Türkiye”yi çekemeyenlerin bir tezgâhı idi o…

Şimdi de aynı ya da benzeri teraneleri sıralayıp ardından ölenlere rahmet, yaralılara acil şifa temenni ediyorlar.Sanki günlerdir Yılbaşı’nı “Noel” adı altında “cadılaştırıp” bir yeni yıla neşe, sevinç ve eğlenceyle girmek isteyenler için cadı kazanları kaynatmadılar!
“Noel” diye diye Yılbaşı’nı günah, haram, necis, lânet ve evet, en resmi ağızlardan “gayri meşru” ilan etmediler!

Billboardlarda “Noel Baba” yumruklayıp meydanlarda onun kafasına silah dayamadılar!..Daha ne olsun, böyle “mümbit” bir iklimde cihadi-selefi teröre ne kalır ki… “Yarabbi Şükür” demekten başka?!
***
Gelelim Diyanet’e… Başkan Mehmet Görmez, katliamın ardından haber olarak önümüze sürülen beyanatında diyor ki: “Bir pazar veya mabette yapılmasıyla bir eğlence yerinde yapılmasının herhangi bir farkı yok. Bu, bir vahşettir, dehşettir, cinayettir ve katliamdır.”

Tebrik ediyorum Sayın Başkan!..Ama esefle de dönün bir de iki gün önceki Kurumunuz hutbesine bakın diyorum!..Ne deniyordu orada:
“Unutmayalım ki ömür sermayesinden geçen bir yılın sonunda kendini ve yaratılış gayesini unutarak değerlerimizle örtüşmeyen, insan hayatına katkısı olmayan gayri meşru tutum ve davranışlar sergilemek bir mümine asla yakışmaz.”

Sayın Başkan, keşke bu kadar rahat ve hesapsızca “gayri meşru” ilan ettiğiniz bu tutum ve davranışları kendi yaşam tercihleri doğrultusunda sürdürenlere karşı bir “mümin”e neyin yakışıp yakışmayacağına da hiç olmazsa açıklık getirseydiniz orada… Ki ortalık belki bu kadar başıboş kalmazdı!..

cumhuriyet.com.tr
Tayfun Atay
2017-01-04

IŞİD nasıl bir taşla iki kuş vuruyor?

Lâmı cimi yok. İstedikleri kadar hakaret, küfür, irin saçsın ağızları, söylemeye devam edeceğiz: Reina, bir “laik kimlik kıyımı”dır.Daha da ötesini günlerdir savunmacı bir refleksle önümüze konulan zavallı yorumlara karşılık olarak söyleyelim: IŞİD, AKP hegemonyasının yumuşak karnını, zayıf noktasını gayet iyi fark etmiş durumda ve oraya çalışıyor, sonuç da alıyor.

Ha bire gevelenen değerlendirme şu: Yılbaşı kutlamasına karşı o bayağı ve vandal kitlesel organizasyonlar da, Diyanet’in kutlamayı gayri meşru ilan eden hutbesi de yanlış olsalar bile bunların IŞİD’in Reina eylemi ile bağlantısını kurmak doğru değilmiş. Örgüt, bunlar olmasa da bu eylemi yapacakmış da mış mış…

Bunları duyunca IŞİD’in Türkiye’yi bir çoğumuzdan daha başarılı çözdüğünü düşünüyorum!.. IŞİD, sizi sizden daha iyi okuyor! O yüzden kime, nereye, ne zaman ve ne anlam üretmek üzere saldıracağını çok iyi biliyor.IŞİD bu memlekette 10 Ekim 2015’te Ankara’da olduğu gibi Kürt siyasal hareketiyle irtibatlı kesimlere, solculara, sosyalistlere saldırır. Alevilere, Noel kutlayan gayri-Müslimlere, Yılbaşı kutlayan seküler kesimlere saldırır. Saldırsa saldırsa CHP’ye, Cumhuriyet gazetesine ve işte Reina’ya saldırır.
***
Reina’ya saldırır ki yılbaşı kutlamasına karşı sokakta temsili Noel Baba’yı dövüp kafasına silah dayayanları da… Binalara Noel Baba’yı bir yumrukta dağıtan Müslüman kabadayı posteri asanları da…Ve camilerde yılbaşı kutlamasını gayri meşru ilan ettiğiniz hutbeyi dinleyenleri de “kazansın”!.. Böylece yarattığı tüm dehşete rağmen toplumsal bünyemizde kendine alttan alta bir sempati damarı da açsın. Bu potansiyel, sayenizde, mevcut ve IŞİD bunu gayet iyi biliyor.
***
En karakteristik örnek, Charlie Hebdo saldırısını gerçekleştiren El Kaide bağlantılı iki kardeş teröriste yönelik “tazim” (yüceltme) dolu gösterilerin bundan birkaç yıl önce İstanbul’un göbeğinde rahatlıkla gerçekleştirilmiş olması. Toplananların “Kuaşi Kardeşler onurumuzdur” diye pankart açıp slogan atabilmiş olması.

Bu terör karşısında uluslar-arası heyetin arasında yerini alan, dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu’na yönelik, üstelik polislerin gözü önünde uyarı ve tehditlerin dillendirilebilmiş olması… IŞİD bunları bilir.
***
IŞİD bunları bilir de siz onun bu memlekette Gezi olayları boyunca “Yüzde 50’yi zor tutuyorum” lâfzıyla işaretlediğiniz kitleye oynadığını gerçekten ne kadar biliyorsunuz acaba?!

Bunu yaparken de yine Gezi olaylarından itibaren “lânetli öteki” durumuna sokulmuş diğer “Yüzde 50”nin üzerine gittiğini, tedhişini oraya kustuğunu ne kadar biliyorsunuz acaba?..

IŞİD bir taşla iki kuş vuruyor.
Hem sizin yıllardır şeytanlaştırıp, cadılaştırıp, “çapulcu”laştırıp, sosyolojik bir anlayışla yaklaşmak yerine tarihsel olarak birikmiş siyasal hıncınıza kurban ettiğiniz toplum kesimlerine saldırıyor, saldırı plânları yapıyor. Hem de böylece bu kesimlere yönelik çatışmacı, ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı siyasetinizin ürettiği kitlesel nefretle yetişmiş, pişmiş, kemikleşmiş olanlara hitap ediyor. IŞİD sizin kitlenize, “Yüzde 50”nize oynuyor, onu sizden kapmaya, koparmaya, çalmaya çalışıyor.
***
O yüzden şimdi sosyal medyada nefret suçu işleyen, “Oh olsun” diyerek terör destekçisi durumuna düşen çoluk çocuk trollerle uğraşmak zorunda kalıyorsunuz. Hâlbuki bu çocuklar sizin eseriniz! Siz böyle biçimlediniz onları 15 yıllık iktidarınızda!..

Ama bir yandan da yine durmuyor, Reina katliamına tepki gösterip laiklik çağrısı yapan gençleri de (birlik-beraberlik diyorsunuz ya, hani!) kazanmaya çalışmak yerine gözaltına alıyor, soruşturma açtırıyorsunuz.Hâlâ toplumun diğer yarısının burnundan getirmeye devam ediyorsunuz.

O kadar trajikomiksiniz ki…
Siz böyle ikili oynadıkça…
IŞİD de bir taşla iki kuş vurmaya
daha bol bol devam edecek bu memlekette.

This entry was posted in ABD - AB - EMPERYALIZM, DİN-İNANÇ, FAŞİZM, İNSAN HAKLARI - DEMOKRASİ, RADİKAL İSLAM, TERÖR. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *