HABEREyorum
Ergenekon – Balyoz – Casusluk v.b. diğer davalar Türkiye’nin güvenlik kalesi olan TSK’yı ve ülke aydınlarını hedef almıştır. Bu davalar kurmaca sahte , yaratılmış deliller üzerine kurgulanmış ve Türkiye’nin savunma gücünü kırmak , Demokrasiyi ve laik Cumhuriyet’i kaldırmak amaçlı olup doğrudan Dünyayı buyrukları altına almak isteyen emperyal ülkelerin çıkarlarına hizmet edenlerin Vatana ihanet davalarıdır.Bu davaların tertipçileri büyük günah ve vebal altına girmişlerdir. Türk’lük aidiyetleri sorgulanmaya açıktır.
Bu kumpaslar sonucu yüzlerce onurlu , şerefli , yaşamlarını ülke hizmetine adamış olan ülkemizin değerli insanlarının yaşamlarını , geleceklerini , emeklerini , alın terlerini , Vatana yapmış oldukları hizmetlerini çalmışlardır.Masum insanlara iftiralar atmışlardır. Hiçi bir din ve inanç sisteminde böylesi bir kötülük yoktur. Ve bunu yapan hainler genelde her cuma camiye gidenlerdir.
Bu süreci tertipleyenler dünyanın en adi ve namussuz insanlarıdır. Onur ve yaşam hırsızlarıdır. Ne kadar acıdır ki bu kumpasçı onur hırsızları sözde bir dini cemaatin adına bu hizmeti yapmışlardır. Böyle bir inanç sorgulanmaya açıktır. Ve bu kişilere ülkeyi yöneten siyasetçiler onay vererek cemaatin fesad amaçlarını gerçekleştirmesi için açık ve örtülü her türlü desteği vermişlerdir.
Şimdi rüzgarlar ters esmeye başlamıştır. Bu kumpasların günahlarını taşıyanların bir bölümü şimdi yargı önüne çıkmaya başlamıştır. Bu hesaplaşma diğer günahkar yarının da yargı önünde hesaba çekilmesinden sonra kantar eşitlenecektir.
Naci Kaptan – 09/Kasım/2015
Aydınlık / Ankara
09 Kasım 2015 Pazartesi
Gizli tanık ağı çözülüyor
Kumpaslar peş peşe çöküyor. Sıra kumpasçıların baş aktörlerinden ‘gizli tanıklar’a geldi. Bu kişilerle F tipi örgütün bağlantılarına ulaşıldı. Tertiplerde kritik rol oynayan yasadışı dinlemelerle ilgili olarak soruşturmalar sürüyor.
HSYK yasadışı dinleme kararı veren ve kumpasçı hakim ve savcılarla ilgili incelemelerini sürdürürken sıranın Ergenekon, Balyoz gibi davalarda kullanılan gizli tanıklara geldiği, gizli tanıklarla F tipi örgüt arasındaki bağın araştırıldığı öğrenildi. Ergenekon, Balyoz gibi davalarda kullanılan gizli tanıkların tertiplerin en kritik halkalarından biri olduğunu kaydeden kaynaklar, gizli tanıklarla örgüt arasındaki bağın ortaya çıkması durumunda tertiplerin de büyük oranda çözüleceğini bildirdiler.
Ergenekon tutsakları arasında yer alan ve 3 yıldan fazla Silivri’de hapis yatan avukat Nusret Senem de gizli tanıklara dikkat çekti. Gizli tanıkların tertiplerin bir parçası olduğunu, tertibin önemli ölçüde gizli tanıklar üzerine oturtulduğunu vurgulayan Senem, “Gizli tanık yasası 2007 yılında tertipler planlanırken çıkarıldı. Arkasından Danıştay cinayeti sanıklarından Osman Yıldırım gizli tanık yapılarak Ergenekon tertibi devreye sokuldu. Danıştay cinayeti bu gizli tanıkla Ergenekon davasına bağlandı. Geri kalan gizli tanıklar da cezaevlerinden, mafyadan devşirildi. Bunların hepsi F tipi örgütün faaliyetleri. Organize olarak yürütülmüş faliyetler. Gizli tanıklar üzerine gidilirse ve gizli tanıkları devşirenler belirlenirse örgüt ve tertipler net olarak açığa çıkarılır” dedi.
ONLARI F TİPİ İMAL ETTİ
Yalan ifadeleriyle binlerce kişinin cezaevine girmesine yol açan ‘gizli tanık’ların tümü F tipi örgüte bağlı polislerce imal edildi. Bugüne kadar kullanılan 100 civarındaki gizli tanığın yüzde 90’ı Ergenekon, Balyoz gibi tertiplerde kullanıldı. Sadece Ergenekon davası kapsamında 60 gizli tanık vardı, bunlardan 31’i dinlendi.
Gizli tanıklardan dördü (“Anadolu”/Ümit Sayın, “15”/Hüseyin Oğuz, “İsmet”/Semih Genç ve “Deniz”/Şemdin Sakık) Ergenekon duruşmaları sırasında asıl kimliklerini açıkladılar. Yaratılan gizli tanıklar arasında mesleği olan, eli ekmek tutan bir kişi bile yok. Aralarında koyun hırsızı da, oto hırsızı da vardı. Öz yeğeni kızı satan da var, “gayrimeşru âlemde” tanınmak için çabalayan da…. Bu arada gizli tanıklar arasında bir de savcı yer aldı. F tipi örgüt gizli tanıkları genellikle, cinayet, uyuşturucu kaçakçılığı, gasp, tecavüz, adam yaralama, adam kaçırma, dolandırıcılık, fuhuş hükümlüleri arasından seçti. Onlara çeşitli vaatlerde bulunarak, cezaevinden çıkarma sözü vererek, para desteği sağlayarak devşirdi.
SAVCININ ‘OSMANIM’ DEDİĞİ….
Danıştay saldırısını azmettirmek ve Cumhuriyet gazetesini bombalatmak suçlarından tutuklanan ve müebbet hapse mahkum edilen, daha sonra Danıştay saldırısını Erkenekon’a bağlama tertibi nedeniyle kurtulan Osman Yıldırım, davada gizli tanık yapıldı. Yıldırım hakkında 14 Temmuz 1998 tarihinde öz yeğenine fuhuş yaptırmak suçundan 2 yıl 6 ay hapis cezası bulunuyordu. Ergenekon’un gizli tanıklarından Yüksel Dilsiz ise 2010 yılında 14 yaşında bir çocuğa tecavüz ettiği iddiasıyla yargılandığı davada 31 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.
12 PKK İTİRAFÇISI
Ergenekon davasında 12 PKK itirafçısı “gizli tanık” olmak için başvurdu, bir kısmı dinlendi. Gizli tanıklar arasında Dev-Sol, DHKP-C ve Hizbullah itirafçıları da bulunuyordu. Gizli tanıkların hiçbir kanıt, olgu, bilgi ve görgüye dayanmayan ifadelerine dayanarak Ergenekon sanıkları yıllarca hapiste tutuldular. Ve gene onların ifadeleri, esas hakkında mütalaa ve özel yetkili mahkemenin hükmüne esas teşkil etti.
SADDAM’IN AJANINI UYUTTUM!
Gizli tanık ifadelerinden bazı çarpıcı örnekler:
“Veli Küçük köpeklerimi zehirledi, atımı kesti.” (Gizli tanık “15”),
“Öcalan’a suikast görevi bana verildi. Kabul etmedim, benim yerime Yeşil gitti.” (Gizli tanık “Kıskaç”),
“Kola içirdiler, bademciklerimi aldılar.” (Gizli tanık “Akdeniz”),
Necip Hablemitoğlu’nun öldürülmesini Sami Hoştan ile Veli Küçük teklif etti.” (Gizli tanık “C”),
“Levent Ersöz ile Cemil Bayık Hezil çayında buluştu.” (Gizli tanık “İlkadım”),
“Saddam Hüseyin’in ajanını ilaçla uyuttum, çantasını aldım.” (Gizli tanık “Aydos”),
“Bombaları atmak için Muzaffer Tekin 500 bin dolar teklif etti.” (Gizli tanık “9”),
“Cezaevinde başsavcının odasında birlikte rakı içerdik.” (Gizli tanık “Hisar”),
“Zar oynarım, yanık oynarım, pavyon âlemine takılırım.” (Gizli tanık “Poyraz”)
Aydınlık
Hikmet Çiçek
04 Kasım 2015 Çarşamba
Cemaat’in ‘eskort kızları’
‘Soğuk savaş’ yılları boyunca, yaklaşık yarım yüzyılda Türkiye’oe “casus” diye yargı önüne çıkarılan sanık sayısı 132. İzmir’de ise 2012 yılında birkaç ay içinde, neredeyse yarım yüzyıla sığan “casus” yakalandı!
‘Soğuk savaş’ yılları boyunca, yaklaşık yarım yüzyılda Türkiye’oe “casus” diye yargı önüne çıkarılan sanık sayısı 132. İzmir’de ise 2012 yılında birkaç ay içinde, neredeyse yarım yüzyıla sığan “casus” yakalandı!
Bütün kumpas davalarında olduğu gibi, soruşturma, İzmir emniyetine gelen isimsiz-imzasız bir ihbar e-postası ile başladı. Mayıs ayında özel yetkili savcının talimatıyla düğmeye basıldı.20 ilde baskınlar yapıldı. 253 kişi gözaltına alındı, çoğunluğu muvazzaf asker olan 85 kişi tutuklandı. 357 kişi yargılandı. Soruşturmayı İzmir KOM şube yürüttü.18 Temmuz 2012’de Aydınlık’ta “Silivri Notları”nda şöyle yazıldı:
“Bu tuzağı “eskort kızlar” mı kuruyor! “Türk ordusunun uçak ve radar sırları, uçaklara ait yazılımları pilotlara ait tüm bilgiler, mühimmat depoları, askeri üs ve araçların konumları, vs. vs. Hep “eskort kızlar aracılığıyla kurulan seks tuzağı ile” ele geçiriliyormuş.İzmir merkezli “askeri casusluk ve fuhuş” operasyonundan söz ediyoruz. Sanırsınız ki Türk subayları sıraya girmişler, “şu eskort kızlardan biri karşıma çıksa da askeri sırları versem” diye! .. Ne zaman? Yüksek Askeri Şura toplantısına birkaç ay kala ve özel yetkili mahkemelerin tartıştığı bir dönemde!”
Gene Aydınlık’ta, 29 Temmuz 2012’de ise şunlar yazıldı:
“İzmir Cumhuriyet Savcılığı’nın yürüttüğü “Fuhuş ve Askeri Casusluk” soruşturmasından daha önce söz etmiştik. Bugüne kadar 253 kişi gözaltına alındı, 85 kişi tutuklandı. Çoğunluğu muvazzaf YAŞ’ta terfi şansı olmayacak.”
Şimdi bu davada yargılananların şikayetleri üzerine başlatılan soruşturma kapsamında dün İzmir merkezli 18 ilde operasyon yapıldı. 57 kişi hakkında gözaltı kararı alındı.Gözaltına alınanlar arasında eski emniyet müdürü, emniyet müdür yardımcıları, şube müdürleri, bazı merkez valileri, müfettişler de yer alıyor.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı dün yaptığı açıklamada, “kamuoyunda İzmir Askeri Casusluk davası olarak bilinen davaya esas teşkil eden soruşturma sürecinde, terör örgütünün yönlendirmesi ve talimatları doğrultusunda taraflı ve kasıtlı olarak usulsüzlükler yaptıkları ve bu davanın şüphelilerinin kamuoyunda itibarsızlaştırılarak Devlet bürokrasisinden ve TSK’dan tasfiyesini amaçladıkları yönündeki iddialar ve bu yönde ciddi bulgular elde edilmesi üzerine” deniliyor!
http://www.aydinlikgazete.com/politika/gizli-tanik-agi-cozuluyor-h78570.html
http://www.aydinlikgazete.com/politika/cemaatin-eskort-kizlari-h78284.html
