TSK’yı Aşağılamak * Economist’ten ‘Erdoğan ve Generalleri’ yazısı

TSK’yı Aşağılamak

Müyesser Yıldız

Başbakan Erdoğan son günlerde sık sık Türk Silahlı Kuvvetleri’nin nasıl perişan olduğunu anlatıyor.Bazı medya organlarının TSK’ya karşı çok haksız davrandığını söyledi. Ama bunlar yapılırken, neden hiç sesini çıkarmadığını izah etmedi.

Hudut koruması ve bedelliye ilgi olmadığını açıkladı. Ama kimlerin halkı askerlikten bu denli soğuttuğuna değinmedi.

Askerlerin tutuklanmasına isyan etti. Ama tutuklamalar yapılırken, MİT Müsteşarında olduğu gibi neden, “Alacaksanız, gelin beni alın” demediğini söylemedi.

TSK’daki moralsizlikten, terörle mücadele edecek komutan bulamamaktan yakındı. Ama bir vakitler bu uyarıyı yapanlara, AKP’li bakanlar başta olmak üzere neden “Ergenekoncu, darbeci, ordusever” suçlamalarıyla saldırıldığını, TSK’nın en mahrem bilgilerinin resmi makamlarca nasıl ortalığa saçıldığını hatırlamadı.

Erdoğan’ın bu açıklamalarının “TSK Bittti” mesajı olarak algılanacağına dikkat çektim.

Nitekim dünyaca ünlü İngiliz Economist Dergisi Erdoğan’ın o açıklamalarından hareketle yaptığı, “Erdoğan ve Generalleri” başlıklı analizde şu yorumlara yer verdi:

“Tasavvur ederseniz, bir ülke ki NATO’nun ikinci büyük ordusu var, komşuları arasında Irak, İran ve Suriye bulunuyor ve Ege, Karadeniz ve Akdeniz tarafından çevrilmiş durumda ama deniz kuvvetlerine komuta edecek hiç kimsesi yok…”

“Bir zamanlar her şeye muktedir Türk Ordusu acil değilse, sindirilmiş, zayıf ve bölünmüş durumda…”

Şu tablo hepimiz için iç acıtıcı, daha önemlisi utanç verici değil mi?

Acaba Türk Ceza Kanunu’nun 301, 318, 319’uncu maddeleri ne için vardı?

“Türklüğü, Cumhuriyeti, Devletin kurum ve organlarını aşağılama” başlıklı 301’inci maddenin 2’inci fıkrası;

“Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini, Devletin yargı organlarını, askerî veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır”,

“Halkı askerlikten soğutma” başlıklı 318’inci madde;

“Halkı, askerlik hizmetinden soğutacak etkinlikte teşvik veya telkinde bulunanlara veya propaganda yapanlara altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir. Fiil, basın ve yayın yolu ile işlenirse ceza yarısı oranında artırılır”,

“Devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri açıklama” başlıklı 329’uncu madde;

“Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri açıklayan kimseye beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir”

Demiyor mu?

TSK’nın bu hale düşmesinin müsebbipleri, bunları kağıt üzerinde bırakanlar değil midir?

Şimdi de dünya aleme “TSK’nın acizliğini” faş ederek, o suçları bizzat ve taammüden işlemiş olmuyorlar mı?

Not:
Silivri, Hasdal, Hadımköy, Maltepe, Sincan ve Mamak’a kucak dolusu sevgiler…

Economist’ten ‘Erdoğan ve Generalleri’ yazısı

02 Şubat 2013 Cumartesi

İngiliz The Economist dergisi ‘Erdoğan ve Generalleri’ başlıklı bir yazı yayınlayarak TSK’nın sindirildiğini iddia etti.

Ergenekon, Balyoz ve askeri casusluk davaları sonrası birçok TSK mensubunun tutuklanmasını irdeleyen The Economist dergisi ‘Erdoğan ve Generalleri’ başlıklı bir yazı yayınladı. “NATO’nun ikinci büyük ordusuna sahip; Irak, İran ve Suriye’ye komşuluk eden; Ege, Karadeniz ve Akdeniz ile çevrili olan fakat donanmasına komuta edecek kimsesi bulunmayan bir ülke hayal edin” tarifiyle başlayan yazı Başbakan Erdoğan’ın da şikayet ettiği ‘asker tutuklamaları’ ile ilgili çarpıcı ifadeler kullandı.

“Erdoğan ve generalleri” başlıklı haberde, onlarca üst rütbeli subay ve general tutuklanırken, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gücünün zayıfladığını iddia etti. “Bir zamanlar her şeye muktedir olan Türk Silahlı Kuvvetleri, aciz durumda değilse de, sindirildi” diyen Economist dergisi, Donanma Komutanı Koramiral Nusret Güner’in istifasını hatırlatarak amirallerin yarısından fazlasının cezaevinde olduğunu kaydetti.

BEŞ GENERALDEN BİRİ TUTUKLU

Ergenekon ve Balyoz davaları kapsamında, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ dâhil olmak üzere, her beş generalden birinin tutuklu olduğu belirtilen haberde şu ifadeler kullanıldı:

“Bunun Türk demokrasisi için bir zafer olması beklenir. Fakat yargılamalar, delillere çeşni katıldığına ve başka bazı tutarsızlıklara ilişkin iddialarla karşılaşıyor.”

Eylül 2012’de Balyoz darbe planı suçlaması nedeniyle uzun hapis cezasına çarptırılan 250 sanığın aileleri davayı BM İnsan Hakları Konseyi’ne götürmeye hazırlanıyor. Kanıtlar üzerinde oynandığında ısrar ediyorlar. Bağımsız adli tıp uzmanları iddialarını destekliyor. Vaclav Havel ve Desmond Tutu gibi bilgeler için çalışmış olan ve Washington DC’de yaşayan avukat Jared Genser, Balyoz davası sanıkları için çalışmayı kabul ettiğini çünkü masumiyetlerine ve onlara karşı sunulan kanıtların ‘bariz biçimde düzmece’ olduğuna ‘kesinlikle inandığını’ söylüyor.”

“ERDOĞAN DA ŞİKAYETÇİ”

Gelinen noktada, Başbakan Erdoğan’ın da 400 civarında emekli ve görevli subayın tutuklu olmasından şikâyet ettiği belirtilen haberde, PKK ile çatışmaların sürdüğünü ve Suriye’deki çatışmaların sınırı aşma tehlikesi bulunduğunu hatırlatıyor.

“ASKERLERLE İLGİLİ İDDİALAR YABANA ATILAMAZ”

Economist, diğer yandan da, generallerin darbe girişiminde bulunduğu iddialarının yabana atılamayacağını ifade ediyor. Yazıda, 2007 yılında eşinin başı kapalı olan Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı olmasını engellemeye çalıştığı iddia edilen generallerin, 2008 yılında da iktidar partisinin “şeriatı yürürlüğe koymaya çalıştığı” iddiasıyla kapatılmasını kışkırttığı iddia edildi

This entry was posted in FAŞİZM, HUKUK-YARGI-ADALET, TSK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *