Buldun bir Ekmeleddin onu da tekmelettin! *** “Çatı aday, odasız kaldığı için kulislerde voltacı oldu. MHP ile CHP’nin iki lideri Devlet Bahçeli ile Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’yi körler çarşısı yaptı. Körler çarşısında ayna satıyorlar.”

Necati Doğru
necatidogru@sozcum.com
4 Temmuz 2015
Sözcü

Buldun bir Ekmeleddin onu da tekmelettin!

Tek cümleyle anlat derseniz; ben de “Buldun bir Ekmeleddin, onu da tekmelettin” diye yazarım. Dün Ankara’dan Meclis muhabirlerinin yazı işlerine yolladığı kısa haber şuydu: Çatı aday Ekmeleddin İhsanoğlu’na Meclis’te oturabileceği bir oda bile bulunamadı.

Kura çekildi.
Oda çıkmadı.

Çatı aday, odasız kaldığı için kulislerde voltacı oldu. MHP ile CHP’nin iki lideri Devlet Bahçeli ile Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’yi körler çarşısı yaptı. Körler çarşısında ayna satıyorlar.

Ekmeleddin tekme tahtası!
Çatı aday yapıyorlar.
Ekmeleddin dibe çakılıyor.
Başkan adayı yapıyorlar.
Ekmeleddin, odasız kalıyor.

MHP ile CHP’nin iki lideri partilerine oy vermiş milyonlarca seçmenin umudunu da bozuk para gibi harcadı.

Yüzde 40’a inmiş Tayyip Erdoğan’a sanki yüzde 90 oy almış gibi Türkiye siyasetini yönetme fırsatı sundular. Kılıçdaroğlu ile Bahçeli, bitiş sürecine girmiş Tayyip Erdoğan’a taze moral koçu gibi çalıştılar.

Seçim sonuçları belli oldu.
Deniz Baykal, koştu.
Kılıçdaroğlu haberliydi.
Seçim sonuçları netleşti.
MHP elçisi koştu.
Bahçeli haberliydi.

Deniz Baykal, Tayyip Erdoğan ile ne konuştu neyin pazarlığını kimin adına yaptı? MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin yardımcısı Tayyip Erdoğan’dan hangi önerileri alıp, Bahçeli’ye bildirdi? Bu soruların cevabını “körler çarşısının kirli siyaset sokaklarında kaldırım paspası” yaptılar.

Çocuklar gibi mızmızlandılar.
Biri Deniz Baykal’ı istemiyor.
Diğeri Ekmeleddin’i tekmeliyor.

Deniz Baykal ile Ekmeleddin İhsanoğlu’nun birbirinden ne eksiği ne fazlası var? İkisi de 80’ine merdiven dayamış, ununu elemiş, eleğini duvara asmış, mezara gitmeden önce siyaset pastasından bir ısırık daha kapma peşine düşmüş fakat bunu bize “ülkeye hizmet” etiketiyle sunmaya çalışan adamlar.

Bunlardan Meclis Başkanı olsa ne olur, olmazsa ne olur? Bunların ikisinden biri Meclis Başkanı olsaydı; “Tayyip Erdoğan’ı kaçak Ak Sarayı’na hapsetme ve rüşvet, hırsızlık, hortumlama iddiasıyla suçlanan 4 AKP’li bakanı Yüce Divan’a yollama ve hiçbir başarısı olmayan Bilal Erdoğan’ın 2 vakfın yöneticisi yapılmasını sorgulamanın” yolu açılabilirdi.

Seçmenin yüzde 60’ı Devlet Bahçeli ile Kemal Kılıçdaroğlu’na; “Tayyip’i kaçak sarayına hapsedin, 4 bakanı Yüce Divan önünde hesaba çıkartın, Bilal’e de şehir arsası rantlarına aracılık yapma gücünü kimden aldığının hesabını sorun” görevi verdi.

Sandıklar açıldı.
AKP: 258 milletvekili. CHP: 132. MHP: 80. HDP: 80. Tayyip Erdoğan’ın 258 milletvekiline karşı; Devlet Bahçeli ile Kemal Kılıçdaroğlu, siyaset becerisi gösterip HDP’yi de yanlarına aldıklarında 292 milletvekiliyle “Meclis başkanını” seçebilirlerdi. Yüzde 60 oyun hakkını yüzde 40’a inmiş Tayyip Erdoğan’a yedirmemiş olurlardı. Yedirdiler.

İkisi de gizli Tayyipçi!

CHP ve MHP “gizli Tayyipçilerden kurtulup” kendilerine genç lider bulmazsa sonları mevta!

Ganimet Müslümanı!

İktidar yandaşı İslamcı yazarlar, son seçimden sonra sonuçlara bakıp; “Siyasi İslam mı bitti, Tayyip Erdoğan mı bitti?” tartışması başlattılar. “Gerçek Müslüman” ve “Ganimet Müslümanı“ diye iki tasnif yaptılar, tartışıyorlar. Kim gerçek Müslüman! Kim Ganimet Müslümanı! Birbirini yaftalıyorlar. Söz gelimi Cumhurbaşkanı Erdoğan Ak Saray’da devlet bütçesinden iftar yemeği verirse; bu durum Cumhurbaşkanı’nın “hayır hanesine” yazılır mı yoksa bu “ganimet İslamcılığına mı” girer? Diyanet İşleri eski Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz, devlet kesesinden verilen iftarların “hayır hanesine yazılmayacağını” söylüyor.

This entry was posted in NECATİ DOĞRU YAZILARI, Politika ve Gundem, SEÇİM - SEÇSİS, SİYASİ PARTİLER. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *