ERMENİLERİN YAPTIĞI “ÇAVUŞOĞLU SAMANLIĞI” KATLİAMI -1-2-3-4-5

07.04.2015
Yeniçağ

ERMENİLERİN YAPTIĞI “ÇAVUŞOĞLU SAMANLIĞI” KATLİAMI-1-

Sayın okuyucularımız; Amerikalı tarihçi JustinMcCarty, “Ölüm ve Sürgün-Osmanlı Müslümanlarının Etnik Kıyımı, (1821-1922)” adlı eseri Ermenilerin yaptığı katliamı tarihçi gözüyle irdeleyerek dünya kamuoyuna bir ibret vesikası olarak sunmuştur. Türk Tarih Kurumu bu eseri Sayın Fatma Sarıkaya’nın o güzel Türkçesiyle dilimize kazandırmıştır.

Biz de bu eserden alıntı yaparak siz okuyucularımızın bilgisine sunacağız. Ancak daha önce Van’ın Erciş ilçesinde Ermeniler tarafından gerçekleştirilen ve tarihe “Çavuşoğlu Katliamı” olarak geçen olayla ilgili olarak Sayın Gültekin Çavuşoğlu ve Sayın Prof. Dr. Hanım Halilova’nın verdiği bilgilerin ışığında konuyu aktarmaya çalışacağız.

Biz daha önceki yazılarımızda Van’ın Erciş ilçesinde gerçekleşen ’Çavuşoğlu Samanlığı’katliamına kısaca değinmiştik. Şimdi bu katliamla ilgili önce Sayın Gültekin Çavuşoğlu’nun verdiği bilgiyi, daha sonra dedesi Çavuşoğlu Samanlığı’nda katledilen, annesi ise tesadüfen kurtulan Sayın Prof. Dr. Hanım Halilova’nın “Ebulfez Elçibey ile Bağımsızlığa Giden Yol” adlı kitabında bahsettiği öyküyü aktaracağız.

Sayın Prof. Dr. Metin Özbek’in Çavuşoğlu Samanlığı’nda bir evin temel hafriyatı sırasında bulunan insan iskeletleri üzerinde yaptığı antropolojik araştırmalarını yayınladıktan sonra “Öz Erciş Haber” gazetesinden yaptığımız alıntının ışığında Ermeni mezalimi ve Erciş’in kurtuluş günü hakkında bilgi vereceğiz…

Gültekin Çavuşoğlu’nu dinliyoruz:

Aslen Vanlıyım. Bildiğiniz gibi Doğu’da en büyük Ermeni vahşetini yaşayan bölge Van ve çevresidir. Van’da da en büyük katliama maruz kalan Erciş ilçesinde benim ailem Çavuşoğlu’lardır. Benim hem baba hem de anne tarafım katliama maruz kaldı. Katliama ait 100 yıl öncesinde devlet tarafından ailemize verilmiş 1926 yılına ait tutanak(mazbata) elimde mevcuttur. Aynı 1915 tarihinde anne tarafım da Ağrı Doğubeyazıt’ta Ermeni katliamına maruz kalmıştır.

Sadece benim anne ve baba tarafından 100’ün üzerinde şehidimiz vardır. Ailemiz katliama maruz kalınca Çavuşoğlu ailesinde küçük çocuklar ortalıkta sahipsiz kaldı. Bu çocukların bir kısmı öldü ve bir kısmı da kayboldu. Kayıp olanlara yıllar sonra ulaşabildik. En son olarak 2007 tarihinde dedelerimizin kardeş olduğu Prof. Dr. Hanım Halilova (Azerbaycan/Bakü) ile 92 yıl sonra kavuşabildik.

1915 yılında Ermeniler tarafından Çavuşoğlu ailesine yapılan katliama ait 1926 tarihli belgeyi Van Müze Müdürlüğü’ne bir teslim tutanağı ile verdim. Van Müzesi’nde Ermeni katliamına maruz kalan Zeve ve Çavuşoğlu mağdurları için yapılmış 100 metrekarelik bir bölüm vardı. Burada toplu Çavuşoğlu Samanlığı’ndan çıkarılan katliam mağdurlarının kesici aletlerle şiddet görmüş kafatasları ve kemikleri sergilenmekteydi. Burası yıllarca ziyaret açıktı. Daha sonra Aktamar Kilisesi’nin açılışında Ermeni misafirlerin rahatsız olmamaları(!) için kaldırılarak depolara atıldı. Şimdi ancak internette, sanal Van Müzesi’nde resimlerini görmek mümkün

08.04.2015
Yeniçağ

ERMENİLERİN YAPTIĞI “ÇAVUŞOĞLU SAMANLIĞI” KATLİAMI-2-

Erciş halkı Ermenilerin kendilerini öldüreceklerine inanmamışlardı

Erciş’te Ermenilerin 1914 yılı Kasım ayının ikisinde, Rusya Osmanlı Devletine resmen harp ilan ederek Türk sınırlarına karşı saldırıya geçtiğinde, Ermeniler bir beyanname yayınlayarak bütün güçleriyle Rus ordusunu destekleyeceklerini duyuruyordu. Meclis-i Mebusan’da Van milletvekili olarak bulunan, eski komitacı terörist Vahan Papazyan, daha savaş ilan edilmeden, Avrupa’da Ermenice yayınlanan “Wem” dergisine verdiği demeçte;

“Doğu cephesinde Türklere karşı savaşacaklarını ve her halükarda Rusları destekleyeceklerini, Kafkasya’da gönüllü Ermeni alaylarının, teyakkuz durumuna geçmesi gerektiğini” (Mehmet Fatih BEKİRHAN, Van Gölü Havzası ve Erciş Tarihi, s. 128) söyler. Ruslar, 12 Mayıs 1915 tarihinde, Ermeni çetelerinin yardımıyla Erciş’i ele geçirdiklerinde Ercişliler için kara günler başlamış oluyordu.

Tarihte eşi benzeri az bulunan katliamlar ve işkencelerle Ercişlileri soykırıma uğratan Ermeniler, bin yıldır Türk idaresinde hiçbir şekilde ayrımcılığa tabi tutulmadan yaşadıkları bu toprakları kana buluyorlardı. Rus işgali ve Ermeni mezalimi karşısında Ercişlilerin bir kısmı göç ederek yurtlarını terk ederken, çeşitli sebeplerle göç edemeyip kalanlar ise Ermeni vahşetinin akıl almaz işkencelerini gördükten sonra katledileceklerdi.

“Yolda binlerce insan Erciş’ten uzaklaşmak için çaba sarf ederken; bir kısmı tifo, dizanteri, kolera v.b hastalığa yakalanarak hayatını kaybetmiş, bir kısmı da yorgunluktan, açlıktan yollarda kalarak düşman elinde ölüme terk edilmişti. Öte yandan kaçamayan ve topraklarını terk etmek istemeyenlerden bir kısmı dağlara sığınırken, bir kısmı da yıllardır beraber yaşadıkları, komşuluk ve iş ortaklıkları yaptıkları Ermenilerin bir gün kendilerine kötülük edeceklerine, işkence edip öldüreceklerine, ev ve iş yerlerini talan edip yakacaklarına inanmamış ve beklemişlerdi. Yanıldılar ve bu yanılgının faturasını iğrenç vahşi katliamlara maruz kalarak ödediler. Köprüden asmalar, vücutta cep yapmalar, çivilemeler, karın yarmalar, tandırda diri diri yakmalar…

Yapılan vahşetin sadece birkaç örneği idi” (Selahattin KOŞAR, Dünden Bugüne Erciş, s. 87.) Ermeniler tarafından Erciş ve havalisinde yapılan sayısız katliamların kurbanlarından biri de Çavuşoğlu Mustafa’dır. Mustafa Çavuşoğlu, kimseye zararı dokunmayan, Müslüman olsun Ermeni olsun herkesin yardımına koşan iyiliksever bir insandı. Buna rağmen gözü dönmüş Ermeni çeteler Çavuşoğlu Mustafa Beyi zorla bataklığa iterek boğulmasına sebep olmuşlardı.

Bu vahşet Çavuşoğlu ailesinin uğradığı ilk ve son katliam değildir. Yine aynı tarihlerde Çavuşoğlu Müştak Efendi’ye ait, ’Çavuşoğlu Samanlığı’olarak bilinen yerde ise daha büyük bir vahşet yaşanmaktaydı. Katliamlardan kaçan 20 Müslüman Türk, sığındıkları Çavuşoğlu Samanlığı’nda vahşice katledileceklerdir (Çavuşoğlu Samanlığı, günümüzde Erciş merkez Çınarlı caddesi üzerinde Öz Erciş Haber Gazetesinin olduğu yerde bulunmaktaydı.)

07.04.2015
Yeniçağ

ERMENİLERİN YAPTIĞI “ÇAVUŞOĞLU SAMANLIĞI” KATLİAMI-3-

Türklerin Ermenilere karşı hiçbir kötü hareketi yoktu. Ermeniler ihanet etti!

Erciş’te yaşanan vahşetten kurtulanlar arasında Ermeniler tarafından şehit edilen Mustafa Çavuşoğlu’nun küçük kızı Merife de bulunmaktadır. Bakü’de kurulmuş olan Bakü Cemiyet-i Hayriye-i İslamiyesi (İslami Yardım Teşkilatı) kimsesi olmayan çocuklara sahip çıkarak onları Nahcivan’a götürüp yetimhaneye yerleştirir. Nahcivan, Bakü ve bütün Azerbaycan bu tarihlerde Kafkas İslam Ordusu tarafından Rus ve Ermeni vahşetinden kurtarılmış ve Anadolu ile tek toprak ve tek millet halindedir. Merife Hanım’ın kızı Prof. Dr. Hanım Halilova “Ebulfez Elçibey ile Bağımsızlığa Giden Yol” adlı kitabında bu konuda şunları yazmaktadır:

“Ailem Azerbaycan’a Anadolu’dan gelmiş. Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı Ordusu Kafkas Cephesi’nde bozguna uğrayıp geri çekilince Rus orduları Erzurum, Kars, Van, Ağrı ve Bitlis’i işgal etmişler. Van Gölü çevresini kuşatan Rus birlikleri, özellikle Erciş’e yerleşmişler. Ruslar tarafından kuşatılan halk, yoksul ve perişan durumda bırakılmış, Rus birliklerine güvenen Ermeniler, kurdukları çetelerle katliam yapmışlar. Oysa Ermeniler, uzun yıllar bölge halkıyla birlikte uyum içinde yaşamış ve bölge halkından yardım ve himaye görmüşlerdi.

Türklerin Ermenilere karşı hiçbir kötü niyetli hareketi yok iken, Ruslara güvenen Ermeniler, Türklere ihanete başlamışlar. Van’da yerleşmiş olan İngiliz, Rus ve Fransız konsoloslukları da Ermenilerin bu ihanetlerinde büyük bir destekti. Bu konsolosluklara turist gibi gelen yabancılar, aslında Ermenileri Türklere karşı kışkırtmak için gelen ajanlardı. Bu ajanlar, Ermenilerin Türklere karşı kışkırtılmasında aktif rol oynamışlardı. Hedefleri Doğu Anadolu topraklarını bölmek ve “Doğu Ermenistan”ı kurmaktı.

Bu amaçla bütün köylerin isimlerini değiştirmişler. Erciş’in ismi “Eganis” olmuş. Van’ı kana bulayan Andronik, Erciş’e girdiğinde önce Erciş’in ileri gelenlerini öldürtmüş. Dedem Mustafa Çavuşoğlu ilk öldürülenlerden birisidir. Gökhan Balcı’nın “Soykırıma Uğrayan Türkler” kitabında dedem Mustafa Çavuşoğlu’ndan saygın bir kişi olarak bahsedilmektedir. İşte, Mustafa Çavuşoğlu’nun Erciş’te saygın bir kişi olması nedeni ile Ermeniler, dedemi zorla bataklığa iterek boğulmasına sebep olmuşlardır.”

Ermeniler, Erciş’in erkeklerini ve birçok kadınını öldürmüşler. Geriye kalan kadın ve çocukları da camiye doldurup yakmak istemişler. Ama Ruslar, Ermenilerin camideki kadın ve çocukları yakmasına izin vermemişler. Camide diri diri yakılmaktan kurtulan bu kadınlar ve çocuklar; Van’dan Muş’a, Muş’tan Iğdır’a gelmişler. Annem Mustafa kızı Merife Çavuşoğlu, küçük kız kardeşi Fatma; bu kadın ve çocukların arasında imişler”.

10 Nisan 2015
Yeniçağ

ERMENİLERİN YAPTIĞI “ÇAVUŞOĞLU SAMANLIĞI” KATLİAMI-4-

‘Ermenilerin öldürdüğü dedemle ilgili belgeler, Rus arşivlerinde bulundu’

Prof. Dr. Hanım Halilova

“Annem o zamanlar 7-8 yaşlarında, kardeşi Fatma ise 1 yaşında imiş. Kadın ve çocuklardan bazıları yolda kaybolmuş, bazıları da ölmüş. Annemin kız kardeşi Fatma teyzem yolda kaybolanlardanmış. Iğdır’da akrabası olan bazı kadın ve çocuklar, onların yanına sığınmışlar.

Bakü’de kurulmuş olan Bakü Cemiyet-i Hayriye- i İslamiye Teşkilatı, hiç kimsesi olmayan çocukları, Nahcivan’a götürüp yetimhaneye yerleştirmiş. Bu cemiyetin üyelerinden biri olan büyük şairimiz Abdullah Şaik ve Nahcivan’ın Harbi Komiseri olan Yusuf Ziya Talıbzade annemi evlatlık olarak almış.” “1994 yılından itibaren Türkiye’de kökenimle ilgili olarak araştırmalarda bulundum;

ilgili arşivlere baktım. Tam bir sonuca ulaşamadım. Ama 2007 yılında TRT’de yayınlanan Van’da Ermenilerin katliamına uğramış soydaşlarımızı konu alan programa, dönemin Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu ile katılmıştık. Programa gelen konuk dinleyiciler, katliama uğrayan ailelerin mensupları idiler. Program aralarında, stüdyoda konuk dinleyicilerle sohbet edip anne dedemin Van çevresinden ve Çavuşoğlu sülalesinden Mustafa Çavuşoğlu olduğunu söyledim. Onlar da Van’ın Erciş ilçesinde Çavuşoğullarının var olduğunu;

Ünal ve Gültekin Çavuşoğlu’nun dedemin akrabası olduğunu söyleyip onların telefon  numarasını verdiler”. “İlk önce Sayın Gültekin Çavuşoğlu ile telefonda konuşup tanıştım; sonra yüz yüze görüştük. Gültekin Çavuşoğlu vatanını milletini seven bir insandır. Van’da ve Türkiye’nin her yerinde onu sevenler ve değer verenler vardır. Ayrıca Gültekin Bey çok vefalıdır. Alparslan Türkeş’in vefatından sonra Erciş’te Alparslan Türkeş İlköğretim Okulunu kendi imkânları ile yaptırdı. Bu zamanda liderin vefatından sonra onu anıp adını ve hatıralarını yaşatmaya çalışan çok az insan vardır.

Yine Ercişli olan Sayıştay 4. Daire üyesi çok değerli kardeşim Cavit Erdoğan’la Gültekin Çavuşoğlu beni tanıştırdı”. “Ebulfez Elçibey, omuz omuza mücadele ettiğimiz yıllar boyunca ailemi yakından tanıdı. Annem, Türkiye  Türkü olduğunu ilk kez Elçibey’e söylemiştir. Elçibey’in anneme, Türkiye Türkü olduğu için büyük hürmeti vardı. Hatta Rus arşivinde doktorası için araştırma yaparken Van’ın Erciş ilçesinde Ermeniler tarafından öldürülen tüm erkekler gibi, dedem Mustafa Çavuşoğlu’nun ölümüyle ilgili belgeleri de o bulmuştu”

(Prof. Dr. Hanım Halilova, Ebulfez Elçibey ile Bağımsızlığa Giden Yol, s. 42-43-44- 45-48. Töre-Devlet yayınları İst. 2013.)

11 Nisan 2015
Yeniçağ

ERMENİLERİN YAPTIĞI “ÇAVUŞOĞLU SAMANLIĞI” KATLİAMI-5

Prof. Dr. Metin Özbek’in bölgede yaptığı araştırmalar:
Doğu Anadolu Bölgesi’nde Erzurum, Van, Kars ve Iğdır’da Ermeni katliamını gözler önüne seren kazı çalışmalarında, Ermeniler tarafından vahşi bir şekilde katledilen Türkler’e ait çok sayıda kafatası, kemik parçaları ve materyal bulundu.

Bölgede incelemeler yapmış olan Prof. Dr. Metin Özbek, Erciş’te karşılaştıkları durumu ve sonrasında yapılan çalışmaları şöyle anlatmaktadır:

“Çavuşoğlu Samanlığı denilen mevkide bir evin temel hafriyatı yapılırken büyük bir tesadüf eseri bulunan insan iskeletlerini antropolojik açıdan incelemek üzere teslim alıp Hacettepe Üniversitesi’ndeki laboratuvarımıza götürdüm. Bilindiği gibi, Antropoloji bilim dalı geliştirdiği bir takım teknik ve yöntemlerle insan iskeletlerinde ölüm yaşını, cinsiyeti, ölüm nedenlerini, hastalıkları ve daha birçok bilgileri elde etme imkânı vermektedir.

Ayrıca kafataslarından hareketle ırk tayini de yapılmaktadır. İncelemeye aldığım iskelet kalıntılarında baş ve gövde kemikleri arasında eşleştirmeye gitmek mümkün olmadı. Bu nedenle, birey sayısını sadece kafataslarına göre yaptık ve her kafatasına ayrı bir numara verdik. Daha doğrusu her bireyin ayrı bir antropolojik kimliği oldu. Buluntular arasında 5 kadın ve 4 erkek tespit ettik.

Bireylerin öldükleri esnada kaç yaşında olduklarını gösteren en önemli kriter kalça kemiğindeki “symohysis pubis” adlı kısımdır. 7 kişide bu bölge korunmuştur. Çavuşoğlu Samanlığı’nda bulunan iskeletlerin yaş dağılımını aşağıdaki şekilde tespit ettik:

Kadın (P6) ……………17-18 yaş
Erkek (P7) ……………17-18 yaş
Kadın (P4) ……………18-19 yaş
Kadın (P3) ……………27-30 yaş
Erkek (P2) ……………35-40 yaş
Kadın (P1) ……………39-44 yaş
Erkek (P5) ……………50 yaş (aşağı yukarı)
Çocuk (D1) …………..15 yaş (aşağı yukarı)

Yaş ve cinslerini belirttiğimiz bu iskeletlerin asıl ilginç olan ortak bir yönleri vardı. O da, hepsinin kafataslarında kesici aletlerin bıraktığı darbe izlerinin bulunmasıdır. Daha açıkçası işkence ile öldürülmüş olmalarıdır.”

I. Kafataslarındaki kesme izleri:
No.1) Kadın: Kafatasında kesici bir cismin yol açtığı iki yarık bulunmaktadır. Bunlardan birisi sağ parietalde bulunur. Uzunluğu 42 mm’dir. İkincisi yine sağ parietal üzerinde, başın biraz arkasında olup 36 mm uzunluğundadır. Beyin hedef alınarak indirilen bu darbeler sonucu olay yerinde öldüğü anlaşılmaktadır.

Kaynak ;

This entry was posted in ABD - AB - EMPERYALIZM, ERMENİ SORUNU, Tarih. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *