Jose Mujica Saraysız başkan * Cunta dönemlerinde 14 sene hapis yattı, altı defa vuruldu, iki defa hapisten kaçtı. Cumhurbaşkanlığı sarayında oturmuyordu. Evi yok. Eşine ait köy evinde oturuyordu. Suyu kuyudan çekiyordu. Maaşının yüzde 90’ını yoksullara bağışlıyordu. Makam uçağı kullanmıyordu. 87 model vosvos’u var, ona biniyordu. Şoförünü milletvekili yapmadı, zaten şoförü yoktu. Koruması yoktu. Banka hesabı yok. Kredi kartı yok.

Sözcü
Yılmaz Özdil
Kasım 8, 2015

Saraysız başkan

Uruguay eski cumhurbaşkanı Jose Mujica, bir haftadır Türkiye’de, İzmir’i Eskişehir’i İstanbul’u geziyor.

Okumuşsunuzdur mutlaka… Cunta dönemlerinde 14 sene hapis yattı, altı defa vuruldu, iki defa hapisten kaçtı. Cumhurbaşkanlığı sarayında oturmuyordu. Evi yok. Eşine ait köy evinde oturuyordu. Suyu kuyudan çekiyordu. Maaşının yüzde 90’ını yoksullara bağışlıyordu. Makam uçağı kullanmıyordu. 87 model vosvos’u var, ona biniyordu. Şoförünü milletvekili yapmadı, zaten şoförü yoktu. Koruması yoktu. Banka hesabı yok. Kredi kartı yok. Emekli oldu, gezmeye geldi.

Gazetelerimiz şu başlıkları attı:
Saraysız başkan…
En yoksul cumhurbaşkanı…
Çağdaş Robin Hood…
Uçaklı değil, vosvoslu lider…

Bizim gibi tırışkadan ülkelerde “zenginlik” denilen kavram “kişisel servet”ten ibaret sanıldığı için… “Sosyal demokrasi” denilen kavram “yoksullara bağış yapmak”tan ibaret sanıldığı için… Hep bu tür vurgular yapıldı, saraysız, parasız, vosvoslu filan.

İşin şu tarafıyla kimse ilgilenmedi… Jose Mujica, hapis yattığı için, sarayı olmadığı için, vosvosa bindiği için mi cumhurbaşkanı seçildi?

Gazetecilerle buluştu.
Üniversitelilerle buluştu.
Siyasetçilerle buluştu.
Hiç kimse merak edip şu soruyu sormadı,
sizi neden seçtiler?

Banka hesabı olmadığı için mi?
Suyu kuyudan çektiği için mi?
Gerilla olduğu için mi?
Neden?

Çünkü kardeşim…
Cumhurbaşkanı seçilmeden önce
“tarım ve hayvancılık bakanı”ydı!

Akılcı politikalarıyla, beş sene gibi kısa bir sürede, Uruguay topraklarının yüzde 90’ını tarım yapılabilir hale getirdi. Ülkesini buğday, pirinç, mısır, arpa, yulaf deposu haline getirdi. Canlı hayvan varlığını, sığır, koyun, domuz, kümes, toplam 45 milyona çıkardı. Ülkesindeki canlı hayvan nüfusunu, ülkesindeki insan nüfusunun 13 katına çıkardı. Süt ürünleri sektörünü, beş katına büyüttü. Topraktan elde edilen kazancı, denize döktü, balıkçılık patladı, üç katına çıkardı.

Tarım ve hayvancılık sayesinde, işsizliği azalttı, kişi başına düşen geliri arttırdı, maaşları yükseltti, köyden kente göçü durdurdu.

Hırsızlık yapmaması, paraya tamah etmemesi, sarayda oturmaması, vosvosa binmesi, hayat felsefesi, elbette örnek alınması gereken, darısı başımıza dedirten bir davranış biçimidir. Ama, ülkenin başına getirilmesinin sebebi bu değildi. Tarım’dı.

Kendi kendine yeten yedi ülkeden biriyken, AKP sayesinde saman ithal eden Türkiye iyi okusun diye yazıyorum…

Nüfusumuz 80 milyon.
14 milyon ineğimiz var.
Uruguay’ın nüfusu 3.5 milyon.
16 milyon ineği var.

Bu yüzden…
Uruguay’dan inek ithal ediyoruz.

Bu yüzden…
Dünya siyaset tarihinde tarım bakanlığından
cumhurbaşkanlığına yükselen ilk ve tek kişidir, Jose Mujica.

Ve, işte bu yüzden…

Üç çocuk değildir marifet.
Üç inek yapmaktır maharet.

http://www.sozcu.com.tr/2015/yazarlar/yilmaz-ozdil/saraysiz-baskan-979843/

This entry was posted in Yılmaz Özdil. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *