VUR EMRİ …

Abdullah, Ethem, Mehmet, Mustafa, İrfan, Ali İsmail, Berkin…
Bir tekinin ne yüzleri maskeliydi, ne ellerinde molotof vardı…
Ama öldürüldüler…
Yani şart değil…

“Güvenlik paketi” diye getirdikleri bu…
Sokakta gaz yeyince ağzını burnunu kamerada örtmüşsen, resmen hükümeti yıkmaya kalkan terörist sayılırsın…
Çekeceksin içine…

Eskiden “somut şüphe” şartı vardı, bunun yerine “makul şüphe” getirdiler…
Elindekinin molotof kokteyli olduğundan şüphelenirse polis, ki makuldür… Çekip anlından vurma hakkı doğar…
“Makul şüphe” dediğin, örnek verdikleri İngiltere’nin “makulü” değil… Cumhurbaşkanı’nın kürsüye çıkıp vurularak öldürülmüş bir çocuk (Berkin) için “O teröristti” dediği ülkenin “makulü”dür…

Diyelim ki tivit attın…
Baktılar “makul” olmadı…
Basabilecekler evi… Ev, araba, iş yeri arama… Mal varlığına el koyma…
“Makul” bir polise denk gelirseniz yargı kararı olmadan hücredesiniz, sorgusuz.
Tümü “makul” yani…

“Nefret suçu” getirdiler…
Söyleyin Allah aşkına; nefret deyince bu ülkede akla kim gelir?..
Dinleme ise biraz daha kolaylaştı…
Kendisini dinlediklerinde “Dinlemek edepsizliktir” demesine bakmayın siz…

Kısacası giderek kanamaya başlayan ve muhtemel kargaşalara gebe Türkiye’de diktatör elini güçlendiriyor…
Sözünü ettiğimiz buydu işte:
Siz her oy verdikçe azan, siz sustukça zırvalayan ve giderek devlet yönetimi biçimine dönüşen faşizm…

Kimsenin garantisi biraz daha da yoktur…
Kimse güvende değil…
Ya teslim olup oturacaksınız, sesinizi çıkarmadan…
Ya da “makul” gelir kapına…

“Somut delil” gitti “makul şüphe” geldi…
Oğulları dolar yığınları, kasalarla, kutularla yakalandığında
“hani somut delil” diyenler, yüzünü örtersen vururlar seni…
“Makul”dür…