Çocuklar her şey sizin için…Siz çocukların yerine geçseydiniz…

Sözcü

Bekir Coşkun
Nisan 23 / 24 2016 

Çocuklar her şey sizin için…

Bu bayram sizin için…
Kuru ekmeklerin bohçalara sarılışı, kağnıların yola çıkışı, boz bayırda kayanın dibinde asker yarasının tütünle sarılışı…Sakarya düzlüğünde o gece son kez yemen türküsünün söylenişi…Hepsi sizin içindi…

Her şey sizin için…
Sizin için didinişimiz…Şu alınlarımızda çizgiler, saçlarımızdaki aklar… Uzun gecelerde uykusuz ağlayışlarımız… Göz nuru döküşümüz, ayaklarımıza inen kara sular, çürüdü dirseklerimiz…

Susmadık…
Sinmedik…
Korkmadık…
Masallarınızdaki kurtlar yedi kimimizi…
Hepsi…
Hepsi sizin içindi….

Kimimiz gece saçlarınızı öpüp üstünüzü örterken, yoksulluk gözyaşlarını elimizin tersi ile sildik…Kimimiz; kendimiz için bir simit parasını cebimizde avuçlayıp, lokmamızı bebeğimize taşırken, daha çok gençtik…

Çabaladık…
Didindik…
Direndik…
Hepsi sizin içindi…

Vazgeçmedik…
“Dünyanın her yerinde başları dik, alınları açık,
çağdaş dünyanın birer özgür bireyi olsun çocuklarımız” dedik…

Bu sesler…
Bu itiraz…
Bu çığlık…
Yüreklerimizdeki bu seferberlik…
Bu günlerde; babanızı canı sıkkın,
öğretmenizi mutsuz, annenizi gözleri ıslak görürseniz…
Hepsi sizin için…

Bugün 23 Nisan…
Kutlu olsun…
Size sözümüz var:
“Güzel günler göreceksiniz çocuklar…”

O kağnılar güzel günlere ulaşıncaya kadar hiç durmayacak…
Deliler gibi ışık arıyoruz; bu sesler, bu kavgalar, bu telaş, bu çırpınışlar…
Bu yemin…
Hepsi sizin için…

Siz çocukların yerine geçseydiniz…

Devlet adamı, koltuğuna oturttuğu çocuk karşısında zordadır…
Çünkü çocuktur…Yalakalık bilmez, aklına geleni söyler…

Devlet adamı, kameralara bakıp devamlı sırıtır…Elini nereye koyacağını şaşırır… Masanın altına sokar… Sonra avuçlarını birleştirip iki dizi arasında sıkıştırır… Peşinden yeni görmüş gibi kendi eline bakar…Parmaklarını birbirine geçirirken ilk sorusunu sorar:

“Adın ne bakalım?..”
“Barış…”
İkinci soru yoktur zaten…

Devlet adamı çocuğun kendi adını bilmesini çok başarılı bulmuştur, kameralara dönüp “Çok zeki bir çocuk” der…Çocuk ise karşısındakini “aptal” bulmuştur…İkinci soru gelir devlet adamının aklına:

“Kaç yaşındasın?…”
“On…”
“Oooooo… Çok güzel…”

Devlet adamı aslında çocuktan korkar…Nitekim birkaç sene önce devlet adamlarından birisi koltuğuna oturtulacak çocuğu kendisi seçmişti…22 yaşında…Sakallı…Artık yeterince büyüdüğü için, bir sürü yalakalık yapmış gitmişti…

Doğrusu; her 23 Nisan’da devlet adamlarının çocukların yerine geçmesidir…13 yaşında, 50 yaşındaki adamla evlendirilen çocuğun yerine… 14 yaşında demir atölyesinde çalıştırılan çocuğun yerine… Hapishanedeki babasını görmek için her hafta Silivri’ye gidip gardiyanlar arasında demir kapılardan geçip korkarak ve ağlayarak çıkan çocuğun yerine… Evleri bombalarla yıkılmış çocuğun yerine… Güneydoğu’da savaşan babasını camın önünde beklerken uyuyakalan çocuğun yerine…

Ensar Vakfı için “Çok değerli hizmetlerine devam edecek” diyen Başbakanı götürüp Ensar yurtlarındaki çocuğun yerine koyacaksın mesela…

Dün Cumhurbaşkanı’na “Terör kurbanı çocukları”
soran çocuk Necip’i izlediniz mi?..

Ağladı…
Daha ne desin?..
Gözyaşı evrensel bir dildir…
Türkçe dahil dil bilmeyen Cumhurbaşkanı anlamamıştır ama…
Çinliler dahi anladı…

This entry was posted in Bekir Coşkun yazıları. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *