EKMELEDDİN İHSAN OĞLU’nun PERDE ARKASI *** Ekmel Bey Anayasa’ya aykırı! * “Çatı”nin gizli eli: Suudi Arabistan * Müslüman CIA Başkanı

YAZIYAyorum

Değerli okur,

Araştırmacı gazeteci ve yazar Soner Yalçın’ın CHP ve MHP’nin müşterek cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu hakkında yazmış olduğu SÖZCÜ gazetesinde yayımlanmış olan 3 bölümlük değerli araştırma yazısını aşağıda sunuyorum.CHP – MHP’nin çatı değil KUBBE adayı olarak belirlemiş oldukları cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’nu tanıyabilmek amaçlı bu yazılar toplumun bilgilenmesi için önemlidir. Fakat aynı zamanda AKP’ye de yarar sağlayarak CHP seçmenini darıltmaktadır.Kılıçdaroğlu yanlış ve gerekçesi bilinemeyen bu seçimiyle çok büyük bir sorumluluk almıştır.

Belirlenen Cumhurbaşkanı adayının Laik Demokratik Çağdaş bir Türkiye’ye uygun , toplumun bütününü etnisite ve inanç yönünden kucaklayan , tüm siyasi partilere eşit uzaklıkta , saygın ve aydın kimlikli bir aday olması için sayısı 40 civarında olan demokratik kitle örgütleri bir araya gelip “Çankaya İçin Ulusal Birlik Grubu” adıyla bir bildiri yayımlamışlar ve CHP’nin cumhurbaşkanının adayının değiştirilmesini talep etmektedirler.

Bu bildiri çok önemlidir. Kılıçdaroğlu’nun yaptığı yanlıştan dönerek daha geniş katılımla Laik Demokratik Türkiye Cumhuriyetini Yurt içinde ve dışında saygın olarak temsil niteliği olan ve genel niteliklerin “Çankaya İçin Ulusal Birlik Grubu” tarafından belirtildiği şekilde yeni bir adayın belirlenmesi gereklidir. CHP genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun bu seçimiyle Laik Demokratik Cumhuriyet’in varlığına kurşun sıkılmaktadır.

CHP genel Başkanı Kılıçdaroğlu parti organlarına danışmadan bireysel olarak Cumhurbaşkanı adaylığına İKÖ’nün eski genel sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu’nu göstermiş olması kamu oyunda hayret CHP tabanında ise hayretle birlikte şaşkınlık ve öfke yarattı.Bu durum CHP’de ikinci bir Baykal – Erdoğan vakasıdır.Hatırlarsınız Baykal’ın girişimiyle siyasi hayatı aldığı ceza nedeniyle sonlanmış olan Tayyip Erdoğan’a getirilen yasa değişikliğiyle tekrar seçilme hakkına kavuşmuş ve Erdoğan son 12 senede Laik Cumhuriyet rejiminin kırılmasını sağlayarak ,demokrasiyi işlemez ,ülke bağımsızlığımızı da sorgulanır hale getirmiştir.

Cumhurbaşkanı adayının CHP – MHP toplumunda kabul edilmesini sağlayarak sağduyulu AKP tabanından da oy alabilecek bir adayın seçimi zordur ve bunun da kabulu gerekir.Var olan siyasi yapı ve toplumun algısında belirleyici faktör olarak dinci söylemlerin öne çıkmış olması ne yazık ki seçilecek adayların belirlenmesinde ana öge olarak ortaya çıkmaktadır.

Ülkemizin temel sorunu seçmen kitlesinin DİN algısıyla yönetilmeye yatkın olmasıdır.Ki AKP sürekli olarak bu yöntemi kullanmakta ve kendisine siyasi çıkar sağlamaktadır.Var olan adayla önümüzdeki cumhurbaşkanı seçiminde durum KÖTÜNÜN İYİSİNİ seçmek noktasına gelmiştir.Hele hele seçime katılmamak gibi bir öfke yanılgısına düşmek Tayyip Erdoğan veya AKP’nin adayı her kim olacaksa ona OY VERMEKLE eşdeğer olacaktır.Keşke başka üçüncü bir yol olsa…

Görünen odur ki CHP genel Başkanı Kılıçdaroğlu İhsanoğlu’nun adaylığını geri çekmeyecektir.Geri çekse de bu kez MHP ile sağlanan TEK ADAY mutabakatı bozulacak ve Tayyip Erdoğan’ın kazanma şansı daha da artacaktır.İki ucu .oklu değnek Kılıçdaroğlu’nun elinde kalmıştır.

Türkiye’nin içine sürüklenmekte olduğu ABD’nin GOP PLANI GEREĞİ YENİDEN YAPILANDIRMA OPERASYONUNDAN çıkabilmesi için Ekmeleddin İhsanoğlu’nun adaylığının geri çekilerek yeni bir adayın belirlenmesi gereklidir.şayet bu gerçekleşmez ise, Tayyip Erdoğan’ın veya başka bir AKP adayının Cumhurbaşkanlığı makamını işgal etmemesi için İhsanoğlu KERHEN aday olacağı görülmektedir.

Ne yazık ki aydın seçmen tabanı ülkemizin ve Laik Cumhuriyeti geleceği adına KIRK SATIR – KIRK KATIR arasına sıkıştırılmıştır.Seçilmiş olan cumhurbaşkanı adayı nedeniyle Ülkemizin kara karanlıktan,doğrudan aydınlığa çıkması engellenmiştir. Bu nedenle Aydınlığa varabilmek için, alaca karanlıktan geçerek aydınlığa ulaşacağız.

Naci Kaptan
21.06.2014

Soner Yalcin
syalcin@sozcu.com.tr
18 Haziran 2014
Sözcü

Ekmel Bey Anayasa’ya aykırı!

Akıl fukara olunca fikir ukala olur!..TV’de seyrediyorum; vurgulu konuşuyorlar, “İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu!..” Vay… Vay… Sanıyorum birkaç gün bu konuyu yazacağım; çünkü bilmiyorlar! Ne yazık ki bilmiyorlar.

Ekmel Bey’e geleceğim…Ama önce 10 yıl genel sekreterliğini yaptığı teşkilatı/İKÖ’yü size anlatmalıyım. Bilerek kafalar bulandırılıyor.Meseleyi en baştan ele alıp sorayım:

Türkiye, İKÖ üyesi mi?

Girin Dışişleri Bakanlığı gibi devlet kurumlarına ya da İKÖ’nün internet sitesine “evet” yanıtını alırsınız. Oysa…

Türkiye İKÖ üyesi değildir.Peki, Türkiye niye İKÖ üyesi değil? Çünkü… Anayasa’nın değiştirilemez ve hatta teklif dahi edilemez ilk üç maddesi buna engeldir! Türkiye Cumhuriyeti; laik, demokratik, sosyal bir hukuk devletidir.

İKÖ; İslam dinini temel alan siyasi bir örgütlenmedir. Din birliğine bağlı bir dayanışma örgütüne katılım laiklik ilkesine aykırıdır.Anayasası’na laiklik kavramını koyan bir ülke “İslam Ümmeti” kavramını kabul edebilir mi? Şeriat kuralları, fıkıh laik bir ülkede referans kaynağı olabilir mi? “İslam Adalet Divanı” bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nde kabul edilebilir mi?

İKÖ’nün; “İslam’a ve İslam ilke ve değerlerine bir yaşam biçimi olarak kesinlikle bağlılıkla kalınmasını” gibi bir deklarasyonu Türkiye, anayasasını ve iç hukuk düzenini çiğneyerek kabul edebilir mi?  Bir örnek vermeliyim…

Tarih: 16 Haziran 2004. Yer: İstanbul.

İKÖ Dışişleri Bakanları toplantısı sonuç bildirgesinde Avrupa Birliği’ne sert çıkıldı. “AB’nin Şeriat konusu içinde yer alan recm ve benzeri ceza uygulamalarını insanlık dışı diye nitelendirmesini kınıyoruz. Bu ülkelerin iç içişlerine karışmaktır.” Böyle bir metni Ekmel Bey’in başında olduğu genel sekreterlik hazırlayabilir; ama bunun altına Türkiye imza koyabilir mi?

Alınan benzer dinci kararları alt alta yazayım mı? Neymiş Ekmel Bey çok aydınmış! Geleceğiz hepsine geleceğiz…

Ekmel Bey’in koltuğu

Diyeceksiniz ki…
“Türkiye İKÖ’ye üye olmamasına rağmen bizi nasıl yıllardır kandırıyorlar?” Ali-Cengiz Oyunu’dur bunun adı. Türkiye; “fiili üye”, “tam üye”, “kurucu üye”, “gözlemci üye” gibi her toplantıda farklı bir isimle tanımlandı. Oysa, Türkiye üye değildi. Bu nedenle her toplantıda genel sekreterliğine “çekince mektubu” sundu. 13 Mart 2008’de Dakar’daki İKÖ toplantısında, sadece bu sorunu gidermek için yeni bir kurucu antlaşma metni hazırlandı; ama Türkiye bunu bile onaylayamadı. Nasıl imzalasın Anayasa’yı ihlal etmiş olacak! Yüce Divan tehlikesi var…

Aslında…İlk karışıklık 1969 Rabat toplantısıyla başladı. Fas Kralı II. Hasan‘ın davetine Başbakan Süleyman Demirel olumlu yanıt verdi. Türk kamuoyunda tartışma başladı; toplantıya katılmanın laiklik ilkesi ve Türk dış politikasıyla uyuşmazlığı dile getirildi. Demirel toplantının siyasi bir toplantı olduğunu ve alt düzeyde
“gözlemci” olarak gidileceğini açıkladı. Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil toplantıya katıldı. Sıkı durunuz…

İKÖ kuruluşu sırasında ne oldu dersiniz? Türkiye, İKÖ içinde bir Genel Sekreterlik kurulmasına karşı çıktı. Sebebi İKÖ’nün bir danışma formu ötesine gitmesini; Birleşmiş Milletler gibi bir kuruma dönüşmesini istemedi. Bu nedenle, Cidde’deki Dışişleri Bakanları toplantısına katılmadı. Keza, 1971’de 22 ülkenin katılımıyla kurucu antlaşmasının imzalandığı toplantıya gitmediği halde “üye” olarak var kabul edilmesi de ayrı bir şark kurnazlığıdır.

Sonuçta…
Türkiye, 4 Mart 1972’de İKÖ kuruluş yasasını imzalamadı. 1975’te katıldığımız Dışişleri Bakanları toplantısında devlet statümüz sihirli bir elin dokunuşuyla birden “üye ülke” oluverdi!

Anayasa’nın 90’ıncı maddesi açık; bir antlaşmanın Türkiye için bağlayıcı olması için kanun çıkarmak gerekir. TBMM onayı şarttır. Açın bakın bakalım; TBMM gündeminde böyle bir kabul var mı? Yok.Türkiye üye değildir; çünkü bu şeriat dayatması anayasasına aykırıdır.

Ekmel Bey-Evren kol kola

Bir ayrıntıyı eklemeliyim. Madem bu hafta Ekmel Beyi konuşacağız; 12 Eylül 1980 askeri darbesinin bir “marifetine” de değineyim…

İKÖ toplantılarında Türkiye, dışişleri bakanları tarafından temsil edilirken; 1981’de Mekke toplantısına Cumhurbaşkanı Kenan Evren gitti. Bunun anlamı şuydu; Türkiye, ilk kez eşit düzeyde katılım sağlamıştı! Şaşırtıcı mı? Darbenin toplumu ve devleti nasıl dincileştirdiğini sanırım bu köşeyi okuyanlar bilmektedir. “Gardrop Atatürkçüsü” Evren katılım sağlamakla kalmadı; 1984 tarihindeki Kazablanka’daki toplantıda hem İKÖ başkan yardımcılığına, hem de Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) başkanlığına getirildi.

O Türkiye’yi dincileştirme döneminde…İKÖ’nün bir yan kuruluşu olan; İslam, Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi (IRCICA) Genel Direktörü Ekmel Bey sayesinde, -Anayasa’ya aykırı olmasına rağmen- İstanbul’da İKÖ’ye bağlı, “İslam Tarihi ve Kültürü Araştırma Merkezi” kuruldu. Sonra “yol” ardına kadar açıldı…

Hadi bir örnek vereyim…
Türkiye yine bir oldu bittiyle; “amacı, üye devletlerin ve Müslüman halkların bireysel veya toplu olarak sosyal gelişimini ve ekonomik kalkınmasını Şeriatın ilkelerine uygun olarak desteklemek” olan İslam Kalkınma Bankası “kurucu üyesi” oldu. Bunun için Bakanlar Kurulu kararı şarttı; alınmadı!

. Aynı teşkilatın genel sekreterliğinde 10 yıl bulunan Ekmel Bey, Çankaya Köşkü’ne aday gösterildi. Yakışır!..

Değiştirilemez; değiştirilmesi teklif dahi edilemez Anayasa’nın üç maddesine aykırı olan şeriatçı bir teşkilatın/İKÖ’nün has adamını, devletin başına aday göstermek akıl fukaralığıyla açıklanamaz.

Soner Yalcin
syalcin@sozcu.com.tr
19 Haziran 2014
Sözcü

“Çatı”nin gizli eli: Suudi Arabistan

1969’da Michael Rohan adinda bir Avusturyali’nin Mescid-i Aksa‘yi kundaklamaya kalkip Selahaddin-i Eyyubi’ye ait olduguna inanilan mihrabi yakmasina tepki olarak Islam Konferansi Orgutu (IKO) kuruldu, aciklamasi palavradir. Bu olay Hitler‘in Reichstag/Alman meclis binasini yaktirip sucu muhalefetin uzerine atmasina benzemektedir.

IKO, Arap milliyetciligine ve solcularina karsi kurulan; referansini seriattan alan bir yapidir. Tamamen Suudi Arabistan kontrolundedir. Dolayisiyla ABD golgesindedir.Bu kosede hep yaziyorum; Turkiye’de bir olay gerceklestiginde hemen kafanizi dunyaya cevireceksiniz; dunyada neler oluyor, bakacaksiniz. 1969’da Arap ulusculuguna karsi IKO kurulurken Turkiye’de ne oldu:

1969 kongresinde Alpaslan Turkes, “CKMP” adini “MHP” olarak degistirdi. “Bozkurt” sembolu, “Uc Hilal”e donusturdu. “Turkcu” yerine “milliyetci” adi kullanilmaya basladi; “Turkculer Dernegi” lagvedildi;

“Milliyetciler Dernegi” kuruldu. “Tanri Turku Korusun” slogani yerini “Kanimiz Aksa da Zafer Islam’in” slogani aldi! Partinin “Turk-Islamci” yeni siyasal cizgiye karsi cikan universite ogrencisi Ali Balseven gibi Turkculer olduruldu.

Ve:
Bu yeni siyasal cizgiyi savunan bir donemin Turkcu isimlerin basinda gelen; “yoldaslarim” dedigi solcularla birlikte dergiler cikaran Fethi Tevetoglu, IKO genel sekreter yardimciligina getiriliverdi! IKO’nun, Ekonomik, Idari ve Mali Isleri’nden sorumluydu. Bir donem, emperyalizmi bas dusman olarak degerlendiren Tevetoglu, artik ABD bayragini eline alip poz vermekten geri durmuyordu. “Yoldasligi” unutmustu; o artik Komunizmle Mucadele Dernegi kurucusuydu.

Ekmeleddin Ihsanoglu ise Turkes’in Arapca tercumani ve fahri danismaniydi. Iliskinin “cimentosu” IKO idi; yani Suudi Arabistan, yani ABD, yani CIA’ci Islam!IKO sanildiginin aksine Erbakan‘dan cok Turkes‘e yakindi…

Damat Ekmel Bey

Ekmel Bey’in MHP’liligi damatligindan ileri gelir!Turk Ocaklari baskanligi yapmis, sumerolog Prof. Dr. Emin Bilgic‘in damadidir.Yil, 1968. Hititler ile Misirlilarin iliskisi konusunda konferans vermek icin Kahire’ye giden Prof. Bilgic kendilerine yardimci olan, baba dostunun oglu Ekmel Bey’i sevdi. Bu yakinlikta hemsehri iliskisi de vardi; Bilgic’in kayinpederi Yozgat DP Milletvekili Niyazi Unal Alcili ile Ekmel Bey uzaktan akrabaydi.

2 yil sonra…
27 yasindaki Ekmel Bey annesi Seniye Hanim’la Turkiye’ye dondu. Babasi Ihsan Efendi, Cumhuriyet ilanindan sonra Misir’a gitti; yakin cevresi (Mehmet Akif, Ali Ulvi Kurucu, Ali Yakup Cenkciler, Sarac kardesler vs.) yillar icinde Turkiye’ye donerken, eski Seyhulislam Mustafa Sabri ve kendisi nedense israrla dogdugu topraklara donmediler. Ihsan Efendi 1961’de vefat etti ve; Turk dusmani, Cumhuriyet devrimleri karsiti hocasi Mustafa Sabri’nin yanina defnedildi.Kahire dogumlu Ekmel Bey, “vatan hasretine dayanamayip” dondugunu soyluyor.

Dondukten hemen sonra, Prof. Bilgic’in kizi Nazife Fusun (d. 1951) evlendi.Bilgicler Naksibendi‘dir; tipki icinde Ihsan Efendi’nin de bulundugu Kahire’deki Turkiye karsiti diaspora gibi…

Bilgic ailesi politikayla da ic iceydi; Emin Bilgic’in kardeslerinden avukat Said Bilgic DP milletvekiliydi; Yassiada’da yargilandi. Dr. Saadettin Bilgic ise AP kurucusu ve milletvekiliydi; partinin hep muhafazakar kanadinda yer aldi. (Oglu Sadi Bilgic AKP milletvekilidir.) Prof. Bilgic 1970’li yillarda Rifki Danisman‘in Kultur Bakanligi’nda mustesarligini yapti. (Babasi Sakip Danisman, F. Gulen’i etkileyen hocasiydi; Erzurum muftusuydu.)

1983’te siyasi partiler kurulurken Turkes, MHP yerine kurulacak partinin basina gecmesi icin yillardir ailece gorustukleri, yakin dostu Prof. Bilgic’e genel baskanlik teklifinde bulundu. Bilgic, 67 yasinda oldugunu ileri surerek kabul etmedi.Ic guveysi Ekmel Bey MHP’ye yakindi. Ama…“Hangi MHP”nin adayiydi?..

Bu kimin “catisi”

Artik biliyoruz:
Bahceli, Cankaya Kosku’ne cikti. Gul‘den “Ekmel Bey” adini aldi. Bunu Kilicdaroglu‘na goturdu. Ve Kilicdaroglu, kendi adaylariymis gibi “Ekmel Bey” adini Bahceli’ye sundu. Ikili 20 dakika sonra “biz anlastik” diye ciktilar. Peki…

Ekmel Bey 10 yil yuruttugu IKO genel sekreterliginden niye ayrildi?
20 Kasim 2013’te gazetecilerin, “Baska bir konuda gorev alacak misiniz? Bundan sonra ne yapacaksiniz?” sorusuna, “Biraz dinlenecegim. Ondan sonra, bir takim teklifler var. Onlari degerlendirecegim” yanitini verdi. Teklifler neydi acaba?

Bu yanittan bir ay once…
Gul, Kral Abdullah‘in davetlisi olarak 13-17 Ekim tarihleri arasinda resmi olarak hac farizasini yerine getirmek uzere Suudi Arabistan‘a gitti. Misir’daki darbeyi destekledigi icin Erdogan’in sert cikislarda bulunmasi iki ulke arasindaki iliskileri gerginlestirmisti ve bu nedenle Kral’in daveti anlamliydi.

Ziyaretin son gununde Cidde’de Gul adasi Kral Abdullah ile gorustu.Peki “cati” adayinin aciklamasindan kisa bir sure once neler oldu?

IKO’nun “patronu” Suudi Arabistan, -Erdogan’in sicak baktigi- Misir’daki Ihvan-i Muslimin‘i, Suriye’deki muhalif cephelerden biri olan Nusra Cephesi’ni ve Irak Sam Islam Devleti (ISID)‘i teror orgutu ilan etti.

Suudi Arabistan, -Erdogan’in sicak iliskiler icindeki oldugu- Katar‘dan Ihvan-i Muslimin’e destek verdigi icin elcisini cekti.Suudi Arabistan, Turkiye’deki istihbarat burosunu kapatti. Ve…Suudi Arabistan, -yillarca Ekmel Bey ile birlikte calismis- Disisleri Bakanligi’nin IKO’den sorumlu Genel Muduru Adil bin Sirac Mirdad’i Ankara’ya buyukelci atadi.Bas dondurucu degisiklikler… Gel de sorma:

CHP’li ve MHP’li kardeslerim!
Siz kimin “cati”sindan bahsediyorsunuz!..

Soner Yalcin
syalcin@sozcu.com.tr
20 Haziran 2014
Sözcü

Müslüman CIA Başkanı

John Owen Brennan kim bilir misiniz?
Mevcut CIA Baskani…
Musluman mi?

FBI’in “Islam uzmani” John Guandolo, CIA Baskani Brennan’in 1990’larda Suudi Arabistan’da gorev yaparken Islam dinine gectigini ileri surdu. Saka degil, bu konu gunlerce Amerika kamuoyunda tartisildi.Cok iyi Arapca bilen Brennan, Riyad’da “CIA Istasyon Sefi” olarak calisti. Kudus’e Amerikalilar gibi “Jerusalem” demeyip, Araplar’in kullandigi “El Kuds” demeyi tercih eden bir Arap sevdalisi!

Tarihe ve sanata cok merakli Brennan ile Ekmeleddin Ihsanoglu tanisiyor mu? Tanismamalari imkansiz. Acaba CIA baskanini Ekmel Bey mi Musluman yapti!? Saka bir yana…

Hep sormak zorundayiz; CIA basina Ortadogu uzmani biri neden getirildi? Ustelik bu hic de kolay olmadi; cok Cumhuriyetci senator, Brennan’in secilmemesi icin caba sarf etti. Mesele salt Muslumanlik da degildi. Brennan, ogul Bush iktidarinda donemin CIA Baskani George Tenet’in basdanismaniydi ve iskence yaptirmakla kalmamis, kamu onunde bunu savunmustu.

Keza Iran konusunda soyledikleri sasirticiydi: “Amerika’nin Iran’la iliskilerinde sorunun Iran’dan degil,ABD’nin sert dilinden kaynaklaniyor!”

Bu nedenle Cumhuriyetci senator John McCain kanal kanal dolasip, “Bir iskenceciyi, bir Iran dostunu, bir Arap asigini, nasil olur da kimseye hesap vermeyen CIA’in basina getiririz?” diye bagirip durdu.Aslinda;

Obama, Brennan’i bir onceki doneminde CIA baskani yapmak istemis ama yapamayinca, teror ve ic guvenlik konularindan sorumlu ozel danismanligina getirmisti.

Brennan tum bunlara ragmen 8 Mart 2013’te CIA koltuguna oturdu. Demek bir mahareti vardi! Brennan koltuguna oturduktan sonra neler oldu; CIA 3 Temmuz’daki Misir darbesi destekledi. Libya’da darbe yapti. Suriye ic savasina, Iran’la iliskilerine bakisi degisti. Vs.

Peki…
Brennan, Cankaya Kosku “cati adayi” Ekmel Bey’e nasil bakiyor acaba; destekliyor mu? Bakiniz…Istiyorum ki, kafanizi sadece bizim topraklara sokmayiniz; kaldirin basinizi ve dunyaya bakin neler oluyor…

Gercege ancak soru sorarak ulasabilirsiniz.Soguk Savas’in urunu “Yesil Kusak Projesi”… Kuresellesmenin urunu “Ilimli Islam” ve itibariyla “Buyuk Ortadogu Projesi” derken; simdi sirada ne var?

“Islami Demokrasi” mi? Islam referansli demokrasi!
Hic tartismiyoruz. Meseleleri hep kisiler uzerinden konusuyoruz ve bu bize Ekmeleddin Ihsanoglu gibi adaylarin dayatilmasiyla sonuclaniyor.Secmenin demokratik muhakemesine guvenilmiyor; tepeden yonlendirilerek siyaset yapilmaya calisilmasi kabul edilebilir mi? Kimse kusura bakmasin; matadorun degil boganin yanindayim…

“Gelen” Ekmel Bey mi?

Saniyorum, bir konuda anlasmaliyiz:

Ekmeleddin Ihsanoglu’nun kisiligiyle ilgili (soyle iyi insan veya boyle kotu insan) tartisma yapmiyoruz. Siyaset konusuyoruz. Ekmel Bey’in dunya gorusunu/ideolojisini degerlendiriyoruz. Turkiye Cumhuriyeti Anayasasi’na ve dis politikasina karsi olan seriatci Islam Konferansi Orgutu’nun genel sekreterligi gorevinde bulunan bir kisinin Cankaya Kosku’ne neden cikarilmak istendigini analiz etmeye calisiyoruz. Yapmayalim mi? Susalim mi? Bize sunulan her “projeyi” kabul mu edelim?

Babasi Ihsan Efendi’nin Kahire’deki cevresini “ilim adamlarindan” olustugunu dusunmek safliktir. Hangisini yazayim; herkes hakli olarak eski Seyhulislam Mustafa Sabri’den bahsediyor. Ayni cevreden Miralay Sadik Bey’e ne demeli; Ingiliz Muhipler Cemiyeti baskaniydi. Digerleri de ayni cemiyetin uyeleriydi. Gul gibi Ekmel Beyin de, Ingiliz istihbaratcilarinin “MI5 Okulu” olarak bilinen Exeter Universitesi’nde bulunmasi sasirtici mi? Neyse…

Yazilan ani kitaplardan ogrendigimize gore, -kisiligini pek sevmeseler de- Ingilizlerin golgesindeki Hasan el Benna da ayni grup icindeydi.Ekmeleddin Ihsanoglu’nun dusunsel dunyasini kimler olusturdu?

Isminde “t” yerine “d” harfi kullanmasi bile Osmanli yazim kuralina uygundur! Kuskusuz “sekilcilikle” ugrasacak biri degilim.Bu koseyi takip edenler bilir:

Hep yazdim; Erdogan bitmistir. Fetret donemi sona ermistir. Yani giden bellidir.Ve sonra hep sordum; gelen kim?
Gul-Gulen-CHP ittifaki konusunda makaleler kaleme aldim. Bu ittifaka Bahceli de dahil oldu.Soyler misiniz; siz neye karsisiniz; salt bir Erdogan’a mi? Yoksa uygulanan siyasi, ekonomik, kulturel politikalara mi?

“Erdogan gitsin ve politikalar devam etsin diyorsaniz”, evet adayiniz Ekmel Bey’dir. Secilirse, “Abdullah Gul’un cumhurbaskanligi devam ediyor” diye de okuyabilirsiniz.

“Erdogan bir misyon icin koltuga oturtuldu; isi bitti ve simdi o misyonu baska bir isimle surdurecekler” diyorsaniz Ekmel Bey iyi bir aday degildir. Bu kadar basit.Evet, niye meseleyi kisiler uzerinden tartisiyoruz.

Giden’in gittigi ortada iken, neden ikiz kardesi “gelen”i kabul edelim? “Gelen” uzerine tartisma yapmamiz gerekmiyor mu? Cok seslilikle ovunen CHP bile milletvekillerini susturmaya calisiyor!

Israrla kisiler uzerinden degil, “program” uzerinden konusmamiz gerektigini yaziyorum; Turkiye kisilere mahkum ediliyor.Ekmel Bey’in Erdogan’dan pek farki yok. MHP’yi degil ama Bahceli’yi anliyorum; anlayamadigim CHP ve Kilicdaroglu’dur.

Sandiğa endeksli ve salt tek adami devirmeyi amaclayan bir siyasi perspektif, Turkiye’ye hicbir sey kazandirmaz. Yazdim; sandik Turkiye’yi gericilestiriyor. Biz sonraki secimde Cankaya Kosku’ne Osmanli soyundan bir halife aday gosterilecegini ongorebiliriz. Geldigimiz yer burasidir. Ve buna karsi cikmak tarihsel gorevdir.

http://sozcu.com.tr/2014/yazarlar/soner-yalcin/ekmel-bey-anayasaya-aykiri-535263/
http://sozcu.com.tr/2014/yazarlar/soner-yalcin/catinin-gizli-eli-sa-536262/
http://sozcu.com.tr/2014/genel/musluman-cia-baskani-537356/

This entry was posted in ANAYASA, DEMOKRASİ-ÖZGÜRLÜK, Politika ve Gundem, SEÇİM - SEÇSİS, SİYASİ TARİH. Bookmark the permalink.

One Response to EKMELEDDİN İHSAN OĞLU’nun PERDE ARKASI *** Ekmel Bey Anayasa’ya aykırı! * “Çatı”nin gizli eli: Suudi Arabistan * Müslüman CIA Başkanı

  1. Pingback: NE YAPMALI , NE YAPMAMALI ? * LAİK CUMHURİYET İÇİN GÜÇBİRLİĞİ ŞART! | Cumhuriyetimiz İçin

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *