Çankaya Belediye başkanına mektup ERMENİ SORUNU * Dildilian ailesi * TEHCİR * kırışma trajedileri * sergi *

Çankaya – Ankara
Sayın Belediye başkanı ,

İnsani duyguları göz ardı etmeden ve etnik ayırımcılık yapmadan size eleştirim var ;

Tarihimizde trajik bir bölümü kapsayan Ermeni Türk kırışmasını ve tehcir olayını içeren ve Ermeni Dildilian ailesinin çektiği fotoğrafların  sanat etkinliği adı altında Belediyenizin çalışmalarıyla sergilendiğini okudum. Bu sergiyi açmadan önce Ermeni sorununu , tehcir olayını sadece Ermeni fotoğrafçı bir ailenin vizöründen ve ailenin torunu olan Prof.Dr.Armen T. Marsoobian’ın keleminden  aktarmanın NE KADAR OBJEKTİF olacağını acaba düşündünüz mü ?
 
Bu sergi daha önce de Merzifon’da AKP belediye Başkanı İskender Doğru tarafından ve ayrıca İstanbul Tophane’de de açılmıştır. AKP’li bir belediye başkanının  partisinin politikalarına bağlı kalarak Ermeni meselesine Ulusal çıkarlar bağlamında yaklaşmalarını beklemem saflık olur  fakat Cumhuriyet’i kuran ve Ulusalcılığı kuruluş döneminde şiar eden bir partinin bu konuda daha dikkatli ve özenli davranmasını ve tek taraflı propaganda tuzağına düşmemesini beklemek , eleştirmek bir Yurtsever olarak hakkımdır.
 
Ermeni vatandaşlarımızın çektiği acıların ve trajedilerin yanında Ermeni’ler tarafından kıyıma uğramış olan ve katledilen yüzbinlerce Türk vatandaşın çektiklerini ,acılarını , kayıplarımızı görmezden gelmek doğru mudur ?
 
Evet acılar yaşanmıştır , Dildilian ailesi fotoğrafçı olmaları nedeniyle tarihe not düşmek imkanını bulmuşlardır. Unutmayınız ki tehcir olayının sorumluları da yine Ermeni’lerin kendileridir. Bir trajediyi günümüze aktarmak isteyen CHP çankaya Belediyesine yakışan aynı sergi içinde aynı dönemde Ermeni’ler tarafından katledilen , yaşam yerlerini terk etmek zorunda kalan , evlerini işlerini kaybeden Yüzbinlerce Türk’ün de fotoğraflarının sergilenmesi gerekirdi.Gen.Kur.Başkanlığı arşivinde bu konuda birçok fotoğraf vardır.
 
FOTOĞRAF SERGİSİNİ KİMLER DÜZENLEDİ (26 Nisan 2013 Tophane)
 
Ermeni çıkarları konusunda sergi düzenlenmesi ve düzenleyiciler ;
 
Prof.Dr. Armen T. Marsoobian (ABD) Ailenin fotoğraf işinin kurucusu Tsolag Dildilian’ın torunu (professor of philosophy at Southern Connecticut State University) Sergi metinleri, Marsoobian tarafından hazırlanan kaynak metinlerden oluşmuş olup Trajediler yaşamış olan Dildilian ailesinin torunu olan bir kişiden yansız davranması beklenilebilir mi ?)
 
 Arsinée Khanjian ; Lübnan Ermeni asıllı Kanadalı oyuncu
 
Ayşe Gül Altınay ; Sabancı Üniversitesi’nde öğretim üyesi (Ermeni’lerden özür dileyen liberal aydınlardan ! – Ermeni’lerin acıları hakkında kitap yazarı)
 
Moderatör: Salpi Ghazarian ; Ermenistan’a göç etmiş olan ABD’li ermeni’dir.
 
SERGİNİN AMACI NEDİR ?
SERGİ ŞÖYLE TANIMLANMIŞ ;
 
26 Nisan 2013, Salı günü 18:30′da Depo’da gerçekleşen “Yitik Ermeni Geçmişini Yeniden Tahayyül Etmek: Kamusal Söylemde Belleğin Rolü” etkinliğinde “Bir Ermeni Ailesinin Yitik Geçmişine Tanıklıklar: Dildilian Kardeşlerin Objektifinden” sergisi, yaşamlarını Sivas, Merzifon ve Samsun yöresinde fotoğrafçılık yaparak sürdüren Dildilian Ailesi’nin fotoğraf arşivinden ve aile üyelerinin anlatılarından oluşuyor. Sergi, Ermenilerin binlerce yıldır yaşadıkları topraklardan şiddet yoluyla silinmesiyle sonuçlanan sancılı bir süreci, tehcir ve onun yıkıcı sonuçlarını ele alırken bir yandan da, Anadolulu Ermenilerin o dönemde eğitim, kültür ve ticaret alanında kaydettikleri kazanımlarla ilgili ipuçlarını ve Anadolu’nun aslında neleri, nasıl yitirdiğini gözler önüne seriyor.
 
DİLDİLİAN AİLESİ VE FOTOĞRAF
 
1904’te Aram Dildilian, ABD’ye gidip Illinois College of Photography’de eğitim alır. 1915 ‘de Türkiye’ye gelir. Bu tarihte Ermeni’lerin Türk’leri kıyımı ve kendisini koruyan Türk’lerle çatışmalar başlamıştır .Ermeni’lerin Rus’larla ve Fransız’larla işbirliğine başlayarak Orduya ve halka saldırılarda bulunduğu dönemde  Devlet kendisini korumak için Tehcir kararı alır.Bu arada  Dildilian ailesinin Fotoğrafçılığı ailenin kaderini değiştirir. Tsolog Dildilian ve kardeşi Aram Dildilian Önemli kamusal olayları ve kişileri fotoğraflamak isteyen devlet yetkilileri tarafından bölgede başka fotoğrafçı olmadığından Dildilian’ları tehcire yollamaz. Devlet hizmetinde çalışmaya başlar.Fakat 1920 yılında Tsolag, işgal kuvvetleriyle olan ilişkisi nedeniyle Merzifon’u terk eder.Dildilian ailesi daha sonra Türkiye’yi terk ederek Yunanistan ve ABD’ye giderler.
 
Sayın Belediye Başkanı
 
Yabancı ülkelerin Ermeni meselesinde taraflı davranarak SOYKIRIM  kararı aldıkları ve değerli Doğu perinçek’in AİHM’de bu konuda yargısal zafer kazanarak karşı  karar aldırdığı bir dava sürecindeyiz. Tek taraflı propanda tuzağına düşmeden Ülkemizin Ulusal çıkarları bağlamında özenli ve dikkatli olmak zorunluğu vardır.
 
Bu nedenle bahse konu serginin olduğu yerde ZORUNLU TEHCİR  olayında Ermeni’ler tarafından katledilen, evlerini, işlerini kaybeden ve yer değiştirmek zorunda kalan Türk’lere ait fotoğrafların ve ilgili metinlerin hazırlanarak Dildilian ailesinin fotoğraflarıyla birlikte sergilenmesini ve bu düzenleme yapılıncaya kadar EŞİTLİK bağlamında var olan Dildilian fotoğraf sergisinin gösterime kapatılmasını talep ediyorum.
 
saygılarımla

Naci Kaptan
06.Kasım.2015
***
From: Lale Gurman
Date: 05.11.2015 22:50:39

Değerli Dostlar,

Ülkemizin kalbinde, Ankara’da, CHP’li Çankaya Belediyesinin denetim ve gözetiminde açılmış olan sözde soykırım sergisine tepkiler, giderek artmakta. Bu kez bir tepki de Saygın Halûk Tarcan’dan. (aşağıda)

Tepkinin bir çok nedeni var. En önemlisi, sözde soykırım konusunda bazı yetkililerimizin hiç denebilecek bilgi düzeyleri…Örneğin, bu ülkede Kültür Bakanı düzeyine ulaşmış bir kişi olan eski CHP’li, sonrasında AKP’li Ertuğrul Günay’ın konu hakkında ne bilgisi var ne de AİHM’in nihai kararının bilincinde ki baştan sona ırkçılık içeren bir sergide sergilenenlerden rahatsız bile olmayabiliyor?! O bir Kültür Bakanı idi?!

TBMM’de görev yapmakta olan CHP’li Sezgin Tanrıkulu….CHP’li eski vekil Atilla Kart…Prof. Baskın Oran…Bunların hiç biriyle sözde soykırım konusunda bir araya gelip konuşulamaz, tartışılamaz. Çünkü bilgi dağarcıkları yok denecek kadar kısırdır. Kaçarlar. Yalnızca tek başlarına, ya da kendileri gibi davrananlarla ortalıkta olurlar.

Onlar için aynı dönemde Ermeniler tarafından hunharca katledilmiş olan Türklerin, Kürtlerin hiçbir değeri yoktur…Lafını bile etmez, ettirmezler…

Ne var ki onlar bu ülkede Bakan, Milletvekili, Akademisyen, Belediye Başkanı falan olabilmekteler…

Tepkilerin bir başka nedeni ise,  sorumlu, yetkili seviyelerde görev almış bu kişilerdeki adalet yoksunluğu! Bu yoksunluğa isyan etmemek, olası değil. Siz  hem bu ülkenin olanaklarından sonuna kadar yararlanın, hem de elinizden geldiği kadar vatandaşlarınıza yapılmış olan dört dörtlük mezalimi görmezden gelin, yok sayın!

Vatandaşlarınız sizleri önce şaşkın, ama hemen sonra nefret dolu bakışlarla  seyretmekteler…

Değerli Dostlar,

Dünyanın başka hiçbir ülkesinde, asla görülemeyen bu ibret dolu tabloları olabildiğince paylaşın. Paylaşın ki bu zevat, bu zihniyet bir daha dönmemecesine terk etsin ülkeyi!

Dostlukla,

ULUSALCI GÖNÜLLÜLER ADINA

lale Gürman

SAYIN HALUK TARCAN’ın MEKTUBU

CHP’li Çankaya Belediye Başkanına

Camlatıp duvara asar ve her gün bakarsınız belki…
Bu resim size biraz da Türk kaynaklarına bakmanızı ilham eder.

Ermeni etkinliklerinden  birkaç inci: Emenilerin soykırımı ilân ettikleri 1915’te yüzlercesini  yaptıkları işkence ve katliamlardan birkaç küçük örnek:

7 Ocak, 1915 Erzurum – Yamanburnu,Herenli ve Bileci Sire ve Kümbet halkından kaçamayanları Baçırga’ya götürüp diri diri yaktılar ya da parçaladılar.

8 Ocak, 1915 Muş – Ramazan köyünde, erkeklerin derilerini yüzdüler. Kadın ve kızları çırçıplak soyup ırzlarına geçtiler Sonra iki gebe  kadının bebeklerinin cinsiyeti üzerine bahse girip karınlarını yardılar,  bebekleri çıkardılar. Sonra  6 kadının derilerini yüzüp  ağaca astılar.

8 Şubat, 1915  Bitlis – Süleyman Ali oğlunun yeminli ifadesi: Bacanağım Ali’yi, annesini, Rabie, Şeyh Ahmet, karısı, hizmetiçisi, küçük çocuğu, 80’lik Hasan’ı işkencelerle öldürüp sonra  parça parça ettiler 17 kişiden oluşan ailemizden geriye yalnızca 5 kişi kaldı!  Yeğenimin bebeğini havaya atıp altına süngü tuttular, kızların ırzlarına geçip kanlar içinde sokakta sürüklediler.

Daşnaklardan bir Ermeni’nin evindeki kuyudan gelen pis kokuları duyunca kuyunun kapağını açtılar. İçinde parçalanmış 19 ceset bulduk.(le Dossier Armenien K. Gürün 1985 Printe in France  İSBN 2.85809-13.15)

Halûk Tarcan (CNRS)

This entry was posted in ERMENİ SORUNU, Tarih. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *