SORUMSUZ SORUMLULAR

20 Ocak 2015
Rifat Serdaroğlu

SORUMSUZ SORUMLULAR

Badem iktidarı 13 yılda çoğu insanın görev anlayışını, ahlaki değerlerini, inanışını karmakarışık etti ve ortaya yepyeni bir yönetici (!) türü çıktı.

Sorumsuz Sorumlular!
Kişi hem anayasa hem de yasalar önünde bulunduğu makam, yaptığı görevlerden dolayı sorumludur. Fakat kendi yetki alanında olan bir suç veya kanunsuzluk durumunda, kendini değil derhal başkasını suçluyor! Yavuz hırsız hesabı, tam bir yüzsüzlük örneği!

Kişi Başbakanlık koltuğuna oturtulmuş! Kendisine özel kalem müdürünü atama hakkı bile vermiyorlar. Başbakan’ın namusuna bırakılmış “Örtülü Ödenek” başkası tarafından kullanılıyor!

Bir gün “yolsuzluk yapanın kolunu kopartırım” diyor, ertesi gün hırsızları savunuyor!

Ülkenin güvenliğinden birinci derecede Başbakan sorumludur.
Ülkenin bir bölgesinde devlet hâkimiyeti kalmamış, terör örgütünün katilleri ellerinde uzun namlulu ağır silahlarıyla polisi-askeri ilçeye sokmuyor, devleti temsil eden Kaymakamlık binasını roket ile vuruyor. PKK ile Hizbullah militanları sokak savaşlarında birbirlerini öldürüyor, Başbakan, polisleri suçluyor!

Üstelik televizyonda “Çözüm sürecini engellemek isteyenler provokasyon yapıyorlar” gibi son derece saçma bir sözle, suçu ve sorumluluğu başkalarının üstüne atıyor. Tam bir “Sorumsuz Sorumluluk örneği…”

Kişi, iki bin yıllık devlet tecrübesine sahip dünyanın dördüncü büyük ordusunun komutanı! Dünyanın en iyi yetiştirilmiş subay-astsubaylarına sahip, en son teknolojiyi mükemmel olarak kullanabilen, istihbaratı en güçlü olan bir kadro onun emrinde!

Büyük Türk Milleti en değerli varlıkları olan evlatlarını ona emanet etmiş. Bir emriyle askerlerimizi ölüme gönderebilecek güçte ve donanımda biri. Komuta ettiği ordusunun Badem ve Cemaatin pespaye elemanlarının kurdukları aptalca tuzaklara düşmesini engelleyemeyen ve “Büyük Atatürk’ün Emanetine” sahip çıkamayan bir Orgeneral!
Bu kişi yıllarca suçsuz yere hapis yattıktan sonra, komutasındaki orduya şu ilginç sitemi yapabiliyor!

“Fenerbahçe taraftarı kadar olamadınız!”
Öyle mi Sayın Komutan? O zaman size şunu sormak bizim için bir haktır.
Hele bir düşünün bakalım, siz ömrünüzün herhangi bir gününde, bir an için olsun, Aziz Yıldırım kadar olabildiniz mi? Tam bir Sorumsuz Sorumluluk örneği…

Adam, Türkiye Odalar Borsalar Birliği Başkanı. (TOBB) Türk Sanayiinin ticaretinin gelişmesinden sorumlu, 1 Milyon 300 bin üyesi olan önemli bir sivil toplum örgütünün lideri.

Bu kişi, 12 yıldır AKP Hükümetinin bir elemanı gibi çalışıyor. Akil İnsanlar denen sepetlerin arasına katılıp, Kürtçü-Bölücülerle birlikte çalışıyor. 12 yıldır da AKP Hükümetinin ekonomik ve sanayi politikalarını destekleyip, övüyor!

Biz de 12 yıldır, böyle ekonomi yönetimi olmaz, sadece ticarete ve ithal ikamesine dayalı politikalarla ve yüksek faizle borçlanmayla, sıcak parayla, yapsatçılıkla, ülkeyi kalkındıramazsınız. Sanayi’ye destek vermezseniz üstelik baltalarsanız istihdam yaratamazsınız. Her beş gençten üçü işsiz!

Sosyal patlamaya sebep olacaksınız, sesinizi yükseltin ve görevinizi yapın, dedik. TOBB Başkanı çağrılarımıza açtığı davalar ile yanıt verdi! Bu kişi geçen hafta İzmir’e geldi, İzmir’in demokratik havasını soluyunca çarpıldı ve şunları söyledi;

“Türk Sanayii artık ikinci lige düştü, bu böyle gidemez!”
Bak sen! Yahu 12 senedir bu ekonomik politikaları destekleyen sen, Cumhurbaşkanı Recep’e biat eden yine sen! Ne oldu, kafana taş mı düştü?
Tam bir Sorumsuz Sorumluluk örneği…

Değerli Okurlar;
Ülkede yaşanan tüm olumsuzlukların sorumlusu hükümettir. 13 yıldır Türkiye’yi güllük-gülistanlık bir ortamda eline diken batmadan, üstelik “TEK BAŞINA” AKP yani tek adam RTE yönetiyor.

Nasıl 13 yıllık sürede yapılan iyi şeylere sahip çıkılıyorsa, tüm olumsuzluklara da AKP sahip çıkmalıdır. İyileri ben yaptım, ülke büyüdü diye övünenler, ülkedeki terörden de, ekonomideki kötü gidişten de, işsizlikten de, fakirlikten de, cinayetlerden de, çaresizlikten de sorumlu olduklarını asla unutmamalıdır…

Aksi halde adama sorarlar; “Senin anan güzel mi?”

Sağlık ve başarı dileklerimle

20 Ocak 2015
Rifat Serdaroğlu

This entry was posted in Politika ve Gundem, Rifat SERDAROĞLU yazıları. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *