BİR YOLSUZLUK KLASİĞİNİN PERDE ARKASI *** Projeci mumu Erzurum’da söndü! * Erzurum’daki çöküşe ışık olacak mektup! * Al gözüm seyreyle! * Çöken Pistin Müteahhiti İhale Rekortmeni Çıktı

Türkiye’nin tek ve ilk olimpik ölçülerdeki atlama pisti yarıldı, kuleleri çöktü. Çöküş sırasında tesislerde görevli bayanlardan biri “Allah’ım… Allah’ım… Bizi Koru…” diye duaya durmuştu ve tam o sırada da Başbakan İstanbul’da iftar öncesi propaganda toplantısında; “Cumhurbaşkanı yol yapar… Havalimanı yaptırır… Vizyon projesi üretir… Proje takip eder…” diyerek kendi kendini alkışlatıyordu.

Yalancının mumu!
Olimpik üfleme yedi.
Erzurum’da söndü!
Doğru proje yapılsaydı.
Doğru zemin araştırılsaydı.
Doğru temel incelemesi olsaydı.
Doğru jeolojik etüt gözetilseydi.
Doğru ihale edilseydi.
Doğru yapımcı seçilseydi.
Proje doğru uygulansaydı.
Doğru denetlenseydi.
Doğru kontrol edilseydi.
Hırsızlık olmasaydı.
Yolsuzluğa geçit verilmeseydi.
Müteahhit kayırılmasaydı.
Atlama pisti çökmezdi.

* * * *

Temeli atılmadan önce TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası; “Erzurum Palandöken heyelanına” dikkat çekip; “Bu tesisler Erzurum’a çağ atlatacak…” diyerek halkın oyunu almak isteyen kofti vizyon projecilerine karşı Türkiye’yi uyaran açıklamalar yapmıştı.

Toprak heyelanlı.
Kayma olabilir.
Çökme yaşanabilir.
Doğayla inatlaşma olmaz.
Bilimden sapmayın.
Harcanan para boşa gider.
İnsanlar ölür.
Sporcular canından olur.

Burada kış oyunları yapılacağı için yeterli karın yağıyor olmasını da gözetmek gerekir. Bu heyelan bölgesine; 40 metre-60 metre-95 metre ve 125 metre yükseklikte atlama kulesi dikmek yetmezmiş gibi bir de, yeterli karı yağdırmak için gerekli su püskürtmesi ihtiyacını karşılamak üzere, gölet de yapmayın. Bilimsel gerçek şunu söylüyor: Göletlerde biriken su heyelanı tetikler.

* * * *

Duymadı, dinlemediler.
Kuleler dikildi.
2 gölet birden yapıldı.
Heyelan geldi.
Olimpik çöküş oldu.

Çöken aslında Cumhurbaşkanı adayı Tayyip Erdoğan’ın yalanlarla ve yandaş zengin etmeyle dolu projeciliğidir.

İhalelerde fesat vardı.
Savcılar soruşturuyordu.

Bakanlık soruşturmayı engelliyordu. Atlama kulelerinin maliyetlerinde farklar ortadaydı. Devlet her yerde olduğu gibi Erzurum’da da “çağ atlatan vizyon projeleri propagandası” altında soyuluyordu. Çöken kulelerle pistler devlete 100 milyon liraya mal olmuştu fakat tesislerin bütününe 600 milyon liradan fazla para akıtılmıştı. Pistler ile kuleleri yapan müteahhidin yıldızı, hep olduğu gibi, Cumhurbaşkanı seçildiğinde proje takipçisi olacağı propagandasını yapan Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde parladı.

* * * *

İhale, Tayyip dönemi zenginine verildi.
3 yıl geçti geçmedi.
3 kez bile kullanılmadı.
Pist yarıldı, çöktü.
Kuleler çatladı, yattı.

Devleti yumruk yaptı.
Dürüstün başına indiriyor.
Kendinden olmayanı öldürüyor.
Mektubu yazan genel müdür bu yüzden “şirketinin ve isminin yazılmasını” istemedi.

* * *

Mektup kısa, öz:

“Sn. Doğru,
Erzurum’da 94 milyon TL harcanarak yapılan kış oyunları kayakla atlama pisti yarıldı, kuleleri çöktü. Bir yanlışın anlaşılması için demek ki, bir facia gerekiyormuş. Ben otomatik teleferik yapan Türkiye’nin tek, dünyanın da beş şirketinden birisi olan …….. A.Ş’nin genel koordinatörüyüm. Erzurum’da Üniversitelerarası Olimpiyatlar Kış Oyunları Merkezi tesisleri yapılacağını Kayak Federasyonu’nun ‘ihaleye davet yazısıyla’ öğrenip katılmak istedik. Katılanların çok altında fiyat vermemize rağmen, kazanacağımızdan korkarak ‘bizi ihale dışı bırakacak şartname’ hazırladılar. Federasyon Başkanı’na bizzat rica ettim.

Şunu söyledim.
İşi bize vermeyin.
Kabul ederim.

Bizim şirketimizi de ihalede yarışacak şekilde bir şartname hazırlanmasına destek olun ki, işi bize vermeseniz bile, kamu parasını koruma imkanınız olsun.
Olmadılar.

Tabii ki, biz menfaatleri engelleyecek, ihale öncesinde işin kime verileceği planlarını alt-üst edecektik.
Sesimizi duymadılar.
Sesimiz güzeldi.
Yani işimiz güzeldi.

Herhalde onların istediği türde (!) şarkı söylemeyi bilmiyorduk (!) Aynı yöntemle; ‘şirkete özel ve adrese teslim ihale şartnamesi’ Ankara Büyükşehir Teleferik İhaleleri’nde de gerçekleşti. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’e de aynı teklifi yaptım.

İşi bize vermeyin.
Fakat aradaki farkı görün.
Biz kaça yapacağız bilin.

Sizin işi vereceğiniz firmalardan İtalyan şirketi kaça, Avusturya şirketi kaça yapacak; aradaki uçurumu anlayın dedim. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek de beni dinlemedi. Firmam aynı işi: 22 milyon Euro’ya yapma teklifi verirken İtalyan firma: 38 milyon Euro, Avusturyalı firma: 42 milyon Euro teklif verdi. Şartname dışına bilerek atıldığımız için biz ihaleyede yarışa bile sokulmadık, işi önceden planlanmış yabancılar aldı. Halbuki benim firmam; Azerbaycan’da, Rusya’da, Kolombiya’da teleferik ihalelerini kazandı, işi başarıyla bitirdi. Şu anda İran ve Hindistan’da yeni anlaşmalar yapmak üzereyiz.
Saygılarımızla…
İmza…”

* * * *

Bu mektubun ışığında soruyorum: Erzurum’da 94 milyon TL devlet parası aktarılarak yapıldıktan sadece 3 yıl sonra atlama kuleleri ile kayma pistleri yarılıp çöken tesislerin projesini kim yaptı? Bu projenin doğru yapıldığını kim kontrol etti? Zemin araştırmalarını, jeolojik etütleri kim yaptı? Jeoloji Mühendisleri Odası’nın;

“125 metreye kadar uzayan kuleler yapmayı planladığınız bu heyelanlı toprağın yamacına gölet de yapıyorsunuz. Gölet suyu zemini yumuşatır. Basınç oluşturur. Heyelanı tetikler” uyarısına rağmen doğru proje yapıldığını kim garanti etti? Projeyi kim ihale etti? Yapımcı şirketi kim seçti? Pist yapılır, kuleler dikilirken kim kontrol etti, kim denetledi, yapım sırasında savcının başlattığı yolsuzluk soruşturmasını kim engelledi, bu inşaatta demirden ve çimentodan çalınmadığına kimler emin oldu, kim tesislerin kesin kabulünü yaptı?

Ve ilk bulgular açıklandı.
Kazığın boyu ölçüldü.
49 metre çıktı…(!)

* * * * *
Erzurum’da 94 milyon TL halk parası harcanarak yapılan atlama kuleleri pistinde neden çökme olduğunu bulmak için harekete geçen Cumhuriyet savcısı, bir bilirkişi heyeti görevlendirdi. Atatürk Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi’nde görevli 4 öğretim üyesi, bölgeye gitti keşif yaptı.

Şu sonuçlara ulaştı:
Zemin etüdü yapılmamış.
Jeolojik inceleme olmamış.
Yanlış proje uygulanmış.
Kontrol yapılmamış.
Denetim gözetilmemiş.
Pist eğimi yanlış hesaplanmış.
Bu işe fesat karıştırılmış.
Çelikten çalınmış.
Betondan çalınmış.
İşçilikten çalınmış.
Müteahhit firma kayırılmış.

Pistleri ayakta tutan beton içindeki çelik konstrüksiyon kazıklar 25 ile 50 metre derinlikte olması gerekirken, yığma toprak üzerine sadece 1 metre konstrüksiyon kazık kullanılmış.

* * * * *
Gördünüz değil mi?

Çelik kazık 50 metre uzunluğunda ve beton zemine oturtularak çakılması gerekirken yığma toprak içine sadece 1 metre çelik koymakla yetinilmiş. 49 metre çelik çalınmış. Millete atılan kazığın boyu da böylece 49 metreye getirilmiş.

3 gündür bunu yazıyordum:
Çimentodan çalınmasaydı.
Çelikten çalınmasaydı.
İşçilikten çalınmasaydı.
Bilimden çalınmasaydı.
Pist çökmezdi.

Ben yeni bir bilgiye daha ulaştım: Başbakan’ın “Erzurum’a çağ atlattık… Dünya’ya örnek olacak pist yaptık…” diye açılışını yaptığı bu tesis, Sarıdağlar A.Ş adlı şirkete 57 milyon 100 bin TL’ye ihale edildi fakat 94 milyon TL’ye bitirildi.
Seçkin dikkat isterim:
Bir daha yazıyorum.
57 milyona bitecekti.
94 milyona bitirilmiş.

Çöken pisti, sonradan kitabına uydurulup, bu kadar yüksek paraya bitiren şirketin sahibinin helal otelinde (yani Helal Turizm Sertifikası olan otel) AKP’li milletvekillerinin, bakanların, AKP dönemi üst düzey kadroların misafir edildiği de gazetelere haber oldu. Ve helal sertifikalı otel sahibi bu işadamının şirketine; AKP iktidarı döneminde 10 milyar TL tutarında 40 devlet işi ihaleyle verildi.

* * * * *

Al gözüm seyreyle.
Yine aynı hikaye.

Üniversite bilim adamlarından kurulu bilirkişi raporunda; “Çöken pist zemin etüdü olmadan ihale edilmiş” deniyor. Aynı hikayeyi; İstanbul’daki yeni havalimanı ihalesinde de gördük. Avan proje ile yani “pistlerin yapılacağı zeminin altı bataklık mı, değil mi?” gerçeğine ulaşmak için gerekli jeolojik araştırma yapılmadan havalimanı işi, başbakanın ve yeni cumhurbaşkanı adayının “havuz oluşturun…” diyecek kadar yakın arkadaşı olan 5’li firmaya ihale edildi. İhale bittikten sonra da pistlerin kot yüksekliği indirilerek; işi alan firmalara 2 milyar Euro tutarında maliyet azalışı avantajı sağlandı. Pistin kot yüksekliği gereksiz idiyse niçin konuldu? Gerekli idiyse

niçin indirildi?
Al gözüm seyreyle!
Daha ben ne yazayım.
Daha kaç örnek sıralayayım.