Şikayetim var Hakim Bey 1 * 2

Rifat Serdaroğlu
23-12-2014

Şikayetim var Hakim Bey (1)

Sussan olmuyor, susmasan olmaz/ Dil dursa Hâkim Bey, tende can durmaz,
Yazsan olmuyor, yazmasan olmaz/ Kaleme tedbir koma, tek durmaz

Birleşmiş Milletler Yargı Bağımsızlığı Temel Prensipleri;

-Yargı Bağımsızlığı;
Yargı Bağımsızlığı devlet tarafından güvence altına alınır ve anayasa veya iç hukukta Yargı Bağımsızlığına yer verilir. Yargı Bağımsızlığına saygı göstermek ve gözetmek bütün hükümet kuruluşlarının ve diğer kurumların görevidir. (25 Kasım 1985 tarih ve 40/32 numaralı kararla ve 13 Aralık 1985 tarih ve 40/146 numaralı kararla BM Genel Kurulu tarafından kabul edilmiştir.)

-Yargıcın Görevi;
Yargıçlar, adaleti sağlamakla görevli yüksek rütbeli kimselerdir.Kanunları uygular, suçluları cezalandırılır, hakkın yerini bulmasını sağlar.

-Cemaat nedir;
Yasal statüsü- yasal dayanağı-tüzüğü-programı- yasalar karşısında sorumlu yöneticileri оlmayan, fakat finans kuruluşları-bankaları-yurtdışı yurtiçi eğitim kurumları-sanayi tesisleri olan, milyarlarca dоlar para ile oynadığı söylenen ve devleti ele geçirmeye çalışan İLLEGAL ÖRGÜT

Bak Hâkim Bey; Önce yukarıda yazdıklarımı iyice oku! İtirazın yoksa aşağı tarafı da oku. Tamam mı?

Dönemin Başbakanı Recep, bu cemaat için tüm dünyanın gözü önünde, televizyon canlı yayınlarında defalarca şunları söylemedi mi? “12 senedir tek başımıza iktidarız. Bu güne kadar ne istediler de vermedik?”
İnkârı mümkün olmayan bu gerçek karşısında dönemin Başbakanına şu soruların sorulması gerekmez mi Hâkim Bey?

-Receр Bey, siz illegal bir örgüt olan Cemaate verdiklerinizi, kendi malınızdan mı verdiniz? Mesela, babanızdan veraseten size kalan Rize-Güneysu’daki 2 dekar tarlayı mı verdiniz?

-İllegal Örgüt Cemaatin, Devletin hangi birimlerinde kadrоlaşmasına izin verdiniz?

-Emniyet Genel Müdürlüğünün hangi birimi Cemaate tahsis edildi?

-Yüksek Yargı kademelerinin hangileri Cemaate bırakıldı?

-Hangi İllerin Valilik ve ilçelerin Kaymakamlık kontenjanları Cemaate verildi?

-TC Devletinin örtülü ödenek fasıllarından Cemaatin adamlarına ne kadar kaynak aktarıldı?

-Sağlık Bakanlığının hangi birimleri Cemaate terk edildi?

Kendi beyanınızla ifade ettiğiniz, “ne istediler de vermedik” sözünün ve buna bağlı eylemlerinizin suç olduğunu bilmiyоr musunuz? Türk Milleti bu yetkiyi size, her isteyene verin diye mi emanet etti?

Bak Hâkim Bey;
Zamanında Bergama’da Ağır Ceza Reisi Hüseyin Bey diye bir Hâkim vardı.Çarşıdan geçerken, tüm esnaf sırf ona ve mesleğine saygısından dolayı ayağa kalkar, selam verirdi.Rahmetli Hüseyin Bey, selamları vakur bir şekilde kabul ettiğini başını hafif bir şekilde eğerek belirtirdi. Hüseyin Bey, insanları yargılarken aynı zamanda eğitirdi de! Onun mahkûm ettiği insanlar bile kararlarına saygı duyarlardı! Aradan yıllar geçti, Bergama’da bizim yaşıtlarımız, Hüseyin Beyi hala saygıyla rahmetle anarlar.

Sizler de Ağır Ceza Reisi Hüseyin Bey gibi olun be Hâkim Bey!
Cemaatin, sadaka dolandırıcılarının veya iktidarın yalakası olmuş, televizyonlarda ve kuytu köşelerde meslek haysiyetini satmaya hazır haramzadelerden olmayın! Bir tek nefesine bile hâkim olamadığımız şu yalancı dünyada, HAKKIN-ADALETİN-DOĞRULUĞUN emrinde olup hayırla anılmak yerine, adına karar verdiğiniz hüküm oluşturduğunuz Türk Milletinden “Ah” almayın Hâkim Bey!

Sorun Dönemin Başbakanına; Neyi, nasıl ve hangi yetkiyle İllegal Örgüt olan Cemaate verdin Recep Bey…

Yarın, AΚP’ye, İmralı’daki bebek katiline ve Kandil’deki çıyanlara ne verdin diye soracağız Hâkim Bey!
İsterseniz şimdiden hazırlık yapın, olur mu?

Sağlık ve başarı dileklerimle

24 Aralık 2014
Rifat Serdaroğlu

ŞİKAYETİM VAR HAKİM BEY (2)

Şikâyetim var, cümle ihanetten/ Dillerimi Hâkim Bey, bağlasan durmaz,
Gelsin Jandarma-Polis karakoldan/ Fikrim firarda, mahpusa sığmaz

Anayasa Md 3:
Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanunda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Milli marşı “İstiklal Marşıdır.”

Anayasa Md 42:
Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez.

Anayasa Md 73:
Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır.

6136 SK: Hangi silahlar ruhsata bağlanabilir:
Tam otomatik olmamak şartıyla, namlu uzunluğu fişek yatağı hariç otuz santimetreyi ve tüm uzunluğu elli santimetreyi geçmeyen tabancalar ile namlu uzunluğu fişek yatağı hariç otuz santimetreden fazla, uzun menzilli ve delici güce sahip, sabit dipçikli, tam ve yarı otomatik atış yeteneği olmayan ve münhasıran avda veya atıcılıkta kullanılan yivli av tüfekleri ruhsata bağlanabilir.Bunlar haricindeki her türlü silah, sadece Devlet Güvenlik Güçleri tarafından kullanılır

Hâkim Bey, yukarıdaki anayasa ve yasa maddelerinin seni de bağladığını bunların uygulanmasının senin görevin olduğunu biliyorsundur, değil mi?

Ah be Hâkim Bey, sen işini hakkıyla yapmayınca bak başımıza neler geldi!

-PKK’lı terörist, köyü bastı. Zavallı köylünün ekmeğini zorla aldı, bir de adamı karısının ve çocuklarının gözü önünde evire çevire dövdü.Sen adamcağızı, “teröriste yardım ve yataklıktan” içeri attın! Adamı, devletten koparttın be Hâkim Bey!

-PKK terör örgütünün cinayet ve uyuşturucu Baronları ile devletin yetkilileri tamamen suç olan bir şekilde, Oslo’da kucak-kucağa oturdular, sen sesini çıkaramadın be Hâkim Bey!

-Teröristin korkusuna evinde çakaralmaz tabanca bulunduran adamcağızı içeri attın da, elinde otomatik ağır silahlarla il-ilçe meydanlarında gezenleri görmedin be Hâkim Bey! Hele, Türk Askerine kurşun sıkan eşkıyaları kurtarmak için, seyyar tuvalet kurar gibi, seyyar mahkeme kurdular da, içinizden bir tane Cumhuriyet Hâkimi çıkıp, “Böyle rezalet olmaz, git kendin yargıla” deyip, istifa edecek yürekliliği göstermediniz ya, vatandaşı devletten soğuttunuz be Hâkim Bey!

-Türk Mahkemelerinin “Ağırlaştırılmış ömür boyu hapse mahkûm ettiği, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin de verilen cezayı doğru bulduğu bir çete reisine farklı muamele yapıldı, sen sustun be Hâkim Bey!

-Senin korumakla mükellef olduğun Anayasayı, senin gözünün önünde çiğneyip, Kürtçe okullar açtılar, sen “Hoop, durun bakalım. Bunu yapacaksanız önce Anayasa’yı değiştirin. Yoksa yapamazsınız” diyemedin be Hâkim Bey!

-PKK Terör örgütünün katilleri, senin gözünün önünde “Vergi” topladı, haraç aldı. Sen “Vergi ancak devletin yetkili organları eliyle toplanır, sizler de kimsiniz, bu yaptığınız suçtur” demedin ve suça göz yuman kamu görevlilerini yargılayıp içeri atmadın ya Hâkim Bey!

-Türk Bayrağını yaktılar, Atatürk büstlerini yıktılar, en sonunda da İstiklal Marşımızı yuhaladılar, sen sustun be Hâkim Bey!

Ah be Hâkim Bey, sen korkup sinince meydan ite-kopuğa, din bezirgânlarına, insanları Allah ile aldatan sadaka dolandırıcılarına kaldı!

Sizler hiç tarih okumaz mısınız? Çevrenize, Ortadoğu’ya, hemen dibinizdeki İran’a bakmaz mısınız? Bilmez misiniz ki, bir demokratik ülkede siyaset kurumu, yargı kurumu, bürokrasi, güvenlik güçleri görevlerini yapmazlarsa o ülkede kargaşa olur ve iç savaş çıkar!

Sana gerçek bir olayı anlatayım Hâkim Bey, inşallah ders alırsın.
1978 yılı Eylül ayında İran Genelkurmay Başkanı, Kuvvet Komutanları ve Yüksek Yargıç Heyeti eşleriyle beraber Türkiye’ye ziyarete geldiler. İzmir ziyaretinde Bergama’yı görmek istediler. Bergama’nın tarihi zenginliklerini gezdikten sonra, eşimle, konuklarımızı yemekte ağırladık.

Sohbet anında ben, İran Genelkurmay Başkanına, “Humeyni Fransa’dan İran’ı yönetiyor. Gelirse İran’ı başınıza yıkar ve İran bir Din Devleti haline gelir” dedim. General bana kendisinin ve diğer komutanların modern giyimli eşlerini ve kadın yargı mensuplarını göstererek, “Hayal görmeyin Sayın Belediye Başkanı” biz varken Humeyni İran’a gelemez” dedi.Bu konuşmadan tam 6 ay sonra Humeyni İran’a geldi. Önce o generallerin ve yargıçların çocuklarıyla birlikte tümünün kafaları kesildi!

Yaa Hâkim Bey, sizler görevinizi yapmazsanız, bir molla gelir ve hepinizin kellesini olmuş armut gibi toplar, hiçbir şey yapamazsınız!

Hâkim Bey,
Eğer bana “Anladık ta sen ne yapıyorsun” diye soracak olursanız, ben senelerdir bu demokrasi düşmanları ile savaşıyorum. Bir yandan da sizlerin açtığınız davalarda kendimi savunmaya gayret ediyorum. Durum daha tehlikeli bir hal alırsa, dedelerimiz Kurtuluş Savaşında ne yaptılarsa onu yapacağım ve bu aziz Türk Vatanının selameti için gerekiyorsa can vereceğim…

Ya sizler ne yapıyorsunuz? Hala cüzdan ve vicdan arasında sıkıştığınız yerde misiniz? Ya Vatan, Ya Demokrasi, Ya Hukuk Devleti, Ya Lâik Cumhuriyet?

Şikâyetim var Hâkim Bey, sizlerden Türk Milleti adına çok şikâyetim var

Sağlık ve başarı dileklerimle

24 Aralık 2014
Rifat Serdaroğlu

http://rifatserdaroglu.com/2014/12/24/sikayetim-var-hakim-bey-2/

This entry was posted in HUKUK-YARGI-ADALET, Rifat SERDAROĞLU yazıları. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *