Anıtkabir’e okey salonu da açın gençler de gelsin * Paşa kaysın kaydıraktan…

sozcu.com.tr
Yılmaz Özdil
25.09.2016

Anıtkabir’e okey salonu da açın gençler de gelsin

Genelkurmay başkanlığı, Anıtkabir’in avlusuna, kargo şirketinin sponsorluğunda morlu pembeli plastikten oyun parkı koydu.

Samimi duygumu sorarsanız…Saygısızlık niyeti yoktur.Bence sadece şuursuzluktur, görgüsüzlüktür, zevksizliktir, pespayeliktir, hadi hiç eğip bükmeyeyim, ruhen öküzlüktür.

Aslanlı yol mesela…
Yürürken başınız öğe eğik olsun diye, özellikle farklı büyüklükte taşlarla, asimetrik döşenmiştir. Angut gibi sağa sola bakınırsan, takılır, kapaklanırsın. Çünkü… Saygının mimarisidir, hürmetin estetiğidir, ihtiramın sanatıdır, dikkatin özenin başyapıtıdır.

Ama maalesef… Aspendos’a mutfak mermeri döşenen, Apollon tapınağına çimentoyla merdiven yapılan, beş bin senelik Aşkar höyüğüne süs havuzu monte edilen ülkede… Anıtkabir’e yanar döner floresanlı atlıkarınca koymadıklarına şükredeceksin.

Şile’deki Cenevizlilerden kalma iki bin senelik kaleyi restore ettiler, çizgi film karakteri sünger bob’a benzedi. Knidos antik kentinin oturma yerlerini güya düzelttiler, çekyat kanepe koysalardı inanın bu kadar çirkin olmazdı. Milattan önce dördüncü yüzyıla dayanan Bursa İznik’teki Ayasofya Orhan Camisi’nin tarihi duvarlarını betonla sıvayıp, cam kapı taktılar. İshak Paşa Sarayı’na cam tavan yaptılar, bildiğin alışveriş merkezine benzedi. Sümela Manastırı’na kaçak kat çıktılar. Kaş’taki Antiphellos antik tiyatrosunun toprak zeminine çimento döktüler. Eskişehir’deki Seyid Battal Gazi Külliyesi’ne Amerikan mutfak monte ettiler. Aydın’daki 600 senelik Dandalaz Köprüsü’nü sağlamlaştıralım dediler, bi sağlamlaştırdılar kardeşim, 600 senedir yerinde duran köprü çöktü. Bursa’daki iki bin senelik Lefke Kapısı’nın kemerini orijinal değil diye yıktılar, sonra pardon deyip, müteahhide verdiler, yerine yenisini yaptılar.

Piramitler Türkiye’de olsaydı, restore edeyim derken kübik yapardı bunlar!

Türkiye vasata esir oldu.
Özeti budur.

İsrafta, lüks düşkünlüğünde, çar çur’da üstlerine yok ama…
Egoları altın varaklı.Kültürleri teneke.

Savarona’nın güvertesi demir doğramalarla kapatılıyor, Atatürk’ün yadigarı tarihi yata kaçak kat çıkılıyorsa… Erzurum Kongresi’nin yapıldığı müze binaya duşakabin takılıyorsa… Cumhurbaşkanlığı muhafız alayına bornoz giydirilip, Hun imparatorluğunun kafasına alüminyum tencere geçiriliyorsa… Anıtkabir’in avlusuna plastik oyun parkı yerleştirmeleri şaşırtıcı değildir.

Çankaya Köşkü’nün manevi zarafeti karşısında gecekondu Ak Saray ne kadar sakilse… Anıtkabir’deki plastik oyun parkı da odur.

sozcu.com.tr
Bekir Coşkun
25.09.2016

Paşa kaysın kaydıraktan…

Çünkü bizim çocuklarımız Anıtkabir’e gittiklerinde gözlerinde boncuk boncuk yaşlar olur…O an sadece annelerinin, babalarının ya da arkadaşlarının elini tutmak isterler…

İçlerinde kıyametler kopar, hissettikleri minnet, güven, sevgi, umut duygularını anlatmak isterler, anlatamazlar…Dudakları titrer…Gözleri kaydırak maydırak görmez…

İzin verdiğine göre, o kaydıraktan Akar Paşa kaysın…
Cumhuriyetimizi yıkanların, Atatürk’ü silenlerin düğünlerinde mutlu olduğuna, ruhani söylemlerinde ağladığına göre, Atatürk’ün mezarında ağlayacak değil…

Kaydırak eğlenceli bir şey…
Oturunca ayaklarını havaya kaldırıyorsun, ayaklar kafadan yukarıda olacak…Oturur oturmaz “Uvvv…” diye ses kendiliğinden çıkıyor ağzından, bu biraz korku, biraz heyecan, ama en çok etrafa “Kahramana bakın” sesidir…

Başlıyorsun dönmeye…
Döne döne iniyorsun…
Hiçbir şey yapmadan gidiyorsun nasılsa…
Çuval koysan kayar…

Öyle kıpırdamadan “Uvvv” diye uçuyorsun…Kafanı kıçını oynatmayacaksın… Kıpırdarsan kafa altta, gövde sistemin dışında, tepetaklak çıkarsın borudan…Biliyorsun:

“Dereyi geçerken at değiştirilmez…”
Tadını çıkaracaksın…
En keyifli yanıdır:
Uçtuğunu sanıyorsun…
Ama aşağı iniyorsun…

Atatürk büstünün yanına umumi tuvalet yaptılar… Tam 300 yerden adını sildiler… Okul duvarlarından resmini indirdiler… Çiftliğini yıktılar… Köşkünü yerle bir ettiler… “Ayyaş” dediler… Her Allah’ın gecesi televizyonlara çıkıp yapmadıkları hakareti bırakmadılar…

Cumhuriyetini yıkmaya devam ediyorlar…
Onun eseri yıkılırken seyrettiler…

Anıtkabir’e kaydırak koymak -huylarıdır- bir test…Sesini çıkarmazsan, Emin Çölaşan’ın dediği gibi restoran, yanına dönerci açarlar…

Boncuk boncuk gözyaşları ile Ata’sına giden bebeklerim…
İlk kez bir kaydırağı istemediler…Eminim…

Ya onu oradan kaldıracaklardı…
Ya da ilk fırsatta biz kaldıracaktık…

This entry was posted in Bekir Coşkun yazıları, Yılmaz Özdil. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *