EMPERYALİZM * Suçüstü yakalanmak! * II. Dünya Savaşından bu yana, dünyayı kendi amaçlarına göre düzenlemek istediğini biliyorduk. Biz değil dünya biliyordu. Ancak dünyanın karşısına hep uluslararası hukuk ile çıkmıştı

Bülent ESİNOĞLU
28 Temmuz 2016
===========

Suçüstü yakalanmak!

Suçüstü yakalanmayı yazımın sonunda söyleyeceğim. Ancak devamlı suç işleyen ve hiç ceza almayan bir suçlunun, evrakı metrukesine bakmalıyız.

II. Dünya Savaşından bu yana, dünyayı kendi amaçlarına göre düzenlemek istediğini biliyorduk. Biz değil dünya biliyordu. Ancak dünyanın karşısına hep uluslararası hukuk ile çıkmıştı.

Onun kanunsuz taleplerini, başta İngiltere olmak üzere, Avrupa ve Kanada meşruiyet kazandırıyordu. Çin ve Rusya dışındaki ülkeler de, sonradan, bu meşruiyet katma işine dâhil oluyorlardı.

İlk insanlık suçu; Japonya’ya attığı atom bombasıyla başlamıştı. Bu katliam; aslında dünya kamuoyunu korkutmak ve sindirmek maksadıyla kullanılmıştı.

Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombası, Amerikan emperyalizminin ne kadar büyük katliamlar yapabileceğini, bize 1945 yılında bildirmişti.

ABD dünya düzeni kurma yetkisini; atom bombası şiddetini uygulayarak kazanmıştı. Demokrasinin iktidarı değil, şiddetin iktidarını, bu atom saldırısı ile elde etmişti.

Pasifik’i, atom bombasıyla teslim alan ABD, Avrupa’yı Rusya’ya karşı örgütleyerek yoluna devam etti. Avrupa Birliği Projesi, esas itibariyle, Amerikan yapımıydı.

Kullandığı şiddet ile teslim aldığını düşündüğü uzak doğuda, Vietnam sorununu çıkardı. Komünist Rusya’ya karşı bir darbe olsun diye, Vietnam’da iki milyon insan katletti.

Vietnam’da yenilmesine karşın, dünyayı şiddet kullanarak denetim altında tutma çabalarına devam etti.

Bizim de içinde bulunduğumuz coğrafyada, Orta doğu ve Asya ülkelerinde, soğuk savaş rüzgârları estiriyordu. Körfez ülkelerini tamamen kontrol altına alarak, petro-dolar vasıtasıyla, Amerikan Dolarını dünya genelinde, değişim değeri yapma yolunda ilerledi.

Orta ve Güney Amerika’da, Amerikan darbeleri günlük vakayı adliyeden oldu. Elli yıl, orta ve güney Amerika’yı denetledi.

Yarattığı şiddet; Rusya ve Çin’i savunma mevzilerine itti. Rusya savunma harcamaları öyle ayyuka çıktı ki, Rusya kendi insanına yatırım yapmak yerine savunmaya yatırım yaptı. İç dünyası karıştı ve dağıldı.

Amerikan emperyalizmi artık dizginlenemez şekilde, saldırganlaşmıştı.

Yeni saldırıların adı artık Küreselleşme olmuştu. Şiddetin açtığı yolda, Amerikan emperyalizmi ilerliyordu. Adı artık küreselleşme olarak anılıyordu.

Küreselleşme; çok uluslu Amerikan şirketlerinin dünya ekonomisine el koyma hareketiydi.

Emperyalizmin adı küreselleşme olmuş, Amerikan sermayesi dizginlerinden koparcasına, ulus devletlere siyasi, ekonomik ve askeri saldırılara başlamıştı.

Dünyayı şiddet vasıtasıyla denetim altında tutabilmek için savaş teçhizatı dışında üretim yapamaz konuma geldi. Para basıp para satmaya başladı. Üretim Asya’ya kaydı. Rusya toparlandı.

Rusya Çin ittifakı tüm dünya dengelerini değiştirdi.

Amerika’nın dünya devletlerini denetim altında tutma stratejisi, savaşsız yürüyemez hale geldi. Yugoslavya, Afganistan, Irak, Libya, Suriye … savaşları sahne aldı.

Bölgemizde, Türkiye’nin durumu eskiye göre daha fazla belirleyici oldu. Türkiye’nin mecburiyetleri, Amerika’nın yanında yer alarak, gittikçe çözümsüzleşiyordu.

NATO’nun Rusya’ya karşı muhtemel bir savaşında, Türkiye’nin konumu belirginleşmeliydi.

Türkiye’nin çıkarları Avrasya ile bütünleştikçe, Türkiye’nin yerinin Avrasya olacağı görünmeye başlamıştı. Türkiye’yi eskiden olduğu gibi, tam olarak kontrol etmesi gerekiyordu.

Müdahale gerekti, darbe farz oldu.

Darbe girişimi boşa çıkınca, Amerikan müdahalesi açığa çıktı. Amerika suçüstü yakalanmış oldu. Ortağının kasasına el atan ortak durumuna düştü.

Artık Avrupa’yı Türkiye’ye karşı kullanmakta yetmiyordu.

Türk halkı, Amerika’yı, yeni bir cinayete yeltenirken, suçüstü yaptı.

Türk halkı uyanmaya başladı. Kimlik değişimi hızlandı. Türk halkı Amerika’yı katil ilan etti.

ABD’nin bu noktadan tek çıkışı var. Suçunu itiraf edecek. Türkiye’yi bölmekten vazgeçtiğini tüm dünyaya ilan edecek.

Yok, eğer bunu yapmazsa, Türkiye’nin Avrasya treni daha hızlı yol alacaktır.

 

This entry was posted in ABD - AB - EMPERYALIZM, BÜLENT ESİNOĞLU YAZILARI. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *