SOROS VE NED (NATIONAL ENDOWMENT for DEMOCRACY)

SOROS VE NED (NATIONAL ENDOWMENT for DEMOCRACY) * I

NED (National Endowment for Democracy-Ulusal Demokrasi Fonu) Amacı, “demokrasiyi yerleştirme” görüntüsü arkasında “ülkelerin karıştırılması operasyonları”nı düzenlemektir.

***

George Soros

Sırbistan, Gürcistan ve Ukrayna”dan sonra Ermenistan, Azerbaycan, Moldova, Beyaz Rusya gibi devletlerde de Soros rüzgarının etkisiyle iktidar değişiklikleri beklendiğine göre, George Soros bir süre daha uluslararası siyaset sahnesindeki yerini koruyacak demektir.

O zaman, Soros”un gerçek kimliğini ortaya çıkarmak için yırtınıp duran yabancı kaynakları tarayıp, biyografisini ana hatlarıyla olsun vermekte fayda var.

Aşağıdaki bilgileri derlemek için fazla sayıda yabancı kaynağı karıştırdığımı sanırım.Bunlar içinde, bana göre en doyurucu olanı, Çek asıllı bir siyasi analist olan Honza Malina”nın yazdıkları idi.

1930”da Macaristan”da doğan George Soros, delikanlılığa geçiş yıllarını o sıralar Nazi işgali altında bulunan ülkesinde karaborsacılık yaparak geçirir.16 yaşına geldiğinde, kendi iddiasına göre Macaristan Sovyet işgali altına girmiş olduğundan, Londra”ya kaçar.

Ancak, asıl sebep farklıdır: Sovyetler, yakaladıkları bütün üst düzey Nazi işbirlikçilerini asmaktadır ve Soros ailesi de bu işbirlikçilerden biridir.Asılmaktan kurtulmanın tek yolu ise Sovyet askeri istihbaratı GRU ile ve sonradan KGB adını alacak NKVD ile yeni bir işbirliği içine girmektir.

Nazi işbirlikçisi Soros ailesinin, eğer GRU ve NKVD hesabına çalışmayı kabul etmemişlerse, nasıl olup da en ücra yerlerdeki sınır geçişleri dahil ülkenin her yerini kontrol altında tutan Sovyetler”e rağmen kaçabildikleri, cevabı çok tartışmalı bir sorudur.

George Soros 1947”de Londra”daki School of Economics”e girerek ekonomi öğrenimi görür.İngiltere”nin Şans kurumlarında kısa bir süre çalıştıktan sonra kendi işini kurar ve akıl almaz paralar kazanmaya başlar.Kazandığı paraları siyasi alana aktarır.

İlk olarak Çekoslovakya”da “Charter 77″ ve Polonya”da “Solidarity” (Dayanışma) adlarıyla bilinen anti-Komünist kuruluşları mali yönden destekler.Bu tür işlere akıtmaya başladığı paraların gerçek kaynağını Soros”un kendisinin bile tam olarak bilmediği ileri sürülmektedir.

Zaten, bunu bilebilmenin yolu Soros”un KGB, CIA, MOSSAD ve diğer belli başlı istihbarat örgütleriyle olan ilişkilerini çözebilmektir ki, bu mahareti bugüne kadar kimse gösterememiştir.

Soros”un meşhur Açık Toplum Enstitüsü”nün, eski Sovyet cumhuriyetlerine yeni bir nizam vermek için ve SSCB”nin dağılmasından sonra kurulduğu sanılır.Ama, gerçek bu değildir.

Soros, ilk Açık Toplum Enstitülerini 1984”te Macaristan”da ve 1987”de SSCB”de -bu ülkeler henüz komünist iken- kurmuştur.Bu arada, aynı enstitüyü 1986”da Komünist Çin”de kurmaya kalkışmış ve başarılı da olmuştur.Komünist veya komünist ajanı olmayan bir Batılı işadamının bu tür kuruluşları harekete geçirmesi asla mümkün olamayacağına göre Soros kimdir?

İçlerinde faaliyet gösterdiği Komünist rejimler veya diğer otoriter rejimler -Güney Afrika gibi- Soros”u neden ortadan kaldırmamışlar, hatta açık ya da kapalı desteklemişlerdir? . .

Bunun cevabı artık bilinmektedir:

Zira, Yahudi asıllı Soros ailesi Macaristan”daki faaliyetlerinden itibaren, bilerek veya bilmeyerek, beynelmilel Siyonizm”in “Tek Dünya Devleti” idealine hizmet etmişti.Zaten, Macaristan”dan da kaçmış değil, Siyonist örgüt tarafından “bu hizmetleri sebebiyle” kaçırılmıştı.

George Soros”un macerasının Macaristan”dan sonraki ve kendisinin çok daha şuurlu bir Siyonist olarak hareket ettiği dönemlerinde, Açık Toplum Enstitülerinin varlığına göz yumanlar veya onu destekleyenler de hedef ülkelerdeki komünist rejimlerin kilit noktalarındaki Yahudiler veya diğer Siyonistler idi.

Soros”un Açık Toplum Enstitülerinin, yazının birinci paragrafında gösterilen devletlerde tamamladığı veya planladığı operasyonlar ise yakından bilinmektedir; bu yüzden tekrar tekrar açıklanmasına ihtiyaç yoktur.

Ancak, dikkat edilmeli ki, Soros”un eski ya da yeni bütün operasyonlarında bir “değişmez faktör” vardır: Açık Toplum Enstitüleri ve onun yan kuruluşu olan bütün Sivil Toplum Örgütleri (STÖ”ler) faaliyetlerini o ülkenin Siyonist odaklarının himayesinde yürütmüşlerdir ve yürütmektedirler.

Dolayısıyla, bir gün bizim başımıza da gelecek olursa, Soros”luların başlatacağı sokak hareketlerinin gerisinde aynı gücü aramamız gerekecektir.

Soros”un hikayesinde henüz açığa çıkmamış ve o yüzden eksik sayılabilecek bir taraf vardır:

Neo-con”ların kontrolü altında bulunan Bush Yönetimi”nin ve Soros”un her ikisi de beynelmilel Siyonizm”e hizmet ettikleri halde Soros neden her fırsatta Başkan Bush”a ve onun yönetimine saldırmaktadır?

Bu durum, Neo-con”lar eliyle yürütülmekte olan silahlı-silahsız uluslararası Siyonist operasyonları örtme amacı taşıyan bir yanıltma mıdır, fazla büyüyen Soros haddini mi aşmaktadır, bilinmeyen bir başka sebep mi vardır?

Sıra, bu sorunun doğru cevabının bulunmasında.

Ferruh Sezgin – 19.01.2005

SOROS VE NED (NATIONAL ENDOWMENT for DEMOCRACY) * II

George Soros-2

George Soros adının uluslararası siyaset piyasalarında bir süre daha duyulacağını düşünerek, biyografisinin dikkat çeken taraflarını 19 Ocak 2005 tarihli yazımda vermiştim.

Yabancı kaynakların taranmasıyla ortaya çıkan ve derli toplu olduğunu sandığım biyografiyle ilgili olarak okurların olumlu görüşlerinin yanı sıra bir de sitem geldi.

Bir okur, yazımdaki “Soros”un karanlık ilişkilerini tam olarak çözme maharetini bugüne kadar kimsenin gösteremediği” ifadesine fena takmış ve “Siz Mustafa Yıldırım”ın ”Sivil Örümceğin Ağında” isimli kitabını okumadınız mı?” diye soruyor. Söz konusu kitap (Toplumsal Dönüşüm Yayınları, 3.Baskı, İstanbul, 2004) son zamanlarda okuduğum çok iyi kitapların başında yer alıyor.O yüzden, sayın Yıldırım”ın kitabını, daha önemli saydığım bölümlerine atıfta bulunurken tanıtmak isterdim.

Ama, okurdan gelen serzenişten sonra, Yıldırım”ın yazdıklarını ekleyerek Soros biyografisini genişletiyorum: ” 1944”te Macaristan”daki Nazi işgali sırasında, baba Tivador Soros, oğlu George için sahte kimlik düzenleyerek Tarım Bakanlığı”nda işe başlatır.

Yahudi George Soros”un bu ilk işindeki görevi, toplama kamplarına sürülen Yahudiler”in el konulacak mallarını belirlemektir.Harp sonunda, kaçırıldığı İngiltere”deki London School of Economics”de, Britanya aristokrasisinin tanınmış ismi Sir Karl Pope ile Türkiye”deki ultra-liberallerin hayranlığını kazanmış olan Fredrich von Hayek”ten “açık toplum düzeni”ni öğrenir.

1956”da ABD”ye gider ve yerleşir.Spekülatif para hareketlerinden inanılmaz paralar kazanır. (s.257-260) ”

1983 sonlarında, ABD Kongresi”nin onayıyla, finansörleri arasında Soros”un da bulunduğu NED (National Endowment for Democracy-Ulusal Demokrasi Fonu) kurulur.Amacı, “demokrasiyi yerleştirme” görüntüsü arkasında “ülkelerin karıştırılması operasyonları”nı düzenlemektir. (s.18) …

ABD”nin öncelikle NATO üyesi ülkelerin subaylarını IMET programları çerçevesinde eğitmesi olağan sayılırdı.Ancak, NED operasyonları kapsamı içinde, Rus Ordusu”ndan 18 subay ile 19 Dışişleri memuru da yine IMET programları çerçevesinde ABD”ye götürülmüş ve “demokrasi” (!) konusunda eğitilmişti.

Eğitime alınanlar gelecek vaat edenler arasında seçilmişti ve uygulanan programın 10-20 yıl sonra sonuç vermesi beklenmekteydi. (s.31)

“Soros”un OSI”si (Open Society Institute-Açık Toplum Enstitüsü) Özbekistan”daki işlerini Taşkent”te bağımsız ve büyük bir binadan yönetmeye başladı.

Türkiye”den bazı cemaatlerin açtığı okullar (Fethullah Gülen okulları. F.S.) ile Soros”cuların çevirdiği işler arasındaki paralellikler ayrı bir araştırma konusu olmalıdır.

OSI, öteki Asya ülkelerinde yaptığı gibi, Özbekistan”da da kadın ve gençlik örgütleri kurdu, muhalif yayınları destekledi, eğitim alanına girdi, öğretmen ve öğrencilerle parasal bağlar oluşturdu.Özbakistan”da dağıttığı para, 2003 sonunda 22 milyon Dolar”a ulaşmıştı. (s.87)

” NED”in resmi kayıtlara geçmiş yıllık ödemeleri 37 milyon Dolar”ı buluyor.

2001 yılı sonuna kadar, Türkiye”deki “sivil” hareketlere (kontrol altındaki STÖ”lere. F.S.) NED 4,7 milyon Dolar, OSI de 1,073 milyon Dolar tutarında “demokrasi yatırımı” (!) yapmış. (s.55) ”

Türkiye”deki Arı Hareketi”nin yöneticileri 6-9 Şubat 1998”de Budapeşte”de, OSI”nin Macaristan temsilcisi Central European University yetkilileriyle görüştü.Arı”lılara eşlik eden Soros”un adamlarından Anthony Richter Türkiye”ye gelerek bazı STÖ”lerle ilişkiye geçti.

Arı Derneği ise yeni ilişkileri geliştirmeye başladı… Arı temsilcileri 16-18 Nisan”da İsrail”de Begin-Sedat Stratejik Araştırmalar Merkezi”nde “Türkiye-İsrail ilişkileri ve dış politikaları, Orta Doğu barış süreci, bölgesel güvenlik, bölge ülkeleri arasındaki ilişkiler” konularında toplantılar yaptılar.

Ayrıca, Israel Democracy Institute, Peres Barış Merkezi, Tel Aviv Üniversitesi Moshe Dayan Orta Doğu ve Afrika Araştırma Merkezi ile de görüştüler.Türkiye”ye, bu ilişkilerin sonuçları hakkında bilgi aktarılmadı. (s. 200-201)

“19 Şubat 2001”de, MGK toplantısında Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan”ın Cumhurbaşkanı Sezer”e sert sözlerle müdahale etmesiyle ve ardından aynı toplantıda Sezer ile Başbakan Ecevit arasında başlayan sert tartışmayla patladığı sanılan para piyasaları bunalımını (ekonomik krizi) çözmek üzere, Dünya Bankası memurlarından Kemal Derviş Meclis dışından bakan olarak Hükümet”e sokulmuştu.

Derviş bakan olur olmaz, Soros”un adamlarının da içinde bulunduğu NED uzmanları ve diğer Amerikalı uzmanlar Türkiye”ye geldi.Bir yandan TESEV, bir yandan TÜSİAD, öte yandan da ABD”nin yönettiği IMF aracılığıyla Türkiye”ye onbeş günde onbeş yasa çıkarma talimatları verilmeye başlandı.

Arı Hareketi de aynı koroya katılmıştı.

Hep bir ağızdan “siyasette yeniden yapılanma olmazsa batacağız” türünde ince ayarlı bir medya propagandası başlatılmıştı. (s. 192)

Soros ile ilgili ilk yazımdaki bilgiler ile Yıldırım”ın kitabında yer alan bilgiler arasındaki fark, birincinin biyografik ikincinin ise operasyonel ağırlıklı olması.Böylece, bu köşede çıkan iki Soros yazısı birbirini tamamlamış olacak.

Sivil Örümceğin Ağında”yı okuma imkanı bulacak olanlar, Soros”un ve ona hizmet eden yan kuruluşların tam içimizde olduğunu mutlaka fark edeceklerdir.

Onun için, artık yapılması gereken hesap, Soros”un Türkiye”ye girmesinin nasıl engelleneceği değil, Türkiye”den nasıl çıkarılabileceği olmalıdır.

Ferruh Sezgin – 26.01.2005

This entry was posted in EMPERYALİZM, Politika ve Gundem. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *