TÜRKİYE SEVDALISI *** Nobel ödüllü Prof. Dr. Aziz Sancar “Türkiye’nin Mardin’den Kars’a, Edirne’ye kadar bütün çocuklarımıza bilim alanında eğitim öğretim vermemiz lazım. Özellikle kızlarımızı okutmamız lazım. Kızlarımızı okutmazsak insan gücümüzün yarısını kaybetmiş oluyoruz. Özellikle Doğu ve Güneydoğu’daki kardeşlerimizden kız çocuklarını okula göndermelerini tekrar tekrar rica ediyorum”.

13 Ekim 2015
Rifat Serdaroğlu

TÜRKİYE SEVDALISI

Sadece bir kişi konuştu ve Kürtçü-Bölücü PKK Narko-Terör örgütünün otuz yıllık propagandasını yerle bir etti; “BBC’den aradılar va bana Arap mısınız, kısmen mi Türk’sünüz diye sorarak bana saygısızlık yaptılar, BBC’ye söyledim, ben Arapça konuşmuyorum, Kürtçe konuşmuyorum, ben Türk’üm dedim. Ben Türküm, o kadar…”

Nobel ödüllü Prof. Dr. Aziz Sancar devamla;
“Türkiye’nin Mardin’den Kars’a, Edirne’ye kadar bütün çocuklarımıza bilim alanında eğitim öğretim vermemiz lazım. Özellikle kızlarımızı okutmamız lazım. Kızlarımızı okutmazsak insan gücümüzün yarısını kaybetmiş oluyoruz. Özellikle Doğu ve Güneydoğu’daki kardeşlerimizden kız çocuklarını okula göndermelerini tekrar tekrar rica ediyorum. Cumhuriyet döneminde çok iyi öğretmenlerimiz vardı. Bizi çok iyi eğittiler. Benim sınıfımdan 10 veya 15 kişi Türkiye’nin çeşitli üniversitelerinde profesör oldular. Bilimsel konularda fizik, kimya biyoloji, teknoloji alanlarında iyi eğitim vermek Türkiye’nin görevidir…”

Bunları söyleyen, Mardin İlimizin bir köyünden çıkan Kürt kökenli bir TC Vatandaşımız! Türkiye’de Tıp eğitimini tamamladıktan sonra yurtdışına gidiyor, orada kendini kabul ettiriyor ve nihayet Nobel Ödülüne layık görülüyor!

Nobel ödüllü Prof. Dr. Aziz Sancar’ın ağabeyi Türk Ordusunun emekli Generallerinden Kenan Sancar’dır. Diğer kardeşi emekli Binbaşı ’dır.Amcaoğlu Prof. Dr. Mithat Sancar HDP Milletvekilidir.

Sadece bu dört isim dahi bize Cumhuriyetin, etnik kökenleri ne olursa olsun tüm vatandaşlarımızı kucakladığını kanıtlamaktadır. Elbette ki eksiklerimiz vardır ve sosyal olaylarda “son” yoktur. Gelişme ve ilerleme oldukça daha çok ihtiyaçlar ortaya çıkacak ve bunlar da çözülecektir.Ama bunun yolu demokratik yolları kullanarak, tartışarak, yönetime katılarak, toplumun tamamına kabul ettirilerek yapılmalıdır.

Size rahmete kavuşmuş bir Türkiye sevdalısını daha tanıtmak isterim.Kinyas Kartal, yani Kinyas Ağa! Biz onu, yıllar süren parlamento hayatından ve dik duruşundan hatırlarız.

Kinyas Ağa, Rusya’da Çar Dönemini-geçiş dönemini ve Lenin iktidarını görmüş, İran’da Şahlık döneminde bulunmuş, Türkiye’de Büyük Atatürk-İnönü-Bayar-Gürsel-Sunay-Korutürk ve Evren’in Cumhurbaşkanlığı dönemlerini yaşamıştır.Rusça-Fransızca-Almanca-Arapça ve Türkçenin aşiretlerde konuşulan şekli olan Kürtçeyi bilmekteydi!

Yakın tarihin en önemli olaylarını birebir yaşayan rahmetli Kinyas Ağa şunları söylüyor; “Ayrılık tohumu girmiş tarladan nifak ve nefret çıkar. Bu günkü gençler, bu toprakları nasıl kazandığımızı bilmiyorlar. Bu yüzden kardeş kardeşin kanını döküyor. Bu devlet Milli Mücadele ile kurulmuştur. Hepimiz Türk’üz. Toplumda mevcut sevgisizlikte, sözüm ona aydınların rolü vardır.Bize bizden yakını yoktur. Herkes aklını başına almalıdır. Kürt gençleri akıllıdır. Kendi öz vatanları Türkiye’yi tahrip edip, Barzani Aşiretinin kölesi mi olmak istiyorlar. Olmaz böyle şey, olmaz. Birbirimize sarılacağız, birbirimizi seveceğiz…”

Şimdi bazı kişilere önemli görevler düşüyor;
TC Vatandaşlarından Kürt kökenli olup, bugün Türkiye’nin en büyük spor kulüplerinin Başkanı olanlar, Üniversitelerimizde kürsü sahibi Profesörlerimiz, bilim insanlarımız, Tüsiad-Müsiad gibi işveren kuruluşlarının yöneticisi olanlar, Sanatçılar- yazarlar-ülkemizin en büyük ve en zengin müteahhitleri- sanayicileri- yatırımcıları görev sırası şimdi sizlerdedir.

Rahmetli Kinyas Ağa ve Prof. Dr. Aziz Sancar gibi sizler de çıkın konuşun.Türkiye’nin birliğini savunduğunuzu, silah ile hiçbir şeyin elde edilemeyeceğini,PKK Narko-Terör örgütünü lanetlediğinizi basın yoluyla ilan edin. Tarafınızı belli edin. İçinizdeki Türk Milletinden kazanıp, PKK’ya para yardımında bulunanları açıklayın. Şeriat heveslisi cemaat-tarikat artıklarıyla ve Kürtçü-Bölücü katillerle bir adım bile ileri gidilemeyeceğini anlatın. Siz konuşun ki, silahlar sussun…

Onlara şunları da söyleyin;
Eğer demokratik yolları reddeder, elinize silah alıp bebeleri-dedeleri-sivil insanları-devletin güvenlik kuvvetlerini öldürür, diğer taraftan da uyuşturucu ticareti yaparsanız, siz Türkiye’nin de bizim de dostumuz olamazsınız, deyin.

Tekrar söylüyorum, tarafınızı belli edin. Kimse korkakların servetleri korunsun diye gencecik evlâtlarını ölüme göndermek zorunda değil. Korkmayın ve lütfen konuşun…

Değerli Okurlar;
Prof. Dr. Aziz Sancar ve Kinyas Kartal’ın iftihar ettikleri Cumhuriyet dönemi için Bademlerin ve Kürtçülerin neler söylediklerini hatırlıyor musunuz?

Zulüm Dönemi-İnkâr Dönemi-Asimilasyon Dönemi-Müslümanları Ezme Dönemi- Tarihimizle Bağımızı Kopartma Dönemi…

Sancar’ ların, Kartal’ ların ve daha binlercesinin yetiştirildiği, Türkiye’ nin Cumhurbaşkanlığına kadar uzanan yol mu zulüm Dönemi, inkâr dönemi?

Yazıklar olsun! Olsa olsa bunu söyleyenler Türk Milletinin başına bela olan “nankörler döneminin elemanları” olabilirler…

Sağlık ve başarı dileklerimle

http://rifatserdaroglu.com/2015/10/13/turkiye-sevdalisi/

This entry was posted in Rifat SERDAROĞLU yazıları. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *