PERDE ARKASI *** Bakın o silahlar şimdi kimin elinde

Saygı Öztürk
saygi@sozcum.com
15 Ağustos 2014
SÖZCÜ

Bakın o silahlar şimdi kimin elinde

Suriye ve Irak topraklarındaki her gelişme, Türkiye’yi yakından ilgilendiriyor. Çünkü, oradaki karışıklıklar, yalnız dinci terör örgütlerinin değil, bölücü terör örgütü PKK’nın da işine geliyor. Başlangıçta, Suriye’de Beşar Esad yönetimine karşı mücadele veren Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) militanlarına önemli ölçüde silah desteğinde bulunuldu. IŞİD’in Irak’ın bazı kentlerini ele geçirmesiyle birlikte, onlara karşı mücadele edebilmesi için Barzani‘ye son dönemlerde ABD’den son model etkili silahlar geldi.

İşte, IŞİD’e verilen silahlar ile peşmergeler için getirilen silahlar, Türkiye için büyük tehlike oluşturmaya başladı. IŞİD militanları arasında çok sayıda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bulunuyor. Bunların amacı ülkeye şeriat getirmek. Yeterli örgütlenme ve silah gücüne kavuştukları zaman bunların başkaldırmayacağını kim garanti edebilir. Terör örgütü PKK, 1984 yılında Eruh ve Şemdinli ilçelerini bastıklarında, “üç-beş çapulcu” denilmişti. Bakıyoruz, yüce devletimiz o çapulcularla şimdi mücadele etmiyor, müzakereye oturmuş.

Başarının sırrı, o silahlar mı?

Sınırda durdurulup arama yapılmak istenen TIR’lar içinde neler yoktu ki… İfadesine başvurulan Cumhuriyet Savcısı A.T. “Arama başladığında her 3 araçta da toplam 6 ayrı büyük demir sandıklar içerisinde tank-top mühimmatı, uçaksavar mühimmatı gibi malzemelerin olduğu bildirildi” diyor. Aynı Cumhuriyet Savcısı, silah-mühimmat yüklü başka araçlarla ilgili ifadesini şöyle sürdürüyor:

“Olay yerindeki her iki TIR’da yaptığım incelemede 4 ayrı demir sandık içinde çok miktarda top, uçaksavar gibi savaş silahlarına ait mühimmat olduğunu gördüm. Bu sırada olay yerine 300-400 kişilik çevik kuvvet ve özel harekat polisi ekipleriyle birlikte dönemin Adana Valisi Hüseyin Avni Coş ve Emniyet Müdürü geldi. Adana Valisi bana, ‘Bu araçların taşıdığı malzemelerden İçişleri Bakanı ile Başbakan’ın bilgisi olduğunu, bu araçların bırakılması için vali olarak ne yapılması gerekiyorsa ölümüne her şeyi yapacağını’ söyledi. Emniyet Müdürü de görevini yapmaya çalışan jandarmaya karşı bağırıp çağırınca kendisini uyardım.”

Batı basınında, Türkiye’nin IŞİD’e büyük destek verdiği hep gündemde tutuldu. Daha dün bazı gazetelerde, IŞİD komutanlarından olduğu öne sürülen Abu Yusaf’ın “Savaştaki başarımızın sırrı, Türkiye’den gelen silahlar” açıklaması yer alıyordu. Kuşkusuz, teröristin her sözünü doğru olarak kabul etmemiz söz konusu değil. Bazı hesaplar sonucu bu açıklamayı da yapabilirler. Eğer, bu terör örgütünün eline güçlü silahlar geçtiyse, onlarla birlikte hareket eden Türk vatandaşı teröristler de silahlandı ve o silahların bir bölümü bugün olmasa bile yarın yeri geldiğinde kullanılacaktır.

PKK nasıl silahlandı?

PKK, 1988 yılına kadar silah ve mühimmat sıkıntısı çekiyordu. O yüzden zorunlu olmadıkça ateş etmiyor, ateş ederken bile mermisiz kalmamak için atış kısıntısı yapıyordu. 1988’den itibaren Irak Ordusu’ndan çaldıkları, Irak Ordusu içindeyken kaçan Kürt askerlerden parayla aldıkları silahlar PKK’lıları rahatlatmaya başladı. 10-15 dolara Kalaşnikof silahı alıyorlardı.

Arkasından ordu dağılmaya başlayınca, yalnız Kalaşnikof silahı değil, nokta atışlı, suikast silahı olarak da bilinen Kannas’lara, Türk Silah Kuvvetleri’nde bulunmayan Bix marka makineli silahlara, uçaksavardan daha güçlü ve uzun menzilli Dockalara kavuşup uçak ve helikopterlerimizi hedef aldılar. O dönem yine Türk Silahlı Kuvvetleri’nin envanterinde bulunmayan RPG-7 roketatarı, askerlerimiz kendilerine karşı PKK kullandığı zaman görmüşlerdi.

Askere kaçak silah alındı

Terörle mücadele eden birimlerde MG-3 silahı bulunuyordu. Teröristlerin kullandığı silahın çok gerisinde olan bu silah, sudan, tozdan hemen etkileniyor, atış yapıldığı zaman çıkardığı ses ise askerin nerede olduğunu ortaya koyuyordu. Böylece, teröristleri yanıltma olanağı da yoktu.

Doğan Güreş’in Genelkurmay Başkanlığı döneminde, komutanlar teröristin silah üstünlüğüne karşı önlem geliştirdi. Bazen kendileri, bazen kaçakçılar aracılığıyla Kuzey Irak’tan Kalaşnikof, Kannas, Bix’ler, RPG-7 roketatarlar alınmaya başlandı. Teröristlere karşı, teröristlerin elinde bulunan silahlarla mücadele edildi. Silahlar için kullanılacak yeterli mermi olmadığı için, teröristlerden elde edilen mermiler yine onlara karşı kullanıldı. Asker de, kaçak yollardan elde edilen Kalaşnikofları kullanmaya başladığı günlerde, teröristler silah sesinden onların kendi arkadaşları olduğunu sanıyordu. Askerin MG-3 yerine Kalaşnikof kullandığını tam olarak öğreninceye kadar da hayli kayıp verdiler.

PKK’lılar ve IŞİD’in Türkiye’deki uzantıları, komşularımızda meydana gelen olaylarla yeni silahlara kavuştular. Bunlar, Silahlı Kuvvetlerimiz’de bile olmayan etkili silahlar… Yani silah üstünlüğü yeniden terör örgütüne geçiyor. Türkiye, gelişmelere ve terör örgütlerinin kontrolsüz silahlanmasına seyirci kalmaya devam ediyor.

http://sozcu.com.tr/2014/yazarlar/saygi-ozturk/bakin-o-silahlar-simdi-kimin-elinde-577837/

This entry was posted in EMPERYALİZM, ORTADOĞU ÜLKELERİ, Politika ve Gundem, RADİKAL İSLAM, SİYASİ TARİH. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *