GERÇEK YÜZLERİ BU! * Türkiye’de 80 Bin değil, 120 Binden fazla Cami vardır. Cami yaptırma Derneklerinin büyük çoğunluğu, bu adamlar için para kazanma yoludur! Küçük çapta vurgunlar buralarda yapılır.Diyanetin kontrolünde olmayan Camilerde verilen kurslarda, çocukların beyinleri yıkanmakta, her biri Cumhuriyet düşmanı olarak yetiştirilmektedir.

28 Mart 2016
Rifat Serdaroğlu

GERÇEK YÜZLERİ BU!

Benim “Seccade Şeytanı” dediğim din tacirlerinin, yani kutsal dinimiz İslam’ı kazanç kapısı yapıp Müslümanları “Allah” ile kandıran sahtekârların gerçek yüzleri teker-teker ortaya çıkıyor.

Bu yazacaklarım sadece bu üçkâğıtçılar içindir. Amacım, inancını Allah rızası için yaşayan, ibadetini de inancı gereği yapan, uydurulmuş İslam’a değil, indirilmiş gerçek İslam’a inanan mütedeyyin kitleye bazı gerçekleri göstermektir.

Son günlerde art arda gelen, küçücük yavrulara yapılan tecavüz-taciz olayları ve bu olayların iktidar destekli vakıf okullarında gerçekleşmesi üzerinde durulması gereken çok önemli bir olaydır.

Bu sahtekârların en önemli istekleri “Ayrıcalıklı” olmaktır. Rahatça ve makbuzsuz para toplamak, kurban derilerini kendilerine almak, vergi vermemek, devlet organları tarafından denetlenmemek…

Türkiye’de 80 Bin değil, 120 Binden fazla Cami vardır. Cami yaptırma Derneklerinin büyük çoğunluğu, bu adamlar için para kazanma yoludur! Küçük çapta vurgunlar buralarda yapılır.Diyanetin kontrolünde olmayan Camilerde verilen kurslarda, çocukların beyinleri yıkanmakta, her biri Cumhuriyet düşmanı olarak yetiştirilmektedir.
Esas felaket, AKP iktidarı ile serbest bırakılan ve ne Diyanet ne de Milli Eğitim Bakanlığı tarafından denetlenemeyen ve sayıları 10 Bin civarında olan “Kaçak Kur’an Kurslarıdır.”

Bunlar harap ve ilkel evlerde, hiçbir ilmi bilgisi olmayan hocalar tarafından çalıştırılmaktadır. Çok yakın zamanda buralarda çıkan yangınlar-soba zehirlenmeleri-yıkılmalar yüzünden yüzlerce çocuk hayatını kaybetmiştir. Buralarda meydana gelen tecavüz ve taciz olayları yüzlerle ifade edilebilir.

Bunların hepsi devletin kayıtlarında vardır. Bu yüzden 28 Şubat’ta, Kaçak Kur’an Kursları kapatılmış ve açılacak kurslar Diyanet Başkanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığının izni ve denetimine bırakılmıştı. Ayrıca kurban derilerinin Cumhuriyet düşmanı Tarikat ve Cemaatler tarafından toplanması yasaklanmış, Türk Hava Kurumuna verilmesi sağlanmıştı.

28 Şubatta bunların para kaynakları kesilmiş, garibanları dolandırmaları, çocukları zehirlemeleri engellenmişti. Bademlerin 28 Şubat dendiğinde hop oturup hop kalkmaları, bağırmaları bu yüzdendir. “Demokratik haklarımız engellendi, eziyet gördük” sözleri tamamen palavradan ibarettir. Hırsızlık yapan adam nasıl Müslüman olamaz ise, biat kültürüne inanan, malını mülkünü namusunu bir Tarikat-Cemaat Liderine veren kişiler de demokrat olamaz.

Cami Yaptırma Derneklerinin bir boy büyüğü “Deniz Feneri” gibi yardım dernekleri ve “İşçi Şirketleri” adı altında yapılan para tuzaklarıdır. Almanya Deniz Feneri e.V gibi “Avrupa’da Yüzyılın Soygunu” denilen büyükçe hırsızlıklar buralarda yapılır.

Savaş olan, doğal afete uğrayan bölgelerde yaşayan Müslümanlar gerekçe gösterilerek yapılan yardım soygunları daha büyük ölçüde vurgunlardır. “Bosna’ya Yardım” “Myanmar’a Yardım”, Pakistan, Filistin Yardımları gibi…

En büyük soygunlar ise, iktidarı ele geçirip “Milyar Dolarlık-Avroluk” vurgunlar yapıp, “Bu paralar Cihad için-İslam Devleti kurmak içindir” yalanını söyleyerek yapılır. Haram Havuzundan beslenen Havuz Medyası, sabaha kadar arabalarla taşınmalarına rağmen bir türlü sıfırlanamayan haram paralar buna örnektir…

Şimdi koltuğunuza oturun ve düşünün;
Bademler mi Müslüman?
Bademler mi Namuslu?
Bademler mi Demokrat?

Senelerdir yazdığım yazılar sebebiyle hakkımda çok dava açıldı.
Ne hikmetse, yolsuzluk yaptılar hırsızlık yaptılar diye yazınca bu konuda dava açamıyorlar!
Prof. Yusuf Halacoğlu, Erdoğan’ın üniversite diploması sahtedir diye konuşuyor ve belgeleri ortaya koyuyor. Onu da mahkemeye veremiyorlar!

Neden dersiniz! Bunların eski hallerini bildiğimizden ve yolsuzluklar-hırsızlıklar hakkındaki belge ve bilgilerin mevcut olmasından dolayı olabilir mi?

Bademlerin gerçek yüzlerini birer-birer ortaya koyacağız…

Sağlık ve başarı dileklerimle

This entry was posted in İrtica, Rifat SERDAROĞLU yazıları, YOBAZLIK - GERİCİLİK, YOLSUZLUKLAR. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *