ARŞİV SANDIĞINDAN PKK DOSYASI *** CIA’nın Beslemesi : PKK !

Figen ÖZEN
28-11-2014

Birilerine göre o “abdestinde, beş vakit namazında bir genç”tir.
Sakin ve iyi huylu Tapu Kadastro Okulu’nun öğrencisidir Öcalan
.

Diğerlerine göre de anasının düşmanlarına karşı intikam yemini ettirdiği kişidir. Bu nedenle hep kin ve nefret taşır yüreğinde. Çocukluğunda kavga etmesi sonrası başı yarılmış, annesinin ”ya onlardan intikam alacaksın ya da bu eve seni sokmam” lafı üzerine ilk kavgacı kimliği oluşmuştu.

“Öcalan’a haksızlık ediliyor” diyen, onu siyasi aktör ve hatta “ Baş müzakereci” ilan edenler de olacaktır.

Benim için Öcalan “PKK’nın kurucusu, küresel çetelerin işbirlikçisi, emir eri, bebek ve 40.000 kişinin katili, bölücü başı ve hatta “Hıyanet-i vatan”dan yargılanmış ve hüküm giymiş adi bir suçludur.

Yıl 1978. 27/Kasım/ Diyarbakır’ın Lice ilçesinin Fis köyünde başta Abdullah Öcalan olmak üzere 6-7 kişi bir araya gelerek bir örgüt kurmuşlardır. Kurulan örgüt Marksist-Leninist bir örgüttür. Örgütün adı Partiye Karkeran Kürdistan yani Kürdistan İşçi Partisi’dir. Kısa adıyla PKK… Bu toplantı PKK’nın yaptığı ilk kongredir.

Kuzey Kürdistan(!)…

Molla Mustafa Barzani ve Mesut Barzani’nin iddialarına göre (!); Kürtlerin Suriye, Irak, İran ve Türkiye’de toprakları vardır.

Ve PKK’ya göre Güneydoğu ve Doğu Anadolu “Büyük Kürdistan Devleti”nin bir parçasıdır. PKK’nın başlangıçta amacı bu parçaları birleştirerek “Sosyalist Kürdistan Devleti”ni kurmaktır.

ALLAH gani, gani rahmet eylesin, teni toprağa değmesin Güllü anam eğer yaşıyor olsaydı; bu densizlere “İtlerin duası kabul olsa gökten kemik yağar” diyecektir.

Ancak bugünün Türkiye’sinde itlerin “dua” gerek yoktur. Okyanus ötesinden bir el uzanmış, siyasilerle işbirliği yaparak o kemikleri tüm vatan sath-ı mahalline yaymıştır. CIA’nın çetecileri iş başındadır.

“TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu’na Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nden gelen özel arşiv belgeleri, belli dönemlerin perde arkası yazışmalarını ortaya koyduğu gibi, PKK’nın başlangıç yıllarına ilişkin önemli bilgiler de verdi. Bugüne kadar PKK’nın nerede kurulduğu konusunda ağırlıklı görüş, 27 Kasım 1978 tarihli Lice’nin Fis Köyü toplantısı gösterilirken Köşk arşivinde yer alan raporda, PKK’nın 15 Nisan 1979’da, Öcalan’ın, Diyarbakır Ofis Mahallesi Günaydın Apartmanı 7/3 nolu evinde yapılan son toplantıda kurulduğu bilgisi yer aldı. Raporda, bu toplantıdan önce üst düzeyin Ankara’da 3 (Dikmen, Çubuk ve Tuzluçayır) toplantı yaptığı, son toplantısının Ofis’te olduğu belirtildi. Arşiv belgelerine göre devletin PKK’yı, daha kurulmadan yakından takip ettiği ortaya çıkıyor. 1979 yılında Başbakan Süleyman Demirel imzasıyla Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk ve dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren ile ilgili bakanlar ve sıkıyönetim komutanlıklarına gönderilen ‘Apocular’ başlıklı özel istihbarat raporunda, Öcalan’ın öğrenciliği sırasındaki eylemleri de anlatılıyor. Örgütün ayrıntılı şemasına yer verilen raporda, örgütün yayın ve arşivden sorumlu görevlisinin Abdullah Öcalan’ın nişanlısı Kesire Yıldırım olduğu belirtiliyor.” Habertürk-Saliha Çolak

PKK’nın hangi tarihte kurulduğu önemli midir? Bana kalırsa gerçekte önemli olan PKK’nın kimler tarafından destek gördüğü ve hatta kurdurulduğu önemlidir. Bunun yanı sıra 1980 darbesinin de PKK’nın ekmeğine katmerli bir yağ sürdüğü gerçeği de asla yadsınamaz.

Eylemsiz PKK bu zaman içinde bazı bölgelerde teşkilatlanmayı başarmıştır. Örneğin 1980 yılında Karadeniz Bölgesi’nde Ünye ve Fatsa’da dağlarda konuşlanmışlardır.

Bir zamanlar Özal’ın “dağdaki üç-beş çapulcu” söylemiyle ES geçtiği örgütün kısa zamanda böylesine büyümesi, kök salması mümkün müdür?

Siyasette tesadüflerin yeri olmadığı bir gerçektir. 1973-1984 yılları arasında 205 terör eylemi düzenlemiş ASALA’nın bitmesi veya bitirilmesi mutlak bir planın parçasıdır.

ASALA’ya verilen görev emri noktalanmıştır. Küresel çetelerin beslemesi ASALA, Ermeni terörü kisvesiyle 27 diplomatımızı şehit etmiş, 14 eylem ise yaralamayla sonuçlanmış ve 164 bombalama olayı olmuştur. ASALA’nın CIA ve KGB tarafından desteklendiği bilinen bir gerçektir.

Sessiz sedasız yer altında çöreklenen kış uykusundan uyandırılmış ve ilk eylemini Bucak aşiretinin reisi Adalet Partisi milletvekili Celal Bucak’ın evine yaptığı baskınla gerçekleştirmiştir.

Hedef PKK’ya destek vermeyen Bucak aşireti ve Celal Bucak’tır. Ancak Celal Bucak bu saldırıdan yaralı olarak kurtulmuş, 8 yaşındaki oğlu öldürülmüştür. Tarih 1979’dur.

ASALA’nın balonu söndürülürken, hiçbir fonksiyonu olmayan PKK’ya güç kazandırılmıştır.

15/Ağustos/1984 Eruh-Şemdinli baskını PKK’nın ilk büyük ve kanlı eylemidir. 1979’da Suriye’ye kaçan ve oraya yerleşen Öcalan bu kanlı eylemin emrini bizzat vermiştir. ABD Başkanı Wilson mezarından seslenmektedir. “Deniden denize Ermenistan!”

PKK sadece “Büyük İsrail’in değil, Ermenistan’ında taşeronluğuyla görevlendirilmiştir.

15/Ağustos/1984’ten sonra PKK’nın kanlı eylemleri artarak devam edecektir. Aslında üzerinde durulması gereken Eruh baskınında PKK’nın kullandığı silahların kimin tarafından verildiği ve bu bölücü örgütün hangi güçler tarafından finanse edildiğidir.

Üzerinde durulması gereken bir başka nokta ise bu bölücü örgütün içinde çok sayıda Amerikalı, İngiliz, Alman, Hollandalı militanın görev almasıdır. Fakat çoğunluk Ermenilerdedir.

CIA; 1/Mart/1988 tarihinde “Türkiye-Irak-İran Kürt Ayaklanmaları” başlıklı bir rapor hazırlamıştır.19 sayfalık bu raporun 2002 yılının Ocak ayında gizliği sona erdirilmiştir.

Fakat gizliği kaldırılan bu raporun PKK’nın kuruluşunu anlatan ilk üç sayfası ve fihrist bölümünde yer alan “Türkiye”nin adı dahi CIA tarafından karartılmıştır.

CIA’nın sansürcüleri PKK’nın nasıl kurulduğunu, bu kuruluşta ve gelişme sürecinde kendilerinin aldığı rolün dünya ve özellikle Türk kamu oyu tarafından öğrenilmesini istememişlerdir.

Ve Yeni Bir Rapor!

Tarih 1/Eylül/1992… İlk rapordan tam dört yıl sonra başta CIA olmak üzere Amerika2nın önde gelen istihbarat kurumları kollarını sıvamış 17 sayfalık yeni bir rapor hazırlamışlardır.

“The Kurds Rising Expectations Old Frustrations” Türkçeye çevrilmiş şekliyle “Kürtler, Artan Umutlar, Eski Kaygılar” başlığını taşıyan rapor; Türkiye, İran ve Irak’taki Kürtlerin nüfus yapısı ve Kürt hareketleri hakkında bilgiler içermektedir. 2000 yılında “Bilgi Edindirme Yasası” gereği kamuya açıklanan raporun gene CIA tarafından Türkiye ile ilgili bölümü sansürlenmiştir.

Ancak her iki raporda da ortaya çıkan ortak nokta Türkiye’nin PKK ile mücadelede Amerikan istihbaratçılarının, Türkiye’nin PKK ile mücadelesinin ABD ile ilişkileri zora sokacağını saptamış olmalarıdır.

Raporun “Temel Değerlendirmeler” bölümünde yer alan paragraf, ABD’nin bu konudaki endişelerini dile getirmektedir.

“Türkiye’deki büyüyen Kürt ayaklanması, Türk-Amerikan ortaklığını daha fazla baskı altına alır. Özellikle, Ankara PKK’ya karşı askeri mücadelesini tırmandırır veya Güneydoğu’daki Kürt asilerin üzerine daha sert bir şekilde gider ve ABD’nin de bu gayretlerine desteğini beklerse…”

“Eğer tüm Kürtlerin ortak bir bağımsızlık hareketi gelişirse -ki bunu pek mümkün görmüyoruz- Batı uzun süredir sürdürdüğü politikasını değiştirmek durumunda kalabilir ve bir yandan var olan devletlerdeki stratejik çıkarlarını korumaya çalışırken diğer yandan yeni bir etnik devletin barışçıl bir şekilde ortaya çıkmasını kolaylaştırabilir.”

Raporlarda göze çarpan bir başka ortak nokta da ABD’nin PKK’nın kuruluşu hakkındaki tüm bilgileri sansürlemesidir.

Ancak PKK itirafçısı Rıdvan Şener’in Diyarbakır DGM’de verdiği ifade, her şeyi açığa çıkarmaktadır.

PKK, CIA’nın beslemesidir.

“Kandil Dağı’ndaki Kortek Kampı’na 28 Aralık 2006 günü 3 adet zırhlı paletli Amerikan askeri aracı geldi. Araçlar, Süleymaniye tarafından sadece paletli arazi araçlarının geçebileceği yerden geldi. ABD’li askerlere ait olan bu araçlar kamp alanına ulaştığında 100’er adet M-16 marka Amerikan piyade tüfeği bulunan 3 adet sandık bıraktılar. Silahların tümünde dürbün ve bomba atar takılıydı. Bizzat elime alarak kontrol ettim. Araçlardaki şahıslar ise askerî üniformalı, siyah gözlüklü, kafalarında kask vardı. 6 Amerikan askeri kampa gelmişti. Hepsinin üniformasında ABD bayrağı vardı.

Askerlerden 4’ü sandıkları alana indirdi. Sonra araçların başında beklediler. 2’si, PKK yönetiminin bulunduğu taştan örülü, üstü naylonla kapalı barakaya giderek Hakkari bağımsız milletvekili adayı Hatem İke’nin kardeşi olan sözde Tabur Komutanı Kawa ve Şıvan kod adlı teröristle 10 dakika görüşüp tekrar araçlarla geldikleri istikamete geri döndüler.

Amerikalılar gidince Kawa kod adlı terörist bizleri alana toplayarak gelen araçlardaki şahısların Amerikalı olduğunu, gördüğümüz araçları ve şahısları kimseye anlatmamamız yönünde bizi uyardı. Kampa getirilen silahların bir kısmı üst düzey yöneticilere, kalan kısmı İran’a karşı savaşan PJAK’a gönderildi”.

Türk, Kürt, Çerkez, Laz vs… kardeş değil, aynı milletin, Türk milletinin unsurlarıdır. Ancak CIA, ONİ (ABD), MI5, MI6 (İngiltere) MOSSAD (İsrail) ve AIVD (Hollanda); ASALA ve PKK’nın ortak babalarıdır.

ASALA ve PKK, küresel çetelerin döllediği, çok babalı mezhep-i gayri sahih iki ucubedir. Hedef “BOP”dir. Eşbaşkanlar bunun için görevlendirilmiştir.

ASALA ve PKK, kardeştir.

This entry was posted in ARŞİV SANDIĞI, Bölücü KÜRTÇÜLÜK, EMPERYALİZM, İSTİHBARAT KURUMLARI, ORTADOĞU ÜLKELERİ, PKK TERÖRÜ, Politika ve Gundem, SİYASİ TARİH. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *