1 Mayıs İşçinin ve emekçinin bayramı kutlu olsun * “Günlerin bugün getirdiği baskı zulüm ve kandır Ancak bu böyle gitmez sömürü devam etmez Yepyeni bir hayat gelir bizde ve her yerde “

Naci Kaptan / 01 Mayıs 2015

1 mayıs 2015 Türkiye’nin genelinde kutlanırken İktidarın işçiye ve emeğe karşı acımasız ve hukuk dışı baskısı meydanlarda biber gazı , basınçlı kimyasal katkılı suyu , cop ve polislerin acımasızca  tutumuyla işçi ve emekçilere baskı , zulum ve işkence olarak yansıdı.

1 MAYIS MARŞI

Günlerin bugün getirdiği baskı zulüm ve kandır
Ancak bu böyle gitmez sömürü devam etmez
Yepyeni bir hayat gelir bizde ve her yerde

1 Mayıs 1 Mayıs işçinin emekçinin bayramı
Devrimin şanlı yolunda ilerleyen halkların bayramı

Yepyeni bir güneş doğar dağların doruklarından
Mutlu bir hayat filizlenir kavganın ufuklarından
Yurdumun mutlu günleri mutlak gelen gündedir

1 Mayıs 1 Mayıs işçinin emekçinin bayramı
Devrimin şanlı yolunda ilerleyen halkların bayramı

Vermeyin insana izin kanması ve susması için
Hakkını alması için kitleyi bilinçlendirin
Bizlerin ellerindedir gelen ışıklı günler

1 Mayıs 1 Mayıs işçinin emekçinin bayramı
Devrimin şanlı yolunda ilerleyen halkların bayramı

Ulusların gürleyen sesi yeri göğü sarsıyor
Halkların nasırlı yumruğu balyoz gibi patlıyor
Devrimin şanlı dalgası dünyamızı kaplıyor

Gün gelir gün gelir zorbalar kalmaz gider
Devrimin şanlı yolunda bir kağıt gibi erir gider…

Amerikan protetaryasının 1886 yılında 8 saatlik iş günü ve insanca yaşam hedefli isyan ateşi burjuvazinin acımasız baskı ve zulmüyle karşılandı.

Daha iyi bir dünya ve insanca yaşam için ayağa kalkan işçilerin sesi tüm dünyada yankı buldu.1889 yılında işçi hareketinin önderi Enternasyonalce ı mayıs,kurşunlanarak katledilen işçiler ve idam edilen devrimci sendikaların anısına işçi sınıfının birlik dayanışma ve mücadele günü olarak kabul edildi.

Yüz yılı aşkındır dünyanın dört bir yanında 1 mayıs işçiler ve emekçilerce,sömürüye,
zulme,ve ayrımcılığa karşı,birlik,dayanışma ve mücadele günü olarak kutlana geldi.İşçi ve emekçi yığınların sınıf bilincini ve dayanışmasını,sermaye ve faşizme karşı açıktan eşit,özgür ve sömürüsüz bir dünya özleminin çağrısını ifade eden 1 mayıs işçi ve emekçi bayramı,her daima emperyalistlerin ve işbirlikçi faşit gerici egemen sınıfların korkusu olmuştur.

İşçi ve emekçi yığınların örgütlenip -birleşip kendi iktidarları için mücadeleye atılmalarından korkuya kapılan sömürücü egemen sınıflar,ı mayısları yasaklamışlar yada emekçilerin gösterilerini kan ve zulümle bastırarak korku gününe dönüştürmeye çalışmışlardır

1 Mayıs 1886

Amerika İşçi Sendikaları Konfederasyonu önderliğinde işçiler; günde 12 saat çalışmaya karşı, günlük 8 saatlik çalışma talebiyle iş bıraktı. Chicago’da yapılan gösterilere yarım milyon işçi katıldı.

Mitingler, işten atılan işçilerin katılımıyla ertesi günlerde de sürdü. 3 Mayıs’ta miting sona ermek üzereyken, McCormick biçerdöver fabrikasındaki grev kırıcısı işçiler dışarı çıkarıldı. Polisin desteğiyle bu grup göstericilerin üzerine saldırdı. Polis, açtığı ateş sonucu dört gösterici işçiyi öldürdü.

Bir gün sonra… Bu saldırıyı protesto etmek için işçiler Haymarket Alanı’nda miting düzenlendi. İşçiler dağılırken, kürsünün önüne nereden geldiği belli olmayan bomba atıldı. Yedi polis öldü. Yüzlerce işçi tutuklandı. 11 Kasım’da idam edilen 4 işçinin son sözleri şöyleydi:

Adolf Fischer: “Ölüme mahkum edilmemi protesto ediyorum; çünkü cinayet işlemedim. Ancak sosyalist olmam sebebiyle öleceksem bir sözüm yok.”

August Spies: “Burada bir kıvılcımı ezeceksiniz, ama şurada, burada veya orada, arkanızda, -ve önünüzde, ve her yerde alevler yükseliyor. Bunu asla söndüremezsiniz. Öyle bir zaman gelecek ki; bizim suskunluğumuz, sizin bugün ipe çektiğiniz, seslerden daha güçlü olacaktır.”

Albert Parsons:Ne ben ne de arkadaşlarım Amerikan halkının herhangi bir yasal hakkını ihlal etmedik. Konuşma özgürlüğüne, basın özgürlüğüne, toplanma özgürlüğüne tecavüz edilmeyeceği hakkını savunuyoruz. Amerikan halkının çok pahalıya kazandığı bu haklarının elinden alınmasına karşı çıkıyoruz…”

George Engel: “Hakları yalnız imtiyazlı olanlara göre ayarlayan ve işçilere hiç hak tanımayan hükümete karşı kim saygı duyabilir? Böyle bir hükümete saygım yok benim.”

Mücadelenin sembolü Adı, Jose Marti…

Küba’ya gittiğinizde her yerde heykellerini görürsünüz.  1853 doğumluydu ve daha 17 yaşında sömürge yönetimine muhalif eylemleri nedeniyle baba memleketi İspanya’ya sürüldü. Zaragoza Üniversitesi’ni bitirdi. Meksika’ya gitti. Bu ülkedeki askeri darbeye karşı mücadelesinden dolayı bu kez Guatemala’ya gitmek zorunda kaldı. Hükümetin baskısı nedeniyle burada da kalamadı.

1878’de Küba’daki genel aftan yararlanıp ülkesine döndü. Bağımsızlık mücadelesi nedeniyle yine sürgüne gitmek zorunda kaldı. Önce İspanya’ya sonra Amerika’ya gitti.

Şair, yazar Jose Marti, Amerika’da olduğu günlerde “Haymarket Olayı”nı öğrendi. İdam edilen devrimci işçiler hakkında bir yazı kaleme aldı: “Dünya işçileri her 1 Mayıs’ta onları yeniden diriltecektir…”  Yazı çok etkili oldu…

Yıl, 1889…
Sosyalizm mücadelesini yürütmek amacıyla kurulan II. Enternasyonal Paris’te toplandı. Kimler yoktu ki: Lenin, Plekhanov, Bebel, Kautsky, Adler, Liebknecht, Rosa Luxemburg, Clara Zetkin, Grimm, Jean Jaures…Ve… İkinci Enternasyonal 1 Mayıs’ı, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü olarak ilan etti.Bir yıl sonra ilk kutlama yapıldı…

Jose Marti…
Küba bağımsızlığı için 1895 yılında ABD’yi terk etti. 11 Nisan’da sürgündeki muhaliflerle Küba kıyılarına ulaştı.

Bir mayıs günü…
Dos Rios Savaşı’nda İspanyol sömürge askerleri tarafından öldürüldü…
Jose Marti’nin meşalesini gün gelecek Che Guevara taşıyacaktı…

Marş’ın hikayesi

Yıl 1974.
Ankara Sanat Tiyatrosu (AST) yönetmeni Rutkay Aziz, Rusya’nın büyük yazarlarından M. Gorki’nin Ana adlı romanını aynı isimle sahneye koydu. Yaman Okay, Erkan Yücel, Savaş Yurttaş gibi değerli oyuncular vardı… Romanı tiyatroya uygulayan, Almanların büyük sanatçısı B. Brecht idi.  Fakat… Brecht, oyunun Rusya’daki 1905 Kanlı Pazar sahnesine söz yazmamıştı. Şu notu düşmüştü: “İşçiler marş söyleyerek sahneye girer.”
Rutkay Aziz ne yapacaktı?

12 Mart 1971 askeri darbesiyle cezaevine atılıp 20 ay yattıktan sonra, İstanbul Devlet Konservatuvarı’nda öğretim üyesi olarak çalışan Sarper Özsan Ankara’ya çağrıldı.Sarper Özsan oyunun müziklerini bestelemeyi kabul etti. İstanbul’dan her hafta sonu Ankara’ya gitti. Büyük tutku ve coşkuyla yapılan çalışmalar sonunda müzikler ortaya çıktı.

Brecht’in sözünü yazmadığı bölüme de Sarper Özsan söz yazdı.
İşçiler şöyle diyordu:

“Günlerin bugün getirdiği baskı zulüm ve kandır
Ancak bu böyle gitmez sömürü devam etmez
Yepyeni bir hayat gelir bizde ve her yerde
1 Mayıs 1 Mayıs işçinin emekçinin bayramı…”

Ve… Ankara Sanat tiyatrosu (AST) “Ana” oyunu nedeniyle Askeri Sıkıyönetim tarafından yasaklandı: oyuncular mahkemeye verildi ve tiyatro kapatıldı.

Ancak…
Sarper Özsan’ın bestesi unutulmadı.Marşı ilk önce, 1977’de Aydınlık gazetesi çalışanlarının oluşturduğu koro söyledi.Marşı geniş kitlelere Ruhi Su Dostlar Korosu duyurdu.

1 Mayıs 1977’de de Taksim Meydanı’nı dolduran onbinler bu marşı okudu.
Cem Karaca, Dervişan grubuyla “1 Mayıs” plağı çıkardı.Marş daha sonra Timur Selçuk, Grup Yorum, Edip Akbayram gibi pek çok sanatçı ve grup tarafından seslendirildi.1 Mayıs Marşı’nı Türkiye’de milyonlar söylüyor:

“Gün gelir gün gelir zorbalar kalmaz gider
Devrimin şanlı yolunda bir kağıt gibi erir gider”
Tarihin gösterdiği gibi…
Öldürerek, hapse atarak,
yasaklayarak yok edemezsiniz…
Çünkü biz biliriz ki…
Değerli olan hiçbir şey,
mücadele verilmeden kazanılamaz

Kaynakçalar

http://www.halkinbirligi.net/news.php?readmore=185
http://www.sozcu.com.tr/2015/yazarlar/soner-yalcin/tayyipten-once-vardi-tayyipten-sonra-da-olacak-819669/
1 Mayıs marşı – Söz ve Müzik – Sarper ÖZSAN

This entry was posted in Calisma Dunyasi - Is ve Emekciler, DEMOKRASİ-ÖZGÜRLÜK, İNSAN HAKLARI - DEMOKRASİ, SİYASİ TARİH. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *