ARŞİV SANDIĞINDAN PERDE ARKASI *** ERGENEKON’U TEZGAHLAYAN CIA AJANI KİM

Naci Kaptan
23.07.2014

Değerli okur,

Başbakan Erdoğan tüm konuşmalarında PARALEL DEVLET YALANINI sürekli olarak tekrarlıyor.BU yalana belki gözü kapalı,okumayan , yönlendirilmeye ve kandırılmaya açık olan seçmen kitlesiyle , AKP’den rant sağlayanlar inanır veya inanır gibi gözükebilir.

Aslında PARALEL DEVLETİ İNŞA EDEN Başbakan Erdoğan’ın kendisidir.Yarattığı canavar kendisine yöneldiği için 12 senedir kader birliği yaptığı Fetullah cemaatini Devlet’ten tasfiye debilmek ve birlikte işledikleri suçları Fetullahi’lerin üzerine yıkabilmek için PARALEL DEVLET YALANIYLA arınmaya çalışmaktadır.

Ulus Devletin ve TSK’nın belini kırma operasyonu olan Ergenekon , Balyoz ve casusluk davalarının nasıl yaratıldığına ait PERDE ARKASI yazılarının bir bölümünü YAP-BOZ parçalarını biraraya getirir gibi bir arada sizlere sunuyorum.

Müyesser Yıldız
Odatv.com
13.11.2011

ERGENEKON’U TEZGAHLAYAN CIA AJANI KİM

Çifte “Gazi” Avukat Serdar Öztürk’ün Silivri’de yazdığı “AKP ve Gülen’i Kurtarma Planı” isimli kitabını mutlaka okuyun. Togan Yayıncılık’tan çıkan bu kitaptaki iddiaların tek dirhemi bile adamı kudurtmaya yeter. ”ETÖ” operasyonlarında bizzat yaşadıklarını anlatıyor; ki Kurtlar Vadisi’ne, CIA filmlerine nal toplatır.

Avukat Öztürk’e: “Neden ‘çifte gazi’?” dedim. Bilmeyenler için söyleyeyim: o bir askerdi; bir operasyonda ağır yaralandı, malulen emekli oldu. Sonrasında hukuk okudu, avukatlığa başladı. Devresi olan ve kendisi gibi avukatlık yapan Levent Göktaş’ın ETÖ’den tutuklanması üzerine onun müvekkilliğini üstlendi. Ancak 5 ay sonra kendisi de “ETÖ”den tutuklandı. İkinci “gazi”liğe de böylece hak kazandı!..

Gelelim ülkemizin ‘gazi’liğine… Avukat Serdar Öztürk’ün iddiasına göre Türkiye’nin başına çuval geçiren ETÖ operasyonlarını hazırlayıp yöneten kişi, CIA’nın 2000’li yıllardaki Türkiye İstasyon şefi John Kunstadter.

Öztürk, Kunstadter’in o dönemde eşcinsel haham Tuncay Güney eliyle bu planı devreye sokmaya çalıştığını; ancak ne Emniyet ne MİT ne de Genelkurmay’ın o plan ve iddiaları ciddiye almadığını; AKP iktidarından sonra hayata geçirildiğini öne sürüyor. Öztürk, bu planın hedefinde TSK can derdine düşürülürken Irak’ın kuzeyinde bir Kürt devleti kurulması; ardından Türkiye’nin bölünmesi olduğunu söylüyor.

John Kunstadter isminin üzerinde durmak istiyorum. 100 Yılın Hesabı – Türk’ü Tasfiye Projesi adlı kitabımda benim de dikkat çektiğim biri zira.

FP’nin “Yenilikçiler-Gelenekçiler” diye bölünmeye başladığı günler; yani 2000-2001 yılları. Abdullah Gül yenilikçilerin önderidir. O da Recep Tayyip Erdoğan da her gün yeni bir yabancı heyetle görüşür hale gelmişlerdir. Partili arkadaşları milletvekili Mehmet Bekaroğlu, ne yapmak istedikleri konusunda özellikle Gül’ü çok sıkıştırmaktadır. Açıklamalarından tatmin olmaz; öyle ki bir toplantıda isim vermeden şu suçlamalarda bulunur: ”Şimdi siz de ABD yollarına düştünüz… Yani bu millet, sizi bunun için mi prens yaptı? Siz fakir sofralarında kazandığınız onuru maalesef zengin sofralarında bıraktınız…

Bunlar İttihat ve Terakki’nin prensleri gibi davranıyorlar… Onlar da İngiliz sefaretine gidip Osmanlı’yı jurnallemiyorlar mıydı? Bu arkadaşlarımız yaptıklarının ne anlama geldiğini biliyorlar mı?”

Tesadüf bu ya; ABD Büyükelçiliği’nden iki görevli, bir ABD araştırma kuruluşu uzmanı ile birlikte Bekaroğlu’nu Meclis’teki odasında ziyaret eder. Erdoğan’ı sorarlar: “Gerçekten değişti mi, ne kadar değişebilir?” vs. Bekaroğlu şaka ile karışık: “Ne o, Erdoğan’la iş tutmayı mı planlıyorsunuz? Mutemet adamlarınıza ne oldu?” diye sorar. Diplomatik cevaplar verilir. Asıl dertleri, Bekaroğlu’nun o günlerde düzenlediği bir basın toplantısında söylediklerinin ne anlama geldiğini öğrenmektir.

O ziyaretçilerden biri şöyle der:

“Sözleriniz askerin, Tayyip Erdoğan’ın iktidara gelmesini engellemek için ekonomik sıkıntıları, Apo’nun idamdan kurtarılması, Kıbrıs’ın elden gitme tehlikesi gibi konuları bahane ederek darbe yapıp yapmayacağı anlamına mı geliyor

Askeri bir darbe mi bekliyorsunuz?”

Bu soruları soran kimdir biliyor musunuz? İşte o “Siyasi İşler Müsteşarı” sıfatlı John Kuntadter’dır!…

Sene 2000… “Darbe”yi soruyor… 2007’den beri “ETÖ”cüler niye toplanıyor “darbe” iddiasıyla!…

Mehmet Bekaroğlu’nun CIA‘cıya verdiği karşılığı da yazmam lazım. Şunları söyler:

“Türkiye’de asker tek başına darbe yapamaz. Sizin ne diyeceğinizi merak eder, sizi arkasına almaya çalışır. Sorunuza cevap verebilmem için sizin ne düşündüğünüzü bilmem gerekir. ABD böyle bir darbeyi destekler mi?”

CIA’cı yeniden diplomatik dile bürünür. ABD’nin hiçbir zaman askeri darbeleri desteklemediğini iddia eder; ama hemen peşinden ağzından şu sözcükler çıkar:

“Kemalizm, Türk halkının da dünyanın da önünde engeldir; artık güçlenmesine izin verilmemeli.”

Sene 2000. Bugün yerden yere vurulan ne: Kemalizm!… Bu kadar tesadüf olur mu birader?

Bu günlerde bir tesadüf daha yaşandı: İngiltere eski Başbakanı Tony Blair İstanbul’a geldi. Bilgi Üniversitesi’nde bir konferans verdi. Türkiye’yi öptü, sevdi, uçurdu. 21. Yüzyılın Yıldızı olduğumuzu anlattı. Bill Clinton da ABD Başkanı sıfatıyla TBMM’de konuştuğunda: “20. Yüzyıl’ı Osmanlı İmparatorluğu’nun belirlediğini, 21. Yüzyıl’ı da Türkiye’nin belirleyeceğini” anlatmıştı. Ne benzerlik!…

Blair ve Clinton isimlerine atıf yapmamın sebebi şu: Abdullah Gül yenilikçilerin liderliğine soyunduğu günlerde “Tayyip Erdoğan’ın emanetçisi” olduğu iddialarına şiddetle karşılık verirken kendisine örnek aldığı liderleri açıklamıştı. Onlar Clinton ve Blair’di. “Clinton’un halkla sıcak ilişki kurmasını beğeniyor ve onun gibi olmaya çalıştığını” söylüyor, Blair’in ise “reel politikasını” beğendiğini, bu yanını örnek aldığını vurguluyordu.

İşte bu Blair konferans için geldiği Türkiye’de bir kişiyi ziyaret etti: Cumhurbaşkanı Gül’ü. TV’de gördüm karşılaşmaları, kucaklaşmaları öyle sıcaktı ki!… Acaba Başbakan Erdoğan’la da bir araya gelir mi diye takip ettim, gözüme çarpmadı. Oysa “eski” de olsa, “Başbakan” hasebiyle öncelikli muadili Erdoğan idi. Hele de Kıbrıs, AB konusunda yağıp gürlerken asıl ziyaret etmesi gereken Erdoğan değil miydi? Alın size bir tuhaflık daha!…

Bu tuhaflık da beni 17 Aralık 2004 AB zirvesine götürdü. Türkiye’nin hiçbir zaman tam üye yapılmayıp AB’ye “demirleneceği” kararlar alınıyor, beraberinde ağır şartlar dayatılıyor, üstüne “değişen dünya şartlarında, ülkelerin kırmızı çizgilerinin olamayacağı” söyleniyordu. Başbakan Erdoğan “demirleme” ifadesine öfkelenip: “Böyle şey olur mu? Türkiye, Türkiye olmaz. Bunu istemeye ne hakkınız var?” restini çekerken Gül, o maddeyi kendisinin koydurduğunu açıklıyordu.

Görüşmeler kesilir, Erdoğan “Buraya kadarmış.” deyip uçağının hazırlanması talimatını verir. Kendisini üç AB lideri, şu sözlerle durdurur:

“Bir dakika hiçbir yere gitmiyorsunuz, AB’nin bu tarihi projesinin yok olmasına izin vermeyeceğiz…”

O üç liderden biri de Tony Blair’dir.

Bu kadar şey yaşa, paylaş, İstanbul’a kadar geldiğin halde Erdoğan’ı ziyaret etme… Ya da artık Erdoğan AB toplantısına davet edilmesin… Olacak iş mi?

Erdoğan bunlara kızmasın, “emperyalist” demesin de ne yapsın?

“AB projesi” yürüyor, yürüyecek o başka!… Niye; “gelmeye gerek yok”!…

Yalnız Erdoğan’ın unuttuğu ya da bilmediği bir şey var: hani Kıbrıs konusunda: “Bu sorun artık AB için bir namus meselesidir.” dedi ya,

Emperyalistin “namusu” olmaz!…
Silivri’den kucak dolusu sevgiler
,

***

Değerli Müyesser Yıldız’ın yukarıdaki yazısına katkıda bulunmak isterim (NK)

CIA’cı Kunstadter 2001de Ergenekon Operasyonunu Başlatamıyor

CIA Ajanı John Kunstadter 2001’de Homoseksüel bir Fetullahçıyı kullanarak Ergenekon operasyonunu başlatmayı beceremiyor!

Bunun üzerine, Şubat 2007’de bu operasyonu sözde Ergenekon Örgütü operasyonunu yönetecek kişiler, Ali Fuat Yılmazer ve Mutlu Ekizoğlu Ankara’dan İstanbul’a atanırlar. Bakın tarih Şubat 2007. Daha ortada Ümraniye bombaları filan yok. Nedeni şu;

Hükümet veya başbakanlık diyelim, başlangıçta bu işin içinde değildi. Ne zamana kadar? Danıştay Saldırısına kadar. Yani MAYIS 2006 da yapılan Danıştay Saldırısına kadar, hükümet fiilen bu işin içinde değildi. Amerikalılar bu operasyonu sadece Fetullahçıları ve angaje ettikleri bazı kişileri kullanarak 2001 yılından beri başlatmaya çalışıyorlardı.

Şimdi biz-ceza hukukçusuyuz. Bir cinayet davasında katili ortaya çıkartmak için ne yaparız? Cinayetin işlendiği alana gideriz ve orada araştırma yaparız. İlk suçun işlendiği yerde delili ve katili ararız. Ergenekon cinayetinin ilk işlenmeye teşebbüs edildiği yer neresi? 2001 Mart Tuncay Güney İstanbul emniyetinde ifade veriyor ve sorulmadığı halde kurulmuş bir papağan gibi Ergenekon’u anlatıyor. Nerede kuruldu? 2000 Temmuz’unda Amerika’da kuruldu. Kim gönderdi onu oraya? John Kunstadter. O dönem CIA Türkiye istasyon şefi. John Kunstadter, 2000 Temmuzunda Tuncay Güney’i dokuz günlük bir ziyaret için Amerika’ya gönderiyor. Aynı Tuncay Güney ABD.den döndükten bir süre sonra, 2001 Martında İstanbul emniyetinde kurulmuş papağan gibi Ergenekon’u anlatıyor ve bu sahte belgeleri veriyor. Sene MART 2001. Cinayetin ilk işlenmeye teşebbüs edildiği yer burasıdır işte. Şimdi delili orada arayacağız.

Kim veriyor bu belgeleri? Tuncay Güney. Tuncay Güney’i kurgulatan kim? John Kunstadter. Yani Amerikalılar. Fakat o tarihte Amerikalılar bu operasyonu başlatmayı başaramıyorlar. Neden? Çünkü o tarihte, ne istihbaratçılar, ne polisler, ne de savcılar bu ucuz numarayı yemiyorlar. Daha sonra, akrabalarının “Cumhuriyet düşmanıydı. Nasıl Cumhuriyet Savcısı olduğuna hayret ettik. Hala da hayretler içerisindeyiz.” dediği, kimsenin bulamadığı örgütü savcı Zekeriya Öz buluyor. Savcı Zekeriya Öz’ün heykelini dikecekler. Ama Amerika’ya! Buraya değil. Evet, o tarihte bu cinayet teşebbüs aşamasında kalıyor. Amerikalılar sahte belgelerle, sahte planlarla, sahte Ergenekon şeması ve lobi belgesi ile operasyonu başlatmayı beceremiyorlar.

Neden böyle bir operasyon yapacaklar? Çünkü bir numara olarak gösterilen adam 17 defa Amerika’ya davet edilmiş gitmemiş. Neden? 1995’te Türkiye, hiç kimseden icazet almadan Kuzey Irak’a girmiş örgüt yuvalarını darmadağın etmiş. Kuzey Irak’ta Kürt devletinin kurulmasını fiilen engellemiş. Neden? Amerika, 1991’de ki ilk işgalde yaptığı bir hata nedeniyle, petrole ulaşamamış. 1991’de ilk işgaldeki ateş kes anlaşmasında Amerikalılar teknik bir hata yapıyorlar ve Saddam silahlı helikopterleri vasıtası ile 1996’da. bütün Kuzey Irak’ı tepeliyor.

Kaynakça
Kitap: AKP ve GÜLEN’İ KURTARMA PLANI
Yazar: Serdar Öztürk

Bilal Çetin/ANKARA
BUGÜN 03 Aralık 2010

Ankara’yı karıştıran müsteşar

Ankara’yı karıştıran ve Wikileaks’da yayınlanan belgelerin ardındaki müsteşarın kim olduğu anlaşıldı.
Ankara’yı karıştıran ve Wikileaks’da yayınlanan belgelerin ardında, dönemin ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’nin siyasi müsteşarı John Kunstadter olduğu ortaya çıktı. Ankara’da John Kunstadter ile temas eden bakan, milletvekili ve gazeteciler ise panikte.

Wikileaks’de yayınlanan belgelerde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile AK Parti hakkında birçok iddia yer alıyor. Başbakan Erdoğan’ın 8 İsviçre bankasında hesabının olduğuna ilişkin iddianın ABD Büyükelçiliği’nde siyasi müsteşar olarak görev yapan John Kunstadter’in eseri olduğu belirtiliyor. Edelman imzalı belgedeki bilgilerin John Kunstadter’den alınan bilgilere göre kaleme alındığı tahin ediliyor.

Kabinede yapılan değişiklikte Nimet Çubukçu’nun Milli Eğitim Bakanı nasıl olduğu, Trabzonspor’a örtülü ödenekten kaynak aktarıldığı iddiaları ile AK Parti Genel Başkan yardımcısı Abdülkadir Aksu hakkındaki iddiaların altında ise John Kunstadter’in kendi imzası bulunuyor.

KİM BU ADAM?

John Kunstadter, 2003-2005 yılları arasında Ankara siyasi müsteşar olarak görev yaptı. John Kunstadter’in siyasi müsteşar olmasına rağmen CIA’nin Ankara’daki temsilcisi olduğu iddia ediliyor. Çok iyi Türkçe konuşan John Kunstadter, Ankara’da birçok kişi ile temas kurdu. John Kunstadter’in, bilgi toplamak için sık sık Anadolu’ya da gezi yaptığına dikkat çekiliyor.

SAHTE DARBE PLANI SUNDU

Dönemin ABD Büyükelçisi Eric Edelman ise Ankara’da görev yaptığı dönemde kendisine sahte darbe planlarını getirildiğini açıklamıştı. Edelman “”Bize getirilen belge, elle yazılmış bir mektubun fotokopisiydi. Olay 2004’ün yazında oldu. İnceleme sonunda, kesinlikle sahte olduğunu rapor ettiler” dedi.

Edelman’a sahte darbe planı sunan kişinin de Kunstadter’den başkası olmadığı belirtiliyor. John Kunstadter’in Ankara’da karıştırdığı olaylar nedeniyle erken emekli edildiği de iddia ediliyor.

HERKESLE GÖRÜŞTÜ

John Kunstadter, AK Partili bakan, genel başkan yardımcısı ve milletvekilleri ile sık sık görüştüğüne dikkat çekiyor. Kunstadter’in, sık sık Meclis’te milletvekillerini de ziyaret ettiği biliniyor.

http://gundem.bugun.com.tr/ankarayi-karistiran-mustesar-haberi/131009

CIA ve AKP Bağlantısnın kanıtları

Olayı çözmek için ilk olarak J.K.’yı araştıralım istedik. O dönemin diplomatları içinde Edelman’a bu kadar yakın kim olabilir diye düşünürken, aklımıza (Muhtemelen, birçok meslektaşımızın da aklına geldiğini düşündüğümüz) John Kunstadter geldi.

Aksiyon Dergisi’nin “Farklı bir diplomat”, “İyi bir diplomat”,
“Fotoğraf sanatçısı” olarak tanıttığı, “Cenab-ı hak nasip ederse fotoğraftaki kabiliyetimi geliştirmek istiyorum” diyerek de Aksiyon muhabirini “şaşırttığı” bir diplomat Kunstadter. (Bkz. Aksiyon Dergisi, 25 Nisan 2005, Sayı: 542)

Kunstadter’in Edelman’ın Ankara Büyükelçisi olduğu dönemde büyükelçiliğin “Siyasi İşler Müsteşarı” olarak görev yapması da, meşhur J.K.’nın Kunstadter olması ihtimalini güçlendiriyor. Bu noktada da operasyonun içinde CIA’nın olduğu ortaya çıkıyor…

Çünkü takip edenler bilir ki, ABD Ankara Büyükelçiliği Siyasi İşler Müsteşarlığı, aslında bir CIA istasyonudur.

Şimdi parçaları yeniden birleştirmeye ve şemayı oluşturmaya çalışalım:

-Enis Berberoğlu’nun 18 Ocak 2009’da yazdığına göre, iş dünyasını temsil eden bir dernek, ABD Büyükelçiliğine bir ziyarette bulunarak, adı geçen “belge”yi “Türk ordusu içinde Rusya yanlıları güçleniyor. Bunlar ABD karşıtı. Bilmenizi istedik” diyerek teslim etmiş.

-Aslı Aydıntaşbaş ise 30 Kasım 2009’da, “belge”yi Edelman’a dayandırarak AKP’lilerin getirdiğini yazıyor.

-Eric Edelman, Emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın damadı Dani Rodrik’e, blog sayfasındaki 3 Temmuz 2010 tarihli yazıya göre, “belge”nin ankara’da görev yaptığı yıllarda, kendisine AKP hükümeti yanlısı ve Edelman’la çok iyi geçinmek için çabalayan bir grup tarafından verildiğini söylüyor.

-Aydıntaşbaş’ın 6 Temmuz tarihli yazısındaki bilgilere göre, Edelman şunu söylüyor: Hatırladığım kadarıyla İstanbul’daki Haziran 2004 zirvesi sonrasında (NATO zirvesi, A.A.) bir elçilik kaynağı, orduda yanlış davranış olduğunu iddia eden söz konusu belgeyi ulaştırmıştı. (Yani bir anda kaynak “bir elçilik kaynağına” dönüşüyor.)

xxx

-Berberoğlu’nun yazısında büyükelçinin belgeyi J.K.’ya (Kunstadter’e) yani CIA’ya incelemesi için teslim ettiği yazılı. J.K. yani CIA Özden Örnek’in günlüğü olduğu iddia edilen “belge”yi hem Levent Ersöz’e hem de Hilmi Özkök’e gönderiyor. Yani şu an davanın iki tarafı olarak görülebilecek kişilerin eline aynı “belge” geçiyor. Yani ABD CIA ya önemsediği için ya da başka bir nedenle “belge”yi “taraflara” servis ediyor.

-Aslı Aydıntaşbaş’ın yazısındaki bilgilere göre, “ABD Elçisi, hükümet temsilcilerini ‘Washington’un seçilmiş hükümetin anayasa dışı yollarla devrilmesine karşı olduğu’ sözleriyle” rahatlatıyor

-Edelman, Rodrik’e “belgeyi araştırttığını, sahte çıktığı için de önemsemediğini” söylüyor.

-Aydıntaşbaş’ın son yazısında da Rodrik’e söylenenlerin benzeri var: Araştırttım, “kaba bir kalpazanlık” olduğunu anlayınca da önemsemedim.

Sonrasını hep birlikte hatırlıyoruz. Fehmi Koru’nun 1 Şubat 2008’de Yeni Şafak’ta yazdığına göre, Ergenekon Operasyonu, 5 Kasım 2007 tarihli dönemin ABD Başkanı George Bush ile Başbakan Erdoğan arasındaki görüşmede kararlaştırılıyor.

Türkiye’de dalga üstüne operasyonlar “dalga dalga” yayılıyor.

ABD’nin o dönem Ankara Büyükelçiliği Siyasi Müsteşarı olan John Kunstadter de Türkiye’den çektiği 50 bin kare fotoğrafla son röportajını Aksiyon’a vererek ülkesinin yolunu tutuyor.

Ceyhun Bozkurt
http://newsgroups.derkeiler.com/Archive/Soc/soc.culture.turkish/2010-07/msg00183.html

This entry was posted in ARŞİV SANDIĞI, EMPERYALİZM, ERGENEKON - BALYOZ, HUKUK-YARGI-ADALET, İSTİHBARAT KURUMLARI, TSK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *