Yasal Uyarı
Bu BLOG içinde yer alan yazı ve görseller kişisel kullanım ve/veya bilgi paylaşma amacı ile sınırlıdır, hiç bir ticari amacı yoktur.
Bu BLOG içindeki yazı ve görselleri paylaşırken kaynak göstermeniz rica olunur.
The contents of this BLOG are limited to personal use and/or information sharing, and there is NO COMMERCIAL purpose.
Arama
Takvim
Son Bir Ayda En Cok Okunanlar
- DİN/ İNANÇ/ BİLİM/ ÇAĞDAŞLIK/ AYDINLANMA
- SPİNOZA VE TANRI
- BELLEK DÜRTÜCÜ * ORGANİZE İŞLER * GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE…
- uyarı +18 * TANIMADAN BİLMEDEN OSMANLI’YA…
- “ALİ BABANIN BİR ÇİFTLİĞİ VAR, ÇİFTLİĞİNDE…
- BELLEK DÜRTÜCÜ * ORGANİZE İŞLER * GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE…
- KÜLTÜR SANAT * Minyatür Sanatı Nedir? Özellikleri Nelerdir?
- OSMANLI ÇOCUKLARINA TARİH BİLGİSİ * 25 karılı ve 43…
- ÖMER HAYYAM’dan “Irmaklarından şaraplar…
- ESKİLERDE TÜRK’LER BÖYLESİ IRKÇI DEĞİLDİ! *…
-
Yeni Yazılar
- KÖY ENSTİTÜLERİ
- HALK YAPAY DİL OSMANLICA İLE “ÜMMİ” KALMIŞTI * Hey, nece konuşuyorsun?
- Eğitimin ötesi: Köy Enstitüleri
- GÜZEL HABERLER * Dünyaca ünlü spor otoritelerinden NBC Olympics; olimpiyat, dünya ve Avrupa şampiyonu milli okçu Mete Gazoz’u 2024 Paris Olimpiyat Oyunları’nda takip edilecek 100 sporcu arasında gösterdi.
- KISSADAN HİSSELER * HIRSIZLAR KASABASI
Sözcü Gazetesi Yazarları
Zahide Uçar Yazıları
Mustafa Yıldırım Yazıları
- Ege Adalarımız Libya'dan Daha Yakın / Mustafa YILDIRIM
- Kürt Şeyhi Boğazlattı, ABD Kökenli Örgüt "Lion" Yaptı / Mustafa YILDIRIM
- Gülen İçin ABD'ye Koşanlar Şimdi Neredeler? / Mustafa YILDIRIM
- Şerif Mardin - CIA - Marine Club / Mustafa YILDIRIM
- Türkçenin fiil kökleri internetten önce öldürülmüştü / Mustafa YILDIRIM
Arşivler
Kategoriler
- 12'den vuran sözler
- 21.YÜZYIL ENSTİTÜSÜ
- AB
- ABD – AB – EMPERYALIZM
- AFORİZMALAR
- AHMET TAKAN YAZILARI
- AHMET TANER KIŞLALI
- AKIL AÇICI KONUŞMALAR
- AKIL FİKİR YAZILARI
- AKLI VİCDANI HÜR YAZIŞMALAR
- ALİ ERALP YAZILARI
- ALİ NEJAT ÖLÇEN
- ANAYASA
- ANIL ÇEÇEN
- ANILAR
- ANLAŞMALAR-SÖZLEŞMELER
- Anons
- Arastirma
- ARKEOLOJİ – MİTOLOJİ
- ARŞİV SANDIĞI
- ASİMİLASYON
- ATATURK
- AYNANIN SIRLARI
- BANU AVAR yazıları
- BARIŞ'LAR
- Bekir Coşkun yazıları
- BELLEK DÜRTÜCÜ
- Bilim ve Teknoloji
- BİLİŞİM – İNTERNET –
- BİLİYOR MUSUNUZ ?
- Bölücü KÜRTÇÜLÜK
- BOP
- BÜLENT ESİNOĞLU YAZILARI
- BÜTÜN DÜNYA DERGİSİ
- Calisma Dunyasi – Is ve Emekciler
- CUMARTESİ YAZILARI
- CUMHURİYET – DEMOKRASİ – ÇAĞDAŞLIK
- DAVUT ARSLANTÜRK
- DEMOKRASİ-ÖZGÜRLÜK
- DENİZ VE DENİZCİLİK
- DEVRİM VE KARŞI DEVRİMLER
- DİN-İNANÇ
- DIŞ POLİTİKA
- Dizi Yazilari
- DOĞA – ÇEVRE
- Doga – Cevre – Ekoloji – Tarim
- DOĞAL FELAKETLER
- DOĞAL YAŞAM
- DOĞAN KUBAN
- DÜNYA DENİZCİLİK SAVAŞLARI
- DÜNYA ÜLKELERİ
- DURUM VAZİYETİ
- DUYURULAR
- EDEBİYAT – ANI – ÖYKÜ – ŞİİR
- EĞİTİM
- Ekonomi
- EMİN ÇÖLAŞAN
- EMPERYALİZM
- ENERJİ
- English articles – İngilizce makaleler
- ERGENEKON – BALYOZ
- ERMENİ SORUNU
- EVVEL ZAMAN İÇİNDE
- FAŞİZM
- FELSEFE ve GÜZEL DEYİŞLER
- Fetullah Gülen
- FEYM GRUBU ÇALIŞMALARI
- Flash Haber
- FOTOĞRAFLAR
- FUAT AVNİ
- GAZETE MANŞETLERİ
- GDO
- GEÇMİŞİN İÇİNDEN
- GEÇMİŞİN İÇİNDEN YAŞAM
- GEDİĞE TAŞ KOYMAK
- Genel Kultur
- GIDA
- GÖÇLER-GÖÇMENLER
- GÜLMECE
- Gundem
- GÜNDEM – YORUM
- Haber
- HABER GÜNDEM
- HAYATIN İÇİNDEN
- HUKUK-YARGI-ADALET
- İHANET VE YABANCI YANDAŞLAR
- İLHAN ARSEL – DİN VE İNANÇ
- İLHAN SELÇUK YAZILARI
- İNSAN HAKLARI – DEMOKRASİ
- İrtica
- İSRAİL – SİYONİZM
- İSTİHBARAT KURUMLARI
- KADIN HAKLARI
- KAPİTALİZM – LİBERALİZM
- KARİKATÜR
- KIBRIS
- KISA KISA
- KISSADAN HİSSELER
- KIZILDERİLİLER
- Kose Yazarlari
- KÖŞELİ YAZILAR
- KÖY ENS.ÖĞR. MUSTAFA AKSUNGUR ANILARI
- KÖY ENSTİTÜLERİ
- KÜLTÜR – EĞİTİM – ÇAĞDAŞLIK
- KUMPAS-TEZGAH-ÜÇ KAĞIT
- KÜRESEL POLİTİKALAR
- LAİKLİK – CUMHURİYET – DEMOKRASİ
- Madencilik ve Yeralti Kaynaklari
- MAHİYE MORGÜL
- MEDYA
- MEHMET ALİ GÜLLER
- Mehmet Halil Arık yazıları
- MEHMET TÜRKER
- MENEMEN OLAYI – KUBİLAY
- MİNE KIRIKKANAT
- MİTOLOJİ
- MİZAH
- MOLA ZAMANI
- MURAT AĞIREL
- MUSIC
- MUSTAFA YILDIRIM
- MUZİK KUTUSU
- NECATİ DOĞRU YAZILARI
- NECİP HABLEMİTOĞLU
- NURULLAH AYDIN YAZILARI
- NUSRET KEBABÇI
- ORGANİZE İŞLER
- ORTADOĞU ÜLKELERİ
- ÖZDEMİR İNCE
- ÖZELLEŞTİRMELER
- PANDORA'nın KUTUSU
- PAZAR YAZILARI
- PERDE ARKASI
- PKK TERÖRÜ
- Politika ve Gundem
- POROF ZİHNİ
- RADİKAL İSLAM
- Rifat SERDAROĞLU yazıları
- Saglik
- SANAT – RESİM
- Sanat Edebiyat ve Kultur
- SAVAŞLAR-ÇATIŞMALAR
- SAVUNMA
- SAYGI ÖZTÜRK
- SAYIŞTAY RAPORLARI
- science * ingilizce * araştırmacılara
- SEÇİM – SEÇSİS
- ŞERİAT – İRTİCA – KARANLIĞIN AYAK SESLERİ
- SİNAN MEYDAN
- SİYASAL İSLAM
- SİYASİ PARTİLER
- SİYASİ TARİH
- SONER YALÇIN yazıları
- SÖYLEŞİLER
- SUAY KARAMAN
- SUÇ DOSYALARI
- SÜLEYMAN ÇELİK
- SUN SAVUNMA NET
- T.C. BURHAN
- TAKVİM
- Tarih
- TARİHE – AYDINLANMAYA – CUMHURİYETE NOT DÜŞENLER
- TARİKAT VE CEMAATLAR
- TARIM – EKOLOJİ
- TERÖR
- TIMARHANEDE BU HAFTA
- TSK
- ÜÇ'lemeler
- UÇUK KAÇIK HABERLER
- UĞUR DÜNDAR
- UĞUR MUMCU
- ULUSAL STRATEJİ
- Uncategorized
- UNUTMA
- VANDALLIK
- VATANDAŞIN KÖŞESİ
- VİDEOLAR
- Wiki-Leaks – Bilgi sızmaları
- YABANCI BASIN
- YANDAŞ – ÇIKARCI – YAĞCILAR
- YANGINLAR-DOĞAL AFETLER
- Yazarlar
- Yeni Kitaplar
- YENİ NESİL SİLAHLAR
- YILDIZLI YAZILAR
- Yılmaz Özdil
- YOBAZLIK – GERİCİLİK
- YOLSUZLUKLAR
- YOZLAŞMA – AHLAKSIZLIK
- YUNANİSTAN – EGE SORUNU
- Zahide Uçar
Who's Online
49 visitors online now3 guests, 46 bots, 0 membersSeçenekler
ATATÜRK SADECE MUZAFFER BİR KOMUTAN DEĞİL, SADECE ÂKİL BİR DEVLET ADAMI DEĞİL, BİR “ÜST İNSAN” BİR YAŞAM FELSEFESİDİR
ATATÜRK SADECE MUZAFFER BİR KOMUTAN DEĞİL,
Cumhurbaşkanı olduktan sonra insanlardan uzaklaşmadı.
Çay aramazdı.
Rakı içerdi.
Briç oynardı.
Tavla’ya Manastır’dayken başlamıştı. Harp okulu öğrencisiyken, Babıali’de Stefan’ın kıraathanesine, Meserret Kıraathanesi’ne, Sirkeci’de Yani’nin kıraathanesine takılırlardı.
Akşam yemeğinden önce misafirleriyle oynardı.
Müzikseverdi.
“Hayat musikidir” diyordu.
Fuzuli’nin Nedim’in güftelerini çok beğenirdi.
Rebetiko dinliyordu.
Şahane dans ederdi.
Gönlünden geçtiği gibi yaşardı.
Mustafa Kemal, Latife’yle birlikte geldi. Locaya oturdular.
“Paşam kadınlara yalnız salı günleri sinema gösteriyoruz” dediler. Yaverine döndü, “salonun yarısını boşaltın, bizi karşılamak için dışarda biriken kadınları davet edin” dedi. Kadınlar alkışlayarak ve ağlayarak salonu doldurdu. Koridorlar bile tıklım tıklım kadın oldu. Hep birlikte “Şarlo İdama Mahkum” filmini seyrettiler.
MUSTAFA KEMAL işte budur…
Posted in Uncategorized
Leave a comment
KURAN KURSLARI, TARİKATLAR, CEMAATLER, ÇOCUKLARA TECAVÜZ OLAYLARI
KURAN KURSLARI, TARİKATLAR, CEMAATLER,
ÇOCUKLARA TECAVÜZ OLAYLARI
Naci Kaptan – 08.04.2024
#StopChildRapeinTurkey (Türkiye’deki çocuk tecavüzleri dursun)
Kuran kurslarına gönderilen, tarikat ve cemaatlere teslim edilen çocuklar sapık, din adamı görünümlü yobazlara tarafından sistematik olarak tecavüze uğruyor.
Çocuğun cinsel istismarına ilişkin haberlerden, her on haberin beş altısının ya bir Kuran kursunda, ya bir dini vakıf yurdunda ya da bir tarikat veya cemaat yurdunda, dini lider, öğretici veya imam gibi din görevlisi figürler tarafından gerçekleştirildiği de bilinen bir gerçek.
Tarikatlar, cemaatler ve de DİB, Çocuklarla evlenmenin meşrulaştırılması, taciz ve tecavüzün suç listesinden çıkarılması, kadınların açık pazarlarda meta olarak satıldığı karanlık bir çağın başlamasını el oğuşturarak bekliyor.
Özellikle AKP iktidarı döneminde hemen hemen tüm dini alanlarda ve hatta Allah’ın evi olarak nitelenen camilerde dahi kız, erkek ayırt etmeden çocuklara tecavüz haberleri geliyor. Büyük bir pedofili sapkınlığı artarak dini alanlarda yayılıyor. İktidar ve kamu sorumluları ise bu olayların üzerine gitmeden, gereken adli çalışmaları yapmadan, haberlerin yayılmasını ve öğrenilmesini engellemek için bunlara haber yasağı getiriyor. Ört bas ediyorlar.
Önemli bir örnek; Ensar Vakfında sayısı tam bilinmeyen fakat 100 civarında olduğu düşünülen çocuklara ENSAR vakfında seneler boyunca tecavüz edilmesi olayıdır. Bu olay ortaya çıktığında Aile ve Sosyal Politikalar bakanı Sema Ramazanoğlu, “Karaman’da ilk vaka ortaya çıkar çıkmaz hemen hukuki açıdan bakanlığımız müdahil oldu, bir kere olması karalamak için gerekçe olamaz.” diye açıklama yapmış olması bir ana olan bir kadın bakanın bu tecavüz olayını meşrulaştırmasından öte başka bir şey değildir. Acaba bu kadın tecavüze uğrasa ve kendisine “Bir kereden bir şey olmaz” denilse!!!….”
BirGün gazetesinin yayımladığı “Eğitimde Tarikat Sisteminin Şifreleri” adlı yazı dizisinde, bu olayla ortaya çıkan sorunun birkaç kişinin işlediği bir suçtan ibaret olmadığı, sorunun temelinde İslamcılar tarafından uygulanan ‘vakıf sistemi’ olduğu iddia edildi.
Prof. Dr. Esergül Balcı’nın raporuna göre, Türkiye’de aktif 30 tarikat ve cemaat bulunuyor; 2,6 milyon vatandaşın, bunlarla organik bağı var. Organik bağı olmayıp inanç düzeyinde gönül bağı veya sempatizan olanların bu rakamın çok çok üstünde olduğu tahmin edilebilir.
Diyanet İşleri Başkanlığının cemaat ve tarikatların açıkça örgütlenebilmesinde kritik bir rolü var. Diyanet İşleri Başkanlığı; kadroları için tarikat ve cemaatlerin yarıştığı, Diyanetin–eski Diyanet İşleri Başkanlarından birinin söylediği gibi- “ülkenin kılcal damarlarına kadar uzanıp örgütlenebilmesi” sebebiyle, tarikat ve cemaatlerin de bu vasıta ile ülke çapında kamu gücü eliyle örgütlenebilmesine, dahası, ekonomik güç odakları haline gelebilmesine imkan sağlayan bir nevi meşruiyet kapısı oldu. AKP iktidarı cemaat ve tarikatlara yaygın örgütlenme serbestisini değişik kanallar açarak sağladı.
YENİ TECAVÜZ OLAYLARI
Öğrenci velilerinin şikâyetiyle yakalanan
tacizci eğitmen için 94 yıl hapis isteniyor
(CUMHURİYET Bülent Ecevit : 07.03.2024)
Geçen yıl 14 yaş altındaki 5 erkek öğrenciye cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla yargılanan eğitmen Gani Rüçhan U.’nun taciz ettiği öğrenci sayısının 10 olduğu belirlendi.
Antalya’nın Alanya ilçesinde Süleymancılar olarak bilinen cemaate bağlı olduğu iddia edilen Sugözü Erkek Öğrenci Yurdu’nda rezalet, dehşet bitmiyor. Öğrencilere taciz ve istismarda bulunduğu gerekçesiyle eğitmen Gani Rüçhan U. (21) hakkında açılan davada toplam 94 yıla kadar hapis istendi.
Yurtta görevli eğitmen Gani Rüçhan U.’nun, geçen yıl 14 yaş altındaki 5 erkek öğrenciye cinsel istismarda bulunduğu yönünde şikâyetler dile getirildi. Bunun üzerine ifadesi alınıp serbest bırakılan Gani Rüçhan U. hakkında Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, suç duyurusunda bulununca 21 Kasım 2023’te yeniden gözaltına alındı. İşlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen sanık tutuklandı.
Alanya Cumhuriyet Savcılığı’nca yürütülen soruşturma ve alınan ifadeler kapsamında taciz ve istismara uğrayan öğrenci sayısının 5 değil, 10 olduğu belirlendi. Gani Rüçhan U. hakkında “sarkıntılık yapmak suretiyle cinsel istismar”, “çocuğa karşı cinsel taciz”, “çocuğa müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünleri vermek ya da bunların içeriğini göstermek”, bir öğrenciye yönelik ise “nitelikli cinsel istismar” suçlamasıyla toplam 94 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Alanya 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilen iddianamede öğrencilerin ifadeleri de yer aldı. Öğrenciler, eğitmen U.’nun kendilerinin özel bölgelerine dokunduğunu, kendisine karşı konulduğunda fiziksel şiddet uyguladığını, müstehcen içerikli videolar izlettiğini anlattı.
Suçlanan eğitmenin cep telefonu incelendiğinde müstehcen internet sitelerine girip sohbet programlarına katıldığı belirlendi. Gani Rüçhan U.’nun öğrencilere uyguladığı şiddetin, bir öğrencinin cep telefonunda ortaya çıktığı da iddianamede yer aldı.
Süleymancılar yurdundaki skandalda yeni ayrıntı… Çocuklara mesaj atmış!
(cumhuriyet.com.tr – 08.03.2024)
Süleymancılara ait erkek öğrenci yurdunda çok sayıda çocuğa taciz ve cinsel istismardan tutuklanan G.R.U.’nun telefon kayıtları incelendi. İstismarcının çocuklara mesaj attığı belirlendi.
Antalya’nın Alanya ilçesinde Süleymancılara ait Sugözü Erkek Öğrenci Yurdu’nda kalan 10 erkek öğrenciye yönelik taciz ve istismarda bulunduğu iddia edilen ve hakkında toplam 94 yıla kadar hapis istemiyle dava açılan G.R.U. (21) adlı eğitmen tutuklandı.
TACİZ GÖRÜNTÜLERİ DE RAPORDA!
Sözcü’nün aktardığına göre; tutuklanan G.R.U.’nun bilirkişi tarafından incelenen telefonu ve yurt kameralarında, istismara dair ayrıntılar ortaya çıktı. Milli Eğitim Bakanlığı’na (MEB) bağlı Sugözü Erkek Öğrenci Yurdu’nda kalan çocukların fotoğraflarını çekerek, yetişkin içerikli sohbet odalarında paylaşan istismarcı G.R.U.’nun, çocukları yurt koridorlarında taciz ettiği görüntüler de raporda yer aldı.
EVE GİTMEYEN ÇOCUKLARA MESAJ
Bilirkişi tarafından incelenen mesajlaşmalarda, G.R.U.’nun istismar ettiği çocuklarla arasında konuşmalar olduğu tespit edildi. İstismarcının arama geçmişi ve fotoğraflarının arasında da pornografik içerikler bulundu. G.R.U.’nun yurtta kalan çocuklara attığı mesajlarda, eve gitmeyen çocuklara “Seks yapalım mı?” diye sorduğu da tespit edildi.
Posted in Uncategorized
Leave a comment
KİBİR VE KİR * İster zulmü pekiştirsinler ister kibri, hangi günah ya da suçu işlerse işlesinler, o zaman da yenilmişlerdi bu zaman da yenilecekler. Genç ve güçlü 11 kadını belediye başkanı seçen aynı halk, siyasal satranç tahtasında gericiliğe de “Şah!” çekmiştir. Yenip devirmesi de artık zaman sorunudur.
Posted in Uncategorized
Leave a comment
MİKRONEZYA MASALLARI * Haşat ve gacırt
CUMHURİYET – 06 Nisan 2024
Mine G. Kırıkkanat
Haşat ve gacırt
Mikronezya Merkez Pastanesi’nin kakao rezervleri tamtakır olmasına karşın, Yol Partisi istibdadının şatafatı hız kesmiyordu. Ulu Çoban Muktedir Makropiç halkın açlığına tümüyle duyarsızdı. Betonit Sarayı’na kapanmış, kaçak pudra şekeri ticaretinden gelen paraları yozdaşlarıyla paylaşıp Amerika’dan getirttiği gençlik aşılarıyla ömrünü uzatmaya çalışıyordu.
Tabiidir ki yozdaş yoldaşları da aynı havada, günlerini gün ediyorlardı. Şeş Taahhüt Kumpanyası’nın yozbaş müteahhidi Cenabet Cenginski, pudra şekeri baronu Emet Agarovski ve Betonit Saray basın danışmanı Frozen Goldstein, ahbap çavuştular.
Benzin alamayan halkın bomboş bıraktığı yollarda son model arabalarını yarıştırdıkları bir gün, öğle yemeği için bir kamyoncu lokantasında durdular. İçeride ufak tefek, gösterişsiz bir şoförden başka kimse yoktu. Önünde bir bardak bira, ağzında sigara vardı.
Cenabet Cenginski, kafadarlarına “Biraz eğlenelim” dedi ve adamcağızın sigarasını alıp bira bardağına attı. Kamyoncu onları tanımıştı. Hiç sesini çıkarmadı. Emet Agarovski bardağı alıp, başından aşağı boca etti. Yine sesini çıkarmadı. Masaya birkaç Mikro papel bırakıp yerinden kalktı, tam kapıya doğru yürüyordu ki Frozen Goldstein’ın attığı çelmeye takılıp yere kapaklandı. Sessizce kalktı ve çıkıp gitti.
Emet Agarovski, olanlara hiç karışmadan masayı toplayan lokantacıya seslendi: “Şu eziği gördün mü? İçeride sigara içilmeyeceğini bilmiyor!”
Cenabet Cenginskit gülerek ekledi: “Bira içmeyi bile beceremiyor!”
Frozen Goldstein, çiviyi çaktı: “Zaten düzgün de yürüyemiyor!”
Hancı, “Şoförlüğü de berbat” diye söylendi. “Az önce izledim: 37 tonluk kamyonu geri vitese takıp, arkasındaki üç son model arabayı haşat ettikten sonra ancak yola çıkabildi!”
Posted in Uncategorized
Leave a comment
ÇAĞDAŞ, AKILCI EĞİTİM NEDEN ÇÖKÜYOR * Devlet üniversitelerinde tarikat ve cemaatler devrede Ensarcı Işık’a dekanlık
Devlet üniversitelerinde tarikat
ve cemaatler devrede
Ensarcı Işık’a dekanlık
CUMHURİYET – Aytunç Ürkmez – 06.04.2024
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanlığı’na eski Ensar Vakfı Muğla Şubesi Başkanı Prof. Dr. Osman Raşit Işık atandı. Eğitimciler tepki gösterdi.
İktidar, tarikat ve cemaatlerle süren işbirliğiyle eğitim kadrolarına dincileri dolduruyor. Bu kapsamda, Karaman’da 45 çocuğun cinsel istismara maruz bırakılması skandalı ile gündeme gelen Ensar Vakfı’nın eski Muğla Şube Başkanı Prof. Dr. Osman Raşit Işık, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanlığı’na atandı. Işık’ın lisans, tezli yüksek lisans ve doktora öğrenimlerini fen edebiyat fakültesi matematik bölümünde yapması dikkat çekti.
‘SAYGINLIĞA GÖLGE DÜŞÜYOR’
Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, “AKP’nin bilimsellikten ve demokratiklikten uzak; akademik yetkinliğe ve liyakate değil, gerici dernek ve vakıfların isteklerine göre yaptığı atamalar; üniversitelerde yandaş kadrolaşma sonucunu doğurdu” dedi. Özbay şöyle devam etti: “Bugün ülkenin en köklü üniversiteleri, başlarında bir tane bile kabul görmüş makale kaleme almamış parti komiserleri tarafından yönetiliyor. Akademik üretim geçmişi yetersiz olan isimlerin tepeden inme şekilde dekan/rektör olarak atanmalarına her geçen gün yenileri ekleniyor.”
“Öğretmen yetiştirme alanında uzmanlığı olmayan Işık’ın, cemaatle bağlantısı nedeniyle öğretmen yetiştiren bir kurumun başına dekan olarak atanması kabul edilemez” diyen Özbay, “Üniversitenin akademik saygınlığına ve öğrenci güvenliğine gölge düşürüyor” dedi. Özbay, “Türkiye’nin dünyanın en başarılı 500 üniversitesi listesine neden giremediğini soranlar, cevabı sistematik olarak gericileştirilen üniversitelerimizin getirildiği bu halde aramalı” diye konuştu.
Posted in Uncategorized
Leave a comment
Atatürk kazandı * 31 Mart 2024 seçiminin galibi Atatürk’tür. Kaybedenler, her türden, her çeşit, Atatürk düşmanlarıdır.
Atatürk kazandı
Ataol Behramoğlu – 03 Nisan 2024
31 Mart 2024 seçiminin galibi Atatürk’tür. Kaybedenler,
her türden, her çeşit, Atatürk düşmanlarıdır.
31 Mart gecesi izlenimlerimi kısaca özetleyecek olursam:
Başarılı genç kaptan Özgür Özel’in konuşmasındaki “Demokratlar, sosyal demokratlar, milliyetçi demokratlar, Kürt demokratlar” vurgusunu önemli buluyorum. “Demokrat” kalarak, farklı olanın düşünce ve örgütlenme özgürlüğüne saygı duyarak, ülke sevgisinde ve insan saygısında birleşerek her şeyi konuşup tartışabilmeliyiz. Bilime bağlılığın, çağdaşlığın, yurttaş ve insan olmanın gerekleri bunlardır.
Ekrem İmamoğlu’nun konuşmasındaki dünyaya, dünya ülkelerine, Türkiye’nin çağdaş dünyada sahip olması gereken yere ilişkin geniş ufuklu seslenişini önemsiyorum.
Mansur Yavaş’ın her zamanki dik duruşu ve kararlı sükûnetiyle rantçıları, emek hırsızlarını, vatan topraklarını yağmalayanları yerin dibine batırmasını alkışlıyorum.
Bu söylenenlerden çok özet olarak şu sonucu çıkarıyorum: CHP bu süreçte artık sadece CHP değil, sadece bir siyasal parti değil, henüz sürmekte olan bu karanlıktan bütünüyle çıkıncaya kadar toplumun öncüsüdür. Ona oy veren vermeyen herkesin partisidir.
Bu aşamada yerel yönetimler yoluyla da olsa yarım kalmış Cumhuriyet Devrimlerinin, özellikle ve başta eğitim alanında sürdürülmesini sağlayacak olan partidir.
Emek hırsızlarına ve Aydınlanma düşmanlarına karşı Cumhuriyetin değerlerini söylemde ve eylemde en ufak bir ödün vermeksizin savunup koruması gereken öncü örgüttür.
Aynı zamanda Türkiye’nin çağdaş yüzü olarak başta Batı’nınkiler olmak üzere bütün dünyada çağdaş, demokrat, sosyal demokrat siyasal ve kültürel kuruluşlarla sapasağlam birliktelikler gerçekleştirmesi gereken kuruluştur.
Bunlar için de CHP örgütünün en yukarıdan başlayarak bütün yöneticilerinin, ülkenin küçümsenemeyecek bilim kültür sanat çevreleriyle dirsek ve akıl temasında, var olan bilgi birikimleriyle yetinmeyerek her alanda kendilerini yenileme ve sonsuzca öğrenme tutkusuyla dolup taşmaları gerekiyor. Burada da örnek yine Atatürk’tür…
Yenilene, yenilenlere gelince… Belki de yazar-şair kimliğimle simgeleri önemserim. Simgeler gerçeğin derin ve çarpıcı anlatım araçlarıdır.
O gece yenilginin simgesi, bir korkuluğa geçirilmiş gibi duran kara bir palto, içteki paniği dışa vuran yüz kasları ve içe dönük bakışlar, üzerlerine kara bir örtü atılmışçasına sönük bir ışık altında zorla bir araya getirilmiş ve her an dağılmaya hazırmış gibi duran neşesiz ve isteksiz bir küçük topluluktu.
31 Mart seçim sonuçları kaybedenler için son ya da sonun başlangıcı olabilir.
Fakat bunun böyle olması, kazananların, bu sonucun bir son değil, kendilerine çok büyük sorumluluklar yükleyen bir başlangıç olduğunu anlamalarına ve bir an gecikmeksizin gerekeni yapmaya koyulmalarına bağlıdır.
Posted in Uncategorized
Leave a comment
AYDINLANMA YAZILARI * BİR KONUŞMA BİR ŞİİR
AYDINLANMA YAZILARI
BİR KONUŞMA BİR ŞİİR
Anılarım arasında önemli yeri olan “hiciv tarzındaki alaycı şiirimi duyurma” olayını arşivinde saklayıp şimdi, uygun zamanda bana yolladığı için Nuray Bozbey Hanıma teşekkür ederim. O günkü kutlama toplantısında önce çok heyecanlanmış, cesaretimi toplamak hususunda kendimi zorlamıştım.
Atatürkçülüğün zorluklarını, risklerini göğüslemenin bir vatani görev olduğunu düşünerek korkumu yenip kendimi sahnede buluvermiştim. Ondan sonra da rahat durmadım, her fırsatta, her vesile ile irtica tehlikesinin ciddiyetini söz, şiir ve yazılarımda vurgulamaya çalıştım; bedel ödemeye yol açabileceğini de hesaba katarak. Nitekim, 14.07.2020 salı günü cep telefonum çaldı. Emniyetten arıyor ve “internet suçu” kapsamında beni ifade vermeye çağırıyorlardı. (O zaman) 91 Yaşında, sağlık sorunları bulunan, yalnız bir kimse olarak kendi başıma gidemeyeceğimi söyleyip yardım rica ettim.
Eve gelip ifademi aldılar; başta Facebook olmak üzere paylaşımlarımdan dolayı dava açıldı. Sağlık durumum zorlandı ve uykusuz geceler geçirdim. Başta kızım olmak üzere, yakınlarım da epeyi üzüldü. “Aydın (bazı riskleri de göze alarak) etrafını aydınlatmıyorsa eğer aydın değildir” düşüncesiyle moralimi ayakta tutmaya çalıştım. Endişeli bir bekleyişten sonra iki aydan fazla hapis cezasına çarptırıldım.
Değerli Avukatım Behiye Çetin’in yoğun çabaları, örnek savunması sayesinde beraat edebildim. Duruşmada beni yalnız bırakmamak ürere biricik kızım Didem uçağa atlayıp Istanbuldan geldi. Riskli yazılardan artık vazgeçeceğim yönünde kendisine verdiğim sözü bir zaman sonra tutamadım, siyasal İslamcıların ülkeme verdiği zararları eleştirme görevine geri dönme durumunda kaldım.
Emek ve dileklerimin pek de boşa gitmediğini bu yerel seçim sonuçlarında görerek ülkem adına ümit ve iyimserlik kazandım. Didem de Istanbul’da CHP saflarında canla, başla çalışarak bana gurur yaşattı.
Duruşmamla ilgili o sıkıntılı günlerimde AKOB başkanı olan sevgili Fazıl Tütüner’in yazısı da bana moral ve güç kazandırmıştı:
“Hepinize, sağlık afiyet, uzun ömürler, güzellikler diliyoruz. Sağlığınızı ve yaşamınızı koruyunuz, özellikle de ruh sağlığınızı. Kadın, çocuk kıyımını, taassubu, irticayı, cehaleti, şiddeti, barbarlığı, yoksunluğu ve yoksulluğu sanatla, kültürle, bilimle, felsefeyle, eğitimle, “birlikte yaşama” becerisiyle, gücünüz ve gücümüzle püskürtmemiz gerekiyor. Daha uygar ülkeye, daha mutlu topluma ulaşmak için çalışıyoruz. Aklınıza, yüreğinize, gücünüze gereksinim var. İlerleyiniz, boş yerleri doldurunuz.
Sevgi, saygı ve özlem ile
Fazıl Tütüner AKOB Başkanı”
MAZERET
Mazeretimiz var bizim, dinciyiz elhamdülillah!
Cinler, şeytanlar sokmuştur beynimize yüce Allah.
Yürek, korkunun cehennem ateşiyle dağlanmıştır,
Levhi Mahfuz’da ne varsa, kader ona bağlanmıştır.
Mazeretimiz var bizim, bir tek Kuran’a bakarız.
Eğer sorgulayan varsa, peşine cellat takarız.
“Sanatın içine….!” deriz, tabutuna mıh çakarız.
Sanatçı ve aydınları, Sivas misali, yakarız!
Dövmek mübahtır kadını, boyun eğmezse kocaya,
Bir yetmezse dört alırsın, danışıverip hocaya.
Eşitlikten söz açarsa, “Allahın emri” de, daya.
Miras kadına ne gerek, erkek yesin doya doya.
Sakal, sarık taşıyanın vaatlerine kanarız.
Fani dünyada olmayan ahirette bol sanırız.
Hurilere kavuşmanın hasreti ile yanarız.
Aklın, hoşgörünün eksik olduğu yerde……biz varız!
Kadına en yakışan iş, mutfakta hamur yoğurmak.
Birinci kutsal görevi: durmadan çocuk doğurmak.
Fitne, fücur yeri diye tutarız Meclisten uzak.
İktidar yolunda bize helaldir takiyye, tuzak.
Mazeretimiz var bizim, kadın görünce azarız.
Saç gösterenin alnına “CEHENNEMLİKTİR” yazarız.
Petrol ile palazlanan şeriat simsarlarına,
ATATÜRK’süz Türkiyede cazip bir açık pazarız.
Kemal Rastgeldi – Mersin, 8 Şubat 1996
22 Yıldır ülkemizin maruz bırakıldığı tahribatı gidermek kolay olmayacaktır. Halkımızın en büyük zaafı olan din, iman pervasızca kullanılarak yüce Atatürkün bize kazandırdığı değerler büyük zarar görmüştür, en çok da eğitim alanında. Yurdumuzun geleceğini belirleyecek olan sevgili (fakat savunmasız) çocuk ve gençlerimize bilimin, teknolojinin, sanatın, akılcılığın egemen olduğu laik ve çağdaş bir eğitim sistemi sağlamak öncelikli ve en kutsal görevimiz olmalıdır. (Başta CHP olmak üzere) sadece ilerici partiler değil, tüm sivil toplum kuruluşları, aydınlarımız, ebeveynler, yurtseverler seferber olup yavrularımızı dincilerin pençesinden bir an önce kurtarmak için canla başla çalışmalıdır.
Kemal Rastgeldi – 4.04.2024
Posted in Uncategorized
Leave a comment
İKİNCİ! CUMHURİYETÇİ ÇAKMA AYDINLAR * Tarihten ders
Tarihten ders
CUMHURİYET – Sıtkı Ergüney – 06 Nisan 2024
Doksanlı yıllarda kendilerini “aydınlar” olarak adlandıran bazı gazeteciler, yazarlar Türkiye’nin siyaset gündemini değiştiren bir konuyu gündeme getirdiler. “İkinci cumhuriyet” olarak tanımladıkları bu hareket; 1923’te benimsenen temel felsefe doğrultusunda kurulan Cumhuriyetin geride kalan yetmiş yılın ardından Türk halkının beklentilerine cevap veremediği…” tezi üzerine inşa edilmişti. İkinci cumhuriyetçiler; devletin yapısının, felsefesinin, işleyişinin toplumun ihtiyaçlarından kopuk olduğunu, o zamana kadar gündeme gelmemiş olan Cumhuriyetin kuruluş felsefesinin, ilkelerinin halkın istekleri/ ihtiyaçları doğrultusunda tartışılması gerektiğini savunuyorlardı.
KARŞIDEVRİM SÜRECİ
“İkinci cumhuriyet” bağlamında düşündüklerini, yapmak istediklerini; “demokratik özgürlükler” (inanç ve yaşam tarzı) kılıfı içide gündeme taşıyorlardı. Bunların, laik Cumhuriyeti hedef alacak söylem ve eylemlere dönüşeceğini bilmedikleri düşünülemez. Bu hareket ne yazık ki inançları, yaşam tarzları savundukları ile ilgisi olmayan, yaşam tarzlarını Cumhuriyetin çağdaşlık felsefesine borçlu olan bazı “sözde aydınlar” ile bunların özentisi “yarı aydınlar” tarafından da desteklendi, topluma aşılandı, “aydın ihaneti” yaşandı. Bugünlerin temelini “ikinci cumhuriyetçiler” denilen proje ekibi attı.
Cumhuriyet devrimlerinin dönemin olağanüstü koşullarında, çok kısa sürede ve “yukarıdan aşağıya” gerçekleştirilmiş olmasını hiçbir gerçek Cumhuriyet aydını eleştiri konusu yapmaz. Altı yüz yıl çağdaş değerlerden, gelişmelerden, bilimden, teknolojiden uzak tutulmuş, ümmet kimliği ile şartlandırılmış bir milletin tamamının Cumhuriyet devrimlerini hızla özümsemesi gerçekçi olamazdı, olmadı da. Cumhuriyetin ilanından kısa süre sonra yaşanan Şeyh Sait isyanı ve Menemen olayları bunun kanıtıdır.
GERÇEKÇİ OLMAK
Çok partili siyasi dönemle birlikte kimlik değiştiren karşıdevrim hareketi ile birçok olay yaşanmıştır. Örneğin, dönemin ilk iktidarı Demokrat Parti ile başlayan, Köy Enstitülerinin kapatılması, imam hatip okullarının milli eğitimdeki ağırlığının artırılması, muhalefete karşı sergilenen hukuk dışı eylemler, partizanlık, üniversite öğrencileri ile devlet güçlerini karşı karşıya getiren sokak çatışmaları, anayasa ihlalleri, 27 Mayıs 1960’te TSK’nin yürürlükteki “İç Hizmet Kanunu” çerçevesinde yerine getirilen, “Cumhuriyeti Koruma ve Kollama” görevi sonucu başlayan geçici askeri yönetim dönemi, geçiş sürecinde hazırlanarak yürürlüğe sokulan, o dönemde dünyanın en ileri anayasalarından biri olan yeni anayasanın sağladığı demokratik haklar, hak arama, örgütlenme özgürlükleri…
1973’te kurulan CHP-MSP koalisyonu ile birlikte laiklik karşıtları devlet organlarına sızmaya başladı. O tarihte binde dokuz oyu olan MSP’nin devamı, yüzde 35 oyla 2002’de tek başına iktidar olan AKP’nin laik Cumhuriyeti sürüklediği nokta ulusal günlerin yozlaştırılması dahil Cumhuriyete karşı kalkışmalarının son perdesidir. Bundan sonrası için; “bundan kötüsü olmasın” demek gerçekçiliktir.
Posted in Uncategorized
Leave a comment
TOPAL ÖRDEK * Hesap sormayacaksan niçin seçildin!
Hesap sormayacaksan niçin seçildin!
SÖZCÜ -Necati Doğru – 05 Nisan 2024
Topal ördek yapıp, tek tek vurarak, topluca avlamak üzerine siyasi strateji kurmuşlardı. İstanbul’u, Ankara’yı, Adana’yı, Mersin’i geri alıp diğer tüm belediyelerin yönetimini de; “dediğim dedik” diyen otoritenin emrine vereceklerdi.
Tutturamadılar.
Topal ördekler!
Tek ayakla direndi.
İstanbul’da İmamoğlu, Ankara’da Yavaş, Adana’da Karalar, Mersin’de Seçer ve diğerleri yapılması gerekeni yaptılar. Yandaşlara, tarikatlara, cemaatlere, hısım akraba vakıflarına, parti yakınlarına belediye kaynağını yani halkın parasını akıtmak için döşenen hortumları kaynağında tespit ettiler.
Hortumları kestiler.
Belediye gelirlerini ve kaynaklarını, kentin acil ihtiyacı olan yatırımlara yönlendirdiler ve yüksek hayat pahalılığı cenderesine sıkışmış yoksul kentliye ucuz ekmek, ucuz et, ucuz lokanta yemeği eliyle servis ettiler. Dara düşmüş emekliler için “belediye berberi” dükkanı açan bile oldu. Birkaç pis örnek hariç adam kayırmadılar, partili ayrımı yapmadılar.
Güven doğdu.
2019 yılında halkın denemek, sınamak, sonucu görmek için belediye yönetimine seçtiği topal ördekler(!); kaz adımlı iktidar belediyelerine kıyasla daha halkçı, daha demokrat, daha adaletli, hukuk çizgisinde kaldı. Şehirde musluktan sular aktı. Tramvaylar, metrolar, otobüsler çalıştı. Çöpler kaldırıldı. Çöplükler patlamadı. Parklarda çiçekler solmadı. Şehir tiyatroları kapalı gişe oynadı.
Ve sonuç geldi.
47 yıl sonra Manisa, Denizli, Afyonkarahisar, Kütahya, Uşak, Kırıkkale, Balıkesir, Amasya, Bartın, Giresun, Kilis, Kütahya, Uşak, Zonguldak, Ardahan, Bartın, Çanakkale, Edirne, Kırşehir, Adıyaman ve diğerleri dahil; 14 büyükşehir, 21 şehir, 337 ilçe, 48 belde olmak üzere toplam 420 belediye yönetimi CHP’ye geçti.
Muhtemelen!
Dünyada ilktir.
Türk halkı, CHP’ye tarihi bir görev verdi. Bir parti “yerel yönetimlerde iktidar” ve “merkezi yönetim için de muhalefet” oldu. Seçmen CHP’ye; 420 belediyeyi; “çalmadan- çaldırmadan- dürüst ve çok çalışarak yönet” ve “genel seçimlerde sana iktidarı verdiğimizde de başarılı olacağını, böylece göster” demiş oldu.
Sandık dile geldi:
Şöyle seslendi:
Yönetimini devir aldığın belediyelerde yandaşlara, tarikatlara, cemaatlere, hısım akraba vakıflarına, parti yakınlarına belediye kaynağını yani halkın parasını akıtmak için döşenmiş hortumları tespit et, bul, belgele, çıkar.
Kim yemiş?
Kiminle yemiş?
Borç niçin artmış?
Arpalıklar nasıl kabarmış; kim, hangi hukuksuz yöntemle yemlenmiş? Vatandaşa duyur. Halkın dikkatine sun ve adaletin önüne getir. Böylelikle kendi yönetimin için de bir model bulmuş olduğunu bize göster.
Özetle; halkın CHP’ye son seçimde “hem iktidar ve hem de muhalefet görevini” aynı anda vermiş olmasına bağlı olarak şu kaçınılmaz soru mutlaka sorulacaktır: Hesap sormayacaksan, çalmadan, çaldırmadan, dürüst çalışmayacaksan niçin seçildin?
Altın fırsat çıktı.
Türkiye’de böyle bir pırlanta şans daha önce hiçbir siyasi partiye ve onun yönetici kadrosuna nasip olmadı. CHP’nin önüne Türkiye’yi ileri demokrasi ülkesi ve soygun hortumlarını keserek verimli bir üretim ve bölüşüm ekonomisi yapabilmek için halktan demokratik destek bulma fırsatı doğdu.
Fırsat!
Karınca hızıyla gelir.
47 yılda geldi.
Şimşek hızıyla kaçar.
Kaçmasın!
Posted in Uncategorized
Leave a comment
FEYM Grubu ve AYAcademy Bilgilendirme Bülteni (05 Nisan 2024)
FEYM Grubu ve AYAcademy
Bilgilendirme Bülteni
(05 Nisan 2024)
1. Ermeni Meselesi
a. Ermenistan müttefiklerini belirledi: ABD ve AB. Brüksel’de Ermenistan-AB-ABD buluşması. Erivan yönetimi, bölgesel barış çabaları yerine tamamen Batı’ya yöneldi. Ermenistan Dışişleri Bakanı Mirzoyan, ‘ABD ve AB’yi temel ortaklarımız olarak görüyoruz.’ derken, Paşinyan’ın 4 Nisan’da Brüksel’e gideceği bildirildi. Erivan’ın son dönemdeki ‘Batı odaklı tutumunu’ yorumlayan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Ermenistan yönetiminin zorlama bahanelerle kasıtlı olarak Rusya ile ilişkilerin bozulmasına yol açtığını söyledi. Lavrov, Ermenistan ve Rusya arasındaki ilişkilerin durumunun Moskova ile ilişkileri kasıtlı olarak bozan Erivan yönetiminin tutumu nedeniyle iyimserlik uyandırmadığını vurguladı. Türk Dışişleri Bakanlığı, Ermenistan, ABD ve Avrupa Birliği arasında 05 Nisan 2024’te Brüksel’de düzenlenecek üçlü toplantının, bölgedeki karmaşık sorunların çözümü için temel alınması gereken tarafsızlık yaklaşımını zedeleyeceğini belirtti. Bakanlık, Azerbaycan’ı dışlayan bu inisiyatifin barışa hizmet etmekten ziyade Güney Kafkasya’nın bir jeopolitik çekişme alanına dönüşmesine zemin hazırlayacağını bildirdi. https://anlatilaninotesi.com.tr/20240401/ermenistan-muttefiklerini-belirledi-abd-ve-ab-1082333523.html
https://www.aydinlik.com.tr/haber/ermenistan-muttefiklerini-belirledi-abd-ve-ab-464371
https://www.ntv.com.tr/turkiye/ermenistan-abd-ve-ab-arasinda-uclu-gorusme-disislerinden-aciklama,IGO8Ig8sukeex-ZdAKgZAw
https://www.agos.com.tr/tr/yazi/30087/bruksel-de-ermenistan-ab-abd-bulusmasi
https://en.armradio.am/2024/04/05/pashinyan-blinken-von-der-leyen-and-borrel-make-statements-for-the-press-ahead-of-high-level-meeting/
b. BM İnsan Hakları Konseyi 55. oturumunda Ermenistan’ın getirdiği “Soykırımın Önlenmesi” konulu kararı oybirliğiyle kabul etti. Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılmasına İlişkin Sözleşme’ye dayanan iki yılda bir alınan karar, bu suçun tekrarlanmasının risklerine ve önlenmesinin gerekliliğine dikkat çekiyor. https://www.panorama.am/en/news/2024/04/04/UN-resolution-Armenia/2985386
c. ABD’li Senatörler Edward J. Markey, Bill Cassidy, Thom Tillis ve Gary Peters, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’e bir mektup göndererek, ABD Dışişleri Bakanlığı’nı, Azerbaycan tarafından yasa dışı bir şekilde tutuklu olarak bulundurulan Dağlık Karabağ’ın Ermeni siyasi liderlerinin ve tüm Ermeni savaş esirlerinin serbest bırakılmasına öncelik vermeye çağıran bir mektup gönderdiler. https://en.armradio.am/2024/04/04/senators-markey-and-cassidy-urge-state-department-to-help-secure-release-of-armenian-political-leaders-by-azerbaijan/
https://news.am/eng/news/816215.html
ç. AB’nin Ermenistan Büyükelçisi Vassilis Maragos, Ermenistan’ın Avrupa Entegrasyonunda Yeni Perspektifler ve Zorluklar konulu parlamento toplantısında yaptığı konuşmada, Avrupa Birliği’nin Ermenistan’a “öldürücü silahlar içermeyen” askeri yardım sağlamayı düşündüğünü söyledi. Büyükelçi, “Ermenistan’ın talebi üzerine Avrupa Birliği, Ermeni Silahlı Kuvvetlerinin kapasitesini güçlendirmek için önemli bir destek sağlamayı düşünüyor” dedi. https://massispost.com/2024/04/european-union-ready-to-provide-non-lethal-military-aid-to-armenia/
d. ABD’deki Massis Yayıncılık, yapımcılığını ve yönetmenliğini Kadir Akın’ın üstlendiği İngilizce altyazılı belgesel film RED’in ABD prömiyerini gerçekleştirecek. Gösterim 18 Nisan 2024 Perşembe günü Kaliforniya’da bulunan AGBU Vatche ve Tamar Manoukian Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilecek. “RED”, Kadir Akın’ın kaleme aldığı “Ermeni Devrimci Paramaz – Abdülhamid’den İttihat Terakki’ye Ermeni Sosyalistleri ve Soykırımı” adlı çığır açıcı kitaptan uyarlanıyor. Film, “SÖZDE” Ermeni soykırımının arka planında Ermeni devrimcilerin karmaşık tarihini ve mücadelelerini keşfederek adalet ve sadakat gibi derin temaları irdeliyor. https://massispost.com/2024/04/massis-publishing-presents-u-s-premiere-of-red-documentary/
2. Yunan Sorunları/Haberleri
a. ABD Başkanı Joe Biden, her yıl düzenlenen Yunanistan Bağımsızlık Günü etkinliğine 3 Nisan Çarşamba günü Beyaz Saray’da ev sahipliği yaptı. Etkinliğe Amerika Başpiskoposu Elpidophoros, Kaliforniya Vali Yardımcısı Eleni Kounalakis ve Yunan Amerikan toplumunun saygın üyeleri katıldı. Başkan Biden etkinlik sırasında “Ben Joe Bidenopolis’im” diyerek orada bulunanlardan alkış topladı. https://www.panorama.am/en/news/2024/04/05/Biden-Greece/2985879
b. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres ile müzakere hususunu görüşmek üzere ABD’ye gitti. BM gözetiminde Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) arasında resmî müzakerelerin başlaması hususunda görüşmeler yapacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, ülkesinin egemenliğinin ve toprak bütünlüğünün sağlanması şartını yineledi. Görüşmeyi KKTC tarafının Guterres’ten talep ettiğini dile getiren Tatar, “egemen eşit ve eşit uluslararası statü” maddesinden taviz vermeyeceklerinin altını çizdi. https://www.qha.com.tr/turk-dunyasi/kktc-cumhurbaskani-tatar-bm-genel-sekreteri-guterres-ile-gorusecek-487123
3. AYAcademy Bülteni
“Yükseköğretimde Analitik Düşünme Becerileri” başlığı ile yayınlanan akademik makaleye ilişkin bilgiler AYAcademy’nin aşağıdaki sosyal medya kanal linklerinde yayınlanmaktadır.
https://www.instagram.com/ayacademy.org.tr/ – https://www.facebook.com/ayacademy.org.tr/ https://www.linkedin.com/company/ayacademy/ – https://www.threads.net/@ayacademy.org.tr https://www.tiktok.com/@ayacademy.org.tr – https://twitter.com/ayacademy_tr https://t.me/AYAcademyTelegram – https://www.youtube.com/@AYAcademy_TR
Saygılarımla,
Serkan KORKMAZ
Posted in Uncategorized
Leave a comment